13. Bölüm

0.9

Hiv
hivs4u

İyi okumalarrr<3

☀️

Demir'e üstümü değiştirip geleceğimi söylemiştim. Onu çok bekletmemek adına hızlıca üstüme giymek için bir şeyler aradım. Bugün hava çok güzeldi o yüzden çiçekli bir elbise giymeye karar verdim. Hem Demirin o mafyatik tarzına tezat olarak çıtı pıtı bir kız olmak istedim. Bu elbiseye uyacak bir şekilde makyaj yaptım, saçlarımı da iki yandan ördüm. Evet şimdi tamamım. Aynadan kendime bakınca çok güzel olduğumu fark ettim, biraz fazla mı oldu ne?

 

Neyse sonuçta şirket yani şimdi orda kalem etekli dekolteli topuklu ayakkabılarıyla tıkır tıkır ses çıkaran kadınlar vardır. Crop ve pantolon giysem sönük kalacak gibiydim. O yüzden iyi olduyani umarım öyle olmuştur.

 

Çok fazla oyalandığımı düşünüp merdivenleri hızlıca indim. Yine nefes nefese kalmıştım, bu aralar çok fazla yaşıyordum bu durumu. Kapının hemen dibinde ayaklarını sallayarak bekleyen bir adet Demir vardı. Umarım mafya prensi sinirlendirmemişizdir.

 

Bakışları bana döndü önce yüzüme bakıp sonrasında baştan aşağı süzdü. "Festivale gidiyoruz da benim mi haberim yok. Hem şu her zaman giydiğin bol pantolonlarından birini giyseydin ya. Çok yakışıyordu bu olmamış biraz. Hadi git üstünü değiştir güzelim. Hasta olma diye diyorum ben"

 

"Bi şey olmaz bana kolay kolay hastalanmam ben zaten." o sırada kanser hücrelerim "hi bitches" diye ortama girse çok epik bir an olurdu. Kolay kolay hastalanmam deyip fena bir hastalığa ev sahipliği yapıyordu bedenim. "E peki sen öyle diyorsan.. ama hastalanırsan bozuşuruz. " ilerde bozuşucaz desenize, kafamı aynen aynen der gibi salladım. Beni ikna etmeyeceğini anladıktan sonra kapıyı açıp çıktı ben de peşinden.

 

Siyah bir passat vardı kapının önünde. siyah passat... mafyaların hep kullandığı siyah passat... Canım organlarım sanırım yakında ayrılacağız. " Karnına bir şey mi oldu ağrın falan mı var?" Demir'in endişeli bakılkarı beni bulmuştu ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi. İki elimle kendime sarılmış böbreklerini okşuyordum. Ağlamaklı bir sesle " Ben organlarımı seviyorum lütfen alma onları. Hem çürüktür benim organlarım bir işinize yaramaz ki valla bak." bu dediklerimle beraber kafası iyice karışmıştı. Ne dediğimi anlamaya çalışıyor ama bir sonuca varıyor gibiydi. "Ahu, yavrum, güzelim benim ne diyosun sen? Ne organı ne alması."

 

Yavrum? Güzelim? Bu adam neler der böyle. Bu bir tuzak mı. Etil alkol kullanmak yerine beni sözleriyle mi bayıltacaktı.

 

"Mafyalar organları almaz mı? Aniden o yüzden çağırdın dimi beni, acil organa ihtiyacınız var sen de beni götürüyorsun o yüzden. Şirket gezisi de bahane Ahu'nun organları şahane." önce bi durdu yüzüme baktı, baktı sonra şiddetli bir kahkaha attı. Komik ne vardı bunda ya. Hem kahkası da güzelmiş şerefsizin.

 

"Bir şeyi çok merak ediyorum bu sonuca nerden vardın?" ona ciddi misin bakışlarımı atıp arabasını gösterdim " E araban Passat" şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu " Ben hâlâ bağlantıyı kuramadım güzelim biraz daha açıklamaya ne dersin?" bıkkın bir nefes verip "Mafyalar siyah Passat kullanır Demir bu yazılı olmayan bir kuraldır. Bunu bile bilmiyorsun ne biçim mafyasın sen! "

 

"Peki küçük hanım sen bunu nerden biliyosun? Epey mafya tanıdın galiba" ay bu da cahil yaa.

"Nerden olacak dizilerden, filmlerden, kitaplardan. Hepsinin siyah Passatı, yakışıklı yüzleri, uzun boyları,keskin bakışları, soğuk badboy havaları, güzel kokuları ve melodik kahkahaları var ve sen bütün bu maddelere uyuyorsun." önce şaşırdı sonra güldü. " Bu kadar iyi özelliği nasıl mafyalara bağladın anlamıyorum. Hem yakışıklı buluyorsun beni ha? Melodik kahkaha.. güzel koku.. sevdim bunları. Sen biraz daha bahsetsene şu mafyalardan" cık cıklayıp arabaya doğru ilerledim. Fazla bile oyalandık artık gitme vakti ne olacaksa olsun.

 

"Bazılarımız fazla sabırsız." kapıyı açarak "Hadi bin bakalım paranoyak Ahu" ona göz devirip kendimi koltuğa adeta attım. Koltuk baya rahatmış bu arada.

 

O da binince hızla yol almaya başladık. Buğrayla olan araba yolculuğunun aksine Demirle olan araba yolculuğu sessiz ve sakin geçiyordu. Müzik açmaya korkmuştum ona sormaya bile cesaret edemedim. Sessizce ilerlerken şirket olduğunu düşündüğüm yere geldik. Ama burası pek şirket gibi değildi. Acaba? Gerçekten mafya ve organlarımı mı alacak. Ben şaka amaçlı şeetmiştim...

 

Arabadan inince daha net görmeye başladım etrafı ve gerçekten harika bir yerdi. Binaya baktığımda harfler vardı ve altında Gaming yazıyordu sanrım şirket adı buydu.

 

Denizin dibine şirket kurmuş adam.. kim bilir ne kadar para vermiştir şimdi . Şirket hiç de beklediğim gibi değildi ben daha çok bir sürü uzun binaların olduğu camlarla kaplı bilmem kaç yüz katlı bir yer bekliyordum. Burası bana biraz sürpriz oldu "Şaşırmış gibisin, ne o sıradan bir binada mı bekliyordun şirketi"

 

"Dürüst olayım mı?" Evet anlamında kafasını salladı

"Beklentim hiç bu yönde değildi. Ben daha çok upuzun bir bina bekliyordum. Hem denizin dibinde hem değişik bir mimarisi var. Ne kadar para verdin buraya? Ve şey afedersiniz ama siz para mı sıçıyorsunuz yoksa gerçekten mafya mısınız , başka açıklaması olamaz çünkü"

 

Önce bi baktı ciddi miyim diye sonrasında kahkalarla gülmeye başladı. Bugün ne de çok şaşırtıp güldürdüm bu adamı . Allah da benden razı olsun. Sayemde yüzünde mimik oluşuyor adamın.

 

"Hayır para sıçmıyoruz sadece biraz aileden destek biraz kendi birikimlerim bir de ortağım da olunca çok zor olmadı"

 

"Heee ortağın var demek. Peki şirketin adı niye böyle bir anlamı var mı? Ben kocaman DK harfleri bekliyordum. Şaşırttın"

 

(Y/n: Örnek olarak resim koydum. Kafanızda bir şekil oluşması amacıyla. Rahatsızlık duyarsanız belirtin lütfen. Fotoğrafları en sona da alabilirimm)

 

 

" Z harfi ben ve Girayın oyunlara ilgi duymamızı sağlayan idolümüz Zena; bilmezsin diye söylüyorum kendisi eski bir oyun karakteri. Büyük ihtimalle sen o zamanlar daha dünyada yoktun bile. G Girayın g'si işte D de benim, x de havalı olur diye koymamızı istedi Giray bir anlamı yok yani. Bu arada Giray benim en yakın arkadaşım. Çocukluktan beri beraberiz aynı zamanda kuzenimiz oluyor. "1

 

"Anladım, mantıklıymış aslında ve çok yaratıcı kuzenimiz, ortağın ve en yakın arkadaşın olan Girayla tanışmak isterim"

 

" O şimdi bir proje için yurt dışında gelince seve seve tanıştırırım sizi. Neyse Hadi gezmeye başlayalım, beğeneceğini düşünüyorum." O konuşurken ben telefonumu çıkarıyordum. Vlog çekecektim ama bundan demire bahsedemezdim. Bir şekilde uyduracağım artık.

