20. Bölüm

17. Bölüm

Berrys
ilgimm

17. Bölüm

"Eren'in Kararı"

Ada Ekin

 

Bodrum'dan geleli 1 hafta olmuştu. Bu bir hafta boyunca günlerimin çoğunu restorantta geçiriyordum bu yüzden de Egemen ile çok görüşememiştik sadece telefon ile konuşabilmiştik.

Şuan restorantta sipariş gelen yemekleri yapıyordum. Gamze yine ortalıklar da yoktu eğer gelirse ona küçük bir azar çekecektim çünkü onun sadece benim tatillerim de tatil yapma hakkı vardı eğer tersi bir şey çıkarsa bana haber vermek zorundaydı. Düşüncelere daldığım için ocakta yemeği unutmuştum, yardımcı şef olan Cihan uyarınca hemen yemeğe bakmıştım. "Sağol Cihan, sen olmasan yemeği yakıyordum." Gülümseyip "Rica ederim." deyip önündeki domatesleri doğramaya devam etmişti.

Cihan mutfakta yardımcı şefdi. Okulunu bitireli 2 yıl olmuştu, 1 yıl ekstra stajerlik yapmıştı. Şu ana kadar bir, iki kez hata yapmıştı fakat ben onu kurtarmıştım o yüzden aramızda küçük de olsa kopmayan bir bağ vardı. Bugüne kadar bana hiç saygısızlık yapmamıştı, tabii diğer iş arkadaşlarına da öyle.

Mutfak bölümünün kapısı açıldığında kafamı hemen kaldırdım. Gelen Gamze'ydi. Ters konuşmamak için alaycı bir tonda "Ooo, Gamze Hanım bir an gelmeyeceksiniz sandık." dediğimde mahçup bir tonla gülümsedi. "Özür dilerim Ada Hanım. Size haber vermeyi unuttum annem rahatsızlandı, onu hastaneye götürdüm." dediğinde yüzümdeki alaycı ifade değişmişti.

" Anladım. Sorun yok fakat sen yine de bir müdürün yanına uğra. Ne olur ne olmaz." dediğim de başını sallayıp eşyalarını kendi dolabına bıraktıkdan sonra hemen müdürün odasına doğru yürümeye başladı.

Salata için marul doğrarken birden aklıma Gamze'nin annesi olmadığı geldi. Bir dakika! Ne! Gamze bana şimdi yalan mı söylemişti? Ama neden? Neyse, yalanını bozmayacaktım. Bakalım,Gamze Hanım yine ne işler çeviriyordu. "Ada Hanım! Yeni sipariş olarak Pirzola-Patates tabağı isteniyor." garsonun sesiyle düşüncelerimden kurtuldum. "Tamam." diyip hemen tavayı ocağa koydum. " Cihan patatesleri sen yapar mısın?" dediğimde Cihan hemen hareketlendi. "Tamam, patates bende." dediğindi gülümsedim ve "Teşekkür" eder gibi kafamı salladım.

Sonunda her şey hazırdı, ben şimdi tabaklamayı yapıyordum. Eğer bir aşçı iseniz yemekte %55 tabaklamaya dikkat edersiniz çünkü müşteriler genellikle ilk yemeğin şekline falan bakarlar. Tabağıma son noktayı koyduktan sonra garsona verdim. Sonunda! Bu yaptığım yemek son yemeğimdi. Toparlanmak için soyunma odasına giderken soyunma odasından Cihan çıktı. "Senin de mi işin bitti? Hadi hazırlan, seni bekliyorum, beraber çıkalım." dediğinde kafamı sallayıp "Tamam, hemen geliyorum!" diyip soyunma odasına girdim.

Hemen giyinip soyunma odasından çıkmıştım. Cihan bana dediği gibi oturup beni beklemişti. "Ben hazırım. Çıkalım mı artık?" dediğim de oturduğu yerden kalktı. "Tabii, hadi çıkalım." diyip bana yol verdi. Teşekkür eder gibi kafamı salladıktan sonra önden yürümeye başladım. Restoranttan çıktığımda gördüğüm kişiyle donakaldım. "Soğuktan dondum be güzelim! Sonunda çıktın." bu Etem'di! O yorgunlukla nasıl koştuğumu bilmiyorum ama bir şekilde koşup Egemen'in kucağına atladım. "Keşke haber verseydin ya da restoranta girseydin. Buz gibisin!" dediğimde gülümsemişti. "Sorun yok, senin için her şeyi yaparım." diyip bana bir öpücük vermişti. Ben Egemen'i görme heyecanıyla Cihan'ı unutmuştum. Cihan arkadan bizi gülümseyerek izliyordu, en son konuştu "Görüşürüz Ada." hemen ona dönüp gülümseyerek"Görüşürüz." dedim. Cihan ortalıktan kaybolduktan sonra Egemen bana dönüp kıskanç bir tonda "Bu adam neyin nesi küçük hanım?" dediğinde gülmeden edemedim. "Ne gülüyorsun?" diyip elini kafamın üstüne getirip saçımı okşadı. "Etem beni gördüğün her erkekten kıskanıyorsun, farkında mısın?" "Evet, bundan da gayet memnunum." Gıcıksın Etem." dediğimde kısa bir kahkaha attı. "Çok konuşma cüce." diyip kafama hafif şekilde vurdu. O vurunca ona sinirli şekilde bakıp, onun vurduğu gücün 3 katıyla ona vurdum. "Oha! Kızım sen nesin be!?" dediğinde gülmeden edemedim. "Beni hafife alma. Bu da sana ders olsun." diyip önden havalı yürüyüş yaptım. Egemen bu yaptığıma gülmüştü.

Sonunda onun arabasının önüne gelmiştik. "Aç mısın yavrum?" dediğinde donakaldım. O "yavrum" kelimesini duydum ya, artık rahat ölebilirim. "Biraz ama öyle çok aç değilim." dediğimde kafasını salladı. Arabaya binebilmem için hemen kapımı açmıştı. Teşekkür eder gibi kafamı salladıktan sonra arabaya bindim. Ben bindikten sonra kapımı kapayıp hemen şoför koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırdığında hemen uzanıp radyoyu açtım. Müzik benim için bir zevkdi,onsuz yaşayamaz hale gelmiştim.

Radyo da 'Athena- Arsız Gönül' çalıyordu. Radyoyu açıp, koltukta geri yaslandığım da Egemen'in hafif mırıldanışını duydum. Koltukta biraz hareketlenip onun mırıldanışına kulak verdim.

"Vurdular zincirlere beni

Daldım kurtlar sofrasına

Bir yalan koydum ben aklıma,aklıma

 

Oo,fırtınalar esiyor

Arsız gönül iflah olmuyor."

Egemen'in şarkıyı söylediğini fark edince gülümsedim.

"Athena sever misiniz Etem Bey?" diye sorduğumda gülümsedi. "Hemde çok. Bir de Duman, Skapova falan da severim." dediğinde hemen ona dönüp "Harbi miii? Bende onları çok seviyorum. Günümün yarısı onların şarkılarıyla geçiyor." heyecanlandığımı fark edince gülümsemişti. Kafamı cama çevirdiğimde bir tane restorana geldiğimizi fark ettim.

Egemen arabayı park edip hemen kapımı açtı. Arabadan indiğimde Egemen elini belime attı, restorana girdiğimizde garson bizi hemen karşılamış, masamıza kadar eşlik etmişti. Galiba Egemen'i tanıyorlardı.

Dediğim lafa bak! Herhalde tanıyacaklar çünkü Egemen popüler bir basketbolcu!

Egemen oturmam için sandalyemi çektiğinde hemen oturdum. Sonra karşıma geçip oturdu. "Etem." "Hı, yavrum?" ama olmaz ki! Her yavrum dediğinde ben eriyip gidiyorum. "Şimdi sen tanınıyorsun, buraya geldik. Haberimiz çıkmaz dimi?" diye sorduğumda rahat bir tonda "Rahat ol. Ben buranın daimi müşterisiyim, böyle konularda hassa olduğumu bildikleri için tedbirli davranıyorlar." dediğinde kaşlarımı çattım. "Yani başka kızlarla da geldin buraya. Öyle mi?" dediğim de alaylı bir ifadeyle "Hı, başka kızlarla da geldim buraya." dediğinde benim sinirlerim tavan yapmıştı. "ETEM!" dediğim de gözlerini açarak bana bakakaldı. "Şaka yaptım ya." dediğinde derin bir nefes verdim." Sen niye bu kadar gerginsin bakayım?" diye sorduğunda bir an gergin miyim diye düşünmüştüm. "Gergin değilim, sen sinirlendiriyorsun beni." dediğim sırada yemeklerimiz ve bir şişe şarap gelmişti. Ben şaşırmış bir şekilde Egemen'e bakmıştım çünkü biz daha sipariş vermeden yemeklerimiz gelmişti. " Buranın daimi müşterisi olduğumu söylemiştim, ne yediğimi falan biliyorlar. Umarım sende seversin yemeği." dediğinde önümdeki tabağa bir gözderdim. Yemek Osso Buco'ydu. Bu yemeği çok yapmıştım fakat hiç tatma fırsatım olmamıştı. " Bu yemeği daha önce yapmıştım ama hiç tatmamıştım. Açıkçası görseli hiç beni kendine çekmiyordu." diyip yüzüne baktığımda onun çoktan beni izlediğini fark ettim. Ben fark ettiğimde bile çekinmeden bile hala gözlerimin içine bakıyordu. Ben olsam utanıp yerin dibine girerdim fakat o hiç çekinmeden,utanmadan gözlerime dalıyordu.

