
HOOOŞŞŞ GELL Dİİİİ NİİİZZZ
EVET EFENDİM SIFIR İKİ YÜZZ ON ALTII EYY EYY EYY
NASILSINIZZZZ???
🥜🥜🥜🥜
1 HAFTA SONRA
Yazmamıştı, dinlemeden beni engellemişti ve bir daha da konuşamamıştık. Bir sürü mesaj atsam da hiçbiri ona ulaşamamıştı. Hatta aramıştım bile ama açmamıştı. Ona gördüğü şeyin yanlış olduğunu söyleyememek ayrı kalbini kırmış olmak ve ona alıştığımı fark etmek ayrı canımı sıkıyordu.
Ha evet bu arada ona alışmışım... Bunu onsuz geçen bir haftada oldukça iyi anlamıştım. Bu alışkanlık beni fazlasıyla korkutuyordu ama o bir dalgaydı ve bende o dalgaya kapılan bir balık.
Ellerimi dayadığım çenemden çekip etrafıma bakarken bana doğru gülerek gelen Beste ve Sezin'i gördüm. Son bir haftadır olduğu gibi bugünde düğün ile ilgili işleri halledecektik.
"Nida, biz geldik" dedi Beste, güneş gibi parlayan gülümsemesi ile
"Hoş geldiniz. Ne yapıyoruz bugün?" diye sorduğumda Beste ellerini birbirine çarparak "Alışverişe gideceğiz elbise almak için" dedi.
"Ha oradan sonra da şu kostümleri alalım Nida. Yarın da son kez bir prova alırız değil mi?" diye soran Sezin'e olumlu bir şekilde başımı sallayarak cevap verdim.
Son bir haftamız gelinlik, düğün mekanı, kına eşyaları ve dans provaları ile uğraşmakla geçmişti. Ha birde iki arada bir derede kız istemeye gittik. Hayır arkalarında atlı mı var da bu kadar hızlı evleniyorsunuz anlamıyorum ki arkadaş ya!
Kına gecesi için güzel bir kaç gösteri hazırlamıştık.
Eee ben hazırladım tabi güzel olacak değil mi anacım?
Evet evet egoistim. Hatta neydi o heh aynen Nidaist..
Ah anonim oğlu anonimcim olsaydın da bana Nidaist deseydin ne olurdu?
Nida the yıkıklar kraliçesi modum online arkadaşlar!!
Alışveriş merkezinde geçen birkaç saatin ardından Beste'de bende isteğimize göre elbiseleri bulup almıştık. Şimdi size söyleyemem sürpriz olsun.
Hepimiz alışverişin üzerimizde bıraktığı yorgunluktan dolayı evlere dinlenmeye geçerken akşam içinde prova yapmak için sözleşmiştik.
Mahallenin sonundaki parka gidip biraz müzik dinleyip yıkılacaktım.
Evet arkadaşlar prenseslerde yıkılır...
Parka girip her zaman oturduğum ağacın kenarına oturup müzik dinlemeye başladım. Bir yandan çalan müziği dinlerken bir yandan da ufak mırıltılar ile ona eşlik ediyordum.
Ben kendi halimde takılırken yanımda oluşan karaltı ile kafamı sağıma çevirdim ve Feza ile karşılaştım. Karşılaştım anam bu çocuğa ne olmuş böyle?
Gözleri hafif kızarıktı ve göz altları da morarmıştı. Saçları da tarzı gibi dağınıktı. Tam bir Feza the yıkıklar kralı olmuş ha!
"Feza the yıkıklar kralı?" diye sordum gülümserken
"Nida the prenses?" dedi gülümsemeye çalışırken.
Prenses olduğumuzu da sanırım bir Sultan Süleyman duymamıştıı...
"Yok canım ya bu aralar Nida the yıkıklar yıkığı olarak geziyorum" dediğimde bana ne diyor bu değişik diye bakarken "Ne oldu ki? Canını sıkan bir şey mi var?" diye sorduğunda başımı olumluca salladım.
Feza'ya anlatabilirdim. Çünkü bizim çocuklar kadar yakın değildik ve bana neden anonim biriyle konuştuğum hakkında destanlar söyleyemezdi. Yani inşallah...
"Bak şimdi..." diyerek başladım konuşmama ve başından sonuna kadar her şeyi anlattım.
"Yani şimdi sen diyorsun ki bu çocuk beni yanlış anladı?"
"Hıhım. Yani söylediğine göre bütün çevremi biliyor. Bende zaten bizimkiler dışında da bir tek Ata'ya sarıldım. Sanırım onu gördü."
"Sen peki niye bu kadar üzüldün? Yani onun yanlış anlaması mı seni üzen yoksa biri tarafından yanlış anlaşılmak mı?" diye sorunca Feza, birkaç saniye bir durmuştum.
Sorguluyordum içimdeki düşünceleri. Aşk kadar büyük bir duygu değildi bu emindim ama hiç hoşlanmıyorum da diyemezdim şimdi. Sadece onu tanıyamamak görememek beni korkutuyordu ve hislerimi bastırıyordum. Bu yüzden de hislerimin tam olarak bir adı olamıyordu.
"Bilmiyorum Feza, yani hiç görmediğim ve sesini duymadığım birinden bahsediyoruz. Sevmek veya bir şey hissetmek ne kadar doğru bilemiyorum."
"Tipini beğenmeyeceğini mi düşünüyorsun?"
"Hayır, sorun tip ya da başka fiziksel özellikler değil ki. Sorun karşıma kimin çıkacağını bilememe korkusu. Yaşadığımız devire bakarak bu korkular ister istemez oluyor."
"Karşına çıksa peki ne yapardın?"
"Bir şey yapamazdım ama içimde adlanlandıramadığım, adlandırmaya korktuğum hisler için bir cevap arardım."
"Haklısın Nida."
"Senin neyin var? Biraz çökmüş gibisin."
"Hiçbir şey yorgunum sadece bu aralar"
"Anladım. Teşekkür ederim Feza, birilerine içimi açabilmek beni rahatlattı."
"Ne demek her zaman. Gitmeyecek misin çocukların yanına prova için bekliyorlar."
"Doğru hadi gidelim"
Feza ile geçen sohbetimizden sonra derin bir nefes alarak ağacın kenarından kalkmaya çalıştım. Bakın arkadaşlar sadece çalıştım. Kalkamadım çünkü ayaklarım oturmaktan uyuşmuştu.
Feza, ayağa kalkamadığımı fark etmiş olacaktı ki elini yardım etmek için uzatmıştı.
Elinden aldığım destek ile ayağa kalktım ve Feza'nın gözleri bir yere takılı kalınca bende gözlerimi o yönde çevirince gözlerim birbirinde kilitli kalan ellerimize takılı kaldı...
🥜🥜🥜
Nasıl buldunuz bölümüü?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.32k Okunma |
3.11k Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |