24. Bölüm

Bölüm 21

İrem Nur Ayar
irmnrrayrrr

Feza, duyduğu ses ile derince bir nefes aldı ve Reha'ya doğru dönüp "Güzel anılarımın katili misin?" diye sordu.

 

Reha koca bir kahkaha atıp yanımıza yaklaşırken "Ne alaka abicim ya sadece sevindim ondan" dedikten sonra bakışları bana döndü ve "Artık yengem kadınsındır umarım"

 

"Sen gelene kadar olmamıştım ama sen geldikten sonra da ben yok, yapamam" dedim ona bakarak.

 

"Nasıl yani anın büyüsünü harbiden ben bozduysam eğer benim ağzımı eşekler tepsin ya" dedi isyankar çıkan sesiyle. "Bozmamışımdır Nida, bozsam böyle duramazdım bu yanındaki çam yarması beni yere sererdi. Sende fıstıklı helvamı yapıyor olurdun."

 

"Bozmadın ama gitmezsen bozacaklar seni" diye ortama giriş yaptı Sezgin.

 

Ha tabi sen bozmadın ortamı reis. Şurda azcık lovelanıyorduk anacım hiç sıfır yani

 

"Aaa sen eksiktin bir Sezginaşkım. Bak artık yengemiz kadın oldu sıra bize gelir mi?" diye konuşan Reha, kollarını da Sezgin'e sardı.

 

"Lan olum organ mafyasına verecek böbreğin, dalağın, karaciğerin falan yok muydu da beynini verdin?" diyen Sezgin ile koca bir kahkaha attım.

 

Ben gülünce üçünün birden gözü bana dönünce hafif bir utanmıştım doğrusu.

 

Eeee bir Nida Aksoy'da olsan bir yerde utanıyorsun doğrusu.

 

"Herkes dağıldı abi bizde geçiyoruz şimdi." diye konuşan Sezgin'e, Feza kafasını sallayarak cevap verdi.

 

Onlar yanımızdan ayrılacakken Reha bana kocaman sarılmış en sevdiğim yengem kadın demişti tabi.

 

Sanki başka yengesi var anacım.

 

Feza ile kısa süren bir araba yolculuğunun ardından eve varmıştık.

 

Bakışlarımı ona çevirdiğimde o da bana bakıyordu.

 

Ellerimle oynarken dikkatimi Feza'ya daha çok verdim. "Teşekkür ederim her şey için"

 

"Teşekkür etme Nida, hele ki seni sevdiğim için hiç teşekkür etme. Çünkü seni sevmek teşekkür edilecek bir şey değil. Bana göre seni sevmek benim için en gerekli şey. Nefes almak gibi, su içmek gibi, uyumak gibi. Sıradan bir şeymiş gibi gelecek belki ama oldukça gerekli. Sanki beni ben ediyormuş gibi, hayat bulduruyormuş gibi."

 

Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum. Ne bileyim anacım bizim kalbimizi kırıp geri onarmamışlar ki hiç ne anlarım aşktan sevgiden.

 

O yüzden bir şey diyemedim ama bence gerekli bir şey yaptım ve ona sarıldım. Anlık bir şoka girse de kendini toparlayıp hemen o da bana karşılık verdi.

 

Arabadan inince yine bir elimi kalbime koyup eve doğru yürümeye başladım.

 

Evden içeri girdiğimde her yerin karanlık olmasından annemin uyuduğunu anlamıştım. O yüzden sessizce odama çıktım ve üzerimi değişip yatağa yerleştim.

 

Sabah mahalledeki eğlence havası ve müzik sesleri uyanmamı sağlamıştı. Hayata küfür ederek uyandığım bir güne daha merhabalar arkadaşlar.

 

Yattığım yerden doğrulup elime aldığım telefonum ve gördüğüm mesajlar ile yüzümde oluşan koca bir sırıtışı engelleyemedim.

 

Feza: Günaydın güzelim

 

Feza: Günaydın benim mis kokulu

 

Feza: Güzel kızım..

