11. Bölüm

Bölüm 11

İrem Nur Ayar
irmnrrayrrr

 

🥜🥜🥜🥜

 

Koşar adımlarla mahalleye gelirken bir yandan da artan seslere kulak vererek ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Gerçi hepimiz sorunun kaynağını biliyordu ama bu sefer mevzu neydi onu anlamaya çalışıyorduk işte.

 

Mahallenin içinde oluşan kalabalığın ortasında birden atlayınca Beste'nin babasının kaldırdığı eline yapıştım.

 

"Orada dur!" diyerek bağırdığımda bizimkilerde olayın iyice içine girmişti ve Aydın abi mevzu daha uzamadan Remzi amcayı alıp gitmişti.

 

Beste'ye döndüğümde dolan gözleri ile bana bakıyordu. Hiçbir şey demeden ona belki de bir dosttan çok anne edasıyla sarıldım. Sarılmamın yarattığı etkiden olsa boynuma doğru üflediği derin nefesten sonra sessizce ağlamaya başladı.

 

Biz mahallenin ortasında sarılırken bizim çocuklar ise oluşan kalabalığı dağıtıyordu. Annem ise bana kaş göz işareti yaparak evi göstermişti ve Beste'nin annesinin yanına gidip onu da alıp içeri girmişti.

 

Aradan geçen birkaç dakikadan sonra Beste sakinleşmiş olacaktı ki kafasını boynumdan kaldırıp bana doğru baktı. Parmaklarımla gözlerinin altındaki yaşları temizlerken bir yandan da eve doğru yürümüştük.

 

Evden içeri geçtiğimizde Beste direk salona geçerken bende ayağıma terliklerimi giyip Beste içinde bir çift alınca adımlarımı salona yönlendirdim.

 

Bizim çocuklar, annem ve Füsun teyze salonda sessizce oturuyorlardı. Sessiz adımlarla salona girip Mirza'nın yanındaki boş koltuğa oturdum.

 

Bir süre daha ortama sessizlik hakim olurken bu sessizliği bozan Dağhan abim olmuştu.

 

"Biri artık ne olduğunu anlatacak mı?"

 

"Ne anlatalım oğlum bilmez misin Remzi'yi içmiş gene gelmiş dayanmış kapıya."

 

"Dayayacağım ben onu kapıya o olacak en son. Bu sefer derdi neydi?"

 

"Ne olacak aynı mevzular işte"

 

Salona yine sessizlik hakim olurken annem ve Füsun teyze salondan ayrılıp mutfağa geçmişti. Tam o sırada çalan kapıda bizi birazda olsa düşüncelerimizden ayırmıştı.

 

İçeri giren Aydın abim ile hepimiz dikkatimizi ona vermiştik.

 

"Nezarete attırdım bu gecelik ama artık kalıcı çözümler bulmamız lazım" dedi Aydın abim eli ile çenesini sıkıntılı bir şekilde sıvazlarken.

 

"Tek çare izimizi kaybettirmek" dedi donuk gözler ile Beste.

 

"Ne diyorsun Beste? Bir kendini bilmez için güzelim mahallemizi mi terk edeceksin yani?" diye çıkışmıştım.

 

Belki bencilceydi ama haklıydım. Beste'nin babası yani Remzi tam bir salaktı. Tek bildiği şey alkol kullanıp sarhoş olduktan sonra buraya gelip tehditler yağdırmaktı ama sarhoş değilken bırakın sokaktan geçmeyi sokağın yakınından bile geçemezdi. Bu yüzden bu adamdan korkmalarını ve en çokta o adam için bizi terk etmelerini istemiyordum.

 

"Haklı değil miyim Nida? Uzaklaştırma kararı alsak bile adam zaten normalken yanımıza yaklaşamıyor ne oluyorsa sarhoş olunca oluyor ve ben sıkıldım artık. Onu her gördüğümde gözümün önüne ona olan nefretim ve kaybettiğim çocuksu hislerim geliyor ve ben dayanamıyorun."

 

"Kuzum haklısın ama kaçmana gerek yok ki biz bir şekilde bunun da bir çaresini buluruz." dedim üzgün çıkan sesimle.

