
Feza solumda pür dikkat arabayı sürerken Reha'da arkada Sezgin ile beraber şarkı dinliyordu.
Ben mi? Valla anacım ben öyle kendime oturmuşum ele hoş kii
Tamam şakayı bırakıyorum sessizce hanımefendi gibi oturuyorum
Yani prenses Nidasu online arkadaşlar.
Bizim mahallenin çıkışındaki kınanın yapılacağı mekana geldiğimizde arabadan sessizce inerken benimle beraber Reha'da inmişti.
Biz mekandan içeri girerken gözlerimi dün geceden süslenmiş olan mekanda gezdirdim. Büyük camlardan ve siyah masalardan oluşan mekanın ortasına oyun oynamak için bir alan bırakmıştık. Alanın sağ köşesi müzik için ayrılırken ortada ise bordo bir taht ve yanında puf koltuklar vardı.
Annem ve kankilerin olduğu masaya doğru giderken etrafta da yakışıklı ve bir o kadar vay anasını canlı varlıklar var mı diye kontrol ediyordum.
'YANİ ERKEK KESİYORSUN NİDASU' He öyle de denilebilir.
Masaya vardığımda herkesten beğeni dolu mırıltılar çıkarken bir taraflarım havalara uçmasın diye zorluyordum ama ne yapayım anacım genciz, güzeliz, üzeriz.
Annem ve kankileri dedikodu yaparken ben hiç dedikodu yapmaya devam ederlerken bende bir yandan onları dinliyordum.
Salon tamamen dolunca kına da yavaştan başlamıştı. Herkes çalan şarkılar ile oynarken bizimkiler ise kendi aralarında bir yuvarlak kurmuş ortada göbek atan Çağan ve Reha'ya alkış çalıyorlardı.
Yanlarına yaklaşırken bir elimle de def sallıyordum. Feza'nın yanındaki boşluğa geldiğimde ortada oynayan Çağan, Akın'ın önüne eğilmiş dans ediyordu. Reha ise yere oturmuş bir öne bir arkaya giderek oynuyordu.
Onların oynayışı bitmezken çalan roman havası ile Beste ve bende ortaya atlamıştık.
Çağan beline bağladığı ziller ile bir sağa bir sola giderken bende aldığım zili belime bağlayıp oynamaya devam ettim.
Reha bir eliyle kendini gösterirken "Kalite kalite, marka marka" diye şarkıya eşlik ediyordu.
Şarkı değişirken hepimiz hız kesmeden oynamaya devam ediyorduk. Ha artık Baran ve Akın'da bizimle oynuyordu orası ayrı.
Çağan'a bakıp "Nerde yedin paraları söyle!" diye bağırırken o da aynı şekilde bana eşlik edip "Nerde yedin dolarları söyle!" diye bağırmıştı.
Bir şarkının daha sonuna kadar oynadıktan sonra gelen şarkı ile bu sefer yönümü Mirza'ya çevirdim ve "ACELEM YOK HEDEFİM SENSİN!" diyerek çığırdım adeta.
Gülmekten kapalı olan gözlerimi açtığımda hedefimin Mirza değilde Feza olması bana bir şok etkisi yaratmıştı valla ne diyeyim.
Reha arkamda gülerken Feza'da da garip bir sırıtma vardı. Aşık olduysan nikah masasına geçelim tatlım?
Oynayarak geçen süreden sonra sıra bizim gösterimize geldiği için mekanın arkasındaki odaya geçip üzerimizi değiştirmiştik.
Sezin, yanımızda heyecandan bir sağa bir sola giderken Beste onu sakinleştiryordu.
Aynanın önüne geçip kendimi baştan aşağı süzdüm bordo tülden kat kat inen bir etek ve üzerine bordo tüllü ve kolları sıfır bir üst giymiştik. Belimizin açık kalan kısmına ise boş durmasın diye bel ziniciri takmıştık ve güzel olmuştu.
Akın yanımıza gelip hazır olup olmadığımızı kontrol etmişti ve çıkabileceğimizi söylemişti.
Sezin, ben ve Beste birbirimize sarıldıktan sonra kapıdan çıkmış ve giriş yapacağımız alana gelmiştik.
Sezin arkada Beste sağda ve ben solda durmuştuk. Elimizdeki siyah yelpazeleri çapraz bir şekilde tutarken Sezin'i de kapatıyorduk.
Şarkının sakin ritimli yeri ile yelpazeleri bir aşağı bir yukarı indiriyorduk. Şarkı daha da hızlanınca Beste'nin önüne geçtim ve yelpazemi sallayarak yürümeye başladım. Yürürken ve şarkı her hızlandığında bağırıyor ve ortamı daha da canlandırıyordum.
Salonun iyice ortasına geldiğimizde Sezin'i aramıza aldık ve etrafında dönerken çalıştığımız hareketleri de yapmaya başladık.
Gösterinin sonuna geldiğimizde herkes bizi alkışlarken Sezin ortada bulunan tahta oturmuştu. Hemen bizden sonra ise koca bir bağırma ve gelen davul sesi ile Aydın abi ve bizim tayfa salondan içeri giriyordu.
Aydın abi önde davulu çalarken diğerleri de heybetli duruşlarının aksine alkış çalarak içeri giriyorlardı.
Ha tabi Reha ve Çağan için aynı şeyi diyemem onlar bugün kendilerini aştılar gidiyorlar.
Aydın abi de salonun ortasına gelince o da Sezin'in yanına oturup hafifçe alnından öptü.
Ben ise giriş yaptığımız kapının önüne gidip tekrardan gelecek melodiyi bekledim.
Kulağıma dolan şarkı sesi ile elimdeki duvağı sallayarak duvak dansımı yapmaya başladım.
Duvak dansının da sonuna geldiğimizde kına yakılması için arkadan çalan hüzünlü şarkı ve duygusal dakikalar gamsız bir Nidasu için bile duygusaldı.
Kına yakılmadan önce Reha "Açma anam elini sakın!" diyerek Sezin'i uyarmış.
Çağan'da Reha'dan gaza gelmiş olacak ki Aydın abiye doğru eğilip "Sende açma Aydınaşkım" demişti.
Kınalar yakıldıktan sonra bizim çocuklar karşımıza geçerken bizde üç kız kalınca eşitlik olmadı diye Reha ve Çağan da bizim yanımıza gelince karşılıklı atışarak oynamaya başladık.
Damat tarafı ses versin derken şarkı Aydın abiler bağırmıştı
Gelin tarafı ses versin dediğinde ise bizden koca bir bağırtı kopmuş gitmişti.
Kınanın sonuna doğru gelirken üzerimi geri değiştirmiş ve bulduğum boş bir sandalyeye kendimi atmıştım. Oturduğum yerden hala daha dans eden Çağan ile Reha'ya bakıyordum.
Telefonuma gelen bildirim sesi ile telefonumu elime aldım ve gelen mesaja baktım.
Korel: Artık vakti geldi bence
Korel: Mekanın arkasındaki ışıklı geçitte seni bekliyorum güzelim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.32k Okunma |
3.11k Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |