
Acı, benimle birleşmiş gibiydi. Belkıs neredeyse acı orayı buluyordu. Doğar doğmaz acı kendisini kollarıma bırakmıştı da beni terk etmiyordu. Tam mutlu oldum dediğim an içimde bulunan acı gün yüzüne çıkıyordu.
Mutfaktan çıktıktan sonra direkt yukarı çıkıp odaya gittim. Korkut'u beklemeden üzerimi değiştirdim ve yatağa girdim. Odadaki mumu da söndürmüştüm. Hava bulutlu olduğundan odaya ay ışığı da girmiyordu. Karanlık beni biraz ürkütse de içimdeki diğer duygular daha ağır basıyordu.
Bir insan sevmese bile eşine böyle bir söz söyleyebilir miydi?
Abartıyor da olabilirdim. Ama onu çok seviyordum. Ondan böyle bir sözü duymak beni çok üzmüştü.
Gözlerimi kapatmış bir şekilde duruyordum. Uyuyabileceğimi zannetmiyordum. Hem saçımı da taramamıştım zaten. Derin bir soluk verdiğim an odanın kapısı açıldı. Korkut gelmişti.
Onu göremeyeceğim için gözlerimi açmadım. Dolabın kapağının sesini duyduktan sonra kıyafetlerinin seslerini işittim. Üzerini değiştiriyordu. Bana söylediği sözler için üzgün olabilir miydi acaba? Belki de iyi ki söyledim diyordu...
Biraz sonra yatağın sağ tarafı çöktü. Yatağa oturmuştu. Ondan gelecek bir kelimeyi bekliyordum. Üzgün olduğunu belli etse geçerdi kırgınlığım. Bekledim ama tek kelime etmedi. Çok geçmeden yatağa uzanıp yorganı üzerine çekti. Uyuyacaktı.
Ona kırılmış olmam hiç umurunda değildi. Bu canımı yakıyordu ama ne yapabilirdim ki? Gözünde abisinin karısı olduğum için kırgınlığımın bir ehemmiyeti yoktu demek ki.
Gözlerimin yandığını hissederken kendimi sıktım. Ağladığımı duysun istemiyordum. Onu sevdiğimi anlamasından korkmaya başlamıştım. Eğer anlarsa kızardı. Abisinin karısıydım, onu sevmemi istemezdi.
Oysa şimdi onun karısı olarak biliniyordum. Allah bizi birbirimize eş yapmıştı...
"Belkıs." dedi belki dakikalar belki saatler sonra. Sessiz kaldım. Cevap vermek istemiyordum. Kalbimin bir yarısı onunla konuşmak için can atsa da bir yarısı ona karşı kan ağlıyordu. Arkamdaki bedeninin hareket ettiğini fark ettim. Bana doğru dönmüştü galiba.
"Uyudun mu?" dediğinde kafamı yastığa daha çok bastırdım. Korkut iç çekti. O iç çekince benim ağlayasım geldi. "Uyumadığının farkındayım." dedi bu kez. Madem farkındaydı kendi kendine konuşsun istedim. Ona cevap vermeyecektim.
"Belkıs inat etme, cevap ver." Sesi biraz yükselmişti. Başımda parmaklarını hissetmemle nefesimi tuttum. Saçlarıma dokunuyordu. Kalbim o kadar hızlı atmaya başladı ki ben bile şaşırdım. Korkut birkaç saniye saçlarımı okşadı. Gerçekten saçlarımı okşadı. Sadece dokunmadı, okşadı.
"Bana dön yüzünü." dedi bu kez. Sesi daha yeni ki gibi yüksek çıkmamıştı. Aksine oldukça kısıktı. Dönmeli miydim? Dönsem ne diyecekti ki? Saçlarımdan ayrılan parmakları tekrar saçlarıma dokundu. Tahayyül gibiydi saçlarıma dokunuşu...
Yerimde hafifçe kıpırdandığımda parmakları saçlarımdan çekildi. Ona doğru döndüm. Gözlerimi açıp yüzüne baktım. Karanlıktan yüzü tam seçilmese de en azından onu az da olsa görebiliyordum. Sessizce gözlerine baktım.
"Sözlerim seni neden incitti Belkıs?" diye soran sanki Korkut değildi. Öyle yumuşaktı ki sesi. Sanki beni tekrar incitmekten korkuyor gibiydi. Belki de korkuyordu. Bilemezdim...
"Benimle aynı düşüncede değil miydin sen de?" diye sordu bu kez. Ben onunla aynı düşüncede olamazdım. Ben onunla aynı kişi değildim. Ben onunla aynı hislerde değildim.
"Sen de istemez miydin kocanın kardeşi yerine seni sevebilecek birisiyle evlenmeyi?" diye sorduğunda gözlerim tekrar doldu. Ben böyle bir şeyi aklıma bile getiremezken; Korkut dile getiriyordu. Gözlerimden art arda yaşlar aktı. Umursamadım çünkü göremezdi.
"Seni düşündüğümden söyledim bu sözleri. Zaten geçmiş gitmiş şeyler ama içimi dökmek istedim." diye sözlerine devam etti. Kalbimin tamamını kendisinin kapladığını bilse bu sözleri söylemeye cesaret edebilir miydi?
"Böyle düşüneceksen düşünme." diyebildim. Benim böyle bir şeye ihtiyacım yoktu. O aslında beni düşündüğünü zannediyordu. Yüreğimin ne halde olduğunu göremiyordu. "Seni bu kadar üzeceğini düşünemedim." dedi. Pişmandı değil mi? Eğer pişman olmasa bu sözleri ondan işitemezdim, imkânı yoktu.
"Korkut, başkasıyla evlenmek mi istiyorsun?" Bana söylediği sözlerden sonra düşünebildiğim tek şey bu olmuştu aslında. Dilimden zor çıksa da sordum. Belki de birisini sevmişti. Yüreği boştu, her an birisi oraya taht kurabilirdi. Çok korkuyordum ama yaşanmasını engelleyemezdim.
"Eğer öyleyse söyle bana." dedim ardından. Canım acısa da dayanırdım. Ben zaten mutsuzdum, bir de onun mutsuz olmasına gerek yoktu. "Birisi yüreğine girerse ilk bana söyle demiştim." diye devam ettim konuşmaya. Garipti ama sesim titremiyordu. Sanki her şeye dayanabilecek birisiydim. Halbuki içimde her şeyden korkan, her şeye kırılan bir kız çocuğu vardı.
"Kafanda neler kuruyorsun çok merak ediyorum." diye söylenir gibi konuştuğunda dudaklarım iki yana kıvrılmıştı. Ses tonu çok hoşuma gitmişti. "Ben seni düşündüğümü söylerken sen neler diyorsun." derken bu kez sesinde sinir hissetmiştim. İki elimi de yanağımın altına koyup yüzüne bakmaya devam ettim.
"Durduk yere nereden geldi aklına? Altında bir sebep yok mu?" diye sorduğumda Korkut gözlerini kapatıp açtı. "Mutsuzluğunu her gün görürüm Belkıs, başka sebep aramaya gerek var mı?" Soluk alıp bıraktım. Mutsuzluğumun sebebi onunla evli olmam değildi ki.
"Ben mutsuz değilim Korkut." dediğimde Korkut söylenir gibi bir şeyler mırıldandı. O kadar tatlı gelmişti ki gözüme... "Sadece istediğim bazı şeyler gerçekleşmiyor."
Nasıl söyleyebildim bu sözü bilmiyorum ama söyledim. Korkut dediklerime karşı şaşırmıştı. Zannımca böyle bir cevap beklemiyordu. "Ne istiyorsun?"
Seni, kalbini, sevgini...
"Her insanın istediği şeyler. Önemsiz." dedim sessizce. Seni istiyorum diyemezdim. Tam şu an göğsüne sokulup gözlerimi kapatmak istiyorum diyemezdim. Korkut elini uzatarak yanağıma dokunduğunda gözlerim kocaman açıldı. Bugün ondan beklemediğim hareketlerde bulunuyordu.
Yanağımı yavaşça okşayarak saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Saçlarını neden taramadın?" diye sordu. Bunu nasıl fark edebilmişti? Dudaklarımı birbirine bastırarak heyecanımı yatıştırmaya çalıştım. "Canım istemedi."
Korkut hafif bir şekilde güldüğünde yerimde hareketlendim. Onun gülüşünü çok seyrek görürdüm. "Saçları için beni öldüreceğini söyleyen Belkıs mı söylüyor bunu?" Bu kez ben gülmüştüm. Gerçekten de öyleydi. Bu sözü benim söylediğime inanmak zordu. "Yarın sabah tararım." diye konuştum. Şu an kalkıp da saçlarımı tarayamazdım.
"Ben tarayayım mı?"
Sanırım ses hayali de duymaya başlamıştım. Hayaldi bence. Korkut gerçekten saçlarımı taramayı mı teklif etmişti. Şaşırarak yüzüne baktığımda yanağımdaki parmaklarını şakaklarımdan saçlarıma sürüdü. "İster misin?" diye sordu. Sormasına gerek var mıydı? Saçlarımı taramaktan bahsediyordu.
"Gerçekten tarar mısın?" diye sordum. Soran içimdeki çocuktu belki de. Saçlarımı bildim bileli ben ve yengemden başka kimse taramamıştı. Küçükken büyük yengem saçlarımı tarardı, büyüyünce de kendim taramıştım. Heyecanla yerimde doğruldum.
Korkut yerinden kalkarak tarağımı alıp tekrar yatağa oturdu. Yüzüne heyecanla bakıyordum. "Mumu yakayım mı?" dediğinde bir şey diyemedim. Korkut mumu yaktı. Artık gözlerini net bir şekilde görebiliyordum.
"Dön arkanı da tarayayım." demesiyle yavaşça ona sırtımı döndüm. Şaka gibiydi. Saçlarımı tarayacaktı. Kalbimdeki tüm kırgınlık tam şu an uçup gitmişti. Ona tamamen arkamı döndüğümde parmakları saçlarıma dokundu.
"Acırsa söyle." diye konuştu. Dilimi yutmuş gibiydim. Sanırım acısa da söyleyemezdim. Korkut saçlarıma biraz daha dokunduktan sonra saçlarımdan tarağı geçirdi. Çok yavaş bir şekilde tarağı oynatıyordu. Taradığı yeri diğer elinin avcuysa okşuyordu. Bunu hissedebiliyordum.

"Acımıyor değil mi?" diye sorduğunda dolu gözlerimden yaşlar akmasını engelleyemedim. Ağlamasam garip kaçardı aslında. Korkut saçlarımı tarıyordu. Böyle bir rüya bile görmemiştim ben...
İki elimle de gözlerimi sildim. Korkut sağ tarafımdaki saçlarımı geriye çekip onları taramaya başladı. Şu an yaşadığımız bu durumun rüya olmasından korkmaya başlamıştım. Acaba sabah uyandığımda her şey bir rüya mı olacaktı?
"Saçların çok uzun." dediğinde yine cevap veremedim. Gerçekten de dilimi yutmuş gibiydim. "Tararken zorlanmıyor musun?" diye sordu bu kez. Saçlarımı tararken aynı zamanda da avuç içiyle dokunuyordu. Aklımı kaçırmak üzereydim. Hiç bu kadar mutlu olduğum bir an hatırlamıyordum...
"Sevdiğin şey zor olsa da insan onunla baş edebiliyor." diye cevap verdim bu kez. Korkut'u sevmek de zordu ama bununla baş edebiliyordum. Onu sevmek çok önemliydi benim için. Bunca yıllık hayatımda onu sevmeyi beklemiş gibiydim.
"Doğru." diye sessizce konuşup saçlarımı taramaya devam etti. Saçlarımdaki tüm düğümleri açmıştı. Ama taramaya devam ediyordu. Ses etmeden bekledim. Bu anı her zaman yaşayamayacağımı bildiğimden ses etmek istemedim.
"Bundan böyle geceleri saçlarını tarayacağım."
Ondan beklemediğim bu sözler kalbimi heyecanla sıkıştırdı. "Ne?" diyebildim. Korkut elindeki tarağı kenara bıraktı. Saçlarımı iki omzuma attı. "Saçlarını taramak hoşuma gitti."
Korkut
Ne dediğinin
Farkında mıydı?
"Hoşuna mı gitti?" diye sordum bu kez. Yerimde kıpırdanıp ona döndüm. Elleri iki yanında yüzüme bakıyordu. "Saçlarımı tarayacaksın öyle mi?" diye sordum mum ışığında parlayan gözlerine bakarak. Korkut başını salladı.
"Seni incitmemin karşılığını böyle öderim olmaz mı?" Dudaklarımı kıvırarak yüzüne baktım. Kafamı usulca salladım. "Olur." diye fısıldadım. "Olur." diye tekrar ettim.
Çok garipti ama Korkut'un dudakları da iki yana kıvrıldı ve bana gülümsedi. Daha ne kadar şaşıracağımı bilmiyordum. Korkut bugün kendisi gibi davranmıyordu. Sanki karşımdaki adam bambaşka birisiydi. Beni incittiğini düşündüğünden mi böyleydi? Eğer öyleyse her gün beni incitmesine izin verebilirdim.
"Çok..." deyip sustum. Cümlemin devamını getiremedim. Korkut kaşlarını kaldırarak yüzüme baktı. Burnumdan içeri derin bir soluk aldım. "Mutfaktaki Korkut'la aynı Korkut mu karşımdaki?" diye sordum tıpkı onun bana sorduğu şekilde.
Eliyle saçlarını karıştırıp yatağa uzandı. Yastığa yanağını yaslayıp gözlerini kapattı. "Herkesin görmediği Korkut bu Belkıs." diye konuştu ve bir daha gözlerini açmadı. Bu iyiye işaretti değil mi? Bana kimseye göstermediği Korkut'u göstermişti.
Umutlanmaya kaldığım yerden devam edebilirdim...
*
Korkutcum annen sen ne iş?
Korkut'un Belkıs'ın saçlarını taramasını beklemiyordunuz değil mi?
Bölüm nasıldı?
Yıldıza basıp yorum yapmayı unutmayalım.
Görüşmek üzereee.🌸
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.48k Okunma |
2.88k Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |