
Selam güzellikler uzun bir aradan sonra yeniden döndüm. Satır arası yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın ❤️
Keyifli okumalar!
^•^
Mutfaktan gelen sesler kulağıma ilişirken gözlerimi araladım. Yattığım yerde bakışlarımı gezdirdim. Biz Samael ile salonda uyumamış mıydık? Şuan Samael'in odasında uyanmıştım. Sanırım gece beni buraya taşımıştı. Aşağıdan gelen seslere daha fazla kayıtsız kalmayıp yataktan kalktım. Banyoya gidip elimi ve yüzümü yıkadım. Saçlarımı yukarıdan toplayıp banyodan çıktım. Merdivenden indikten sonra sesin kaynağına ulaştım. Gördüğüm manzara kaşlarımı kaldırmama neden olurken dikkatlice Samael'i izledim.
Samael üstü çıplak bir şekilde mutfakta çalışıyordu. Belinden düşecek gibi duran eşofmanı umrunda değilmiş gibi bir o yana bir bu yana giderek kahvaltı hazırlıyordu.
Saçları hafif ıslaktı ya terlemişti yada banyo yapmıştı. Kasları hareket etmenin nedeni ile gerilip duruyordu ve benim bakışlarım onun kasların da dolanmaktan oldukça memnundu. Çok kaslı erkekleri sevmeyen biri olarak Samael'in kasları ne çok fazlaydı nede az denecek kadardı. Tam bir erkekte olması gerektiği gibiydi.
"Küçük sapık uyandın mı?"
Samael'in konuşması üzerine bakışlarımı kaslarından aldım.
"Günaydın."
Samael'in yanına yaklaşıp ne yaptığına baktım. Patates kızartması yapıyordu. Mutfak o kadar temizdi ki bir erkeğe göre oldukça temiz çalışıyordu. Bakışlarımı mutfak masasına çevirdiğimde gördüğüm manzara beni oldukça memnun etmişti. Samael resmen döktürmüştü. Benden bile güzel kahvaltı hazırlamıştı. Önce ki hayatında aşçı olma ihtimali yüzde kaçtı?
"Günaydın."
Samael bakışlarını üstüme çevirince "yapmamı istediğin bir şey var mı?" Diye sordum. Samael başını iki yana sallayarak "şu patatesleri de alınca bitiyor işimiz." Dedi.
Aklımda hâlâ Samael'i aşık etme fikri vardı. Planıma artık başladığım için ona yakın olmalıydım. Erkekleri kendine aşık etme yolu ders bir temas kurun.
Samael'in önüne geçtim. Onun yüzüne bakmazken elinden kaşığı aldım.
Samael tam arkamdaydı. Bedenlerimiz birbirine temas ediyordu. Nefesinin saçlarımın arasında gezindiğini hissettim. Bir rüzgar misali saçlarımı okşuyordu. Evet fazlasıyla yakın ve temas halindeydik öyle ki bu beni bile heyecanlandırmıştı.
Kaşıkla patatesleri alıp tabağa koydum. Böylesine kolay bir şeyi yaparken ellerimin titremesi normal miydi? İşim bitince Samael'e döndüm. Bakışları yüzümde geziniyordu.
"Bitti"
Samael ağır ağır başını salladı.
"Bitti"
Etkilenmiş miydi? Yosun yeşili gözleri bugün biraz daha parlaktı sanki. Farklı bir şeyler var gibiydi. Samael tuhaf bir şekilde bugün başka biri gibi hissettiriyordu bana.
Tabağı elime aldığım da aynı zamanda "bütün bunları neden hazırladın?" Diye sordum. Tabağı masaya koyduğum da bir sandalyeyi çekip oturdum. Samael de yanıma oturdu.
"Ben hastayken o kadar şey yaptın bende sana kahvaltı hazırlamak istedim."
Minnet. Samael bana minnet mi duymuştu? Ona yardım ettiğim için karşılık olarak bana kahvaltı hazırlamıştı. Kahvaltı yapmaya başladığımızda ikimizde konuşmuyorduk. Samael sanki bunu söylemek istemiyormuşta ağzından kaçırmış gibiydi.
Bense onu yeni yeni tanıdığımı anlıyordum. Samael'in hakkında bilgim olmasa da kişiliğini yavaş yavaş çözüyordum. Bugün onun minnet duygusunun fazlasıyla gelişmiş olduğunu öğrenmiştim mesela.
Aramızda ki sessizliği Samael'in telefon melodisi bozdu. Samael ismi okuduktan sonra telefonu açtı. Karşı taraf direk konuşmaya başladığında Samael dikkatle dinledi. Karşıdakinin ne dediğini duyamıyordum.
"Tamam kahvaltı yapıyoruz çıkarız birazdan."
Samael tek bunu söyleyip kapattı telefonu. Merakıma yenik düşerek "kimdi o? Nereye gideceğiz?" Diye sordum. Samael elinde ki kahvesinden bir yudum aldıktan sonra bakışlarını bana çevirdi.
"Renattı. Eski eve dönebileceğimizi ve güvenli olduğunu söyledi."
Tek kaşım havaya kalktı.
"O evde saldırıya uğradık ne demek oraya geri dönüyoruz?"
Kızgınlıkla sorduğum soruya karşın Samael kaşlarını çattı. Sinirlenmiş miydi?
"O ev benim için önemli sıradan bir ev değil ve Renat hallettim diyorsa halletmiştir kendimi yada seni tehlikeye atmam. En azından suçlu olduğunu kanıtlamadan."
Başımı peki der gibi salladım. Onun bana zarar vermeyeceğini biliyordum zaten en azından suçlu olduğumu kanıtlayana kadar.
Evin onun için önemli olduğunu söylemişti. Neden önemliydi ki? Aslında aklıma tek bir şey geliyordu. O söylediği oda. Yani benim girmemi istemediği. Onunla ilgili olabilir miydi? Acaba o odada ne vardı. Sanırım bunu öğrenmenin tek yolu bakmaktı.
Kahvaltımız bittiğinde ikimizde hazırlanıp evden çıktık. Aslında bu evi beğenmiştim yani Samael ile güzel dakikalar geçirmiştik en azından. Arabaya bindiğimizde yolculuğumuz yeniden başlamıştı.
Bakışlarım camdayken çalan şarkı ile gözlerimi kapattım. Hoş bir Fransız şarkı çalıyordu. Bu şarkı dans ettiğimiz günü hatırlatmıştı bana. Onunla ilk gerçek anlamda yakınlaşmamız o zaman olmuştu. Samael'in romantik bir tarafı da vardı onu da balo da öğrenmiştim.
Samael belki de o kadar da kötü biri değildir. Asıl kötü olan Eristir. Bana benzeyen o kadın. İçim içimi yiyordu aralarında geçenleri öğrenmek için ama Samael bana söylemezdi. Düşünceler zihnimi bulandırırken yeniden kendimi uykuya bıraktım.
😴
"Onu eve bırakınca gelirim."
Duyduğum konuşma üzerine gözlerimi araladım hâlâ yoldaydık. Elim boynuma gittiğinde sağa sola salladım. Yorgun düşmüştüm fazlasıyla.
"Daha çok yolumuz var mı?"
Sorum üzerine Samael bana baktı.
"Hayır geldik bir kaç dakikaya evde oluruz."
Başımı sallayıp dışarıya baktım. Yine kara bulutlar gelmişti. Yüzümü buruşturmadan edememiştim. Bugün içimde bir sıkıntı dolanıyordu. Umarım kötü bir şey olmazdı.
Bir kaç dakika sonra eve gelmiştik ben arabadan inerken Samael'in hâlâ arabada olduğunu gördüm.
"Sen gelmeyecek misin?"
Samael başını iki yana sallarken sorumu cevapladı.
"Hayır işim var hallettikten sonra eve geleceğim."