 

Günaydıııın bebek

 

Feza: Aha bende güneş neden birden bu kadar parladı diyordum

 

Feza: Meğersem sen uyanmışsın.

 

Feza: Işık saçıyorsun etrafıma yine

 

Saçarız aslanım

 

Ayıpsın

 

Feza: Hoş geldin Nida dayı

 

Feza: Gelmiyordun bayadır

 

Feza: Ne yalan söyleyeyim hiç özlememiştik

 

Haydaa

 

Şimdi niye öyle diyorsun

 

Alındım gücendim vallahi

 

Feza: Eee o zaman bir kapınıza bak bakalım

 

Feza: Affedecek misin beni

 

Mesajına görüldü atıp yatağımdan doğruldum. Koşarak kapıya doğru gittim ve kapıyı açtım.

 

Kapının önünde küçük bir sepet ve içinde sevdiğim poğaça ve erikler vardı. Ha tabi birkaç tane çikolata da unutulmamıştı. Sepetin en sonunda ise boğaz pastili vardı. Feza, benim şaşkolok aşık kekim ya..

 

Sepeti alıp anneme baktığımda ortalarda görünmüyordu. Yani mahallede düğün varken annemi burada bulmayı beklemekte ne bileyim...

 

Odama çıkıp elime telefonu alıp direk Feza'yı aradım.

 

Kısa bir süre telefon çaldıktan sonra telefon açılınca konuşmaya başladım.

 

"Teşekkür ederim Feza, hiç gerek yoktu."

 

"Annenin evde olmadığını fark ettim aç kal istemedim. Teşekküre gerek yok." dedi soluk soluğa bir şekilde.

 

"Neredesin sen Feza?" diye sorduğumda ise adımlarını yavaşlattığını anlamıştım.

 

"Sizin mahalleye kaçmıştım da yakalandım sanırım bizim mahalleye kaçıyordum" dedi.

 

Ufacık bir kahkaha attım "Gelseydin bize saklardım ben seni" dediğimde ise o da koca bir kahkaha patlattı ve "Beni tam olarak nereye saklayacaksın güzelim?" diye sordu.

 

Doğru söylüyor Nida, malum boy desen var tip desen var hoaay maşallah bir bey yani nereye saklayacaksın onu?

 

"Neyse neyse ben çıkacağım birazdan evden. Kolay gelsin size."

 

"Tamam güzelim, dikkat et sende" dedikten sonra telefonu kapatmıştık.

 

Feza'nın getirdikleri ile karnımı güzelce doyurmuş kısa bir duşa girip saçlarımı kurutup şekillendirmiştim. Tabi bunları yaparken bestim Beste'ye de bize gelmesi için mesaj atmıştım.

 

Saçlarımı şekillendirmem bitirince çalan kapı ile oturduğum yerden kalktım ve kapıyı açtım. Beste ile kocaman sarıldıktan sonra içeri girmesi için birkaç adım geri çekildim.

 

Beste önce beni baştan aşağı süzmüştü. Kaktüslü pijamalarım ve yapılı saçlarımla gayette harikaydım bence

 

"Ay Nida ne güzel olmuş saçların!" dedi Beste, beğeni dolu sesi ile beraber.

 

Bebiş kızım iltifat edecek bir yer bulamayınca saçlarıma etti. Yerim... Beste'nin de böyle bir huyu vardı işte illa birini güldürecek, mutlu edecek bir iltifat bulurdu. Tam bir bebiş anacım ne diyeyim.

 

Beste ile beraber doksanlar pop eşliğinde yaptığımız hazırlık sonunda bitmişti.

 

"Yani seni onca yıldır bekliyormuş öyle mi?" diye sordu Beste, yüzünden geçmeyen şaşkınlığı ile beraber.

 

Ona dün gece olanları kısaca özet geçmiştim ve yüzü şaşkınlığın bilmem kaç tonuna bürünmmüştü vallahi.

