
Bölüm 9
Kütüphane boştu.
Gece yarısını çoktan geçmişti.
Yağmur pencerelere vuruyor, raflar arasında gölgeler dans ediyordu.
Elyra, kitabın başında oturuyordu.
Sayfalar artık yavaş yavaş silinmeye başlamıştı.
Sanki hikâye, hatırlanmamayı seçiyordu.
O sırada…
Kütüphanenin arka bölümündeki eski ahşap kapı gıcırdadı.
Orada olmaması gereken bir kapıydı bu.
Ve ardından…
O kadın — Zamanın Koruyucusu — yeniden belirdi.
Yüzünde merhametle karışık sert bir kararlılık vardı.
Kadın yaklaştı. Elyra’ya baktı.
“Bu oyunun sonuna geldin, kızım.”
“Ne oyunu?” dedi Elyra yorgun gözlerle.
Kadın yavaşça kitabı kapadı.
“Kalbin güçlü. Zamanı bile titretti.
Ama artık bir seçim yapman gerek.”
Elyra titreyen sesle sordu:
“Neyi seçeceğim?”
Kadının gözleri yaşlı ama kararlıydı.
“Ya bu kitabı yakarsın.
Zaman kapanır.
Sam seni hatırlamaz. Sen de onu.
Ama hayatın normale döner.
Unuttuğun her şey yerine oturur.
Hafızan yeniden yazılır.”
“Ya da?”
Kadın cebinden bir anahtar çıkardı.
Eskimiş, paslı ama güçlü görünen bir anahtar.
“Bu kapıyı açarsan…
Zamana dokunursun.
Ama sonuçları geri dönüşsüz olur.
Bu dünyada hatırladığın çoğu şey silinebilir.
Sam seni hatırlayabilir…
Ama sen belki kendini hatırlayamazsın.”
Elyra’nın kalbi göğsüne sığmadı.
O an aklına geldi:
Tarçınlı çay.
Bir bank.
Sam’in gülümsemesi.
Ve yazdığı o ilk kelime: Elyra.
Gözlerini kapattı.
Ve sadece fısıldadı:
“Aşk, hatırlamayı göze alarak unutmaya razı olmaktır…”
Ve ellerini uzatıp anahtarı aldı.
Kadın gülümsedi.
“Kalbinin kaderini seçtin.”
O anda zemin titredi.
Kitap parlamaya başladı.
Ve bir kapı aralandı — rafların arasında, zamanın kıvrımında.
Elyra içeriye adım attığında sadece bir şey taşıyordu yanında:
Kalbinin sesi.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |