41. Bölüm Sürpriz deneme sınavı

" Ben girmeyecem bu denemeye" diye bağırdı Atlas , Burak hoca " babanla konuştum Sınav sonucuna bakacak matematikten kaç netin var diye" deyince Atlas oflayarak optiğini doldurdu.

Sınav kağıtları dağıtılınca sorulara göz gezdirdim mükemmel bir şekilde zordu

Sizde ebenizin çocuğunu doğurmayın

Oflayarak dudaklarımı büzdüm.

Sınavın ortalarında sınıftan bir an ses geldi. Herkes kafasına sese doğru şu çevirirken Arda'nın kalemini yere atıp kafasını ellerine koydu.

Sorular gerçekten çok zordu üstelik yeni nesil olduğundan dolayı Bu soruların örneklerini görmemiştik.

Bu bizim için oldukça zor bir şey ki sınıf oldukça gergindi ki anlatamam

Felsefenin 8. sorusundayken Atlasın matematikte olduğunu gördüm. " Ne ara matematik'e geçtin?" Diye sordum sesizce bana sadece"diğerlerini yapmadım ki direk matematiğe giriştim" diye açıklama yaptı.

Sorular baya uzundu ve hiç bir şey anlamıyordum. " Dedemin yengesinin çocuğunun doğumunu görüyorum şuan" dedi birden can

Bununla birlikte sınıfta gülmüştü. " Gençler sesiz" diye bağırdı Burak hoca, Atlas " ağzını sikeyim senin" deyince ona baktım ve" bana mı dedin?"

" Ben sana ne zaman argo konuştum birtanem, hoca olacak ite dedim" diye konuştu. Başımı salladım ve sorulara geri döndüm.

★

" Ya Yeter, yapmıyorum bir şey" diye bağırdı Defne ayağı kalkıp optiğini hocaya verdi. Onunla birlikte yiğit' de kalktı.

" Saçma sapan sorular" dedi. Burak hoca " saçma sapan sorular dediğin sorular sizin üniversite sınavına hazırlıyor yiğit" deyince yiğit göz devirdi.

Alp'de optiğini verince Burak hoca" tüm yabancı dilleri yaptın değil mi?" Deyince başını salladı Alp

Alp sayısal dan çok dilci biriydi Almanca, İngilizce ve Fransızca da konuşabiliyordu.

Bana döndü ve " hangi kitapçık?" Diye sordu. "A" dediğimde başını iki yana salladı " B benimki" deyip yanındaki Emre'ye baktı. Emre de son kontrolleri Yapıp hocaya verdi.

Bende ayağı kalkınca, atlası dürttüm " kalk sana götüreyim" dediğimde ayağı kalktı ve geçmemi bekledi.

Neredeyse herkes optiklerini vermişti.

Başımı sıraya koyup gözlerimi kapadım ve zamanın geçmesini bekledim.

★★

Gözlerimi açtığımda sınıfta Atlas'tan başka kimse yoktu. Atlas sol kolunu bana bana atmıştı benim ise bacaklarım onun bacaklarındaydı.

Bacaklarımı kendime çekip başımı kaldırdım. telefonumdan saatte bakmıştım öğle arasındaydık.

" Atlas uyan sana?" Desem de uyanmadı. Saçıyla oynayıp yanağını okşadım " kalmazsan konuşmam seninle bak" hala uyuyordu. Ona yaklaşıp yanağını uzun bir öpücük bıraktım ve saçıyla oynamaya devam ettim.

Bir süre sonra Atlas yerinden kıpırdadı. " Uyandın sonunda" başını bana çevirdi ve kafasını boynuma gömdü. Uzunca öpüp bıraktı. " Öptüğün de uyanmıştım zaten de , uyumaya devam ettim" deyip etrafa baktı.

" Bizimkiler nerede?" Başımı iki yana salladım " bilmiyorum uyandığımda yoklardı" diye konuşunca sınıfın içine baktı ve tam bana döndü.

Kollarını belime başını tekrar boynuma koydu

Bu çocuğun boynunla ne alıp veremediği var aq

Burnunu boynuma sürttü ve küçük küçük öpüp bırakıyordu.

" İyi misin? Yorgunsun sanki?" Derin bir nefes alıp verdi. " Yorgunum ama şuan şarj oluyorum" deyince kaşlarımı çattım.

" Anlamadım"

" Kokun yavru, kokun bana güç veriyor. "

Evet aldım cevabımı

Kollarımı daha sıkı ona doladım ve düşünmeye başladım neyi mi?

Tabiki de ben ve Atlası

Yani şimdi biz neydik? Flört desek flörtten çok sevgili gibiydik ama sevgili değildik. Yani sonuçta ortada teklif yok birşey yok

Düşünce onunla gerçekten güzel bir ilişkimiz olacağını düşünmüştüm. Tamam bana kötülükleri olmuş olabilir ama iyi yanları baya vardı.

Sürekli boynumu öpüyordu. Dudakları şah damarının üstünde durdu. Nefesi beni titretiyordu. Gergince nefesimi dışa vurdum.

Başını kaldırıp dudağımın kenarını öptü ama öpücüğü tüy kadar hafifti.

Dudağı dudağıma kaydığın da bizi bölen telefon oldu. Atlas gözlerini yumdu ve küfür edip telefonu açtı.

" Ne var lan" bir süre karşıyı dinledi. " İyi de böyle birşey yapamazlar biz girdikten sonra" merakla doğruldum. " Off kapat babamı arayacağım" deyip telefonu kapattı.

" Ne oluyor?" Diye sorduğumda " bende bilmiyorum birazdan öğreniriz" deyip babasını aradı.

" Baba, ne alaka bizim sorunumuz değil hocanın sorunu" ne oluyor lan

" Tamam baba tamam...... Görüşürüz" deyip kapattı.

Merakla ona baktığımda " tarih hocası yazılı kâğıtlarını kaybetmiş tekrardan sınav olmamızı talep etmiş, ayrıca okul 2 gün yenilikler için kapatılacak mış" diye açıklama yaptı.

" Ama bu çok saçma, yani hocanın ceza alması gerekmez mi?" Diye sordum o ise " okul müdürünün yakını olduğu için direk kabul etmişler." Dedi sadece

Elimi tutup kalktı" hadi gidelim bizimkiler bahçedelermiş"

★★★

IŞIL IŞIK

Okulun çardağındaydık. milleti süzüp eleştiriyorduk. Bir yanımda öykü diğer yanımda ise Arda vardı.

Karşımda ise Efe vardı. Uzaktan Deniz ve Atlas'ın geldiğini gördüm " geldiler" deyince herkes onlara baktı.

" Duydun mu?" Diye sordu Berk , Atlas ise " Kaya aradı oradan biliyorum" başımı Atlasa çevirdim. " O kim?" Diye sordum.

"Sanane Işıldak, ne bu merak" göz devirdim " seni ilgilendirmez" deyip tekrardan Atlasa baktım.

O ise " F şubesinden biri geçen sene okulda birinci olmuştu. Sosyal medya dan paylaşım yapmışlardı. Görmüş olabilirsiniz" Diye açıklama yaptı.

Gözleri iki yanıma kaydı. " Siz Barışmadınız mı?" Deyince Telefonuyla ilgilenen öykü hala telefona bakarken " biz diye bişey mi vardı." Deyince herkes durdu.

Ardaya baktığımda kollarını birbirine bağlanmış, yere bakıyordu. Deniz aniden " ya saçmalıyorsun şuan öykü, tamam kavga ettiniz anladık ama fazla uzattınız"

Arda " uzatan ben değilim senin o arkadaşın ayrıca elimden geleni yaptım. Kazık inadı var." Son cümlesini kısık sesle söylemişti. öykü bir anda ayağa kalkıp "sen bana öküz mü demeye çalışıyorsun. Yoksa ben mi yanlış anladım."

Arda hala kısık sesle konuşuyordu. " İstediğini anlayabilirsin öykü bu konuda seni zorlamayacağım veya fikirlerini değiştirmeye çalışmayacağım" derin bir nefes aldım.

İkisinin ortasında kalmıştım gözüm bir ona bir gözüm diğerine giderken neredeyse şaşı olacaktım.

"Ne bu tavırların ya tam bana resmen öküz diyorsun üstüne üstlük fikirlerini değiştirmeyeceğini söylüyorsun kendinde misin sen" diye bağırdı. " Bağırma boğazın acır sonra" deyince öykü sinirle ona bir adım attı.

" Ne bu sakinlik ya, hiç bir şey umurunda değilmiş gibi davranmayı kes" deyince Arda kısık sesle gülünce Öykü, Arda'nın üstüne atladı.

Çığlık atıp aralarından çıktım. Arda öykünün kollarını sıkıcana tutmuş vurmasını engelliyordu. Bununla birlikte öykü daha da sinirleniyordu.

" Seni öldüreceğim" diye bağırdı.

Arda ise bu hareketlerine gülüyordu ve daha sıkı tutuyordu. " Gülme sene piskopat" diye vurmaya çalıyordu.

Arda ani bir hareketle, tek bir koluyla öyküyü sırtına alıp kalktı.

" İndir beni indir dedim" diye çığlık attı.

Efe" Gidin ve aranızda ne bok varsa çözün" deyince Asel de ekleme yaptı " Barışmadan da gelmeyin"

Arda , öyküyü götürürken bende eski yerime geçtim. Toprak gelip " Işıl konuşalım mı?" Deyince başımı salladım ve yanına gittim.

Toprak" Işıl yardıma ihtiyacım var. Yardım edebilir misin?" Deyince başımı salladım " tabiki"

" Geometri hocası bana bir tane proje ödev verdi ve bu konuda eksiklerim var benimle tamamlar mısın? başka kiminle yapabileceğimi bilmiyordum. O yüzden geometrinin iyi olduğundan dolayı sana sormak istedim Ee bana yardım etmeyecek misin?"

Hızlı bir şekilde " Yalnız benim bu 2 haftada işlediğimiz konular hakkında ben de pek bir geometri anlamadım ama sizin gelmediğiniz zamanlar ve geldiğiniz zamanlar işlediğimiz konularda iyiyim sadece son 2 hafta konuları olmaması benim için iyi olur. Ee ne zaman başlayalım?" Diye sordum

Toprak gülümseyerek" yani benim boş vaktim bayağı var sen ne zaman müsait olursan o zaman tamamım ben"

" Tamam o zaman Ben programıma bakıp sana haber vereceğim olur mu?" Başını salladı " teşekkür ederim sağ ol iyi ki varsın"

Bende gülümseyerek" ne demek..... Görüşürüz o zaman " deyip yanından gittim ve geri çardağa döndüm.

Gelir gelmez " Ne konuştunuz o kadar he Mars'a mı çıkacaksınız?" Diye sordu Efe

" Ne alakası var , ayrıca sanane" dediğimde kaşlarını kaldırıp" banane?" Diye sordu.

" Evet sanane , ne bu merak benim hayatım seni ne ilgilendiriyor."

Efe kahkaha attı" tabiki beni ilgilendirmez neden ilgilendirsin ki" başımı salladım " aynen öyle, ilgilendirmez" deyince ikimizde susup birbirimize baktık bir süre

İlk bakışını kaçıran ben olmuştum o ise bakmaya devam ediyordu.

