
13. Bölüm
"Mutluluk"
Ada Ekin
O da lafımı ikiletmeden beni kucaklamıştı.
Onun odasına gelmiştik. Ben onun kucağında uyukladığım için pek bir bilmiyordum. Şuan tek hissettiğim rahat bir yatakta uzandığımdı. Egemen'in de yanıma uzandığını hissettim. Bu anı kaçırmamak için uyumak istemiyordum ama gözlerim bana karşı geliyordu. Direnecektim, bu anın tadını çıkaracaktım. Olamaz! Gözlerim kapanıyordu. Hayır, ben uyumak istemiyordum. Fakat direnememiştim, gözlerim kapanmıştı.
Sabah uyandığımda yanımda Egemen yoktu. Muhakkak benden önce uyanmıştı. Bu çocuk erken kalkmaya mı alışıktı? Hemen yataktan kalkıp odadaki aynanın karşısına geçip üstümü başımı düzelttim. Hemen mutfağa gittim. Mutfaktaki manzara muhteşemdi, Egemen Beyler kahvaltı hazırlıyordu. Beni görünce gülümsemişti "Günaydın." bende gülümseyerek "Günaydın." diyerek karşılık vermiştim." Yardım etmeme gerek var mı?" diye sordum. Egemen hayır anlamında kafasını salladı. Masa zaten çoktan hazırlanmıştı. " Sen böyle güzel şeyler hazırlayabiliyor muydun ya?" dedim şakacı bir tonda." Yaptım bakalım. Umarım zehirlenmeyiz." ikimizde gülmüştük. Egemen beni belimden tutup kendine çekti. Artık şok olmuyordum, alışmıştım. Egemen beni kendine çekince dudağıma küçük bir öpücük bırakmıştı. Yüzümde istemsiz bir gülümseme çıkmıştı. O da beni gülümserken görünce gülümsedi.
Kahvaltımızı yapmıştık ondan sonra ben kahve yapmıştım şuan onu içiyorduk. Bir yandan sohbet ediyorduk. Sohbetimizi benim telefonumun zil sesi bölmüştü. Hemen mutfağa geçip telefonu açtım. Arayan iş yerinin müdürüydü. "Alo, iyi misin Ada?" "İyiyim, siz nasılsınız?" dedim nazik bir tonla." Teşekkür ederim, bende iyiyim. İşin yoksa restoranta gelebilir misin?" "Tabi, hemen gelirim." dedim. Ben diyince telefonu kapattı. Sesinde bir gariplik vardı, ne oluyordu? Egemen mutfağa gelmişti. " Ne oldu?" " Bir şey yok, restorana gitmem gerek."
Beraber kapıya gelmiştik. Vedalaştıktan sonra restorana gelmiştim. Selam verenlere selam verip hemen müdürün odasına gelmiştim. Kapıyı çaldım "Gel" diye bir ses duyunca hemen kapıyı açıp içeri geçtim. İçerde müdür vardı birde Gamze vardı. Gamze'ye bakmadan direk müdüre baktım.
"Buyurun efendim, beni çağırmıştınız." dedim. "Otur Ada'cım. Ben odadan çıkayım, Gamze'nin seninle konuşmak istediği bir konu varmış." diyip odadan çıktı. Ben de Gamze'nin karşısında ki koltuğa oturdum.
Gamze ile konuşmuştuk, bana sevgilisinin olmadığını ve Egemen ile de hiç bir ilişkilerinin olmadığını açıklamıştı. Özellikle kanıtlarıyla konuşmuştu. Normal de pek inanasım gelmemişti ama iş kanıtlara gelince biraz inanmaya başlamıştım. Pek inanmasamda yine de Gamze'yi işe alacaktım, onun hareketlerini gözlemleyecektim. Çok şüpheli davranıyordu.
" Tamam, pazartesi gel önlüğünü al, yine yanımda çalışacaksın. Bir daha böyle hata istemiyorum, bana her şeyi söylemen gerekiyor." demiştim keskin bir tonla. Gamze mutlu olmuştu, oturduğu sandalyeden kalkıp bana sarıldı. Ben de istemeden karşılık verdim. Huyum buydu istesemde soğuk olamazdım.
Bugün pazartesiydi. Gamze restoranta gitmişti ama ben bugün izinli olduğum için gitmemiştim. Egemen'gilde şehir dışına maça gitmişti. Onunla konuşacak vaktim olmuyorda, sadece tek tük mesajlaşabiliyorduk.
Bugün Egemen gelicekti. Onu karşılamak için havalimanına gidicektim. 1 saatten az kalmıştı. Hemen hazırlanmış, havalimanına gelmiştim. Bugün onunla planlarımız vardı. O yüzden şık giyinmiştim. Aslında bu planlamayı ben istemiştim o da beni kırmayıp kabul etmişti. Aslında içimde bir yerlerde Egemen'e güvenmemem gerektiğini söylüyordu ama çok kararsızdım. Çünkü o benim çocukluk arkadaşımdı ve şuan da sevgilimdi. Beni düşündüren şey, benim genellikle iç sesim doğru çıkardı. Fakat bu sefer iç sesimi dinlemeyecektim. Düşüncelere dalmışken karşımdan Egemen'in geldiğini fark ettim. Hemen beni fark etmesi için ona el salladım. Beni fark etmiş olacak ki yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. O gelir gelmez birbirimize sarılmıştık. Saçımın üstünden öpmüştü.
"Maçını izledim, çok iyi oynadın." dedim hevesle. Hevesli tavrımı fark etmiş olacak ki güldü. "Senin sayende,maç sırasında seni düşünüyorum. Sonrası geliyor." dedi. Buna inanmamı mı bekliyordu? Eğer bekliyorsa benim salak olduğumu düşündüğünü söyliyebilirim. " Buna inanmamı mı bekliyorsun?" demiştim.
Restorana gelmiştik. Şuan yemeğimizi yiyor bir yandan da sohbet ediyorduk. Egemen'i özlemiştim, sürekli onu inceliyordum. Beni fark ettiğinde bana göz kırpıyordu. Bir söz vardır ya hani"Midem de kelebekler uçuşuyor." işte o bana göz kırpınca ben bunu yaşıyordum. Kötü bir his olduğunu söyliyemem ama fazlası biraz can sıkıcı olabilir. Yemeğimiz bitmişti. Şuan ben arabada Egemen'i bekliyordum, Egemen ise tatlı alıyordu. Burdan sahile gidip orada oturacaktık. Egemen geldi. " Ne aldın Etem?" "Sürpriz olsun." diyip arabayı çalıştırdı.
10 dakikalık yolculuktan sonra sahile gelmiştik. Arabada ki iki havluyu alıp kumsala indik. Havluları sardıktan sonra uzandık. Bir yandan da dalga sesi geliyordu, çok güzel bir andı. Ben yıldızları izlerken bir mırıldanma duydum. Bu ses Egemen'indi. Bir tane şarkı mırıldanıyordu. " Yılzdızlara bak, biz küçüktük. Demez miydin hep sevdikçe büyürsün? Gözlerini kapat biz büyüktük. Birbirimizden büyük, sevdikçe küçüldük. Geçti zaman, eridi sevdam..." 'Yaşlı Amca- Yıldızlara Bak' şarkısını söylüyordu. Onu dinlerken bir yandan da yıldızları izliyordum. Fark ettiğim şey ile hemen Egemen'e döndüm. " Odun! Dilek tut,yıldız kaydı!" demiştim hem heyecan ile hemde telaşla. Egemen ise bir rahatlıkla "Salla, zaten dileğim yanımda." demişti. Ah! Ben eririm! Bu çocuk niye benimle böyle konuşuyordu? Kalpten gitmemi mi istiyordu?
Yaklaşık 2 saat orda uzanmıştık. Egemen beni şimdi eve bırakmıştı. Makyajımı temizlerken telefonuma mesaj gelmişti. Yarın büyük bir organizasyon varmış, ben de ona çağrılıyordum. Hemen mesaja karşılık verip telefonu şarja taktım. Makyajımı temizledikten sonra rahat şeyler giyip mutfağa geçtim. Kendime bir tane kahve yapıp balkona çıktım. Manzarayı izlerken kahvemi içmiştim. Hayat şu sıralar çok iyi gidiyordu. Yarın ki olucak organizasyonu da atlatıp tatile çıkmayı planlıyordum. Bu fikri Egemen'ede soracaktım çünkü tek gitmek istemiyordum. Tatile tek gitmek sıkıcı oluyordu. Eğer Egemen gelmezse diğer kız arkadaşlarıma söylerdim. Eskiden olsa Gamze ile giderdim ama şu sıralar Gamze ile pek yakın olmamam gerek gibi geliyordu. Kafam o konuda çok karışıktı. Bu konuyu daha sonra düşünecektim. Hava soğumaya başlamıştı, kahvemi bitirdiğim için mutfağa geçtim. Kahve bardağını yıkayıp kenara koydum, yatak odama geçtim. Şuan hiç film,dizi izleyecek halim yoktu. Işığı kapatıp yatağıma uzandım.
Sabah uyandığımda saat 09.30'du . Hemen kalkıp kahvaltımı hazırlamaya başladım. Organizasyon erken olacağı için restorana erken gitmem gerekti. O yüzden fazla oyalanmamam lazımdı.
🏀
Restorana çoktan gelmiştim. Şuan. mutfaktaydım. Gamze bugün gelmemişti, dediklerine göre hastalanmıştı. Umarım da hastadır, başka işler çevirmiyordur. Neyse, şuan Gamze'yi düşünemezdim. Şuan ki en önemli işim yemeklerimin güzel olmasıydı, benim için öncelik buydu. Saat yavaş yavaş yaklaşıyordu, neyseki yemeklerin çoğu bitmişti.
Sonunda yemekler bitmişti. Misafirler de gelmişti, şuan yemekleri tabaklıyordum. Tabaklaması biten yemekleri garsonlar götürüyordu. Ben hemen lavaboya gidip üstümü başımı düzelttim. Sonra yemek yenilen salona geldim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.63k Okunma |
274 Oy |
0 Takip |
21 Bölümlü Kitap |