Elini torpidoya götürüp açtı ve içinden gördüğüm kadarıyla anahtar çıkardı.
"Evin anahtarı."
Elinden anahtarı alıp bakışlarımı ona çevirdim.
"Evin etrafında korumalar var ama onları görmen biraz zor gizleniyorlar bu yüzden kaçayım falan deme eve gir ve sakın kapıyı benden başkasına açma."
Kaşlarım istemsizce çatıldı.
"Bir sorun mu var?"
Dikkatle sorduğum soru karşısında Samael elini saçlarına geçirip karıştırdı.
"Yok güzelim sadece benden başkasına açma kapıyı korumalar seni rahatsız etmesin diye gizlendiler bu yüzden rahat olabilirsin. Eve gir ve rahatına bak."
İçimde ki sıkıntı biraz daha büyüse de başımı sallamakla yetindim.
Samael eve girmemi beklerken açık olan cama yaklaştım ve yanağına küçük bir öpücük bıraktım. Dudaklarım onun yanağında iz bırakırken ondan yavaşça uzaklaştım.
Samael öylece karşıya bakarken hızlıca arabadan da uzaklaşıp eve yaklaştım. Köpekler yoktu bu yüzden rahattım. Kapıyı açıp eve girdiğim de sırtımı kapıya yasladım.
Bugün neyim vardı benim? Samael'i öpmüştüm. Onu kendime aşık etmek için yapıyordum sadece ama bu öpücük farklıydı içimden gelerek yapmıştım. Dışarıdan araba sesi geldiğinde gittiğini anladım. Kapıdan uzaklaşıp etrafta gözlerimi gezdirdim. Her şey yerindeydi sanki hiç çatışma çıkmamış gibi.
Evde yapabilecek hiçbir şeyim yoktu tek bir şey dışında. O odaya bakabilirdim. Samael ve Renat evde değildi ve yalnızdım elime bir fırsat geçmişti. Hızla merdivenleri tırmandım en üst kata çıktığımda beyaz kapılı odaya bakışlarımı çevirdim. Kapının önüne geldiğimde kulpunu çevirdim fakat Samael'in dediği gibi kilitliydi. Sıkıntı ile yüzümü buruşturdum. Samael'in odasına gidip her yeri dikkatlice aramaya başladım. Belki anahtar odada bir yerdeydi.
Her yeri arasam da anahtarı bulamamıştım elimde ki kitabı rafa geri bıraktım. Resmen odayı talan etmiştim ama lanet olası anahtar yoktu.
Anahtar yoksa bende alternatif bir çözüm bulurdum. Mutfağa gidip çekmeceden bir bıçak aldım. Yeniden odanın kapısının önünde durdum. Kilit yerine bıçağı sokup çevirmeye çalıştım. Bir sağ bir sola denesem de bir türlü açılmıyordu.
Kapıyı iterek biraz daha bıçakla oynamaya devam ettim. Kilidin açıldığını hissettiğim anda gözlerimin parladığını hissettim. Kapının kilidini resmen açmıştım. Kapının kulpunu indirirken bir el elimin üstüne dokundu. Kim olduğunu anlayamazken bakışlarımı arkama çevirdim.
Samael kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.
"Samael."
Sessiz fısıltıma karşın kaşları çatılabilirmiş gibi biraz daha çatıldı. Karşımda ki görüntü olarak Samael'e benzese de bakışları olarak asla o değildi.
"Ben Samael değilim."
^•^
Bölüm sonu benimkiler eski düzenimize dönüyoruz artık haftada üç bölüm gelecek pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri bölüm gelecek.
Beğendiyseniz vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Emeklerimin karşılığı olarak lütfen es geçmeyin.
Peki bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler?
Sosyal medya hesaplarım üzerinden beni takip etmeyi unutmayın spoiler paylaşıyorum. 💖
Instagram: Ayrin.im
Twetter: Ayriniim
Çizgi.studio: Ayrin
Wattpad yardımcı: Ayrinhikayeleri
Gülücükler ve öpücükler ile...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |