37. Bölüm

2.7

Hiv
hivs4u

Öncelikle merhaba herkese neden bilmiyorum bazı yorumlar bildirim olarak bana geliyor ama uygulamaya girdiğimde yorum göremiyorum. Bir şeyler dönüyor gibi anlayamadım. Bir de final dönemim yaklaşıyor o yüzden bölümleri hafta sonu atabilirim ancak. Hafta içi vakit bulabilirsem özel bölümler paylaşabilirim ancak. Herkesin yorumuna tek tek dönmek istiyorum ama gerçekten vaktim yok ama bu dönmeyeceğim anlamına gelmiyor yorumlarınızı okumayı gerçekten çok seviyorum. Bu aralar hiç işim gücüm yokmuş gibi araya bir de bookstagramlık işi ekledim, büyümeme yardımcı olmak için takip edebilirsiniz🥲 neyse çok konuştum be yeter bu kadar. Hadi kaydırın aşağıya

 

 

 

 

 

 

 

İyi okumalarrr<3

🧚🏼‍♀️

Evimize geri dönüyorduk.

Sabah, ev halkının telaşlı ayak seslerine uyanmıştım. Kimse beni uyandırmaya gelmemişti ama çıkardıkları her ses uyandırmak için odama gelmişti. Sabah saat 9'da ne olmuş olabilirdi ki tüm o gürültüye neden olacak? Bilmeyen tek kişi bendim ve ben de yatakta pinekliyordum. Uyumayı geri düşünmüştüm ama odama dalan Deniz yüzünden kalkmak zorunda kalmıştım. Deniz eve döneceğimizi ve basın toplantısı verileceğinden bahsetmişti ama hiçbir şey anlamamıştım. O sırada yaptığım tek şey dolabımı açmak ve içinden eşofman takımı çıkarıp giymek olmuştu.

 

Şimdiyse uçakta İstanbula doğru gidiyordum.

 

Babam basın açıklamasıyla karışık bir davet verecekti. Şimdiden yorulmuştum olacakları düşününce. Şık kıyafetler şık takımlar, topuklu ayakkabılar ve sahte gülümsemeler... Bununla beraber yapılması gereken anlaşmalar, reklamlar. Uçaktayken birkaçına bakmıştım ve modellikle ilgili olanı kabul etmiştim çünkü neden olmasın? Abimle beraber reklam çekimi yapacaktık. Aşırı havalı olacaktı. Hem Mahmut Bey de beni her yerde görürdü asla unutamazdı. Mahmut demişken yazayım ben şuna belki eve gitmiştir, kaç gün oldu bir zahmet aklını başına almış ve evine dönmüş olsun.

 

Ahu: Sabahı şerifleriniz hayır olsun Mahmut Bey

 

Ahu: Mahmut nedir ya, yazarken bile garipsiyorum.

 

Ahu: Flörtümle mi konuşuyorum kamyon şoförü mü belli değil

 

Ahu: Flört dememe de şaşırırsın sen şimdi, sen bana hoşlandığını söylediğin andan itibaren flörtüz biz.

 

Ahu: Neyse senle buluşunca ilk iş isim değişikliği için gerekli yerlere gerekli başvuruda bulunmak.

 

"Ooo telefona bakarak sırıtmalar, mesajlaşmalar falan hayırdır Ahu Hanım"

 

Berk abim tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

 

"Hayır abi hayır. Size nur topu gibi şey getiricem... ee şey ne deniyordu ya ona"

 

Yanımda oturan Mete'yi dürttüm, oynadığı oyundan kafasını kaldırarak bana baktı.

 

"Benim kocam abilerimin neyi oluyor"1

 

"Höst lan"2

 

Demir abim içtiği suyu Furkanın püskürtmüştü.

 

"Duş almama gerek kalmadı artık"

 

"Kes lan! Ne kocası Ahu Hanım"

 

Herkes neden ayağa kalktı ki şimdi ve neden üstüme geliyorlar, bir de yumruklarını mı sıkmış onlar?

 

"Eee şey Berk abi sordu ben de söylüyorum. Kimle mesajlaşıyorsun dedi ben de kocamla diyecek-"

 

Mete eliyle ağzımı kapattı hemen, ona ters ters baktım.

 

"Şaka yapıyor abi valla şaka. Ben ona instagramdan komik reels atmıştım ona gülüyordu ve muhtemelen ona cevap veriyordu yani. Başka ne olabilir, ilahi sizde... Ahu işte hahahaha kendince şaka yapıyor"

 

Dizilerdeki sahte gülüşlerin aynısını yapan Meteye bakakaldım, o nasıl rol yapmaktır. Elini ağzımdan çeken mete abimleri göstererek kaş göz yapıyordu.

 

"Aynen abi ya şaka yapayım dedim siz de hemen inandınız"

 

"Umarım öyledir"

 

Demir abim inanmamış gibi yerine geri oturmuştu, bir de ağzının içinden söyleniyordu. Berk abim de tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu hala

 

"Bir şey mi diyeceksin abicim?"

 

Hiçbir şey demeden geri oturdu o da, benim abilerim iyice kafayı yediler. Erkek dedim mi kafayı yiyorlar, Mahmut'u bilseler kalp krizi geçirirler herhalde. O anları kafamda canlanınca koca bir kahkaha attım. Ben gülünce bakışlar yine bana dönmüştü.

