42. Bölüm
İREMM / Okuldaki  zorbalar / 39. Bölüm 

Canın partisi

39. Bölüm Canın partisi

İREMM
iremkchnn

Canın evinden sonra kendi evimize gidip hazırlanmaya başlamıştık adaya ona uygun bir tane elbise vermiştim. Parti alanına gideceğimiz can'ın en yakın arkadaşının mekanıymış fazla beklemeden hemen arabaları binmiştik ve yola koyulmuştuk.

Araba da ben, Ada ,Işıl ve Atlas vardı. Yol boyunca hepimiz sessiz kalmıştı yarım saatlik yolun ardından mekana ulaşmıştık.

Garip bir şeydi ki komiğime gitmişti ama mekanın tam yukarısında canın partisi diye bir yazı ile karşılaşmıştık. İçeriye girdiğimizde bizi mavi gözlü bir sarışın çocuk karşıladı. " Hoş geldiniz arkadaşlar ee doğum günü bebeği yok mu?" Deyince arkadan Can çıktı ve "buradayım canım benim" dedi.

İçerisi kalabalık değildi ama 60'dan fazla kişi vardı. barın yanına gidip hafif bir şeyler istedim. Orada beklerken bir anda Ada gelip Çığlık atmaya başladı " Deniz çok yakışıklı olmuş" deyince gülümsedim ve arkaya baktım Kerem ve Alp konuşuyorlardı.

Partinin ilerleyen zamanlarında pasta geldi ve can masanın üstüne çıkıp bağırmaya başladı. " İyi ki doğdum ben" sonra kaşlarını çattı ve erkeklere baktı " söylesenize lan itler" bize baktı "size demedim bebeklerim"

Hepimiz iyi ki doğdun can değil de iyi ki doğdun sen diye bağırmaya başladık ondan sonrasında pasta kesildi ve herkes rahatına bakmaya başladı ama bir sorun vardı ki sanırım birazcık alkolü fazla kaçırmışlardı ve buna ben de dahildim galiba.

bilmiyorum ama garip hissediyordum kendimi şu an Mesela bir anda ağlayasım geliyordu ve bir anda da gülesim geliyordu.

bence çok komik değil mi evet galiba şu an bakıştığım biri vardı aslında şu an değil. bayağı olmuştu

Ve o kişi Atlas değil de yeşil gözlü bir çocuktu tanımıyordum kendisini ama bir yerden an duruyor gibime geldi daha önceden görmüş gibiydim.

 

Sıkıntıyla nefes verip içmeye devam ettim. Bir kadeh, iki kadeh,üç kadeh belki 6 kadehten fazla içmiştim ve başım dönüyor ve midem bulanıyordu ve birden birine çarptım Hayır hayır ben değil o bana çarptı değil mi evet evet ben birine çarpmadım o bana çarptı. "Dikkat etsene ya görmüyor musun yürüyoruz burada" diye bağırdım.

"Pardon anlamadım Bana siz çarptınız yalnız" deyince kaşlarımı çattım çünkü ben ona çarpmamıştım o bana çarpmıştı ve bu size küçük bir sorun gibi gelebilir ama benim için gayet de büyük bir sorundu.

Onu aldanmayıp önüme bakarak yürümeye başladım ama daha doğrusu yürümek mi yoksa sürünmek mi bilemedim ondan sonra bakıştığımı kişiyle göz göze geldim tekrardan ama bilmiyorum gerçekten bana çok tanıdık geliyordu bir yerden onu gördüm ve emindim

Emir kolumdan tutup koltuklardan birine oturtturdu ve "kızım dikkatli olsana yere takılıyordun az daha" dedi. Başımı salladım ve kafamı masaya koydum. Yeni yeni kendime geliyorum.

Bakışlarım atlasa kaydım kaşları çıktık bir şekilde karşısına bakıyordu. onunla konuşmak istiyordum ama onu cesaretim yoktu bilmiyorum neden cesaretim yoktu hatta neden konuşmadığımızı da bilmiyorum ama konuşamıyordum işte

Atlas'ın arkasına baktığımda tam bir felaketi gördüm ya da bu bir felaket mi bilmiyorum ama şu an Ada kerem'in yakasına yapışmıştı.

Kerem kaşları bir çatık bir şekilde adaya bakıyordu ada ise galiba sarhoş olmuştu ama bunun abisinin görmesi çok kötü olurdu onu engellemeliydim

Atlas ayağa kalkınca ben de ayağa kalktım ve ona doğru yürümeye başladım oysa beni görmemişti tam benim arkama doğru gelirken ona doğru yaklaştım ve yüzümü göğsüne yasladım.

"Dur gitme" dedim O ise bana çatık kaşlarla baktı "sebep" diye sordu derin nefes aldım ve kollarımı boynuna doladım. gergince hareketlendim.

"Güzelim bir sorun mu var "diye sorunca tebessüm ettim "yanımda kal lütfen"dedim. "Tamam ama öncelikle Ufak bir işim var hemen geleceğim" deyip arkasına doğru dönecek ken onun kollarından tutup bana doğru bakmasını geri sağladım.

Geri oturduğumuz da çaktırmadan atlas'ın arkasına baktım. Ama hala aynılardı. Atlas kollarını birbirine sarıp bana baktı.

Eee böyle boş boş oturacak mısınız?

Çok biliyorsan bul bişey konuşalım iç ses

Gergince hareketlendim. Atlas tam arkama bakıyordu ve birden kaşlarını çattı. Bir anda arkasını dönecekken onu tutup dudaklarına yapıştım.

Oha lan oha imansız Deniz

Bir süre nefessiz bir şekilde öyle kaldığımda geri çekildim. Atlas şok içinde bana bakıyordu. " Şey biranda bir anda oldu ya kusura bakma özür dilerim, gerçekten öyle yapmak istemedim. yani öyle yapmak istedim ama yapmak istemedim de yani öyle işte of konuşamayacağım galiba" deyip utançla kafamı eğdim.

Atlas gülerek saçlarımı karıştırdı ve beni göğsüne yasladı. Kollarımı beline bağladım da başımın üstünü öptü ve "barıştık mı ki biz" dedi. Başımı sallayarak onayladım.

Gözlerimi yavaştan karşıya bakınca adanın ve keremin orda olmadığını görünce hem rahatladım hem de gerilmiştim çünkü bir anda neyere gittiklerini bilmiyordum.

Atlasa baktığımda hala kaşları çatık bir şekilde karşı tarafı izlediğini gördüm arkama baktığımda hiçbir şey göremedim ona geri dönüp "ne oluyor ne yere bakıyorsun?" dedim.

"Hiç hiçbir yere bakmıyorum sen iyi misin ayrıldın mı?" Diye sorunca tebessüm ederek başımı salladım tekrardan

"Neden orada beni bırakıp gittin? neden beni dinlemedin ya da beni hiç özlemedin mi? Bir hafta yani bir hafta boyunca hiç mi aklına gelmedim. hiç mi düşünmedin beni , ne halde olduğumu bilmeden bile çekip gittin." biran anlık sorunla kaskatı kesildi.

"Şu an bunu konuşma sırası değil Sonra konuşalım olur mu ?" deyince başımı iki yana sağladım ve " Hayır şimdi konuşacağız şimdi yüzleşeceğiz neden beni bırakıp gittin niye beni dinlemedin?"