 

"Nida haklı" diyerek bana katıldı Dağhan abimde.

 

Ayağa kalkan Dağhan abim Beste'nin yanına gidip onu elinden tutup kaldırdı ve evden dışarı çıktılar.

 

Kafamın içinden şu an ay noluyor noluyor nidaları atarken bir yandan da mayışan bedenime karşı koyamıyordum. Kafam iyiden iyiye Mirza'ya doğru düşerken son duyduğum Aydın abinin evlenecek olmasıydı.

 

🥜🥜🥜🥜

 

Sabah gözlerimi yatağımda açtığımda şaşkın değildim. Çünkü neden olayım değil mi?

 

Yorganımı tekmeleyerek üstümden atarken kendimi de yataktan aşağı salmıştım valla. Banyoya girip yüzümü yıkadım ve dağılan saçlarımı da güzelce tarayıp banyodan çıktım.

 

Annemin yanına mutfağa girdiğimde onu kocaman öptüm ve bardakların olduğu dolaba yönelirken konuştum.

 

"Ay anam kadıın! Bir rüya gördüm Aydın love ama bir o kadar abi adamım evleniyormuş onu söylüyordu" derken elime aldığım bardağıma su doldurup kafama diktim.

 

"Kız o rüya değil gerçek. Evleniyormuş Aydın haftaya" diyen annemle içtiğim suyun yarısı boğazıma kaçarken diğer yarısını da püskürtmüştüm.

 

"Olamaz ya! Hayır hayır! Hani biz büyüyünce Aydın abim benimle evlenecekti? Yalan mıydı yani?"

 

"Nida, o sözü verdiğinizde üç yaşındaydın annecim saçmalamaz mısın lütfen?"

 

"Olsun banane" derken bir yandan da küçük çocuk gibi kollarımı bağlamıştım ve ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

 

Aydın abim, Mirza'dan bile daha önce geliyordu bu mahallede benim için. O benim ilk sırdaşım, kurtarıcım, yaramazlık yaptığımda beni koruyan kollayanımdı. Bu yüzden ona ayrı düşkündüm. Gerçi hangi arkadaşıma düşkün değildim ki? Olsun onun yeri bir ayrıydı işte...

 

Elime aldığım telefonla hemen bizimkilerle olan gruba girdim ve yazmaya başladım.

 

SAZ ARKADAŞLARI

 

 

İmdat kere imdat ya

 

 

Gerçekten bu kulacıklar bunu da mı duyacaktı?

 

 

Gerçekten mi Aydın'cığım?

 

 

Bana bana Nida'na

 

 

En güzel Nida'na

 

 

Yaptın mı bunu?

 

Çağan: Aha uyanmış bu

 

Çağan: Allah kurtarsın abi

 

Akın: Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?

 

Mirza: Şerefsiz

 

Dağhan: Şerefsiz

 

Baran: Şerefsiz

 

Ulann

 


Lan noluyor noluyor

 

 

Aydın'ım yapmaz...

 

 

Değil mi Aydın'ım?

 

Aydın: Aydın'ın yaptı Nida...

 

Çağan: Aha şimdi sıçtın abi...

 

 

Nasıl ya?

 

 

Hiç mi utanmadın elalemin kızlarına yan gözle bakarken?

 

Mirza: Görende üç beş kızla bastı sanacak.

 

 

Ha birde bir tane de değil üç tane mi?

 

Çağan: Üçte yetmez dört tane

 

Akın: Dörtte yetmez beş tane

 

Baran: Beşte yetmez altı tane

 

Mirza: Altı da yetmez yedi taneee

 

Dağhan: Arttır arttır!!

 

 

Ay ne bu?

 

 

Yedi karılı Aydın mı?

 

 

Ay bana bir şeyler oluyor🤯🤯

 

🥜🥜🥜

Bir önceki bölümde de açıklama yapmıştım orada fikrinizi sunarsanız eğer yarın size karakter kartlarını hazırlayabilirim

BENİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYINN

İnstagram:irremmnurayr
Tiktok:yldzlrdakyrr

 

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere Erik Mahallesi sakinlerrii 🫶🏻

 

Bölüm : 09.12.2024 21:34 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...