 

"Bu sefer elimde telefon yok, reelse değil kafamdakilere gülüyorum, deli görmüş gibi bakmayı keser misiniz?"

 

Kimse tek kelime bile etmedi, yaptıkları şeyi yapmaya devam ettiler, ben de gözlerimi kapatıp olanları düşünmeye başladım. Neler olduğunu, neler yaşadığımı düşünecek zamanım bile olmamıştı. Hep bir koşuşturmanın içindeydim. Şimdi bile bir yere yetişme derdindeydik. Yaşadıklarımı sindiremeden yeni yaşantılara atılıyordum. Düşüncelerimin arasına eski anılar karışıyor, uykuya gönderiyorlardı beni.

 

Deniz'in sesi rüyalarıma sızıp parçalara ayırdı. Tam da Mahmut'a sarılacakken olacak iş miydi şimdi bu.

Gözlerimi kapatıp uykuma devam etmeye çalıştım, rüyamı kaldığı yerden geri sarıp yeniden oynattım ama seslerden dolayı odaklanamıyordum. Sonunda dayanamayıp gözlerimi açtım ve etrafıma baktım. Mete ve Deniz her zamanki gibi kendi aralarında oynaşıyorlardı. İkisinin ne yaptığını anlamak için biraz daha yaklaştım onlara.

 

"İddiaya girdiler"

 

"Ha?"

 

Yan tarafımdan gelen sese döndüğümde bana sırıtarak bakan bir Furkanla karşılaştım. Niye sırıtıyor ki bu şimdi? Onu şöyle bir düzdüm, bir eli saçlarındaydı diğer elinde kalem vardı.

 

"Niye bana öyle bakıyorsun?"

 

"Nasıl bakıyormuşum?"

 

"Bir şeyler karıştırıyormuş gibi?"

 

"Aa üstüme iyilik sağlık. Ne karıştırıyor olabilirim? En fazla uyurken yüzüne şekiller çizip bunun fotoğrafını çekmişimdir yani."

 

Önce algılayamadım ne dediğini, sonra telefonumu kapatıp kararan ekrandan kendime baktım. İşte o zaman yüzümdeki yazıları, saçma sapan çizimleri gördüm. Bir dakika alnımda canım Furkan abim seni çok seviyorum mu yazıyordu??1

 

Ben mışıl mışıl uyurken bana pusu kurulmuş, yüzümü mahvetmişlerdi. En zayıf anımda yakalamışlardı beni...

 

"Bittin sen!!"

 

Yerimden kalkıp üstüne atlayacakken Berk beni tuttu.

"Sakin ol, birazdan inişe geçeceğiz koltuğundan kalkma. "

 

İşaret parmağımı Furkana salladım

 

"Ölümün ertelendi, yine dört ayak üstüne düştün Furkancık"

 

Dilini çıkardı ve değişik değişik hareketler yapmaya başladı.Bu çocuk yüzünden bir gün sinirden ölecektim. Abi değil düşman sanki. Onu umursamadan önüme döndüm ve çantamın içindenıslak mendil çıkarıp yüzümdekileri silmeye başladım. Kolay kolay çıkmıyordu bir de. Şerefsiz Furkan nasıl bir kalem kullanmışsa artık, kalem ondan kaliteliydi.

 

Uçak iniş yapar yapmaz yerimden kalktım ve Furkan'ın üstüne atladım. Kendisi iniş süreci boyunca bana laf atmış, fotoğrafımı paylaşmakla tehdit etmişti

 

"Ver şu telefonu"

 

"Sen benim fotoğrafımı paylaşırken iyiydi tabi"

 

" Ya ben bilmiyordum öyle olacağını bilsem yine yapardım ama o an bilmiyordum."

 

Furkan beni üstünden atmaya çalışıyordu ama ben koala gibi yapışmıştım bir kere kolay kolay çıkaramazdı beni.

 

"Özrün kabahatinden büyük"

 

"Yoo"

 

Furkandan telefonunu alamayınca onu gıdıklamaya başladım belki böylece telefonunu bırakırdı.

 

"Lan Ahu, dur... Yapma"

 

Gülmekten konuşamıyordu bile ama yine de telefonu elinden düşürmemişti

 

"Yeter lan"

 

"Gülmekten öleceğimi hiç düşünmemiştim"

 

"Ahu silcem valla silcem yeter ki dur"

 

Ona inanmadım ya da belki işime gelmedi j yüzden durmadım. Furkan'ın gülüşü gerçekten güzeldi bazen anırıyormuş gibi sesler çıkarsa da genel olarak güzeldi, melodi gibiydi. Onu gıdıklamaya devam ederken birden havalandım, ne olduğunu bile anlamadan havada uçmaya başladım.

 

"Ay noluyor be. Özel gücüm falan mı ortaya çıkmaya başladı"

 

Furkan bana orta parmak çekerek işte şimdi bittin kızım dedi. O kadar kısık söylemişti ki dudaklarını okuyarak anlamıştım. Ben havada süzülüp giderken birdenbire bir omuza atıldım ve birinin götüyle bakışmaya başladım.