"Senin telefonun kaçıncı yüzyıldan kalma öyle ya."

" Graham Bell'in ilk yaptığı telefonlardan" diyerek göz kırptım.

Gülerek başını iki yana salladı.

 

Şu an ne kadar karizmatik durduğunun farkında mı acaba. "Sana yeni bir tane telefon alalım. Hem ne yapıyorsun sen öyle"

" Video çekeceğim anı olarak kalsın. İlk gelişim ya, ilk tepkilerim de içinde olsun hem her gün Demir anlatımlı şirket turuna çıkmıyorum"

" Güzel fikirmiş aferin küçük fare"

Saçımı karıştırdı sonrasında şirkete girmek için merdivenlerini tırmanmaya başladık.

 

Başlasın bakalım gezimiz.

 

"Merhaba arkadaşlar bugün abimin şirketini gezeceğiz. Hepiniz hazır mısınız oyun şirketini gezmeye. Duyamıyorum, çok mu heyecanlısınız o zamaaan Let's go"

 

Demir o sırada deliymişim gibi bana bakıyordu. "Hayali takipçilerin mi var bir de. Sen Meteden de betersin"

 

Mete ne alaka ki şimdi. " Mete de mi böyle video çekiyor?"

"Evet o her videosunda sanki bir sürü abonesi, takipçisi varmış gibi konuşur. Bazen ayna karşısında bile yaptığını düşünüyorum. "1

 

Meteyle bir video gelmesin mi şimdi?

 

Sonunda merdivenler bitmiş içeriye girmiştik. Girişte birçok renkli simgeler garip şekilli ne olduğunu anlayamadığım heykel gibi şeyler vardı. Tek tek incelendiğinde bu ne ya böyle denecek şeyler hep beraber çok güzel bir kombinasyon oluşturmuştu.

 

 

"Şöyle garip şekilli büyük biblolar var gördüğünüz gibi. Hiç böyle şirket gördüğümü hatırlamıyorum. Şirket değil de fotoğraf çekmek için oluşturulmuş bir yer gibi."

 

"Hayatında kaç şirket gördün Ahu"1

 

"Ohoo bir sürü gördüm ki. Her dizide her kitapta ver neredeyse hiçbiri de böyle değildi." Demir ciddi misin bakışını atıyordu şu an " He sen canlı canlı gördüğümü soruyorsun... Şimdi görüyorum ya"

" Sen kafayı filmler ve kitaplarla bozmuşsun kızım."5

 

O kendi kendine söylenirken ben etrafı hem hayranlıkla izleyip hem video çekiyordum. Demir beni sürekli yönlendiriyor, ara sıra çalışanlarla tanıştırıyordu. Burası gerçekten bir oyundan fırlamış gibiydi. Ben dalgın dalgın bakarken Demir yine konuşmaya başladı.

 

 

 

"Burası bizim programcılarımızın yeri." diyerek değişik bir yeri gösterdi. Hem Bilgisayarlarda çalışanlar var hem de oyun alanı gibi olan bir yer.3

 

"Programcı da ne?"

 

"Yani oyun oluşturucu, ya da mevcut oyunu güncelleyip yeni sürüm hazırlayanlar."

 

"Burası çocuk oyun alanı gibi ama. Siz oyun sevdalıları çok garipsiniz"

 

Bazıları bilgisayardan başını kaldırıp selam verdi bize, yani Demir'e.

" Gördüğünüz gibi oyun şirketi gerçekten oyun alanına dönmüş arkadaşlar. Oyunu binaya taşımışlar. Çok hayranlık uyandırıcı ama asla bir şirkete benzemiyor. Sanki AVMlerdeki oyun alanlarındayız. Neyse anlatmaya gerek yok görüyorsunuz. "

 

Videoyu çekerken ara sıra çaktırmadan Demir'i de çekiyordum. O bir süre sustu etrafı kendim incelemem için fırsat sundu. Başka bir yere girdik bu sefer. Birçok silah sesi, küfreden kişiler ya da sevinen kişiler vardı. İnternet kafelerdeki oyun oynayan çocuklar gibiydiler.