Can şarkı söyleye söyleye yanımıza geldi. " Gençler yeni yıla az kaldı. Ne yapıyoruz?" Deyince Berk " bizim evde kutlarız." Deyince

Asel "çekiliş yapacak mıyız?" Diye sordu. Berk başını salladı ve Aselin başını öptü.

Gülümseyerek onlara bakıyordum. Gerçekten çok yakışıyorlardı. Berk o kadar güzel seviyordu ki Asel'i keşke diyordum.

Benim niye karşıma öyle biri çıkmadı diye Efe ye baktım. Uzun uzun izledim.

Ona o kadar dalmıştım ki beni izlediğini bile fark etmemiştim.

Hocanın sesiyle kendime geldim "gençler zil çalacak şimdi sınıfa girin" ayağı kalkıp hepsinden önce okula girdim.

Direk kendimi lavaboya attım. Tuvaletler den birine girip kendime gelemeye çalıştım. Kalbim hızla artıyordu.

İçeri bir kaç kişi girdi. " Saçım nasıl olmuş" sorduğu kişi ise " güzel olmuş" deyince karşıdaki kız " umarım saçımı boyadığıma değer" deyince daha dikkatle onları dinledim.

" Kızım sırf bir erkek için saçını kızıl yapmana değdi mi?" Diğer kız" Selen sen kafayı mı yedin ya o dediğin erkek Alp Efe Ulus, kim olduğunu hatırla derim yani"

Gözlerim kocaman açıldı. İyi de sırf Efe için neden saçını kızıl yapsın ki

Cahil işte - anlatın bu gerizekalı ya-

" Biliyorum kim olduğunu ama 2 yıldır peşinden koşuyorsun onun bıkmadın mı Elif naz"

Adını öğrendiğim Elif naz " ama hala bir ışık var yani az önce benimle konuştu" dediğinde beynime kan gitmişti.

Selen " kızım sen aptal mısın? Dikkatini çekecem diye omzuna çarptın. Ayrıca seninle konuşmadı sana bağırdı" deyince sırttım.

" Off Selen yeter ne yapayım böyle böyle olacak işte"

Nah olur

" Ayrıca o Işıl denen kıza bırakmam onu, gelir gelmez Alp'in dikkatini çekti. 2 yıldır uğraşıyorum ben Selen ne kadar uzun bir süre biliyor musun?" Dedi ve ekledi " o aptala bırakmam" deyince oturduğum yerden kalktım ve kapıyı açtım.

Hiç bir şey olmamış gibi musluğu açtım. Elimi yıkadım. Kızlar şok içinde bana bakıyordu. Hangisinin Elif naz olduğunu çakma saçıyla anlamıştım.

" Sana da merhaba Elif nazcım" deyince yutkundu. Elimi onun okul formasıyla silince " ne yapıyorsun sen be"

" Canım yalnız Efe çakmalara bakmıyor haberin olsun" deyince kahkaha attı. " Alp senin ona Efe dediğini duyarsa seni bu okulda barındırmaz" deyince arkadan saçını kavradım

Çığlık atıp " bırak sana beni Selen yardım et" dedi.

Diğer elimle Selen denen kızı itince sırtı kapıyla buluştu ve acıyla inledi. " Bu bana aptal dediğin içindi." Deyip yüzüne bir Tokat geçirdim. "Bu arkamızdan konuştuğun içindi."

Saçını daha çok kavradım ve çektim. "Bana bak sen hiç bir zaman ben olamazsın tamam mı? Hiç bir zaman Efe'nin dikkatini çekemezsin çünkü onun gözü sürekli bende senin gibi çakma kızıl da değil." Deyin yüzüne yaklaştım.

" Ayrıca isim konusuna gelirsek eğer" deyin sinsice güldüm" ben onun yanında" dedim ve ekledim " kucağında defalarca Efe demişliğim var" deyince

Şok içinde hala bana bakıyordu o şok sinire dönüşüyordu. " Alp'i sana Bırakmam" diye bağırdı. Ben ise "o çoktan benim sen kimsin be" deyip tuvaletten çıktım.