 

"Oooo"

 

"Terbiyesizleşme Ahu"1

 

Berk sert bir ses tonuyla beni uyarmıştı. Demek beni omzuna atan Berkti. Neyseki manzaram güzel.

 

"Ne terbiyesizliği abi ya ne alaka yani"

 

"Neye oo dediğini ikimiz de biliyoruz o yüzden sus"

 

Haklı olduğu için bir şey demedim. İkimiz de sessizce ilerledik yani o yürüdü ben de onunla havada süzüldüm. Beni omzundan indirdiğinde

başım döndüğü için hafif tökezledim.

 

" Niye indirdin ki beni, öyle iyiydim"

 

"Görmek isteyebileceğin bir şey vardır belki diye"

 

"Ben görmek isteyeceğim şeyi full HD izliyordum zaten"

 

"Ahu!"

 

Berk abim boğazını temizleyerek öksürdü ve sertçe kafasıyla ön tarafa bakmamı işaret etti. Önüme döndüğümde karşımda bana gülerek bakan bir çift alaycı göz vardı. Merdivenleri inerek koşmaya başladım ve hiç beklemeden Neconun üstüne atlayarak sarıldım. O da bana sarıldı ve etrafında döndürmeye başladı.4

 

"Çirkin şey beni çok özlemiş gibisin"

 

"Neyini özleyeceğim senin ya. Hem sensin çirkin"

 

Güldü dediğime ve beni yere indirdi. Gözleri dolu dolu bana bakıyordu.

 

"Şu surata bak şu surata"

 

"Aşık olunası dimi"

 

"Yok tam vurulası"

 

Ben cevap vermek için ağzımı açmışken Berk abim susturdu beni.

 

" Necati Bey bundan sonra senin kişisel koruman olacak"

 

Kişisel korumam mı? Necati Bey mi?

 

"Ulan neco bey de oldun"

 

Uyarma amaçlı yapılan öksürme sesiyle bakışlarımı Necodan çektim, ona odaklanmaktan arkasındakileri görmemiştim. Eksik olan Koraltan üyeleri orda duruyordu.

 

"O nasıl konuşma şekli kızım. Abin yaşında adama öyle söylenir mi?"

 

"Haklısın babacım"

 

Babam bana kızarken neco dilini çıkarmıştı, tabii kimse onu görmediği için rahattı beyefendi. Suçlu yine ben olmuştum. Berk abim koluyla sırtıma destek vererek ilerlemem için baskı uyguladı sanırım artık eve gitme vaktiydi. Yürürken babamın yanına ulaştım, diğerleri bizden daha hızlı yürüdükleri için öndeydiler.

 

"Teşekkür ederim"

 

"Teşekküre gerek yok canımın içi, kızımı kaçırmış olsa bile ona yardım etmekten geri durmayan bir adamı işe almamazlık yapamazdım zaten o da durumunu açıkladı. "1

 

Durumu neymiş ki, babam onu polise vermek yerine korumam yapmış. Bunu daha sonra sormak için aklıma not ettim. Sonuçta ne kadar bana yardım etmiş olsa bile o kanun karşısında bir suçluydu, beni kaçırmışlardı. Ben düşüncelere dalmışken arabaya vardığımızı fark etmemiştim. Olabildiğince hızlı eve varmak ve uyumak istiyordum. Uçak beni rahatsız etmiş, baş ağrısına sebep olmuştu. Elimle başımı ovalayıp ağrısını hafifletmeye çalıştım. Yarım dakika geçmemişti ki elimi başımdan ayıran bir çift el başımı ovmaya başladı. Ovuyor demek haksızlık olurdu, Buğra abim masözleri kıskandıracak kadar iyi masaj yapıyordu. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı, uykuya dalmadan önce saçlarımda bir nefes hissettim. Son hatırladığım başıma konan bir öpücüktü.

 

Gözlerimi açtığımda özlemini çektiğim tavanı gördüm. Bir insan tavanı özleyebilir miydi, özlenebiliyormuş demek ki. Bu evi çok fazla benimsediğimi fark etmiştim, 15 yıl içinde yaşadığım evi bu şekilde benimsememiştim. Orası asla yuvam gibi hissettirmemişti ama burası gerçekten yuva gibi hissettiriyordu.

 

Kimsenin odama dalmasına kalmadan kendim yatağımdan çıktım. Telefonumu elime aldım ve gelen bildirimlere baktım. Gelen yorumlardan bazılarına cevap verdikten sonra telefonu kapatıp yatağa attım. Sonradan aklıma saate bakmadığım gelince telefonu geri elime aldım, en başta da saate bakmak için telefonu almıştım ama saate bakmak dışında her şeyi yapmıştım.

 

Saat 12'yi geçiyordu bu kadar saat nasıl uyuyabilmiştim ya da bu kadar saat nasıl kimse beni uyandırmaya gelmemişti. Hayret... Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve hızlıca odadan dışarıya çıktım, yanından geçtiğim her odanın kapısına tüm gücümle vurduktan sonra kapıyı sonuna kadar açıyordum. Her odadan farklı tonda Ahu kelimesi yükseliyordu. Adım dillerden düşmüyor canım.1

 

"Renklensin gecelerimiizz

 

Sevmeyi biz beceremedik aşkımm

 

Solmasın hiç neşeli yüzün

 

Gel hadi, şerefine içelim bu aşkın"

 

Şarkı söylerek merdivenleri indim birer birer. Belki ses tonum bir tık fazlaydı ama olsun sonuçta sesim güzeldi. Ev ahalisini sesimle kutsuyordum işte.