 

 

"Burası da e-gamerların yeri. Onlar da oyun oynuyorlar. Turnuvaya katılıyorlar . Türkiyede çok fazla gelişmiş bir alan değil ama yurt dışında oldukça ünlü. Sık sık yurtdışına turnuvaya çıkıyorlar." Çalışanlarını ona ispiyonluyormuşum gibi kulağına yaklaştım ve sessizce "Şu an oyun oynuyorlar ama" dedim o da bu halime gülerek "Evet onların işi bu. Şimdi de bir nevi antrenman yapıyorlar" dedi.

 

"Ne güzel iş ya oyun oyna para kazan. Ben de istiyorum bu işten. Oturduğun yerden para geliyor, miss gibi"

 

"Göründüğü kadar kolay değil. Neyse anlatsam da anlayamayacaksın. Belli ki oyunlarla aran sıfır." Son dediğiyle biraz laf sokmuş gibiydi ama neyse.

 

"Arkadaşlar yönlendirmek gibi olmasın ama bu e-gamerlık işini tavsiye ederim. Özellikle oyun oynamasını sevenlere. Hem sevdiğiniz şeyi yapıyorsunuz hem para kazanıyorsunuz. Bunun için bana ulaşın malum abimin oyun şirketi var takipçilerime özel yapar artık bişi." Diyerek kameraya göz kırptım. O sırada Demir onaylamaz bir şekilde kafasını salladı.

" Bir de hayali takipçilerine iş ayarlıyor.."2

 

Biraz daha ilerledikten sonra ödül ve plaketlerle dolu bir odaya girmiştik. Gerçekten başarılı olmalılar.

 

"Burası da kazandığımız ödüllere ayırdığımız bölüm. Görüyorsun ya bir numarayız"

 

"Gerçekten bir numaraymışsınız" diye inanamaz bir şekilde mırıldandım. Ben tek tek ödüllere bakarken o da bana bakıyordu. Ne kadar süre geçtiğini bilemediğim bir zaman sonra Demir konuştu " Bu seferlik bu kadar yeter. Ana bölümleri gördün zaten. Hem yorulmuş gibisin. Odama geçelim"

 

Kesinlikle hak veriyordum ona, gerçekten yorulmuştum. Ve bu kadar çok renkli ve antik kuntik şey görmek hem gözlerimi hem de zihnimi yormuştu. Bedenimi söylemiyorum bile.

 

Sonunda odası olduğunu düşündüğüm bir yere girdik. Şirketin diğer yerlerine göre sade kalıyordu. Ama Demir'e göre bence çok renkliydi. Sahi kafamda nasıl bir Demir profili çizmişim ben. Onun bu yanı beni çok şaşırtmıştı. Hem şirketin için siyahlara bürümüş hem de despot suratlı çalışanlar bekliyordum, ah bir de kalem etekli sekreterler.

 

Demir bu şekilde tüm ön yargılarımı kırdı. Bu aile kadar ben de onlara karşı ön yargılıydım..

 

 

"Eveet burası da benim odam. Yüzünün aldığı şekle bakarsak bu kadar şeyi beklemiyordun. Şaşırtmayı severim." diyerek burnuma bir fiske vurdu.

 

O koltuğuna geçip otururken ben de koltuklardan birine oturdum. O kadar rahattı ki uykuya dalabilirdim zaten yorgundum.

 

"Saat kaç?"

" 14.27"

"Bir saatliğine uyuyabilir miyim? Burası çok rahat, koltuklar beni uykuya itekliyor tamamen suç onların hem ben çok yoruldum. Bir saatliğine dinlensem ya. Sen de o sırada mail falan okursun bi şeyler imzalarsın."

 

Yine güldü..

 

"Uyu güzelim, istediğin kadar uyu"

 

Son duyduklarım bunlar oldu gerisi rüyalar alemi..

 

☀️

 

💃🏼 Güneş tekrar doğmayana kadar o gün benim için bitmemiş demektir bu yüzden günlük olarak bölüm yükleme serimiz hâlâ devam etmektedir. Saat şu an sabah 3 ama ben hâlâ tek bir gün sayıyorum o yüzden sorun yok. Yarın yani bugün tekrardan bir bölüm gelecektir.

💃🏼 Veee bölüm hakkında düşüncelerinizi alayımmm

Bölüm : 16.11.2024 03:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...