Arkadan sesleri gelse de umurumda değillerdi. Kendi kendime güldüm " çakma kızıl" diye

Sınıfa bizimkilerin yanına gittim.

★★★★

ÖYKÜ SANCAK

"İndir beni" diye çığlık çığlığa bağırdım. Beni okulun deposuna getirmişti. " Konuşmadan hiç bir yere gitmiyoruz" deyip ekleme yaptı "ve barışmadan"

Göz devirdim " umurunda değilsin Arda Turan, biz seninle ayrıldık" dediğimde "bu ilişkiyi sen tek yönetmiyorsun öykü Sancak" kaşlarımı çatıp başımı kaldırdım.

O ise gülümseyerek" ve emin ol sen böyle baş kaldırınca beni daha çok hoşuma gidiyor" deyip saçlarımı karıştırdı.

" Seninle Barışmayacağım. Bitti dediysem bitti" bana daha çok yaklaşınca iki adım geriye gittim.

" Sırf krizler geçirdiğim için ve seninle olan saçma bir kavgadan dolayı mı öylesin?" Dedi ve ekledi. " Sana tek bir soru mu soracağım, sonra istediğini yapabilirsin" deyince gerildim.

Derin bir nefes verip "ben seni yoruyor muyum?" Dediğinde sesi titriyordu. Şok içinde gözlerim açıldı. " N-ne bu da nereden çıktı?"

" Dün dedin ya 'beni yoruyorsun' diye gerçekten öyle mi?" Sesi hala titriyordu. Gözlerim doldu. " Arda ben onu sinirle söyledim. Saçmalıyorsun şuanda" desem de durmadı.

"Bak eğer ki yoruyorsam söyle bir daha konuşmam hatta sınıf dışında başka sana görünmem bile" dedi ve ekledi "sınıfı mı da değiştiririm senin için"

Sesimi çıkarmadım. Çıkarmadım. "Evet sana aşığım seni çok seviyorum ama seviyorum diye seni rahatsız etme hakkım yok bu senin hayatın senin kararın"

Kalbim tekledi. Bir daha aşık oldum.

Ona yaklaşıp yanağını okşadım" sen beni yormuyorsun sadece bir anlık sinirle söyledim onu ben sana, rahatsız etme bile değil sen bana önemli biri gibi hissettiriyorsun. Sen olunca ben değerli oluyorum. Senin bu hareketlerin bile Sana daha fazla bağlanmama neden olur"

Kollarını belime dolayıp beni kendine çekti. " Yalan söylemiyorsun değil mi? Emin sin yani?" Başımı salladım.

Kavga etmek istemiyordum. Onu özlemiştim. Yanağına öpücük bıraktım.

O ise bunla yetinmeyip beni duvara sıkıştırdı ve öpmeye başladı.

Ona olan Özlemim den dolayı direk karşılık verdim. Kollarımı boynuna sarıp kendime biraz daha çektim.

Dudaklarımı ısırınca hafif inledim.

Bir çığlık aramıza girmişti. Siktir. Basılmıştık.

Heh bu sefer boku yemediniz içinde boğuldunuz.

BÖLÜM SONU

nasıl bölümdü fikirleri alayım

Her bölümde sorduğum gibi en sevdiğiniz karakter kim?

Peki en sevdiğiniz çift

Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın

Biliyorsunuz ki bölümler olduğunca geç geliyor ve artık sizin de sürekli bölüm beklemekten sıkıldığınızı biliyorum.

O yüzden artık okuldaki Zorbalar kitabında her Pazar bölüm gelecek

He eğerki pazar günleri bölüm gelmezse bölümde gecikme olabilir.

Böylece sürekli beklemek durumunda kalmazsınız.

Seviliyorsunuz

İyi okumalarrr

🫧🌬️❄️