 

"Öyleymiş ama görsen öyle güzeldi ki Beste. Her anlattığı şeyde kalbimde garip bir sızı oluştu, gözlerim doldu engelleyemedim"

 

"Anlattığına göre güzel seviyor Nida. Ayrıca sende bu sevgiyi hak ediyorsun"

 

Derince bir iç çektim ve ellerimle oynamaya başladım. "Bilmiyorum ki Beste. Yani ne bileyim ya onu onun kadar sevemezsem diye korkuyorum, ya onu üzecek veya kıracak bir şey yaparsam diye korkuyorum"

 

Elini omzuma koyup sıvazlarken konuştu. "Korkman bile ona karşı bir şeyler hissettiğini gösterir Nida. Ama korkarak hiçbir yere varamazsın nereden biliyorsun diye sorma. Ayrıca onu onun kadar çok sevmene gerek yok ki. Eminim o da bundan daha çok senin sevgini istiyordur. Ne az ne de çok sadece senden gelecek olması yeterlidir onun için bence."

 

Sanırım haklıydı. Beste'ye kocaman sarılıp üzerimi giyinmek için odadan ayrıldım.

 

Üzerimi giyinip aynanın karşısına geçtim ve kendimi süzdüm. Kırmızı bordo karışımı bir tonda mini bir ellbise giymiştim. Kollarındaki ince ipler sırtımdan belime doğru bağlıydı ve sağ bacağında da hafif bir yırtmacı vardı. Valla güzel elbiseydi ha tabi bende güzelim maşallah maşallah.

 

Saçlarımı sırtımdaki dekolteyi kapatmasın diye ensemden hafif bir topuzla toparlamış ve yanlardan da birkaç tutamını serbest bırakmıştım. Makyajımda da gözlerimi daha çok öne çıkarmıştım ve gayet iyiydi. Küpelerimi kulağıma takıp parmaklarıma da küpeler ile uyumlu birkaç yüzük takıp siyah bilekten bantlı ayakkabıları ayağıma geçirdim.

 

Ben hazırlandığım odadan çıkarken Beste'de kendi hazırlandığı odadan çıkmıştı. Onu gözlerim ile süzdüğümde ne kadar güzel olduğunu bir kere daha anlamıştım.

 

Giydiği haki yeşili etek kısmı volanlı elbise esmer tenine oldukça güze gitmişti. Saçlarını düzleştirip dalgalandırmıştım ve bu ona daha çok yakışmıştı. Ayağına beyaz ayakkabılarını geçirirken çalan telefon ile yüzünde güller açınca arayanın kim olduğunu anlamak çok zor olmasa gerek.

 

Dağhan abi ile aralarında geçen ufak sohbetten sonra evden ayrılmak için kapının önüne gelmiştik. Beste, Dağhan abi beraber geleceklerdi ama ondan önce Aydın abiler ile beraber fotoğraf çekinmeye gideceklerdi.

 

Ben çok üşengeç biri olduğum için hiçbir yere gidemem öyle anacım.

 

Beste gittikten sonra birkaç tane fotoğraf çekindim ve instagramda hikaye attım.

 

Aradan geçen bir yarım saatten sonra Feza beni aramış ve almaya geleceğini söylemişti.

 

Çalan kapıyla Feza'nın geldiğini düşündüğüm için elime ceketimi ve çantamı alıp kapıyı açmaya gittim.

 

Kapıyı açmamla Feza'yı görmem bir olmuştu. Onu görünce elim yine kalbime gitti. Bu sanırım sadece onda oluyordu. Onu görür görmez kalbimin tekleyişini yokluyordum her seferinde.

 

Feza, siyah takım elbisesi ile karşımda bütün yakışıklılığı ile dururken gözüme sağ cebindeki bordo peçete takıldı. Ona öyle bakarken gözüme çarpan kravatı il ayrı bir şok olmuştum. Çünkü o da bordoydu ve biz şu an oldukça uyumlu duruyorduk.

 

İşte anacım love konusunda erişilecek son seviye budur. Hıhım aynen öyle...

 

Bir elimi tutup beni kendi etrafımda döndürdü ve "Çok güzelsin" dedi.