 

"Biri şu kızı susturabilir mi?"

 

Furkan ikinci kattan bağırmıştı, beyefendi odasının kapısını açtığımda da bağırmıştı zaten.

 

"Gel de sustur"

 

Ben de ona bağırmıştım, beni susturmak o kadar kolay mıydı ya. Salona da şarkıyı söylerek girdim. Aynı nakaratı söyleyip duruyordum çünkü devamını bilmiyordum. Daha yüksek sesli söylemek için boğazımı temizledim ve tam ağzımı açmışken bir el ağzımı kapattı, iki gündür sürekli bu eller ağzımın üstünde koparıcam en sonunda.

 

"Sustur dedin"

 

Evet beni susturmak gerçekten o kadar da kolaymış, bir elle hemen sesim kesildi. Furkan'ın elini ısırdım, hemen ellerini çekip bağırmaya başladı.

 

"Yetişkin kuduz oldum. BABA! ANNE! Acilll... Hastaneye götürün beni!"2

 

Kuduz mu olmuş, bu çocuk bana ne demek istiyordu? Üstüne atlamak için ona döndüm, ben ona gittikçe o da kaçıyordu

 

"Yetişinnn"

 

En sonunda kovalamaca başlamıştı, ben onun peşinden koşarken o ise kaçıyordu. Tüm evi turladıktan sonra sıra bahçeye gelmişti, beyefendi bana iyi bir sabah sporu yaptırmıştı.

 

"Aha Neco yakala şunu"

 

"Neden?"

 

"Ya sana ne nedeninden sen kişisel koruma değil misin yapsana dediğimi"

 

"Ben sadece sizi korumakla görevliyim, cinayet işlemenize yardımcı olmak benim görev alanında değil"

 

Lafı iyi koydu adam ya, diyecek bir şey bulamayınca ters ters bakmakla yetindim ve hızımı arttırdım. Furkan da kahkahalarla gülüyordu, o sırada birden dengesini sağlayamayıp yere düştü. Ben de ona takılıp düştüm. O hâlâ gülerken ben de oka katıldım.

 

"Biz napıyoruz?"

 

"Bilmiyorum"

 

Birbirimize bakıp daha çok gülmeye başladık. Furkan'ın gözlerinde çapak olduğunu gördükten sonra daha çok gülmeye başladım, aslında komik bir şey değildi ama şu an aşırı komik geliyordu. İkimiz bu şekilde dakikalarca güldük, en sonunda gözümüzden yaşlar akmaya başlamıştı.

 

"Evdeki deli sayısı ikiye çıkmış hayırlı uğurlu olsun."

 

Berk abim bize iflah olmazmışız gibi bakıyordu. Furkan ayağa kalktıktan sonra bana elini uzattı, ben de elinden destek alarak ayağa kalktım.

 

"İyi güldük"

 

"Evet, neye güldük bilmiyorum ama iyi güldük gerçekten"

 

"Salaksınız aldığınız nefese bile gülersiniz"

 

Berk abim bugün yargı modunu açmıştı sanırım, adam durmadan füzeler atıyordu bize. Furkana baktığımda omzunu bilmiyorum dercesine indirip kaldırdı.

 

"Bugün akşama davet var"

 

O davet bugün müydü, benim aklımdan tamamen çıkmıştı. Daha ne giyeceğimi bile hazırlamıştım. Saçımı makyajımı bile düşünmemiştim. Napacaktım şimdi ben.

 

"Böyle resmi davetlerde kimin ne giyeceğini annem önceden belirliyor o yüzden dert etme, stilistler falan bir saate gelirler. Her şeyinle onlar ilgilenir o yüzden çatma o güzel kaşlarını"

 

Güzel kaşlarım mı? Furkan ilk defa bana iltifat ediyordu galiba. Bu anı tarihe yazabilir miyiz lütfen. Furkan'ın iltifatı yüzünden ana konudan saptım, demek böyle günler için özel stilistler vardı. Bunu bilmiyordum işte. Annemin zevkine güvendiğim için rahattım. Sallana sallana mutfağa gittim.

 

Tek başıma ufak bir kahvaltı yaptıktan sonra rahatsız etmek için Deniz'in odasına gitmek için ayaklandım. Merdivenlere tam ulaşmıştım ki kapı çaldı, etrafta da kimse olmayınca kapıyı ben açayım bari diye düşündüm.

 

"Merhaba, siz kimsiniz?"

 

"Ah merhaba tatlım biz kim miyiz?"

 

Değişik giyimli adam elindeki kıyafetleri ve arkasında çalışanları göstererek cevapladı sorumu. Kendini beğenmiş tavrı ve o kaldırabildiği tek kaşı yüzünden şimdiden gıcık olmuştum bu adama.

 

"Dolandırıcı olmadığınızı nerden bileceğim? Öyle şımarık şımarık kendini ve çalışanlarını göstermekle kim olduğunu söylemiş olmuyorsunuz"

 

Adam elini beline koyup bana üstten bakmaya başladı.

