5. Bölüm

Söyleyemediklerimiz

Havva Aleyna
himmel356

* Bölüme oy verip yorum yapmayı lütfen unutmayın.

- İyi okumalar

Sabah uyandığımda aklıma gelen ilk şey dün yaşadıklarımdı. Dün tam bir eziktim.

Düşünürsem zaten bozuk olan morelimin daha da bozulacağını bildiğim için yataktan kalktım ve banyoya ilerleyip soğuk su ile duş aldım.

Daha sonra ise burada giysilerim olmadığı için dün giydiğim kıyafetlerimi tekrar üzerime geçirdim.

Bugün eski eve gidip eşyalarımı alacaktım. Saçımı ve makyajımı yapıp kahvaltı için odamdan çıktım.

Karşıma çıkan ilk görevliye yemek odadının yerini sorup yemek odasına gitmek için merdivenleri inmeye başladım.

Nihayet yemek odasının kapısının önüne geldiğimde kapının kenarından içeri baktım.

Arslan Bey ve Beliz Hanım'ın kahvaltı masasında olduğunu gördüm.

Beliz Hanım'a kırgındım dün akşam beni savunmamasına şaşırmamıştım ama yine de oğullarının çirkin davranışını durdurmaya çalışabilirdi.

Kendimi düşüncelere hapsetmekten vazgeçip yemek odasına girdim ve Arslan Bey ve Beliz Hanım'a "Günaydın," diye mırıldanıp boş bir sandalyeye oturdum.

İkiside bana karşılık verip benim gelmem ile kahvaltıya başlamışlardı.

Uzun zaman sonra ilk defa kahvaltı yapacağım için heyecanlıydım. Bu heyecanımı kimseye belli etmemeye çalışarak tabağıma birkaç kahvaltılık alarak ben de yemeye başladım.

"Kızım,"

Beliz Hanım'ın bana seslenmesiyle dikkatimi ona verdim.

"Ben, özür dilerim dün abini ve kardeşinin yanında seni savunamadağım için."

Elimde ki çatalı masaya sakin bir şekilde bırakıp Arslan Bey'e baktığımda bizi dinliyordu Arslan Bey'e bakmayı bırakıp Beliz Hanım'a döndüm.

"Sorun yok Beliz Hanım." Sorun vardı.

Böyle dememi beklemiyormuş gibi bir hali vardı gözleri doldu ve "Ama sen üzüldün." dedi.

"Üzülmedim ben." Sadece kırıldım.

"Güzel kızım, eğer ben orada seni savunsaydım aranız daha kötü olacaktı."

"Açıklama yapmanıza gerek yok Beliz Hanım." Zaten her şey yeterince ortada.

Ben Beliz Hanım'ı anlayışla karşılamaya çalıştıkça bana bir şeyleri anlatmaya çalışıyordu.

"Beni de anlamalısın."

"Ben sizi yeterince anlıyorum sonuçta bir günlük yabancı bir kız için oğullarınız ile aranızı bozamazdınız." dedikten sonra tabağıma döndüm ve kahvaltıma devam ettim.

Bir süre sonra Arslan Bey sandalyeden kalktığında "Arslan Bey bugün eski evimdeki eşyalarımı almaya gidebilir miyim?" diye sordum.

Arslan Bey gülümseyerek "İzin almana gerek yok güzel kızım tabi ki gidebilirsin sana yardımcı olmaları için birkaç koruma al olur mu?" dedi ve yanıma gelip saçımın tepesinden öptükten sonra Beliz Hanım'ın saçını da öpüp yemek odasından çıktı.

Bu hareketine şaşırmamıştım çünkü Arslan Bey her zaman bana karşı samimiydi.

Arslan Bey gittiğinde kahvaltısını yapmaya devam eden Beliz Hanım'a "Afiyet olsun."dedikten sonra odama çıkıp çantamı aldım ve aşağıya indim.

Evden dışarı çıktığımda karşılaştığım iki korumaya beni takip etmelerini söyledim arabama binip evin bahçesinden çıktığımda korumaların olduğu araba beni takip ediyordu.

Nihayet Kılıç ailesinin evine geldiğimde bahçeye arabamı park edip bahçede sigara içen Akın'ın yanına ilerlemeye başladım.

Akın yirmi sekiz yaşındaydı koyu kahverengi gözleri, uzun bıraktığı saçıyla ve fit vücudu ile birçok kadını kolayca etkisi altına alabilirdi ancak yeni evliydi.

Akın'nın yanına vardığımda eşyalarımı almak için geldiğimi söyledim ve korumalar ile eve girip odaya çıktım.

Odaya girdiğimde valizlerimi çıkarıp kendim aldığım bütün eşyaları içine koymaya başladım.

Korumalar odanın kapısının önünde bekliyorlardı. Birkaç saatin sonunda bütün eşyalarımı koymayı başardığımda korumaları valizlerimi almaları için çağırdım.

Korumalar eşyalarımı alıp evden ayrıldıklarında kalp kırıklıklarımla dolu odaya son kez baktıktan sonra odadan çıktım ve merdivenlerden inip girişe geldim ancak ilerleyemedim çünkü o oradaydı.

Fırat Kılıç yüzünde iğrenç sırıtmasıyla bana bakıyordu.

İlk başta korkudan geri adım atsamda yüzümdeki korku ifadesini silip cesaretle bakmaya çalışsamda başarılı olamadım.

Ya Beliz Hanım beni istemezse.

Fırat Kılıç ona karşı gelme çabamı fark etmiş gibi başını onaylamaz anlamda sallayarak alayla güldü.

Yavaş ama baskın adımlarla yanıma geldi ve yüzüme eğilip "Nasılsın sevgili sahte kızım?" diye sordu.

Hiç bir şey söylemeden yüzüne baktığımda cevap vermemem onu sinirlendirmiş olacak ki sert bir şekilde bileğimi tuttu ve yüzünü iyice yüzüme yaklaştırdı.

Canım yansa da tepki vermeden ona bakmaya devam ettim.

Canın ne kadar yanarsa yansın tepki vermeyeceksin duydun mu beni!

Çünkü bu sözü ilk duyduğumda beni zorla on erkek ile dövüşe zorlamıştı ve ben çok feci şekilde dayak yemiştim.

Önceden tepki vermemem için her şeyi yapan adam bugün tepki vermem için canımı yakıyordu.

"Ailen ile aran nasıl sahte kızım?"

Soruyu duyunca belki de onu daha çok sinirlendirmek istedim bilmiyorum dudaklarıma sahte bir gülümseme yerleştirdim.

"Onlarla çok iyi anlaşıyorum." dedim ve ekledim "Sizin aksinize."

Diğer eli ile saçımı aniden tuttuğunda yaşadığım acıdan dolayı dudaklarımdan küçük bir inleme kaçtı.

"Senden sıkılacaklar ve seni istemeyecekler." diye mırıldandıktan sonra saçlarıma biraz daha asıldı "Kapıma gelip benden af dileyeceğin günler çok yakın sevgili sahte kızım."

Sözlerinin bitmesiye saçımı ve bileğimi hızla bırakıp gitmem için önümden çekildi.

Hiçbir şey demeden kendimi evden dışarı attığımda nefesim kesiliyordu.

Birlikte geldiğim korumalar baktığımda olmadıklarını gördüm eve gitmek için yola çıkmış olmalılardı.

Derin nefesler alarak arabama bindim ve evin bahçesinden çıktım. Yolda bir kenarda durup bileğime baktığımda morarmış olduğunu farkettim ve çantamdaki kapatıcıyı kullanarak bileğimdeki izi sakladım.

Arabayı çalıştırıp nihayet eve geldiğimde kapının ziline bastım. Görevlilerden biri gelip kapıyı açtığında salonda oturan Beliz Hanım'a geldiğimi haber edip hızla odama çıktım.

Valizlerin hepsi giyinme odamdaydı ve onları yerleştirmeye çok üşeniyordum.

Yine de rahat etmek için üzerime valizimden eşofman takımı geçirip giyinme odama geçtim ve valizlerin fermuarlarını açmaya başladım.