 

"Teşekkür ederim. Sende fazla iyisin" dediğimde hafifçe gülümsedi ve bana elini uzattı.

 

Uzattığı eli hafifçe kavrarken yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Mahallede böyle nasıl rahatsınız diye sormayın çünkü mahalle karışmış gidiyor kimse bizi fark etmez ki..

 

Yani inşallah...

 

Düğün salonuna geldiğimizde Feza ile beraber bizimkilerin oturduğu masaya ilerlemiştik. Bizi ilk fark eden Reha olmuştu.

 

"Amanın amanın yengem kadın gelmiş" diye koşarak bize doğru gelip ikimize de sarıldı.

 

Feza, Reha'yı bizden uzaklaştırdığında benim bakışlarımda masada gezinmişti. Baran ve Akın bana şaşırarak bakıyorlardı. Amanın Baran'ımın yanındaki de kimdi öyle?

 

Ayrıca neden Mirza'cım hiç şaşırmadı? Aloo Nida'n biricik kankin manita yapıyor Mirza!!

 

Yavaşça adımlarımı onlara doğru götürdüm ve sırayla hepsine sarıldım.

 

Akın bana sıkıca sarılırken ona neden bunlarda bahsetmediğime dair birkaç şey mırıldanmıştı kulağıma. Ondan ayrılıp kocaman gülümseyerek Baran'a ulaştım ve yanındakinin kim olduğunu sordum o da kız arkadaşı olduğunu söylemişti. Ha tamam.

 

Ne, nasıl ya? Bunların hepsi başıma love bir adam mı oldu ay ben nerelere gideyim?

 

Neyse Nidasu dobarlan bıragma gendini.

 

Mirza'ya doğru gittiğimde sarılmadan önce karşısına geçtim ellerini sıkıca tuttum ve "Neden şaşırmadın?" diye sordum.

 

Hafifçe gülümsedi "Çünkü biliyordum." Başıyla Feza'yı işaret etti "Önce gelip bana anlattı. Hoş anlatmasa da bakışlarından anlamıştım."

 

"O kadar mı belli ediyor?"

 

"Hayır Nida, beni biliyorsun onun halinden anlayabilecek şeyler yaşadım"

 

Haklıydı. Mirza'nın yaşadığı şeylerden sonra aşka inancım bir tık daha azalmıştı ama bu azalış sanırım Feza'yı görene kadardı.

 

Bana sıkıca sarıldı Mirza "Mutlu ol hep bal kızım benim" diye fısıldadı kulağıma.

 

Ondan ayrılırken yanımıza gelenler ile bakışlarımı onlara doğru çevirdim. Dağhan abi ve Beste ha birde aralarından tren geçebilecek mesafe. Haa o mesafeyi de şimdi Çağan doldurmuştu.

 

Çağan, bizi görünce pardon Akın'ı görünce koşarak ona gelmişti ve sarılmıştı.

 

Akın derince solurken "Ayak üstü kötü yollara düştük iyi mi?" dediğinde masadaki herkes ona gülmüştü.

 

Düğün başlamıştı ve herkes Aydın abi ile Sezin'e eşlik etmek için dans ediyordu. Baran, kız arkadaşı -yani Gülin'i- dansa kaldırdıktan sonra Dağhan abide Beste'yi dansa kaldırmıştı. Bunlarında aralarını yapmak lazım haa

 

Bir elin gözümün önüne gelmesiyle bakışlarımı elin sahibine çevirdiğimde Feza'nın olduğunu gördüm. Ona gülümseyerek elini tuttum ve dans etmek için ayrılan alana doğru yürüdüm.

 

Bir eli yine dünkü gibi belime yerleşirken bende elimi omzuna koydum ve diğer ellerimizi birleştirdik. Ona bu kadar yakın olmak kalbim için zor olsa da içimde yarattığı bu tatlı kıpırtı hoşuma gidiyordu.

 

"Çok güzelsin ve bu güzelliğin başımı döndürüyor"

 

Başımı omzundan kaldırıp gözlerine baktım. Acaba kendini benim gözümden görebiliyor muydu?