 

"Aa neler diyorsun sen be paçoz, çekil şurdan Burçak Hanım ve kızı beni bekliyor"2

 

Beni kapıdan itekleyerek kendisi içeri geçti, ayrıca benim için gelip nasıl beni tanımaz.

 

Sana paçoz dediğini de unutmayalım

 

Oha evet, ben şimdi yolmaz mıyım bu adamı. Ne demek bana paçoz demek. Hemen onun ardından ben de salona ilerledim, o adamı annemle konuşurken gördükten sonra onu yolma planlarım suya düşmüştü.

 

"Ahh kızım da geldi, gel Ahu"

 

Sen şimdi bittin seni çakma Koray Sargın. Beni görmek için arkasını döndüğünde önce gözleri benimle buluştu sonra etrafa bakmaya başladı. Annemin bahsettiği kızının ben olduğumu anladığında şokla geri bana baktı.

 

"Ahu hanım, sizinle tanışmak benim için bir zevk"

 

Demek bir şey olmamış gibi davranacağız, öyle olsun bakalım. Bu işte benden ustası yoktur.

 

"Benim için de Bay?"

 

"Murat, adım Murat Ahu Hanım"1

 

"Memnun oldum Murat Bey"

 

Bu adamın adının da kendisi gibi değişik olmasını beklemiştim. Hiç Muratlık bir tipi yoktu. Bu aralar tipleriyle uyumsuz isimlere sahip erkeklerle karşılaşma işini biraz fazla abarttım sanırım. Önce Mahmut şimdi de bu değişik. Ahh Mahmut'um şimdi ne yapıyordur acaba?

 

" Hazırlıklar başlasın o zaman"

 

"Ahu kızım sen odana geç orda birçok kıyafet var, normalde ben karar veririm kimin ne giyeceğine ama bu senin ilk davetin o yüzden kendin seçsen daha iyi olur. Beğeneceğini düşündüğüm elbiseleri seçmeye çalıştım. "

 

"Eminim ki hepsi de çok güzeldir, teşekkür ederim annecim"

 

Anneme kocaman sarıldım ve koşarak odama çıkmaya başladım. Kapıyı açtığım gibi birçok farklı yüz karşıladı beni. Onlara kısa bir hoşgeldin dedikten sonra kendimi kıyafetlerin arasına attım. Hepsi de fazla güzeldi hangisini seçeceğim konusunda kararsız kaldım.

 

Makyajım yapılıyorken birdenbire odaya çakma Koray daldı, iki eli belinde tam arkamda durup aynadan bana bakmaya başladı.

 

"Yani bu ne?"

 

"Ne ne?"

 

"Bu rüküşlüğün şekerim, gözlerim kanıyor. "

 

" Sen önce kendine bak be, miss gibiyim."

 

"Lütfen şekerim seni daha güzel giyindirmeme izin verir misin?"

 

"Kıskançlıktan yapıyorsun bunu biliyorum. Buradaki herkes çok beğendi beni, özellikle de ben çok beğendim. Senin düşüncenin bir önemi yok burada"

 

Derin bir nefes alıp kendi kendine söylenmeye başladı. Neymiş gözleri kanıyormuş, çıksın o gözler zaten yerinden.

 

"Bari saçını topuz yap, böyle su dalgası hiç yakışmaz elbiseye"

 

" Sen şaka mısın, asıl bu elbiseye su dalgası gider. Bir de gelmiş kendine modacı diyorsun. Çakma Koray seni. "

 

"Ne? Çakma Koray mı? Ayy ne diyorsun sen?"

 

" Rica ediyorum Murat Beyciğim gider misiniz bugün hanımefendilik modumu açtım yoksa ben çıkarırdım sizi"

 

Murat bozulmuş suratıyla bir şey demeden geldiği hızda çıkıp gitti. Adam kıskançlığından ne yapacağını bilemedi, gelmiş güzelim elbiseye topuz yap diyor. Askılı ve sırt dekolteli elbiseye topuz mu olurmuş canım. Belki olurdu ama öyle ben rahat olmazdım, benim için rahatlık daha önemli.1

 

"Makyajınız ve saçınız tamamlandı Ahu Hanım, artık hazırsınız"

 

"Çok teşekkür ederim"

 

Ayağa kalkıp boy aynasından kendime bakmaya başladım, gerçekten taş gibi olmuştum. Güzel olduğumu zaten biliyordum ama bu kadar güzel olduğumu bilmiyordum, ben neymişim böyle ya. Ah Mahmut da burda olacaktı bu güzelliğimi görecekti ahh ahh.1

 

Elbisem siyah ve uzundu, bel kısmına kadar darken ondan sonrasında bollaşıyordu. Elbisenin en sevdiğim kısmı yürürken sağ bacağımı tamamen açığa çıkartan o yırtmaçtı. Yürürken kendimi model gibi hissediyordum, kesinlikle bugünün yıldızı ben olacaktım.

 

"Hadi be kızım, ne.. oooo, ooooo"

 

Bana kızmak için odaya hayvan gibi dalan Furkan beni gördüğü gibi error vermişti.

