5. Bölüm

5.BÖLÜM

Humeyra sahin
humeyras_

Hayat, bazen kalbini elleriyle öyle çok sıkar ki kalpsiz olmayı bile göze almak istersin.

Yağmur, Bulut ve beni yarınlar yokmuşçasına ıslatırken ne hissedeceğime karar veremiyordum. Bana mesaj atan Bulut Akın mıydı bu çocuk? Belki de sadece isimleri aynıdır.

"Seni tanıyorum galiba," diye belli belirsiz mırıldandım.

Şaşkınlıkla kaşlarını çatınca gözlerim yine yeşillerinin içinde kayboldu.

Sanki kendimi tekrardan buldum içinde.

"Nereden tanıyor olabilirsin ki beni?'

Gözlerimi ondan kaçırarak yere sabitledim. Ya o değilse?

"Pek emin değilim ama birisi bana son arzun nedir diye garip fakat ilginç bir soru sormuştu. Onun adı ve soy adı da Bulut Akın'dı."

Karşılaşacağım ifadeden korkuyordum fakat bakışlarım yüzüne geri dönünce gülümsediğini görmek vücuduma sert bir darbe indirdi.

"Kardeniz yücel," dedi yağmur damlalarından biri burnuna oradan da dudağına süzülürken fısıltıyla.

Öyle şaşırmıştım ki birkaç kere gözlerimi kırpıştırdıktan sonra bile kendime gelememiştim.

"Adımı nereden biliyorsun?"

Yüzündeki tebessüm derinleşerek bana bir rüyadaymışım gibi hissettirdi.

"Sana yazdığımda hesabında ismin gözüküyordu oradan biliyorum."

Ne kadar da aptal olduğumu fark ederek çekingence tebessüm ettim. Biz öylece dururken etrafımızdaki insanlar yağmurdan kaçmak için durmadan koşuyorlardı. Herkesin ortasında iki kişiydik beraber. Yağmur da bize eşlik ediyordu.

Benim ise acelem yoktu. Yaşadıklarından ve yaşayacaklarından bıkmış olanların acelesi olmazdı.

"Evine gitmeyecek misin? Yağmur baya fazla yağıyor," dedi merakla.

Bir evim yok ki, diyemedim. Onun yerine "Dört duvar arasında evimde gibi hissetmiyorum," dedim.

Bu sefer yüzünde oluşan ifadeden ilgisini çektiğimi anlamıştım. Önce gözlerime beni tanımak adına daha derin baktığını, ardından da hayatında ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmış gibi bir izlenim verdiğini düşündüm.

"Bu gerçekten dikkat çekici bir bakış açısı."

Sesi yağmurun sesini bastırırken saçlarımın hatta tüm bedenimin ıslanmış olmasını takmamıştım. Çünkü yağmuru gerçekten çok severdim.

"Biraz yürüyelim mi?"

Sözlerine olumlu yanıt vererek nereye gittiğimizi bile bilmeden öylece ileri doğru attım adımlarımı.

Onu daha yeni tanımaya başladığım için konuşacak bir konu bulamıyordum. O da bulamıyor olacak ki sessizce yürümeye devam ettik. Birkaç dakika sonra rastgele bir otobüs durağının altında durduğumuzda etrafımızdaki insanları incelemeye başladım.

Küçük bir kız elindeki cips paketiyle durmadan koşuşuyordu. Onu izlediğimi fark edince hızla yanıma doğru geldi.

''İster misin?'' dedi neşeli sesiyle.

''Hayır, teşekkür ederim.''

Ona kocaman bir tebessüm sunduğumda yanımda duran Bulut'a ikram etmek istediğini dile bile getirmeyerek koşarak adımlarla annesi olduğunu tahmin ettiğim kadının yanına doğru gitti. Kaşlarım istemsizce çatıldı.

Ben olsam sorardım. Neden sormamıştı ki?

''Senden bir şey isteyebilir miyim?'' Bulut dikkatimi çekince merak ile ona döndüm. Ne isteyeceğini bilmiyordum ve bayağı meraklanmıştım.

''Yapabileceğim bir şey ise denerim.'' dedim hafif bir merakla.

Gözlerini yağmurun yağdığı yöne, gökyüzüne doğru çevirdi. Yeşil gözlerinde yağmurun yansımasını gördüm.