Sıkıntılı bir nefes verip "çünkü o zaman çok sinirliydim ve beni bir affedersin ama beni bir piçmiş gibi gösterdin gerçekten öyle hissettim" deyince ondan uzaklaşıp

" ne gerçekten öyle mi hissettin peki ben ne hissettim. Sürekli bırakıp gidiyorsun ondan sonrasına tekrardan geliyorsun ben yine Bir şey demiyorum ondan sonrasında tekrar gidiyorsun başka kızlarla konuşuyorsun, başka şeylerle uğraşıyorsun, yine gidiyorsun bırakıyorsun beni ondan sonra tekrardan hiçbir şey olmamış gibi geliyorsun, kendimi oyuncak gibi hissettim evet de gurursuz olabilirim sana karşı yani ama gerçekten o zaman çok kırılmıştım sen misin sinirli yoksa ben mi sinirliyim" diye çıkışınca beni daha fazla sıkı sardı.

" Bir hafta boyunca aklımdan hiç çıkmadın. Gerçekten sürekli aklımdaydın sürekli seni düşünüyordum. O Bir hafta boyunca bana o kadar kötü geldi ki ama gidip ondan sonra tekrardan sana geri gelemezdim bunu yapamazdım." Dedi ve ekledi" gerçekten güzelim gerçekten sana söz veriyorum o bir haftayı telafi edeceğim sana söz veriyorum"

Benden ayrılıp elini arkaya alınca telefonunu çıkardı. Barış diye biri arıyordu. Hemde görüntülü merakla ona bakarken elimi tuttu ve beni çıkışa doğru götürdü.

Başın kim olduğunu merak ediyordum neden görüntülü arasın ki değil mi yani

Çıkışa çıkınca sesin uzak olduğu bir yere gidip telefonu açtı ve bir erkek yerine küçük bir tane kız çıktı. " Abim benim niye ağlıyorsun sen" sert sesi yumuşayınca şok içinde ona baktım.

Bir kardeşi daha mı vardı? Ah doğru dün gece söylemişti. "Abi , Çeni çok özledim. Ne çaman geliyosun" erkrana bir az daha yaklaşınca büyük mavi gözlü sarışın bir bebekle karşılaştım.

" Abicim benim işlerim vardı gelemedim söz sana en yakın zamanda geleceğim tamam mı?" Dedi. Sulu mavi gözlü bebek gülerek başını salladı. "Abim Barış abine verir misin telefonu" kız başını salladı tekrar ve kadraja bir erkek girdi.

"Aga nerdesin sen ya aren seni çok özledi." Deyince Atlas başını salladı ve " geleceğim bu hafta içinde de iyi mi bir sıkıntı var mı?"

Demeki kızın ismi Aren di. Telefondan "abi" diye bir çığlık yükseldi. Atlas "efendim abiciğim ne oldu?" diye konuşunca aren Barıştan telefonu aldı ve elini gösterdi.

"Abi bak , ben uyurken melekler beni öpmüş" Altaş gülerek" AA çok güzel ama keşke bende de olsa" diye dudaklarını büzdü.

Ama bir dakika aren vitiligo hastasıydı.

Aren ve Atlas biraz daha konuşup ondan sonra telefonu kapattılar hemen atlasa döndüm."anlamışsındır ki o vitiligo hastası"

Kollarımı ona doladım ve sıkı bir şekilde sarıldım. " Bunun tedavisi var değil mi?" Diye sorduğumda başını salladı " tedavi görüyor zaten ama Melek diye kandırdığım için istemiyor. Meleklerin onu terk edeceğinden korkuyor"

Konuyu dağıtmak için" içeri girelim mi?" Cevap vermek yerine belimden tutup içeriye girdik.

Arkamızdan Can doğum günü süslerinden omzumuza bıraktı. " Hadi dans" diye bağırınca bizi piste götürdü. Herkes deli gibi dans ederken Atlas kaşlarını çatmış etrafa bakıyordu.

Bu da eğlence ne bilmiyor

Ellerini tutup kaldırdım ve zıpladım. Kendi etrafımda dönüp durdum. O ise kollarını birbirine dolamış beni izliyordu.

" Aşk herşeyi affeder mi?" Diyerek şarkıya eşlik ettim. Ne kadar dans ettim bilmiyorum ama yorgunluktan gebermiştim.

Asel ve Berk yanımıza gelince Asel hanım durmakta zorlanıyordu. Berk " Bu siktiğimin partisi ne zaman bitecek" deyince arkadan Can çıktı. " Sensin lan siktiğimin partisi, kıskanma it " deyip ben ve Aselin ortasına girdi.

" siz bunlara aldanmayın şekerim eğlenin kendinize zaten azıcık vaktimiz kaldı" gülerek birbirimize baktı. Işıl bağırarak bize doğru geliyordu. " Sanane ya sanane" Alp de onun arkasından çıkınca "ne demek sanane kızım kendine gel"

" Hey! Ne oluyor lan?" Diye çıkıştı Can , Işıl ise " kısmetimi kapatıyor. Ne güzel biriyle konuşuyordum adamı dövdü." Alp e bakıp " sanane sen kendine başka birşey bulsana ne arkadamdasın" Alp sinirle Işılın üstüne yürüdü. " Kızım delirdin mi sen adam içine düşmüştü ne yapsaydım"

Işıl kaşlarını çattı ve "düştüyse düştü. Belki biz birlikte olucaz onunla sana ne batıyor. " Dedi gözleri hafiften dolmuştu. " Belki sevmeyi biliyordu"

Alp yutkunduktan sonra " bilmiyor bilemez de sevemez seni" diye bağırdı. Işıl onu ittirdi ve " sanane" diye bağırdı.

Ada yaylana yaylana bize geldi. Atlas kaşlarını çattı ve " sen içtin mi?" Diye bağırınca Alp ve ışıl bile Durmuştu. Ada ağlayarak abisine sarıldı. " O buradaydı." Atlas kardeşinin omuzundan tutu ve " daha reşit bile değilsin sen söz verdin bana" diye bağırdı ve kardeşine sarıldı.

Kerem elinde adanın çantasıyla geldi. Ada gülerek zıplayınca Can " Bismillahirrahmanirrahim sen koru Allah'ım " deyince ada daha güldü.

Atlas , adanın kafasına vurdu ve " dengesiz, görüşeceğiz senle dur sen" deyince ada durdu ve abisini öptü ve keremin yanına gitti. Kerem her zaman ki haliyle kaşlarını çatmış birini dövecek gibi bakıyordu. Ada çekinerek çantasını aldı ve hemen canın yanında durdu. " Parti bitti mi?" Diye sordu ağlamalı bir sesle Can ise "evet birazdan gideceğiz.maalesef ki bu güzel anı bitirmek hiç istemezdim ben de adacığım" deyince Ada ağlamaya başladı ki gözünden yaş bile damlamıyordu.

" Bitmesin ya" can etrafa bakıp bağırdı." Çalın lan biraz daha oynayacağız" diye Ada Sevinç çığlıkları atarak yerinde zıplamaya başladı.

Atlas sinirle Ada diye bağırsada ada onu dinlemedi. Başım dönüyordu şarkı çalınca adayla ortaya geçip deli gibi dans ediyorduk kendimizden geçmiştik resmen bizimle beraber tabii ki de olmazsa olmaz Can da aramıza katılmıştı.

" Yüzüm gözüm şisene kadar ağlamak istiyorum

İçip Sabah kadar ,bayılmak istiyorum

Caddelerde dolanıp bağırmak istiyorum

Müsadenle bu gece, bayılmak istiyorum "

Müzik bitince bizi tutarak çıkardılar. " Bırak beni "diye bağırdım. Karşımda kine " kızım dursan yerinde" dese de durmadım ve ona baktım" sen kimsin"

" Ben kim miyim? Lan" diye bağırdı. " Can senin ebeni becereyim. Düştüğüm duruma bak"

Beni zar zor arabaya koyup kapıyı kapattı. " Kimçin sen? İmdat beni kaçırıyorlar" diye bağırdım.

Araba cabrio olduğu için ses her yere gitti. Kerem " lan sustur şunu rezil olduk" diye sinirle konuştu. " Kaçırılıyorum İmdat bir Mafya beni kaçıyor" dedim ve ona baktım " ama yakışıklı mafyaymış boş verin beni gidelim mafyacım istediğini yapabilirsin"

Atlas Allah'tan sabır dilerken öykü çantamı yakışıklı mafyaya verdi. Araba çalışırken" Ee yakışıklı mafyacım neyere gidiyoruz" deyince " kızım Susana" diye bağırdı. Birisini aradığında kaşlarımı çatıp ona baktım ve "bir yakışıklı mafya daha mı O zaman benim arkadaşlarımı çağırmam gerek hadi beraber dördümüz de kaçırın"

Yakışıklı mafya bana baktı ve elini çeneme koydu. " Bak güzelim ke-" sözünü kesip ona yapıştım. " Yaa güzelin miyim gerçekten" diye cıvıklaştım.

" Güzelim sin tabii" deyince arkadan korna sesi geldi. Kafamı çevirince bir sürü araba olduğunu gördüm. " Bir aşk yaşatmıyorsunuz." Diye bağırınca yakışıklı mafya gülerek susturmaya çalıştı.

Kollarımı ona uzattım ve "kucak" yakışıklı mafya beyciğim koltuk altlarımdan tutup kucağına oturttu. " Şeyy acaba diğer arkadaşlarımı da kaçırır mısınız? Onlarda mafya sever" deyince " bana bak, mafya falan yok kendine gel ve o güzel çeneni kapa yoksa bırakır giderim" deyince

Sus pus olmuştum.

KEREM YILMAZER

Arabada bir minik kız çocuğuyla uğraşıyordum. Atlas denizle ilgilendiği için minik kızı bana bırakmıştı. Mavi gözleriyle beni seyrediyordu. " Sorun ne?" Diye sorunca irkildi ama öyle bakmaya devam etti.

Arabayı sağa çektim ve ona döndüm. " Senin için yapabileceğim birşey var mı?" Dudakları bükük, kahkülleri dağılmıştı. Burnunun ucu kırmızı olmuştu. Üşüyor muydu?

" Bak, benimle konuşmazsan seni anlayamam tamam mı? O yüzden konuşmalısın benimle" dedim ve devam ettim " senin için yapabileceğim bir şey var mı?"

Başını iki yana salladı ve bakmaya devam etti. Gözlerim bacaklarına değindi ve üzerindeki ceketi çıkartıp bacaklarını örttüm.

Arabayı çalıştıracakken "dur" uzun bir süre sesini duyduğum için rahatlamıştım. Başımı tekrar ona çevirdim. Ve" evet" dedim.

Çekinerek " şey araba da daraldım arabadan inebilir miyim sadece 5 dakika" başımı salladım" çekti giy" dediğimde

Ceketi giyince resmen için de kayboldu. Arabadan inince arkasından baktım. Bu kız gerçekten küçüktü. 1.58 vardı ya da yoktu. Kilosu da yoktu

Cidden abisi davar gibi kardeşi gelincik gibiydi. Arabadan inip kendimi arabaya yasladım ve onu biraz daha izledim.

Küçük adımlarla uzaklaşınca arkasından yürüdüm. Bir anda ayağı burkulunca onu tutum. Acıyla çığlık attı " tamam sakin ol sadece burkuldu" dolu gözlerle bana baktı.

" Bana neden beni dövecek gibi bakıyorsun" kaşlarını çattı" bu beni korkutuyor" kaşlarımı kaldırdım " öyle mi bakıyorum" hayır kesinlikle öyle bakmıyordum. Hatta korkmasın diye bakışlarımı yumuşatmaya çalışıyordum.

" Hıhı, öyle bakıyorsun" bakışlarımı kaçırdım. " Tamam öyle bakmamaya çalışırım" bakışlarımı tekrardan ona çevirdiğimde oldukça yakındık abisi görse ikimiz de yakardı.

Benden korkmaması için bir şeyler söylemem gerekiyordu. "Gözlerin güzelmiş" dediğimde bir anda gülümsemeye başladı hoşuna gittiğini anlamıştım.

Başını göğsüme yasladı. Tam olarak göğüsüm diyemezdim. Boyu kısa olduğu için aramızda baya mesafe vardı. Başı göğüsümün biraz aşağısına denk geliyordu.

" Eve gidelim" dediğinde ayağına baktım. "Ayağın iyi mi?" Başını salladı ama iyi değildi.

Çünkü ilk adımını attığında yere düştü. " Off yavaş minik" deyip onu kucağıma aldım. Ağlamaya başladı " neye ağlıyorsun şimdi" sert sesimle sustu.

Kollarını boynuma doladı ve arabaya doğru yürüdük. "Çok güzel kokuyorsun"

Dona kalmıştım

ÖYKÜ SANCAK

Arda'nın arabasındaydım. Başım cama yaslamış dışarıyı izliyordum. Ve evet ardayla kavgalıydık. Bu iki gündür birbirimizle konuşuyorduk yani ben konuşmuyordum.

Benimle konuşmak için alttan alttan laf atıyordu. Ama bişey demiyordum çünkü haklıydım da her sinirlendiğinde bana patlıyordu ve sonra da özür diliyordu.

İlaç kullandığını biliyorum hatta onu anlamaya bile çalıştım ama sürekli öyle olunca bana da patlama gelmişti.

Gene bir şeye sinirlenmişti ve onunla konuşmaya çalıştığım da ilaçlarını içmediği için kontrolünü kaybetmiş ve beni ittirmişti.

İki gün üst üste aynı şeyi yapınca dayanamamış bağırıp çağırmıştım. O gün baya bir kavga etmiştik zaten hatta kavgada ona ayrıldığımı söylesem de kabul etmemiş idi.

Eve gittiğinde kriz geçirdiğini duymuştum ama umurumda değildi barışmak gibi bir niyetim yoktu. Her şeyi benim üstüme yıkamazdı.

Araba bir anda sağa dönünce öne doğru savrulmuştum. Korkuyla çığlık attım. Arda " siktir" deyip bana baktı. Az daha bir arabaya çarpıyordu.

" İyi misin? Bir şeyin var mı? Kafanı vurdun mu?" Üst üste sorular sormaya başlayınca dona kaldım. Başımı iki yana salladım.

" Bir şeyim yok" deyip saçımı düzelttim. " Miniğim yapma böyle sence de çok uzamadı mı?" Ona baktım ve " ne yapmışım" dediğimde kaşlarını çattı

" Tamam anlıyorum seni çok kırdım seni ama lütfen Barışalım yeter bu kadar küslük" deyince normal bir şekilde " biz küsmedik ki seninle ayrıldık" derin bir nefes aldı ve sabır çekti.

" Ayrılmadık, ayrılmayacağız da şunu aklına sok" dedi ve ekledi" hem varsayalım ayrıldık tamam neden bugün babama öyle demedin" dediğinde durup düşündüm.

Aslında birşey yapmamıştım. Babası konuşmuş ben dinlemiştim. Ayrıca biz orda eğlenirken Arda'nın evde olmasını istemezdim.

 

" Birşey yaptığım yok, sür artık şu arabayı" kolumdan tutup kendine çekti. " Barışacaz dedim sana " kolumu ondan kurtarıp bağırdım." Senden ayrıldım diyorum anlasana, istemiyorum seni beni çok yoruyorsun, çık git hayatımdan" deyip arabadan indim.

Keremlerin evinin yakınlarındaydık. O yüzden hızla oraya yürüdüm. Arabalardan bakılırsa herkes buradaydı.

Kapıyı çalınca emre açmıştı hızla içeriye attım kendimi salona geçince Asel başını Berkin bacağına koymuş uyuyordu. Mutfağa gidip bir bardak su doldurdum kendime gelmeye çalıştım ama her yerim elektrik çarpmış gibi titriyordu.

" İyi misin?" Başımı kapıya çevirdim. " Değilim Gamze iyi falan değilim" sandalye yi çekip karşıma oturdu. " Kavga mı ettiniz tekrardan?" Diye sordu.

" Hayır sadece barışmak istediğini ve ayrılmadığımızı söyledi karşı çıkıp arabadan indim" diyerek açıklama yaptım. Başını salladı" eve geldi de iyi gözükmüyordu yanına geleyim dedim" gülümseyerek ona baktım" teşekkür ederim Gamze" yanağımdan makas aldı.

" Barışmayı düşünmüyor musun? Seni tanıyorum öykü, siz ayrılsanız bile birbirinize bağlısınız" oflayarak dudaklarımı büzdüm. " Bilmiyorum onu çok seviyorum ama olmuyor işte anlaşamıyoruz. Bizimde kaderimiz budur belki" Gamze başını salladı ve " gel içeri geçelim" dediğinde ayağı kalktım ve salona geçtik.

Arda tekli koltuklardan birine oturmuş gözlerini kapatmıştı. Ondan uzak bir yere geçtim. Kapı çalınca şirin kapıyı açtı ve Kerem ve ada girdi.

Bir sorun vardı ki, ada keremin kucağındaydı. Atlas evdeydi ve onları görebilirdi. Kerem, adayı koltuğa bırakınca ada oflayarak dudaklarını büzdü.

Kerem' e bakınca boynundan kulağına kadar kırmızı olmuştu. Genellikle sinirlenince öyle oluyordu diyecem de Kerem zaten sürekli gergin ve sinirliydi.

Baya bir süre geçmişti. Ada ve Asel hala uyuyordu. Deniz ve Atlas da oturmuştu kimse konuşmuyordu. Arda'nın telefonu çalınca hızla açıp " baba?" Arda kısa süre babasını dinledikten sonra " evdeyiz geleli 2 saat oldu. Birazdan gelirim" deyip kapattı.

" Beyler siz gidin isterseniz Asel uyanınca gelirim bende" Aselin saçıyla oynuyordu. Alp ve Arda kalkmıştı. " Gidin siz, bu bücür kalksın geliriz" deyince gülümseyerek ada baktım.

Gerçekten de çok tatlı bir kızdı. Abisi gibi değildi. Dudaklarını bükmüş kendini küçücük yapmış uyuyordu. Hemen yanında Kerem vardı ve tam karşıya bakıyordu.

Bu adam sürekli ne düşünüyor hala anlamış değilim. Alp " iyi geceler size" deyince Arda " geç kalmayın. şu kızda bayıldı mı? ne oldu? su falan at uyansın" deyince Berk güldü ve " tamam geç kalmayız" dedi

Ardayla son kez göz göze geldik. Bakışlarımı direk önümde duran köpeğe çevirdim. Parkede uzanmış uyuyordu.

İkisi gittikten sonra Atlas, adanın yanına gitti ve elini alnına koydu. " Hasta mı?" Diye sordu Deniz. Atlas başını iki yana salladı " kontrol ettim. Arada aniden ateşi çıkabilir" diye konuştu.

" Ada normalde nerde yaşıyor?" Sesini bile unuttuğum Kerem konuşmayı becermişti. " Sporcu olduğu için okulda onlara verilen odalarda kalıyorlar. Rahat rahat görüşemiyoruz bile tatil zamanları olduğu için yanımda yoksa okulda oluyor."

Kerem başını adaya çevirdi ve kısa süre ona baktı. Asel " ne oluyor lan" diye bağırdı. " Bağırma sana gerizekalı" dedi Gamze

" Uyandın mı panda?" Asel uykulu gözlerini Berke dikti. " Sen bana panda mı dedin?" Deyince Berk " yok güzelim sen yanlış duydun" Asel tekrardan başını berkin bacağına koydu.