 

"Dilin tutuldu galiba"

 

"Çirkinliğinden mi? Kesinlikle"

 

Güzelliğimden demek istedi canım abim. Kendisi beni o kadar çok beğendi ki durmadan fotoğrafımı çekip beni izliyordu. Yanıma gelip saçlarımla oynamaya başladığında artık emin olmuştum güzelliğim tarafından büyülendiğine.

 

"Abi sizi aşağıda bekliyor- ohooo"

 

Mete de sözünü bitirememişti. Bugün sanırım dünya konuşamama günüydü ya da ben çok güzeldim. Cevap kesinlikle ikincisi.

 

"Niye buraya yolladığımız kimse geri gelmiyor. OHA "

 

Demir Bey de teşrif etmişti odama, yavaş yavaş takım toplanıyor gibiydi. Üçü birden mest olmuş gözlerle bana bakıyordu. Demirin bakışları birden değişip sinirli bir hale büründü

 

"Hiçbir yere gitmiyoruz. Anneee! Daveti iptal et"1

 

Demir tüm evi inletecek bir sesle bağırmıştı sonra da yanıma gelip saçımı bozmaya çalıştı.

 

"Ya abi napıyorsun ya"

 

Ellerini üzerimden çekip kaçmaya çalıştım

 

"Anne, baba.. Yardım edin"

 

Ben kaçmak için adım attığımda sağ bacağım mükemmel bir şekilde ortaya çıkmıştı ve odadaki herkesin bakışları bacağıma dönmüştü, özellikle Demir abim kıpkırmızı kesilmişti.

 

"Helvan neli olsun demiştin ablacım"1

 

"Evet bu davete kesinlikle gitmiyoruz, kızım bu nee??"

 

Demir adeta kükremişti, ben ne yapacağımı bilemez şekilde put kesilmiştim olduğum yerde. O sırada annem adeta bir melek gibi odaya girmişti.

 

"Noluyor burda, Demir ne bu gürültü oğlum?"

 

"Anne kızın güzel olmayı biraz fazla abartmış ona kızıyordum"

 

"Davete gidiyoruz tabiki de fazla güzel olacak benim kızım. Hadi babanız bekliyor aşağıda geç kalmayın"

 

Annem tutmam için elini uzattığında koşar adımlarla ona ulaşıp elini tuttum ve odadan çıktık.

 

" Bunların kıskançlıkları bitmez, babalarına çekmişler"

 

Annem bu konuda çok çekmiş belli ki ve ben de çok çekeceğim gibi. Kapıya ulaştığımızda arabaların önünde dikilen babamı ve ailenin geri kalan üyelerini gördüm. Neco da bu üyelerdendi artık.

 

"Annecim, Ahum bu kadar güzel olmanız adil mi? Güneş doğmayı bırakır yapmayın böyle."3

 

Buğra abim kesinlikle kadınların kalbini nasıl çalacağını iyi biliyordu. Yanımıza geldikten sonra ikimizin de ellerinden tutup nazikçe öptü. Onun bu centilmenliği karşısında kalbim eriyecekti sanırım.

 

"Güzeller güzeli karım tahtını kızına vermeye hazır gibi görünüyor"

 

Babam da iltifatlarıyla bizi utandırmayı başarmıştı, evdeki mağara kaçkınlarından sonra bu iki centilmen çok iyi gelmişti. Deniz de babamın arkasından değişik değişik hareketler yapıyordu sanırım güzel olduğumu ima etmeye çalışıyordu.

 

"Beyler siz de çok iyisiniz, diğer erkeklerin tüm şansını şimdiden bitirdiniz."

 

"Diğer erkekler derken Ahu Hanım?"

 

Aha geldi bizim mağarasından yeni çıkmış abi görünümlü varlık. Beyefendi erkek lafını duyduğu gibi çıldırıyordu acaba Mahmutu görse ne olacak

 

"Kendi davetimize geç kalacağız bu gidişle hadi herkes araçlara"

 

Abilerimin gazabına uğramamak için babam ve annemin olduğu araca bindim. Davetin nasıl olacağıyla ilgili hiçbir fikrim yoktu ama ailemle beraber olduğum sürece her şeyin iyi geçeceğine emindim.

 

Davet alanına geldiğimizde etrafta bir sürü insan ve kamera karşılamıştı bizi. Bu kadar gözün olması ve bunların kayıt altına alınacak olması beni strese sokmuştu, bunu fark eden annem elini stresten salladığım dizimin üstüne koydu.

 

"Biz yanındayız. Her şey iyi olacak"

 

Umarım öyle olurdu, kitaplarda böyle günlerde illaki bir şeyler olurdu. Bunu bilmek beni daha da strese sokuyordu, ya benim de başıma kötü bir şey gelirse ya ben de rezil olacak bir şey yaparsam? Bir an önce bu şekilde düşünmeyi bırakmam gerekiyordu, rezil olmak benim ana mesleğim olsa bile ne olabilirdi ki en fazla? Rezil olalım ne var sanki bunda, bu benim ilk rezilliğim olmaz. Ay ben şimdi de kendi kendimi fazla gaza getirdim.