"Ben 10 bölümden oluşan, her bölümde de karakter gelişimi yaşayacak olan insanları konu eden bir kitap yazıyorum. Eğer izin verirsen final bölümünü, yani 10. bölümümde de seni konu edinmek istiyorum."

Gözleri tekrar beni buldu. İstediği şey hoşuma gitmişti. Böyle ilginç bir kitap konusunu aşırı sevmiştim.

"İnsanlara öncelikle son arzularını soruyorum."

Bana da sorulan soruyu hatırlayınca kaşlarımı çattım. Bedenimin tümüyle ona döndüm.

"Neden?"

Meraklı tavrım hoşuna gitmiş gibi kollarını göğsünde birleştirip durağın camına yaslandı. Bakışlarının doğrudan hedefi olunca heyecanlandım.

"Bir gün dayımla birlikte bir araba yolculuğu yapıyorduk. Radyoda Nilüfer-son arzum çalıyordu. Şarkının şu sözleri hâlâ kulağımda çalıyor;

Son arzun nedir diye gelip de bana sorsalar,

gözlerime bakıp da her şeyi anlasalar,

Dayım o sıralarda bana döndü. Senin son arzun nedir diye bir soru yöneltmişti ama tam o an, bir tır bize çarpıp arabamızı pert ettiği için cevabı hiç bir zaman öğrenemedi."

Duyduklarım yüzünden afallayarak kalakaldım. Ama o yine de devam etti.

"O günden beri bu soru kafamda dönüp duruyor. Bir gün masada otururken aklıma böyle ilginç bir fikir geldi. Kitabımda 10 bölüm olacaktı ve her karaktere sorulan ilk soru 'son arzun nedir' olacaktı sonraysa onların karakter gelişimini okuyacaktık. 10. karakter için de hesapta gezinirken seni seçtim. O an ne oldu bilmiyorum ama bir şeyler beni sana itti."

Hangi birini düşüneceğimi bilemeden donup kaldım. Birkaç saniye birbirimizi izledik.

Dünya döndü fakat biz birleşen bakışlarımız da dinlendik.

"Dayın için üzgünüm," dedim en sonunda.

Başını hüzünle eyvallah dercesine salladı.

"Ve... sanırım, final bölümünde yazacağın karakter olmaktan mutluluk duyarım,"

Yıldızları kıskandıracak bir tebessüm belirdi yüzünde. Kendime engel olamayarak ben de gülümsedim.

Ellerini siyah sweatshirt'ünün altındaki eşofmanın ceplerine soktu.

"O halde yarın buluşuruz, röportaj gibi bir şey yapmak için seni, izninle bir yere götürmek istiyorum,"

Neden olmasın ki? Sonuçta herhangi bir işim yoktu. Hayattan bir beklentim de yoktu.

"Tamam yarın bu durakta buluşalım o zaman," dedim çekingen tavrımdan ödün vermemeye çalışarak. Başıyla onayladı.

"Görüşürüz Kardeniz,"

İsmim, müziği andıran bir benzerlikle döküldü dudaklarından.

Arkasını dönüp yavaşça ilerlerken "Bulut Akın," diye mırıldandım.

Bana yaşama tutunmak için küçük de olsa bir sebep vermişti. Yarın ne olacağını bilemezdim. Amcamın, teyzemin, Efsun'un nasıl olduğunu bilemezdim. Ama belki Bulut'un isteği ile kafam dağılırdı, kendime gelirdim. Sonra aklıma nereye gideceğimi bilmediğim gelince çaresizlikle ofladım. Bu kadar yağmurda gidecek bir yerim yoktu.

Ne yapacaktım?

Arkamda duran banka oturdum. Telefonumu cebimden çıkardım.

Amcam Mazlum, 9 cevapsız arama, 5 mesaj.

Efsun, 30 cevapsız arama, 29 mesaj.

Teyzem Afet, 15 cevapsız arama, 20 mesaj.

Efsun'a ben iyiyim yazarak telefonu kapattım.

Saatler geçti, ben oturdum.

Saatler geçti, ben öylece gökyüzünü seyrettim.

Saatler geçti, sol gözümden bir damla yaş yanağıma süzüldü.

Saatler geçti, etrafta kimse kalmayınca banka uzanarak gözlerimi kapattım.

Uyku beni ele geçirmedi, gözlerimi sımsıkı kapattım, üşüdüm, kendime sarıldım.

Bölüm : 01.08.2025 21:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...