Egemen'in gözleri bana kara toprağı anımsatıyordu. Gözleri siyah değildi fakat siyah tonlarını barındırıyordu. Gözleri kahverengi değildi fakat kahverengi tonlarını barındırıyordu. Gözleri bu hayatta gördüğüm en güzel gözlerden biriydi. Onun gözlerine bakınca istemsiz çocukluğumu, çocukluğumuzu görüyordum. O gözlerde gençliğimizi de görmek isterdim fakat bazı nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kalmıştık, istemesek bile.

Yemeği çoktan yemiştik. Daha yeni eve gelmiştim. Hemen kendime pijama ayarlayıp duşa girdim, günün yorgunluğunu en iyi bu şekilde atlatabilirdim.

Duştan çıktıktan sonra günlük bakımlarımı yaptıktan sonra pijamalarımı giyip yatağa uzandım. Uyuyasıya kadar telefona bakacaktım. Telefonu açtığımda, telefonum sessizde olduğu için duymadığım bir arama olduğunu farkettim. Kim aramış diye baktığımda babam olacak herifin aradığını fark ettim. Geri aramayacaktım. Ya da belki arardım, bilmiyordum.

1 saattir sosyal medyada geziyordum, yavaş yavaş uykum gelmeye başlamıştı. Telefonumu şarja taktıktan sonra bütün ışıkları kapatıp yatağa uzandım. Sonra da uykuya dalmıştım.

                                    🏀

Egemen Akay

 

Uykum çalan telefon sesiyle bölünmüştü. Telefonu hemen açtım.

"Alo?" "Olum daha uyuyor musun lan?" arayan Eren'di. "Gerizekalı insan bi günaydın der. Sen hemen hesap soruyorsun." dediğimde telefondan cızırtılı bir şekilde bir gülüş sesi duydum. "Dağ ayısı! Sen kış uykusuna yattığın için zaman kavramını da bilmiyorsun. Saat öğlen 13.30 oldu, sen hala embesil gibi yatıyorsun." dediğinde telefonu kulağımdan ayırıp saate baktım. Gerçekten de saat 13.30'du. "Noldu? Sen niye aramıştın?" "Kanka acil buluşmamız lazım! Bir konu var, seninle onu konuşmam lazım." dediğinde biraz meraklanmıştım. "Tamam, ben şimdi hazırlanırım. Kardelen Cafe'de buluşalım." "Okey, hadi görüşürüz." "Görüşürüz." diyip telefonu kapattım. Hemen yataktan kalkıp, kıyafet dolabına yaklaştım. Bir siyah kot pantolon ve üstüme gri bir tişört giyecektim.

Giyindikten sonra, dişlerimi fırçalayıp, parfüm falan sıktıktan sonra sonunda evden çıkabilmiştim. Asansör beklerken bir yandan da telefonla uğraşıyordum. Asansör gelir gelmez hemen asansöre binip 0'a basıp, beklemeye başladım.

0'a gelince hemen inip bahçeye doğru yürüdüm. Arabaya bindikten sonra hemen arabayı çalıştırıp yola çıktım.

