"evet çocuklar... saat 9'u geçti. Artık çadırlarınızda durun. Çadırdan önemli bir konu hariç çıkmak yasak ve çıkan kişiler okula dönünce disiplin alacak!.."
hep bir ağızdan:peki hocam.
Herkes çadırlarına gitti. Felix minik adımlar ile herşeyi düşünüyordu. Aklında Hyunjin'in sözleri yankılanıyordu.
"çok güzel kokuyorsun"/
"beni takip et"/
"ben vampirim Felix"/
aklı kurcalanıyordu ve sadece bunları düşünebiliyordu. Birden çadıra çarptığı an tökezledi. Kendi kendine mırıldandı.
"Hadi ordan Felix... mal mısın oğlum sen? Vampir diye birşey yok ki amına koyayım. Bu adam seni kandırıyor. İnanmasana mal!."
Kendi kendine konuşup ofladı ve çadıra girer girmez iki kızıl göz ile karşılaştı. Bir an gözleri büyüdü ama kendine geldi.
"Aklımı aldın ne bakıyorsun öyle?!."
"Tch.. ne o? Korktun mu?..:
"Pfff..."
Çadırın fermuarını çekti ve yer yatağına kendini attı. Düşüncelere daldı. 5 dakika kadar olan sessizlikten sonra konuştu.
"Aklımı kurcalıyorsun."
"Biliyorum zaten."
"Ne?."
"Biliyorum diyorum. Aklını okuyabiliyorum."
"Oha yok artık. Siktir git Hyunjin."
Hyunjin kıkırdayıp Felix'e döndü.
"Düşün bakalım birşey. Zorla kendini."
Felix biraz durdu ve gözlerini kapatıp düşündü. Biraz durup gözlerini açtığında Hyunjin ile burun burunaydı.
"E...ee-"
Hyunjin işaret parmağını Felix'in dudaklarına koyup Felix'i susturdu.
"Ruh hastası mısın Felix? Yada bir problemin felan mı var? Niye sucuklu yumurta düşünüyorsun? İyiki zorla kendini dedim."
Felix bir anda şaşkınlığı bir kenara koyup kıkırdadı.
"Sakın sucuklu yumurtama laf etme! Tadı çok güzel bir kere!."
"Hmm... nasıl bari tadı?.."
Felix kafasını geri çekti.
"Hey, hiç yemediğini söyleme bana."
"Tabiki yedim ama, tat almıyorum. Vampirlerin tat alma duyusu olmuyor."
Biraz şaşırmıştı. Gerileyip düşündü.
"Peki bir yemeğin tadını anlamadan yemenin yararı var mı ki?"
"Kokusunu alıyorum. Tadını anlayabiliyorum az çok."
Felix başı ile onayladı. Gayet mantıklıydı.
"Kafamı karıştırdığın çok fazla şey var."
"Biliyorum. Hepsine cevap vereceğim zaten. Ama, herşey aramızda kalacak."
"Peki..."
Biraz durup nefes verdi.
"Bu nasıl oluyor anlamıyorum. Nasıl bir vampir olabilirsin, aklım almıyor... çok garip."
"Haklısın ama bu açıklayabileceğim birşey değil."
"Peki peki. Kitaplardaki gibi misiniz? Yada filmler."
"Güneş görünce eriyip yok olmuyoruz. Sadece rahatsız oluyoruz. Biz karanlık ruhlarız. Kan ile beslendiğimiz doğru. İnsan öldürme konusuna gelecek olursak bunu sadece soysuz vampirler yapıyor. Vampir türleri soylu ve soysuz olarak ayrılıyor. Soysuzlar sadece kin dolu vampirlerdir ama soylu gördüklerinde korkan cılız tiplerdir. Soylular ise insan öldürmezler. Onlara gelen tüplü hayvan kanlarını kullanırlar. Soğuk ve sinirli yapıları vardır."
"O zaman sen soylusun?.."
"İyi tahmin."
"Hmm... peki, dişlerin var mı cidden?.."
Hyunjin yandan sırıttı ve yüzünü tekrar Felix'e yaklaştırıp hafiften kafasını kaldırdı. Dudaklarını aralayıp ağzını açtı. İki sivri ve uzun diş, diğer dişlerin yanında göz kırpıyordu.
"İnanılmaz..."
"Sevdin mi?.."
"Çok, iyi duruyorl- hey bir dakika! Ya bunlar sahteyse?!."
Hyunjin ağzını kapatıp Felix'e tekrar döndü.
"Aynen Felix. İşim gücüm yok, seni kandırmak için takma vampir dişi buldum, onunla geziyorum. Hatta diğer insanları da kandırıyorum, biliyor musun?.."
Felix Hyunjin'in koluna vurdu.
"Siktir git Hyunjin."
"Sen kaşınıyorsun."
Felix kıkırdadı. Biraz gerileyip duvara yaslandı.
"Senin gibi soğuk birinin altından bu kadar gizem çıkacağını yaşım kadar düşünsem bilemezdim."
Hyunjin kıkırdayıp kendi yatağına geriledi.
"Hmm..."
İkisi de kıkırdadığında biraz süre bakıştılar.
"Uykum var."
"Uyu. Annen miyim ben?.."
Felix bir kahkaha patlattı.
"Peki ben uyurken beni dişlemeyeceğini nerden bilebilirim?.."
"Şaka yapıyorum de."
"Cidden soruyorum ama ciddi değilim."
"Türkçeyi katletmeyi bıraksan mı diyorum Felix.."
Kahkaha patlattı.
"Tamam tamam.."
Yatağına uzandı ve yan döndü. Hyunjin ışığa yönelip ışığı kapattı.
"Hyunjin."
"Hmm?.."
"Ya ayı gelirse?."
"Hangi bilim kurgu filmi psikolojinde bu kadar etki bıraktı. Söyle bak söz kızmayacağım.."
Felix tekrar güldü.
"Düzgün bir cevap versen ya..."
"Merak etme. Onu da ısırırım."
Feliz Hyunjin'e belli etneden kıkırdadı. Derin bir uykuya daldı.
(...)
Felix kıpırdanarak uykusundan uyandı. Gözlerini araladığı anda karşılaştığı iki kehribar göz ile irkildi ve geriledi.
"Hey... korkma."
"Ah... lens değiller, değil mi?.."
Hyunjin biraz kıkırdadı. Felix'e yakın kalmaya devam etti.
"Hayır, değiller.."
Felix gözlerini ovuşturdu. Yatakta oturur pozisyona geldi. Battaniyeyi üzerine biraz daha çekti.
"çocuklar. Toplanın! Bugün gün boyu görevler yapıp akşam 7 gibi geri döneceğiz."
kimisi uflayarak, kimisi ise heyecanla çadırından çıktı. İlk görev olan 'orman ağaç incelemesi' ile görevlere başladılar.
selammm umarım beğeniyorsunuzdur. Üzgünüm, pek aktif olamıyorum. Ama elimden geleni yapacağım. Aktif olamadığımda uzun yazacağım. Kendinize dikkat edin. Bayyssss
•°⛓🧸🎧🖇°•
⭐
Okur Yorumları | Yorum Ekle |