
*Lütfen bölüme oy verip yorum yapmayı unutmayınız.
-İyi okumalar
Karşımda ki kadına bakarken üstüne atlamamak için kendimi zor tutuyordum. Eminim ki şu an bir çoğu kişi böyleydi.
Son derece samimiyetsiz bir gülüşle "Sen nasılsın yeni kız?" diye sorduğunda dişlerimin kırılma ihtimalini umursamadan çenemi sıktım.
"Ailemle iyiyim peki sen nasılsın benim yerime geçmeye çalışan kız?"
Bir anda gülmeye başlamasıyla kulağımın kanamaması için dua etmeye başladım.
"Canım," dedi gülüşlerinin arasında "Farkedersen ailen senin ölünü unutmaya çalıştı ve ben bu aileye geldim."
Yapay bir gülüşle rahatça arkama yaslandım. "Yurt dışında olduğuna göre benim yokluğumu dolduramamışsın anlaşılan."
Giray "Kapak sesini duydunuz mu?" diye fısıldadığında Buğra fısıldayarak "Evet" diyerek karşılık verdi.
Çağla benim gibi arkasına yaslanıp Pars'a baktı. "İşler nasıl gidiyor Pars?"
Bu sefer Pars'ın çenesi kasıldı bu kızı hiç sevmemiştim resmen şeytanla işbirliği yapıp dünyaya gelmiş olmalıydı.
"Senin yokluğundan beri işler gayet iyi gidiyor."
"Hmm" diye mırıldandıktan sonra "Ben şirkette varken çalışanlar rahat durmuyordu tabii ben gidince güzel kızlar olmadığı için işlerin iyiye gitmesi normal."
"Tatlım," diyerek Çağla'ya seslendim Çağla bana baktığında "Belki de çalışanlar kendilerine sarkan bir kadın olmadığı için daha iyi çalışmaya başlamışlardır ne dersin?" diye sordum.
Evet Pars'ı sevmiyordum ama Çağla'dan nefret ediyordum. Herkes bana şaşkınlıkla baktığında babam ortamın sakinleşmesi için Çağla'ya bakıp "İtalya nasıldı kızım?" diye sorduğunda babam özür diler gibi baktı.
Bir şey diyemezdim sonuçta Çağla'yı evlat edinmişlerdi ve ben yokken her ne kadar kötü de olsa bir aile olmuşlardı.
Çağla sinsice sırıtarak bana bakıp babama döndü. "Çok güzeldi babacım ama sizi çok özledim."
Abime dönüp "Emziğini getirin ağlamasın." diye fısıldadığımda gülerek saçlarımdan öptü.
Beliz Hanım "Ne zaman geri döneceksin güzelim?" diye sorduğunda kalbimin kırıldığını hissettim ancak bunu dışarı yansıtmadım.
Çağla dudaklarını büzdü "Maalesef yarın geri dönüceğim." Saçlarını geriye atıp göz kırptı "Buraya yeni kardeşciğimi görmeye geldim anne."
Derin bir nefes aldım Çağla bir anda Giray'a bakarak konuşmaya başladı. "Yeni kızın sevgilisi de buradaymış."
Giray bana baktı "Bak o bile evlenmemizi destekliyor." Herkes Giray'a bakmaya başladığında bunu önemsemedi ve "Bir tek sen desteklemiyorsun."
"Hayırdır koçum?"
Abimin sesiyle Giray masumca gülümsedi "Şakaydı yemin ederim." Abim gülümsedi ve "Umarım şakadır." diye mırıldandı.
Çağla rahat durmadı ve "Önceden nişanlıymışsın tabii nişanlından zengin bir aile bulunca hemen yüzüğü attın değil mi?" diye sordu.
Rahat bir sesle "Öncelikle Çağla'cım nasıl İtalya da ailenden gizli evlenmiş olman beni ilgilendirmiyor ise daha önceden nişanlanmış olmam ya da sevgilimin olup olmaması da seni ilgilendirmiyor."
Çağla bir anda ayağa fırladı ve "Ne saçmalıyorsun sen?" diye bağırdığında bende rahat bir şekilde ayağa kalkıp "Neden öyle diyorsun ki şimdi?" diye sordum.