Sonunda buluşacağımız cafeye gelmiştim. Cafeye girince hemen Eren'in kenardaki bir masada oturduğunu farkettim. Masaya yürürken Eren'de beni farketti. "Sonunda geldin be." "Geldiğime ya da telefonunu açtığıma şükret lan." dedikten sonra sandalyeye oturdum. "Neymiş bu kadar önemli olan konu?" dediğimde gözlerini devirdi. "Senin şu aceleciliğini anlayamıyorum. Olum daha yeni geldin bir nefes al. Bir şeyler sipariş edelim." "Tamam, bu gün seni dinleyesim geldi." dediğim de derin bir nefes aldı ve garsonu çağırdı. "Ben bir filtre kahve alayım." diyip bana baktığında bende hemen "Americano." dedim. "Ben artık konuya gireyim." dediğinde gözlerim hemen Eren'i buldu. Olumlu anlamda kafamı sallayıp onu dinlemeye başladım. "Kanka biliyorsun ki ben Simge ile 5 yıldır sevgiliyim. Zaten ondan önce de tanışmışlığımız var. Ben bu 5 yıl boyunca Simge ile hiç bir sıkıntı yaşamadım. Simge benim hayatımın anlamı, o olmayınca sanki hep bir tarafım eksikmiş gibi geliyor. Ben de düşünüp taşınıp karar verdim. İlişkimize artık bir isim vermek istiyorum." diyip cebinden bir yüzük kutusu çıkardı. Ben donakalmıştım çünkü yakın bir zaman da hiç böyle bir konu konuşmamıştık, böyle birden olunca insan bir şaşırıyordu. "Yani sen şimdi Simge'ye evlenme teklifi mi edeceksin!?" diye sorarken garson siparişlerimi getirmişti. Eren kahvesinden bir yudum alıp "Evet ve bunda da Ada ile senin yardımına ihtiyacım var." dedi mahçup bir ifadeyle. "Olum dediğin şeye bak! Tabiki de yardım ederiz. Hatta istiyorsan ben Ada'yı da çağırayım istiyorsan, onunla da konuşalım." dediğim de rahatlamıştı. "Olur kanka." dediğinde hemen telefonumu çıkarıp Ada'yı aramıştım.

Mekanda 6. saatimizdi Ada'ya da olayları anlatmış, nasıl yapılacak diye plan kurmuştuk. Tarihi de haftaya perşembe günü yapmıştık çünkü o güne kadar kimsenin boş günü yoktu. İşimiz bittiği için yavaş yavaş vedalaşıp mekandan ayrıldık.

                                     🏀

Yazarın Anlatımıyla

 

Gamze, kendisine atılan konuma gelmişti. Cafeye girdiğinde gözü hemen Cenk'i aramıştı. Sonunda Cenk'i bulmuş ve masasına doğru ilerlemiş,masaya gelmişti. "Hoş geldin Gamzeciğim." demişti Cenk samimi bor tonda. "Hoşbulduk, Cenk abi." diyip masada ki diğer çocuğa da bir göz atmıştı Gamze. Bu çocuk Egemen'gilin takımında oynayan Kaan'dı. "Sana da merhaba." demişti Gamze gülümseyerek. Kaan da aynı şekilde gülümseyerek karşılık vermişti. "Şimdi konumuza dönelim, beni dikkatlı dinleyin." dedi Cenk büyük bir ciddiyetle. İki genç Cenk'in bu lafını duyunca bütün odaklarını Cenk'e vermişlerdi. "Zaten buraya toplanma amacımızı biliyorsunuz. Bunun karşılığında da yüklü bir miktar da para alacaksınız, o yüzden işinizi elinizden geldiğince iyi yapın. Gamze'nin Ada ile Kaan'ın da Egemen ile bağlantısı var ve bu ikili size çok güveniyor o yüzden ne olursa muhakkak sizlerle paylaşacaklardır. Siz de bu bilgileri alıp bana uçuracaksınız bu kadar basit. Plan hep böyle ilerleyecek, aldığınız bilgilere göre de yeni planlar yapacağız. Unutmayın hepimiz burada bir şey için savaşıyoruz. Gamze Egemen'i istiyor, ben kızımı istiyorum, Kaan da Ada'yı istiyor. Bu istediklerimizi almak istiyorsak çok çalışmalıyız ve bir şekilde onları alt etmeliyiz. İlk adımımız şu olacak; Onlar daha ilişkilerini açıklamadılar ama bizim elimizde onların bir sürü fotoğrafı var. Ben gizli bir hesaptan bu fotoğrafları magazin sayfalarına atacağım, Egemen de ünlü bir basketbolcu olduğu için bu haber kolayla yayılacaktır. Haberin yayılması ile onların arasında bir karmaşa olabilir olmasa da bir sıkıntı olmayacak bunu dert etmeyin. Anladınız mı?" diye sorduğunda iki genç aynı anda "Anladım." diye cevap verdi. Cenk kafasını memnun bir şekilde sallayıp ayaklandı. "O halde, görüşürüz. Bol bol bilgi almaya bakın." dediğinde iki genç kafalarını olumlu anlamda salladı. Sonra da herkes yavaş yavaş dağılmaya başladı.

Bölüm : 01.02.2025 11:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...