 

Davet salonuna girdiğimizde etrafta para kokan kahkaha sesleri yükseliyordu. Herkes fazla şık ve resmiydi, biz içeri girdiğimizde tüm bakışlar bize dönmüştü ve fısıldaşmalar başlamıştı. Bize ayrılan yere gelene kadar soğuk terler dökmüştüm, bir an o yol hiç bitmeyecek sanmıştım. Bizimkilere dönüp baktığımda herkesin çok rahat ve sakin olduğunu gördüm, gerçi bu onların böyle ortamlara ilk girişleri değil. Rahat olmaları normal tabiki.

 

Berk abimin yanımızda olmadığını fark edince etrafa onu görebilmek için bakındım, biz evden çıkarken de görmemiştim onu.

 

"Beni mi arıyorsunuz hanımefendi?"

 

Kulağımın dibinden gelen sesle irkildim, Berk abim kurnazca gülümsemeyerek bana bakıyordu.

 

"Yoo yakışıklı erkeklere bakıyordum"

 

Erkek lafını duyan tüm Koraltan erkekleri oturdukları yerde dikleşip ters ters bana bakmaya başlamışlardı. Benim yakışıklı erkek kesen özelliğim ve Koraltanlar erkeklerin kıskanç özelliği daha çok sürtüşecek gibi görünüyordu.

 

"... İçin Tuğrul Bey'i sahneye davet ediyoruz"

 

Ne olduğunu anlamadan babam konuşma yapılması için ayrılmış olan kısma gitmeye başladı, ne için çağırdıklarını da düşüncelere daldığım için duyamamıştım.

 

"Öncelikle hepinize merhaba, hoş geldiniz. Umarım güzel bir gece geçirirsiniz. Bu konuşmayı çok uzatmadan bitireceğim merak etmeyin. Biliyorsunuz yakın zamanda ortalıkta dolaşan bir dedikodu var, bu davet o dedikodulara ve iddialara cevap vermek için yapıldı. İddiaların hepsi doğru, benim öz kızım nasıl olduğu belirsiz bir şekilde 16 yıl önce doğduğu hastanede karıştı. Biz Durunun bizim kızımız olmadığını tesadüfen fark ettik ve sonrasında yaptığımız araştırmalarla Ahu'yu bulduk. Verdiğimiz ortak karar sonucunda ,bu kararda özellikle kızların fikirlerine önem verdik, kızların öz aileleriyle yaşamalarına karar verdik. Bu zor ve sancılı bir süreçti hem bizim için hem Ahu için ama sonuç olarak aile olmayı başarabildik. Geri kalan detaylar bizi ilgilendiriyor, yapılan yorumlardan bazılarını okudum ve sadece şunu söylemek istiyorum; kimse kimsenin hayatında neler olduğunu, aile ilişkilerinin nasıl olduğunu bilemez o yüzden bu konu hakkında daha fazla yazılıp çizilmesini istemiyorum. Herkes olduğu yerde mutlu. En başta bize bir şans veren ve asla pes etmeyen canım kızıma sonrasında buraya gelip bize destek olan, beni dinleyen sizlere teşekkür ederim. İyi akşamlar"

 

Babamı konuşmasının en başından sonuna kadar gözlerim dolu dolu dinlemiştim ve bittiğinde onu ayakta alkışlamıştım. O sahneden inip yanıma geldi, alnını öpüp sarıldığında gözümden bir damla yaş düştü.

 

O ikonik konuşmanın ardından bir saat geçmişti ve bu bir saat boyunca birçok kişi yanımıza gelip konuşmuş, benimle tanışmışlardı. Kaç kişiye yemek sözü verdiğimi ya da beraber iş yapacağımız sözünü verdiğimi hatırlamıyorum bile. Şimdiyse yanımızda kim olduklarını bilmediğim bir aile ve oğulları duruyordu, konuşan adamın Türkçesi garipti ve sürekli duraksıyordu. Adamın yabancı olduğuna kanaat getirmiştim en sonunda yanındaki oğlu ise gözünü kırpmadan bana bakıyordu, kendisi bana çok tanıdık geldiği halde sırf abilerim sinirlenmesin diye ona bakamıyordum ama beyefendi sanırım sabah yürek yemişti.

 

"Sen neler yapıyorsun Ahu?"

 

Sorulan soruyla beraber tüm gözler bana dönmüştü, ondan bir soru beklemediğim için ben de şaşırmış, konuşmayı bir anlığına unutmuştum. Cevap vermek için ona döndüğümde yüzüne detaylıca bakma şansım oldu ve bunun beni bir röportajıyla ünlü eden model olduğunu fark ettim.

 

"Ailemle vakit geçiyorum son zamanlarda sen neler yapıyorsun Aras?"1

 

Aras onu hatırlamış olmama başta şaşırmış olsa da sonrasında gülümsemişti. Yanımda duran Demir ise 'ne bu samimiyet' diye homurdanıyordu. Abicim valla ben de bilmiyorum ne bu samimiyet, o bana öyle yaklaştı ben de öyle devam ettim.1

 

Aras bir şey diyecek gibi oldu ama birden sustu, neden sustuğunu anlamamıştım ama çok da umursamadım. O sırada sahnenin açık alanına doğru gitmeye başlayan ve müziğe uyumlu bir şekilde dans eden insanlar dikkatimi çekti. Sanırım şu an ikili dans etme zamanıydı, bu an film, dizi, kitap fark etmez davetlerin en can alıcı sahneleridir.

