
Beste ile beraber Sezin'in evinin önüne gelmiştik. Kapının önünde kapıyı Sezin'in açmasını beklerken altında sadece eşofmanla üstü çıplak Feza'nın açması valla banada şok olmuştu.
Feza, yüzümüze kapıyı kapatınca ikinci bir şok dalgası daha gelmiş ve üzerimizden geçmişti.
"Nida, noluyor?"
"Ay ne bileyim kafası iyi değil herhalde. Dur bir daha zile basayım" derken bir elimi de zile götürdüm ve zile bastım.
Bu sefer kapıyı Sezin açtığında derin bir nefes verdim.
"Hoş geldiniz kızlar! Gelin içeri" derken kapının önünden birkaç adım da geri çekilmişti.
İçeri girip ayakkabılarımızı çıkarıp kenara koyduk ve Sezin'in peşinden ilerledik.
"Bakın dalıyoruz içeri hazır olun!" diye bağırdı Sezin, kapalı bir kapının arkasından.
"Gel gel Sezinaşkım senden gizlim saklım yok" diye seslendi kapının öteki tarafından Reha.
Sezin, kapıyı açtı ve birkaç dakika öyle durduktan sonra önümüzden çekildi. Görüş açıma giren işe yer yatakları, birkaç abur cubur poşeti ve ördekli pijamaları ile gözleri kapalı Reha olmuştu.
Sanırım Feza ile beraber burda uyumuşlardı çünkü yerde iki tane yatak vardı.
"'NİDASU BU ZEKA BAZEN AĞIRLIK YAPMIYOR MU SANA?' Yapıyor valla"
"Aaa fıstık kız ve kankileytası kıvırcık gelmiş" diye doğruldu yattığı yerden Reha.
"Beste ve Nida." diyerek düzeltti Beste onu.
Beste'ciğim yine ciddiyet damarlarını takmış geçmişler olsun.
Sezin, gülerek baktığı telefonundan kaldırdığı bakışları ile bize baktı "Aç mısınız?" diye sordu.
Bizde olumlu bir şekilde kafamızı sallayınca "Tamam o zaman iş bölümü yapalım ve her şey hemen hallolsun." dediğimde ufak bir plan yapıp hepimiz bize verilen iş için çalışmaya başlamıştık.
Ben ve Feza yiyecek bir şeyler almak için görevlendirilirken Beste'de Sezin'e yardım edecekti. Reha ise ortalıktaki dağınıklığı toplayacaktı yani inşallah toplar.
Feza ile beraber evden çıkıp sessizce caddeye yürümeye başladık.
"Nasılsın?" diyerek aramızdaki bu sessizliği bozan Feza olmuştu.
"İyi ben sen?" diye cevapladığım da hafifçe gülüp "İyi bende" dedi.
"Geçen gün konuştuğumuz konu hakkında ne yaptın?"
"Bir şey yapmadım. Konuştuk ve beklemeye karar verdim. Yani o kendini ne zaman hazır hissederse o zaman karşıma gelecek ve bende bekleyeceğim."
"Bir şeyler hissediyor musun peki ona karşı?"
"Bilmiyorum Feza, yani kafa dengi birisi ve güzel seviyor. Ben güzel sevilmek ne demek pek bilmem anlamam da ama o bana içindeki sevgiyi çok ayrı hissettiriyor ve ne olursa olsun kim olursa olsun küçük bir şansı hak ediyor."
"Anladım. Ayrıca güzel sevmek, sevilmek ne demek bence biliyorsun Nida. Yani bunu sadece aşk olarak düşünmemek gerek. Çünkü çevrende seni seven bir sürü dostun var, mahallenizin göz bebeğisin ve birkaç gün önce tanışmış olsanız da Sezin bile seni çok seviyor."
Gözlerim duyduklarım ile ailem dediğim insanları hatırlattığı için parıldamıştı. Ha birde salak salak gülerek Feza'ya baktığımda kahkaha atmıştı.
Markete girip kolay hazırlanabilen yiyecek bir şeyler alıp çıkmıştık. Eve dönen yolda aramızda yine bir sessizlik olmuştu. Aklıma gelen fikirle elimi cebimden kulaklığımı çıkardım. Bir tanesini Feza'ya uzattığımda şaşırdı. Şaşkınlığından faydalanıp parmaklarımın üstünde doğruldum ve bir kulağına kulaklığı taktım.
Bugün şaşkınlığından faydalanan yarın nelerden faydalanır Nida!!
Burnuma dolan parfüm kokusu ile birkaç dakika afallamıştım. Hayır yani bu erkek parfümleri neden bu kadar güzel olmak zorunda mıydı?
Parfüm mü güzel yoksa Feza'nın parfümü mü Nida? Parfüm güzel tabi..