Babam "Bu doğru mu?" diye sorduğunda Çağla daha fazla inkar edemedi ve başıyla babamı onayladı.
Beliz Hanım hayal kırıklığı ile "Neden bunu daha önce söylemedin kızım?" diye sorduğunda ağzında bir gülüş çıktı ve "Hiç biriniz bu habere layık değilsiniz sizden nefret ediyorum hepiniz iğrençsiniz!" diyerek esip gürledi.
Atakan sert bir sesle "Sesini kıs ve biz bir hesap ver Çağla." dedi.
Çağla hepimize nefretle bakıp "Hepinizin canı cehenneme." dedi ve tek bir açıklama yapmadan evi terk etti.
Pars bıkkın bir nefes verdi "Bir beladan daha kurtulduk."
Babam sert bir sesle "Pars." diyerek Pars'ı uyardı ama ilk defa Pars'a katılıyordum.
🌕
Karşımda ki şirkete baktığımda gördüğüm tek şey uğursuz geçmişimdi. Hayatımın en kötü günlerinde saatlerce burada kalıp çalışmak benim için işkenceden farksızdı şimdi ise aylar sonra bu şirketteydim ve yanımda Giray vardı.
Şirketten içeri girdiğimizde güvenlik bizi saygıyla karşıladı şu an şirkette kim yöneticiydi bilmiyorum ama bugünden sonra asıl yönetici Giray olacaktı.
Şirkette çalıştığım zamanlar sekreterim olan Gülay hâlâ bu şirkette çalışıyordu. Gülay yanımıza geldiğinde samimi bir şekilde gülümseyerek "Hoşgeldiniz Sedef Hanım," dedi.
Gülümseyerek "Hoşbuldum Gülay." dediğimde aklındaki soru işaretleri ile Giray'a bakıyordu.
"Giray." dedim ve ekledim "Şirketin yeni yöneticisi olacak." Hızla elini Giray'a uzattı ve kendini tanıttı.
Tanışmaları bittiğinde "Senden istediğim toplantıyı ayarlayabildin mi?" diye sorduğumda başıyla beni onayladı.
"Evet Sedef Hanım herkes sizi toplantı odasında bekliyor."
Asansöre binip toplantı odasının önüne geldiğimizde Giray streslenmişti onu sakinleştirmek için gülümseyerek "Emin ol Fransa'da ki şirketi yönetmekten daha kolay olacak." dediğimde bir nebze olsun sakinleşmiş görünüyordu.
İçeri girdiğimizde herkes saygıyla ayağa kalktı. Herkesle selamlaşınca toplantı başlamış oldu.
Toplantıdan çıktığımızda derin bir nefes aldım açıkçası toplantı beklediğim daha kolay geçmişti.
Giray artık resmi olarak şirketin yöneticisiydi.
Şu an ise yoldaydık DNA testinin sonuçlarını almaya gidiyorduk. Eminim ki Giray da benim gibi bütün gece uyuyamamıştı.
Arabayı Giray kullanıyordu Anıl ve Ali ise bizi arkadan takip ediyordu gergin bir yolculuktan sonra DNA testini elimde tutuyor ve odamda Giray ile oturuyorduk.
İkimizde kağıdı okumaya cesaret edemiyorduk kendimi ilk zamanlardaki gibi hissediyordum. Gergin bir şekilde testin sonuçlarının açıklanmasını beklediğim günü hatırladığımda buruk bir şekilde güldüm.
"Giray," diye mırıldandım "Hmm," diyerek karşılık verdiğinde başımı omzuna yasladım. "Artık gerçekleri öğrenelim mi?"
"Sedef ben korkuyorum." sesi küçük bir çocuk kadar masum çıkmıştı. Şefkat dolu bir sesle "Korkmanı gerektirecek hiçbir şey yok sonuç her ne çıkarsa çıksın sen Selim Karaman'ın oğlu olacaksın."
Başımı omzundan kaldırıp ona bir anne kadar şefkatli bir şekilde sarıldım. Sarılışıma karşılık verip başını boynuma soktu.
Birkaç dakikanın sonunda ayrıldığımızda bunu bir daha yapamayacağımızı düşünüp hızla kağıdı açtım ve okumaya başladım.
"Giray Karaman'a ait DNA profili ve Fırat Kılıç'a ait DNA profilinin biyolojik anneye ait DNA profili bilinmeksizin karşılaştırması yapıldı. Elde edilen sonuçlara göre; Fırat Kılıç'ın Giray Karaman için babalık indeksi 3210692404,6722 olarak hesaplandı. Fırat Kılıç'ın %99,99 ihtimalle Giray Karaman'ın biyolojik babası olabileceği tespit edildi."
Sessizlik
Büyük ve tarif edilemeyecek bir sessizlik vardı ortamda. Endişeyle Giray'a baktım sakindi ne yapacağını düşünüyor gibiydi.
"Giray," bana baktı suratı ifadesizdi elini saçlarından geçirdi yetmedi yüzünü ovaladı bunun bir rüya olmasını ister gibi.
"Ben," diye mırıldandı "Ben Selim Karaman'ın oğlu değil miyim?" Yutkundu "Sedef benim hayatım sikilmiş de ben fark etmemişim."
Onu tekrar kollarım arasına aldım "Ben ne yapacağım peki? Ne bok yiyeceğim?" Ellerim saçlarını buldu yanaklarından öptüm bir abla şefkatiyle sarmaladım onu.
"Hiçbir şey olmayacak sen kim olduğuna karar vereceksin ve bundan sonra hayatını sen yöneteceksin."
Umutla baktı yüzüme "Gerçekten mi?" Gülümsedim "Evet gerçekten sen Giray'sın soyadına sen karar vereceksin."
"İyi ki varsın."
Omuz silktim "Sen de öyle,"
"Her neyse," diye mırıldandı "Ben odama gidiyorum."
"Görüşürüz,"
Giray'ın gitmesiyle kendimi yatağa bıraktım ağzımdan büyük bir nefes verdim. Ne yapacağımı bilmiyordum her şey boka sarıyordu.
Kapının çalınmasıyla "Gelebilirsiniz," dediğimde Beliz Hanım içeri girdi.
Yatakta oturur pozisyona geldiğimde Beliz Hanım çekingen bir sesle "Sedef konuşabilir miyiz?" diye sordu.
Başımla Beliz Hanım'ı onayladım "Yanıma oturabilirsiniz istersiniz."
Yanıma oturduğunda "Ben iyi bir anne değilim," diyerek başladı konuşmaya "Anne nasıl olur bilmiyorum evet şu an anne olmayı bilmiyorsan neden bu kadar çocuğun var diyebilirsin."
Derin bir nefes aldı "Çocuklarıma nasıl eşit davranırım, onları daha iyi anlarım diyerek bir şeyler yaptıkça her şeyi mahvediyorum." Elini saçlarından geçirip boğazını temizledi.
"Sana o gün inanmadım bilmiyorum belki Karan anlatmıştır ona da inanmadım Karan konusunda pişman oldum beni affetmesi için intihara kalkıştım ama gel gör ki aynısını sana yaptım ben kızına fahişe gözüyle bakan bir anneyim."
Yutkundum her ne yaptıysa kabul etmesini beklemiyordum.
"Psikolojik destek almaya başladım tedavilerime düzenli olarak gidiyorum Sedef biliyorum sana yaptıklarımın affedilir bir tarafı yok diğer ailende mutlu değildin bu ailende benim yüzümden mutlu değilsin haklısın da."
Derin bir nefes daha aldı.
"Beni affetmen için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım bu ne kadar faydalı olur bilmiyorum ama sana söz veriyorum iyi bir anne olmaya çalışacağım."
Bu sefer ben başladım "Anneliğinizi sorgulamak bana göre değil Beliz Hanım nasıl bir anne olduğunuza ben karar veremem. Evet bana kötü davrandınız bunu inkar edemem sadece bana da değil başka çocuklarınıza da kötü davrandınız görüyorum ki çabalıyorsunuz size gelecekte affedip affetmeyeceğimi söyleyemem çünkü bu sizin bana karşı çabalarınıza bağlı."