 

"Çok mükemmel birisin biliyorsun değil mi?" diye sorduğumda ukalaca başını aşağı yukarı salladı. Bu hareketine gülmeden edemedim.

 

Dans etmemiz bitmişti ve düğünün geri kalanında da gönlümüzce oynamıştık.

 

Yani anlayacağınız Aydın abiciğim ve Sezin'ciğim sonunda dünya evinin kapısını açmış içine de girmişlerdi.

 

Düğünün sonuna doğru gelirken Sezin, gelin çiçeğini atmak için arkasına dönmüş ve arkasında onu heyecanla bekleyen koca bir topluluk bırakmıştı.

 

Ha ben dışında orası ayrı. Ben gelmiş hoayy maşallah adamımı almış ve köşeye çekilmiştim.

 

Sezin, geri sayım yapmış ve birkaç kez şaşırtmacadan sonra çiçeği fırlatmıştı.

 

Reha ve Çağan havada zıplarken çiçek hiç beklenmedik birinin kucağına düşmüştü.

 

Dağhan abi, kucağına düşen çiçeğe bir yaratıkmış gibi bakarken eline aldığı çiçeği hemen yanına doğru uzattı ama uzattığı kişi şu an şoktaydı.

 

Beste'm, one numaralı bestim kızarmıştı şu anda.

 

"Ooo demek ki bir sonraki düğün sizin!" diye bağırdı Çağan.

 

Bağırışı Dağhan abinin bakışlarını görene kadar sürmüştü ama olsundu.

 

Sezin ve Aydın abi yanımızdan ayrılırken geri kalanlarda birer birer yanımızdan ayrılmıştı.

 

Geriye bir tek ben ve Feza kalırken aramızda da bir sessizlik oluşmuştu.

 

"Bir şeyler yemek ister misin?" diye soran Feza'ya olumlu bir şekilde başımı salladığımda içimden yanıma almadığım spor ayakkabılarım içinde üzülüyordum.

 

Arabaya doğru geldiğimizde bizi bekleyen Reha'yı bulmak valla benim beklemediğim bir şeydi.

 

"Ne işin var burada senin?"

 

"Sizi bekliyordum abicim. Duyduğuma göre yemek yiyecekmişsiniz benimde midem aç dedim geleyim bende. İyi demişim demi kız yengem kişisi?"

 

Gözlerimi devirdim "Düğünde de ne var ne yok yedin hala neren aç Reha?" diye sordum.

 

"Midemde delik var fıstık kız ondan" dediğinde gözlerimi kocaman açtım. Ciddi miydi?

 

Bakışlarımdan sorunumu anlayan Feza elini belime yerleştirip "Dalga geçiyor zevzek herif bakma buna sen" dedi.

 

Reha gözlerini devirdiğinde ona hiçbir şey dememiştim. Çünkü ayakta bile duracak dermanım yoktu yorgundum.

 

Feza, arabanın kapısnı açıp beni oturttu ve arabanın arkasına dolanıp bagajından beyaz bir spor ayakkabı çıkarıp önümde diz çöktü.

 

ALLAHIM EVLENME TEKLİFİM BİR AYAKKABI İLE Mİ OLACAKTI?!!

 

Ayağımdaki ayakkabıyı çıkarıp sporları giydiren Feza ile evlenme teklifi almadığımı anlayıp derince bir nefes bırakmıştım dışarı.

 

Ya o bana ayakkabı mı getirmişti. Aşk adam mısın nesin Feza Acar?

 

Ayakkabılarımı giydirdiğinde ayağa kalktım ve ona kocaman atladığımda konum olarak yerlerimiz değişmişti.

 

O an koca bir patlama sesi duyuldu ve her şey bir anda gelişti.

 

Son hatırladığım şey ise Feza'nın beni kontrol ediyor oluşu ve Reha'nın yanımızdan hızla geçen arabanın arkasından ettiği küfürlerdi.

 

Ha birde sırtımdan giren şiddetli ağrıda gözlerimi doldurmuştu...

Bölüm : 18.12.2024 17:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...