 

Bakışlarım dans edenlerdeyken birden bir el önümde uzandı ve elin sahibi haylaz gülümsemesiyle karşımda durdu.

 

"Bu dansı bana lutfeder misiniz hanımefendi?"

 

"Tabii ki"

 

Arkamda kıskançlıktan kendini yiyen abileri bırakıp Arasla beraber ilerledim. Birkaç kişi dönüp bize bakmıştı onlar dışında kimsenin umurunda değildik. Davetliler kendilerini tamamen eğlenceye bırakmışlardı.8

 

"Bir sorunumuz var"

 

Arasın kulağına doğru fısıldamıştım. Endişeyle dönüp bana bakmıştı

 

"Sorun ne?"

 

"Ben böyle hiç düşünmeden geldim ama dans etmesini bilmiyorum ki"

 

"Ah sorun bu muydu, ben de abilerinin gelip beni öldüreceğini falan söyleyeceksin sandım."

 

Kim ona bunun zaten olacak bir şey olduğunu söylemek ister1

 

"Dans ritim meselesidir. Kendini ritme bırak, sadece sen ve ben. Kasma, müziği hisset."

 

Onun dediği gibi kendimi bırakmaya çalıştım ama hem bilmediğimden dolayı stresliydim hem de belimdeki eli odaklanmamı engelliyordu. Onun elinin olduğu yerden tüm vücuduma sıcaklık yayılıyordu.

 

"Bu arada ben sana hiç teşekkür edemedim. Hesabımın büyümesinde büyük payın var. Gerçekten teşekkür ederim"

 

"Rica ederim ama açıkçası asıl amacım bu değildi. Hesabın benim güvenli alanımdı, hâlâ öyle. İyi hissetmediğim zamanlarda açar dinlerdim seni, bu saatler sürse de bıkmazdım sesinden. Seni kimse bilmesin sadece bana özel kal istedim ama aynı zamanda seni herkes bilsin istedim. Ne çelişki ama... O soru sorulduğunda da aklımda seni ünlü etmek, reklam yapmak vs yoktu sadece içimden geçeni söyledim. "

 

Sözleri karşısında ne diyeceğimi bilemediğim için susmuştum ve Aras dışında her yere bakmıştım. O sırada abilerimi görmüştüm ve hepsi de kızgın boğa gibi bize odaklanmıştı. Dünya yansa umurunda olmayan Furkan bile sinirli görünüyordu.

 

"Reklam çekimi yapacağını duydum"

 

Onun konuşmasıyla başımı ona çevirdim, göz göze geldiğimizde çok fazla yakın olduğumuzu fark ettim. Nefesi yüzüme değiyordu. Özellikle koklamayı reddettiğim o mükemmel parfümü burnuma doluyordu. Zengin parfümü diye bir gerçek var.

 

Bakışlarımı hemen yere indirdim, ne kadar garip bir durumda olsak bile Mahmutuma ihanet edemezdim.3

 

"Evet abimle olan teklifi kabul ettim. Tek başıma olursam yapamam diye korktum, tanıdık biri olması benim için daha konforlu. "

 

" O zaman benimle de bir reklam çekimi yapmaz mısın?4

 

Cevap vermek üzereyken birden bir el omzundan çekip aldı beni.

 

"Siz biraz fazla yakın durmaya başladınız, kardeşimi alıyorum"1

 

Demir abim beni çekip aldığı gibi hızla başka tarafa götürdü.

 

"Siz ikiniz hayırdır böyle"

 

"Ya abi konuşuyorduk"

 

"O nasıl konuşmak öyle eli belinde bakışları sende tövbe tövbee"

 

"Abartıyor musun sanki birazcık"

 

Abim daha bir şey diyemeden başka bir kol beni çekti, iyice oyuncak bebeğe döndüm şunların elinde.

 

"Kız kardeşimle biraz da ben dans edeyim"

 

"Demir abimin dans etmeyi bilmesi beni şaşırttı"

 

"İnan beni de şaşırttı"

 

Berk abimle beraber kahkahalarla gülmüştük.

 

"Güldük eğlendik şimdi gelelim şuradaki elemana. Bir daha sana üç metreden fazla yakın durursa içeriye yıkarım acımam"

 

"Ya abi sen de mi yaa"

 

Belki amacım Arasla flört etmek değildi ama yine de öyle olabilirdi abilerimin bu tavrı hiç hoşuma gitmemişti. Bu kıskanç abiler varken ben nasıl Mahmutla gezip tozacaktım ya.

 

Mahmutla olmak istiyorsam bu kıskanç abileri birazcık yontmam gerekecekti. Bu uğurda ölmek var dönmek yoktu artık. Müzik bitince dans etmeyi bırakıp masamıza döndük.

 

 

 

 

 

 

 

🌸Selaaaammm, özlediniz mi bizi?3

🌸Nasıldı bölüm, beğendiniz mii? İkinci erkeğimiz giriş yaptı. Bölüm hakkındaki görüşlerinizi şuraya alay

🌸Sizleri seviyorummm, kendinize dikkat edinn veee son olarak aramıza birçok yeni kişiler katıldı hepiniz hoş geldinizzzzz muuaah❤️1

 

Bölüm : 29.12.2024 22:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...