Ancak aniden odamın kapısının çalmasıyla giyinme odamdan çıkıp kapıyı çalan kişinin gelmesi için komut verdim.

Kapı yavaşça açıldığında gelen kişinin Beliz Hanım olduğunu gördüm.

"Bir şey mi oldu Beliz Hanım?"

Çekingen bir şekilde kapıyı örtüp "Olmadı kızım sana giysilerini yerleştirmende yardımcı olabilir miyim?" diye sordu.

Eğer yardım ederse işlerim daha hızlı biterdi olur anlamında kafamı sallayıp "Olur tabi ki," diye mırıldandım.

Birlikte giyinme odasına geçip sessizce kıyafetleri dolaplara yerleştirmeye başladıktan bir süre sonra Beliz Hanım sessizliği bozmak için "Sanırım siyah elbise giymeyi çok seviyorsun." diye bir tahminde bulundu.

Sahte bir şaşkınlıkla "Bunu nasıl bildiniz?" diye sordum.

Oyunuma ayak uydurmak için boğazını temizledi ve gururlu bir şekilde valizlerin içindeki siyah elbiselere bir göz atıp "Tahmin etmek çok zordu ama ben başardım." dediğinde konuştuğumuz konunun saçmalığına gülmeye başladığımızda aramızdaki gerginlik bitmiş gibiydi.

Odamdaki son konuşmamız bu şekildeydi. Daha sonrası sessizlik içinde bütün eşyalarımı dolaplara yerleştirmiştik. Şu an ise Beliz Hanım aşağıya inmişti.

Ben ise giyinme dolabından başka bir eşofman takımı çıkarmış duş almak için banyoya geçmiştim.

Üzerimdekilerde kurtulup suyu açtığımda kendimi kalbimdeki kırıklıklara rağmen rahat hissediyordum.

Kafamı karıştıran bir çok olay vardı mesela en basitinden Çağla kimdi? ya da bebeklerin karışma işinin bu zamana kadar fark edilmemesi gibi.

Hepsinin cevabı ortaya çıkmadıkça kendimi tamamen rahatlamış hissetmeyecektim.

Kafamdaki binbir düşünceyle birlikte duş aldıktan sonra duş almadan önce hazırladığım kıyafetlerimi üzerime geçirdikten sonra saçlarımı kurutup tepeden topladım.

Odamdaki ufak tefek dağınıkları da topladığımda bütün işim bitmişti. Odamda vakit geçirmek istemediğim için telefonumu alarak aşağıya yani salona indim.

Beliz Hanım elinde ki dergiyi inceliyordu. Benim geldiğimi fark ettiğinde kocaman gülümsedi.

Beliz Hanım'ın karşısındaki koltuğa oturduğumda elindeki dergiyi bıraktı.

Üzerindeki kıyafetleri incelediğimde üzerini değiştirmiş olduğunu fark ettim.

Muhtemelen yardım ederken o da terlemişti çünkü eşyaları yerleştirmemiz yaklaşık dört buçuk saat sürmüştü yorulmaması neredeyse imkansızdı.

Beliz Hanım'ın üzerindekileri incelemeye son verip "Arslan Bey ne zaman gelecek?" diye sordum.

Beliz Hanım yüzündeki gülümsemeyi bozmadan "Birazdan gelir güzelim." dedi ve daha sonra "Sıkıldın mı?" diye sordu.

Başımı sallayarak Beliz Hanımı onayladım. Yüzündeki kocaman gülümsemesiyle ve hevesli bir sesle "Baban geldiğinde yemekten sonra film izleyelim mi?" diye sordu.

Hevesini kırmamak ve onlarla biraz vakit geçirmek için "Olur izleriz," diye mırıldandım.

Kapının çalmasıyla Beliz Hanım'ın gözleri parladı. Sevinçle "Baban geldi," dediğinde ani bir cesaretle ayağa kalkıp "Ben bakarım," dedim ve kapıya yürüdüm.

Kapıyı açtığımda yorulduğu her halinden belli olan Arslan Bey karşımdaydı. Arslan Bey ile göz göze geldiğimizde yorgun yüzüne rağmen kocaman gülümsedi.

Arslan Bey'in geçmesi için kenara çekildim. "Hoşgeldiniz Arslan Bey," dediğimde "Bana kapıyı her zaman sen açarsan hoşbulurum güzel kızım." diyip saçlarımın tepesine öpücük kondurdu.

Aslan Bey'in içeri ilerlemesiyle kapıyı örtüp salona geçtim Beliz Hanım yoktu muhtemelen Arslan Bey'in yanına gitmişti.

Koltuğa oturup boş kalmamak için salonu incelemeye başladım. Genellikle beyaz ve lacivet renkler hakimdi ve gözü yoracak hiçbir şey yoktu salonu kim dizayn ettiyse zevki çok güzeldi.

Gözüm kapıya kaydığında Arslan Bey'in bana baktığını gördüm. Utançla gözlerimi kaçırdığımda gülmemek için yanak içlerini dişleyerek karşımdaki koltuğa oturdu.

"Salonu beğendin mi güzel kızım?" diye sorduğunda Arslan Bey ile göz teması kurup "Evet çok beğendim." dedim.

Aklına bir şey gelmiş gibi aniden gözleri ışıldadı ve "En büyük abin dekore etmişti." dediğinde boğazımı temizleyip hızla "Sanki eksikleri var." diye mırıldandım.

Arslan Bey bu sefer kahkahasını içinde tutamamış olmalı ki başını geriye atarak gülmeye başladı.

Şaşkınlıkla Arslan Bey'in gülmesini izlediğim sırada kapıya yaslanarak bizi izleyen Beliz Hanım "Eğer yakışıklı kocamın gülmesi bittiyse ve güzel kızımında onu izlemesi bittiyse yemek hazır." dedi.

Arslan Bey karısının sesini duyduğunda koltuktan kalktı ve Beliz Hanım'ın yanına gidip saçlarından öptü.

Çok güzellerdi birbirlerini çok seviyorlardı.

Beliz Hanım ve Arslan Bey'in yemek odasına ilerlemesiyle ben de ayağa kalkıp peşlerinden gittim.

Masaya oturup hep birlikte yemeğe başladığımızdan çok kısa süre sonra Beliz Hanım Arslan Bey'e bakarak "Hayatım yemekten sonra kızımla birlikte film izleyeceğiz sen de katılır mısın?" diye sorduğunda Arslan Bey göz ucuyla bana bakıp gülümsedi ve "Olur," dedi.

Bundan sonrası biraz hızlı geçmişti önce yemekler yenilmiş sonrada Arslan Bey film seçmeye Beliz Hanım ve ben ise mutfağa yiyecek içecek hazırlamaya başlamıştık.

Şu an ise mısır patlatıyorduk mutfakta sesizlik hakimdi mısırı da patlattığımızda hazırladıklarımızı da alarak salona geçtik.

Arslan Bey hâlâ film seçiyordu Beliz Hanım ona yardıma gittiğinde bende elimdekileri sehpaya bırakıp koltuğa oturdum.

Arslan Bey ve Beliz Hanım'a soru sormak istiyordum çünkü çok merak ediyordum. Kafamdaki sorular hiç eksilmiyordu ama cesaret edemiyordum ancak yine de ne hissettiğimi umursamadan "Size bir şey sorabilir miyim?" dedim.

Arslan Bey ve Beliz Hanım bana merakla bakmaya başladıklarında aklımdaki o soruyu sordum.

"Oğullarınızın bahsettiği kız yani Çağla kim?"

BÖLÜM SONU

Hepinize merhabalar!!!

Nasılsınız umarım hepiniz iyisinizdir.

Bölümü nasıl buldunuz?

Sedef hakkında düşünceleriniz neler?

Sizce Çağla kim?

Ve son soru olarak bu bölüm en sevdiğiniz karakter kimdi?

Hepinizin gününün iyi geçmesi dileğiyle iyi ve mutlu günler.

 

 

Bölüm : 21.12.2024 21:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...