Can yastığı Aselle fırlattı " kalk lan ayı, çocuğun bacağı kangren oldu. 10 saattir bacağında uyuyorsun" Asel kaşlarını çattı ve "sanane ya benim sevgilim benim bacağım" dedi ve durdu. Çığlık atıp Canın attığı tekrar ona attı.

Kollarını Berkin boynuna sardı bacaklarını beline doladı. " Sevgilim de gözün mü var senin he?" Ekledi " benim o benim git başkasını bul" başını Berkin boynuna gömdü.

Can onun taklidini yapıp " kes be sülük senin sevgiline mi kaldık. Ezik" deyip dil çıkardı.

Atlas " bunun kalkacağı yok, hadi gidelim" deyince Berk ayağı kalkınca asel de kucağında olduğu için can " lan in adamın kucağından aile var aile" diye bağırdı.

" Ağlama kıskanç ağlama" hepimiz gülüp ayağı kalktık.

Vedalaşıp evden ayrıldık. Kerem çıkmadan atlas'ın kucağında olan Ada'nın üstüne kalın bir ceket örtmüştü.

★★

Eve geldiğimizde yorgunluktan gebermek üzereydim. Direk duşa girdim ve 2 saat çıkmadım.

Çıkınca üstümü giyinip yatağıma geçtim tam uyuyacakken telefonum çaldı.

Arayan Kemal amcaydı.

"Alo, Kemal amca" ilk önce ses gelmemişti sonrasından " kızım, sesim geliyor mu?" Diye konuşunca "geliyor Kemal amca, gece gece bişey mi oldu? İyi misin?"

" İyiyim ben kızım da size ne oluyor? Arda gene kriz geçirmiş evde değildim. Çalışanlar söyledi. Bir sorun mu var?" Dediğinde dona kalmıştım tekrardan mı kriz geçirmişti. Sürekli üst üste kriz geçirmesi sağlığı açısından iyi değildi.

" Sadece tartıştık Kemal amca" dedim. O ise " Anladım kızım, ama nasıl Tartıştıysanız Arda gerçekten iyi değil. Bir an önce aranızı düzeltin" deyince söylemek ve söylememek arasında kararsız kalmıştım.

" Tamam hallederiz Kemal amca iyi geceler" deyip telefonu kapattım. Hızla Ardayı aradım. İkinci çalış da açılı ama ses yoktu. " İyi misin?"

Ses yoktu.

" Arda cevap ver, iyi misin dedim kriz geçirmiş sin gene" dediğimde konuşmasını bekledim ama gene ses yoktu.

" Ses vermezsen seni öldürürüm Arda cevap ver" karşıdan kıkırdama sesi duydum. " Ne oldu?" Diye sordu.

Sesi gerçekten çok kötü geliyordu. " Kriz geçirmiş sin?" Diye sordum. O ise " normal bir şey bu, başka diyecek bir şeyin var mı? 'Seni yormak istemem' Bu saatler de uyuman lazım genelde." Dediğinde kalbim tekledi.

" Hastane ye gittin mi?" İlk önce cevap vermedi "gitmedim" kaşlarımı çattım " neden gitmedin sen kendini öldürmek mi istiyorsun doktora git ilaç serum yapsın" dediğimde neden bilmiyorum gülümsediğini hissettim.

Bana tek şunu söyledi. " Benim ilacım da, serumum da, doktorumda sensin. Şimdi beni düşünme ve uyu iyi geceler miniğim" deyip telefonu yüzüme kapattı.

BÖLÜM SONU

Birazcıkk geç gelmiş olabilir bölüm ama uzun bir bölüm yazmaya çalıştım.

Kerem ve ada nasıllar

En sevdiğiniz çift kim?

En sevdiğiniz karakter kim?

Nasıl bir bölümdü?

Oy ve yorum yapmayı unutmayınnn

Bölüm hakkında veya karakter hakkında yorumlar yaparsanız beni mutlu edersinizzzz

🐾🫧🌬️

 

 

 

Bölüm : 18.10.2025 21:55 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...