Bir an sessizlik oldu ardından "Sedef," diye mırıldandı.
"Beni dinlediğin için sana teşekkür ederim." dedi ve daha sonra ise bir cevap vermemi beklemeden odadan çıktı.
Beliz Hanım'dan
Herkes anne olmamalı sözüne çok sonradan katıldığım için özür dilerim.
Eğer aile hayatınız kötüyse bu iyi bir anne olacağınız anlamına gelmezdi. İyi bir aile hayatınız varsa bu da iyi bir anne olacağınız anlamına gelmezdi.
Biz bir kitapta değildik her anne iyi olmazdı her kadın iyi bir anne olmazdı.
Annem ve babam şehit olmadan önce sanırım iyi bir hayatımız vardı bilmiyorum. Annemi ya da babamı hatırlamıyordum onlardan bana kalan bir fotoğraf bile olmamıştı.
Yetimhanedeyken her seferinde şehit kızısın diyip geçmişlerdi. İlk başlarda inanmamıştım çünkü annem ve babam hakkında bildiklerim bu kadar sınırlı olmamalıydı.
Çok daha sonradan beni sahiplenmeyen amcam söylemişti evet ben şehit kızıydım. Amcamdan fotoğraf istemiştim annem ve babama ait olan bir fotoğraf buna değer biri değilmişim.
Amcamın söylediklerine hak veriyordum ben iğrenç biriydim ben iğrenç bir anneydim.
Hiç bir zaman mutlu bir ilişkim olacağınız düşünmemiştim. Taa ki Arslan'ı görene kadar o benim her konuda ilkimdi. Yalan yok ilk başlarda kaçmıştım ondan korkmuştum.
Bir insan bu kadar iyi olamazdı ilk zamanlar maskesidir diye düşünmüştüm ama öyle değildi. Arslan bu hayattaki en büyük şanslarımdan biriydi ve öyle kalacaktı.
Ona sadıktım düşüncelerimle bile aldatmamıştım onu ama ona layık değildim. Kötü bir anne sevilmemeliydi çocuklarına örnek olamayan bir kadın kötü biriydi.
Kızımın odasından çıktıktan sonra odama geçtiğimde Arslan'ı gördüm.
Yatağa uzanmış kitap okuyordu benim içeri girdiğimi gördüğünde kitabı bırakıp "Hayatım," dedi.
Gülümsedim "Üzerimi değiştirip geliyorum hayatım." dedikten sonra giyinme odasına geçip beyaz bir gecelik giydim ve Arslan'ın yanına gittim.
Yatağa girdiğimde başımı kalbine yasladım. Saçlarımla oynamaya başladı.
"Konuşmanız nasıl geçti?"
Derin bir nefes alıp omuz siktim. "Bilmiyorum sanırım iyiydi sakin bir konuşma oldu."
Şakağımı öptü.
"İyi bir anne değilim."
Saçlarımı şekilden şekile sokarken "Böyle düşünmemelisin sevgilim sen çabalıyorsun ve bu bile iyi bir anne olduğunu gösterir güzelim." dediğinde umutla aşık olduğum harflere bakıp "Sence günün birinde güzel bir aile olur muyuz?" diye sordum.
Gülümseyerek dudağıma buse kondurdu "Evet güzelim günün birinde güzel bir aile olucağız."
BÖLÜM SONU
Merhabalar!!!
Finale son iki bölüm kaldı.
Nasıl hissediyorsunuz?
Umarım her gün bir önceki günden daha iyi hissedersiniz.
Her neyse sorulara geçelim.
Yeni bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çağla hakkında ki düşünceleriniz neler?
Bu bölüm en sevdiğiniz karakter kim?
Bu bölüm en sevdiğiniz sahne neydi?
Bu bölüm en nefret ettiğiniz sahne neydi?
Sorularım bu kadardı hepinizi çok seviyorum iyi ki varsınız.
İyi ve güzel günler.
💐💐💐
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 62.82k Okunma |
4.11k Oy |
0 Takip |
29 Bölümlü Kitap |