Eve gidene kadar kulaklıktan müzik dinleyerek gitmiştik. Evin kapısının önüne geldiğimizde Feza cebinden çıkardığı anahtar ile kapıyı açtı.
Kapıyı açtı açmasına da lan o yüzüme doğru gelen şey yastık mı benim?
Ay canım yüzüm ne çok severdim seni..
Gözlerimi yumup yüzüme gelecek yastığı beklerken yastık bir şeye çarpıp yere düşmüştü.
Evet arkadaşlar evet bu sefer Feza beni kurtarmıştı. Valla helal olsun yiğidim alnından öpmek isterim.
Sende bu çocuğa yürümüyor koşuyorsun Nidasu ne alaka ne alaka
"Ay sana atmayacaktım yengem kişisi" diye bağırarak yanıma geldi Reha.
"Ne kişisi ne kişisi?" diye sorduğumda ise Sezin, Reha'nın ensesine vurdu ve beni kolumdan tuttuğu gibi kendi odasına götürdü ve hazırlanmaya başladık.
Aradan geçen birkaç saatin ardından hepimiz evden çıkmak için hazırdık. Sezin aynada son kez kendisine bakarken giydiği bordo bindallıyı da baştan aşağı süzdü ve gözünden düşen bir damlayı tutamadı.
"Keşke görselerdi." diye mırıldandı Sezin ama Beste ve ben duymuştukSezin ve Sezgin'in ailesi birkaç yıl önce trafik kazasında hayatlarını kaybetmişlerdi. Onlardan geriye ise bu ev ve küçük bir ofis kalmıştı.
Sezin, kendine gelmek için olduğu yerde bir tur döndükten sonra bir bakarak kocaman gülümsedi.
Bizde ona karşılık olarak gülümsedikten sonra Beste ile beraber odadan çıkmıştı.
Masada dağılan makyaj malzemelerini toparladıktan sonra aynada kendime baktım ve hazır olduğuma karar verdim.
Siyah üzerinde kırmızı noktaları olan bir elbise altınada kırmızı bilekten bağlamalı bir topuklu giymiştim. Saçlarımı düzleştirmiş, göz makyajı ile de tamamlamıştım.
Güzeldim velhasılkelam. Maşallah maşallah...
Odada bir şey kalmış mı diye göz ucuyla kontrol ettikten sonra bende odadan çıkıp bizimkilerin yanına geçtim.
Salona doğru ierlerken arkamdan gelen ayak sesleri ile adımlarımı yavaşlatıp gelenin kim olduğuna baktım.
Feza, üzerine giydiği siyah gömleğin kollarını düzelterek yürüyordu.
Aman aman maşallah Feza Bey bu ne yakışıklılıktır.
Bakışlarını bir an karşıya çevirdiğinde beni fark etmişti. Gözleri bir anlığına gözlerimde takılı kaldı.
"Çok güzel olmuşsun" dedi birden. Kendi bile birden söylediği şeye şaşırırken ben hafifçe gülümseyip "Teşekkürler, sende çok iyisin. Tam kızların inşallahı annelerin maşallahı gibisin" dedim.
Söylediğim şey ile hafifçe kahkaha atarken bir yandan da salona doğru yürümeye başlamıştık.
Salona geldiğimizde hepimiz hazır görünüyorduk. Tek eksik Aydın abinin gelip bizi almasıydı valla.
Ben tam bunu düşünürken çalan telefon onunda geldiğinin belirtisiydi.
Telefon kapandıktan sonra evden dışarı çıkmış ve kapının önünde bizi bekleyen Aydın abi ile Dağhan abinin yanına gitmiştik.
Ben ikisi ile de ufakça bir sarıldıktan sonra Sezin'e arabaya binmesi konusunda yardım etmiştim.
Hemen ardından ön koltukta Dağhan abiciğimin boş yamacına Beste kankimi oturttum.
Onlar arabayla yanımızdan uzaklaşırken bende yanıma gelen Reha'nın koluna girdim ve Feza'nın arabasına doğru yürümeye başladım.
"KIZ FISTIK NE GÜZEL OLMUŞSUN SEN"
"Ay dimiii olduk valla güzel"
"Bende çok mu çok yakışıklıyım değil mi kızz"
Üzerini bir süzdüm. Kendisine biraz bol gelen bir gömlek ve pantolunu ile hem farklı hem de yakışıklıydı vallahi
Maşallah annecim sana da maşallah.
"Hıhım çok yakışıklısın maşallah maşallah" diyerek cevapladım onu.
Feza'nın arabasına geldiğimizde arkaya oturumak için hazırlanıyordum ki Reha beni ön koltuğa itelemişti resmen.
Nasılsınız gençler? Ay bu sefer ben kötüyüm depresyon üstü bölüm iyi gidiyor dediler geldim.
Umarım beğenirsiniz.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.32k Okunma |
3.11k Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |