
Eve geri döneli bir haftadan fazla olmuştu. Bu süre zarfında Feza her gün evimizin daimi misafiri olmuş hatta sadece kendisi değil Reha ve Sezgin'de her gün onunla beraber evimizin yolunu ezberlemişti.
Gerçi Reha benden daha çok anam kadının hazırladığı yemekler için geliyor gibiydi ama neyse.
Yine mükemmel güzel uyandığım bir sabaha gözlerimi aralarken günümün güzel geçmesi içinde kendime telkinler veriyordum.
Evet arkadaşlar ben evrene enerji yollayınca her şeyin yolunda gideceğini sanan bir aşk kadınım.
Aşk kadın demişken acaba benim kurt bakışlım ne yapıyordu? Yani inşallah rüyasında falan da bana aşık oluyordur.
Çocuk diyor üç sene sen diyorsun rüyasında Nidasu...
Aman ne bileyim anacım her gün mü aşık oluyorum?
Gerçi ben bu gidişle Feza'ya her gün aşık olucam gibi ama hadi hayırlısı kankiler
Üzerime okul kıyafetlerimi geçirdikten sonra saçlarımı da tepeden güzelce topladım.
Aynadaki görüntümü gülümseyerek karşıladığım da yüzüme kremlerimi ve birkaç makyaj malzemesiyle hafif bir makyaj yaptığımda hazırdım.
Eee tabi siz şimdi soracaksınız neye bu kadar süs falan diye
Ben söyleyeyim anacım kendime kendime
Hazır olduğumdan emin olduğumda aynada son kez kendime baktım ve kocaman gülümseyip odamdan ayrıldım.
Ha tabi ayrılmadan önce şöyle geriye doğru dönüp savaşımın gazisi yatağıma da ufacık bir öpücük yollamadan edemedim.
"Akşam geri geleceğim bebeğim bekle beni"
Mutfağa doğru yürürken elimdeki telefondan da gelen mesajları kontrol ediyordum.
Malum mahalleyi ben yönetiyorum. Ee bu kadar önemli bir insan olunca da telefonlarım susmak bilmiyor.
Mutfağa girip anneme doğru kocaman bir öpücük kondurdum "Günaydın anam olduğu kadar kraliçe hazretlerim"
Annem ufak bir kahkaha attığında bana doğru dönüp kocaman sarıldı. Ben biliyorum anacım çok seviyor beni de belli etmiyor.
"Çok mu seviyorsun beni?" diye sorduğumda annem burnunun ucundan bana doğru baktı ve ellerini beline bağlayıp "Nida, aslında biliyor musun sana henüz alışamadım." dediğinde gözlerim kocaman büyüdü.
"Senin o ağzın ne diyor Zeynep Sultan?" dedim bende onun gibi ellerimi belime yerleştirerek.
"Yani ne bileyim on yedi yıldır çocuğumsun ama alışamadım herhalde sana"
Onu hayıflayan bir mırıltı döküldü dudaklarımdan "Seninde anneliğin buraya kadarmış be anam kadın" dediğimde içinde artık kaç saattir tuttuğu kahkaha varsa hepsini fırlatmıştı dışarı.
Anam kadın diye demiyorum güzel gülüyor maşallah.
"Şaka yaptım şaka." dedi eliyle omzumun içinden geçerken ay pardon omzuma vururken.
"Baya komikmiş paket yapta seneye de güleriz" dediğimde ufak bir kahkaha firar etti dudaklarımdan.
Annemden son bir haftadır kaçırdığım dedikodu konularını dinlerken bir yandan da kahvaltımı yapıyordum. Valla özlemişim bu sabahları bile ne diyeyim anacım.
Son lokmalarımı da yerken çalan telefonum annemle benim göz odağımız olmuştu.
Arayanı tahmin etmek çok zor olmasa gerek...
Evet evet kurt bakışlı, aslan yeleli, haşin olduğu kadar ponçik aşk adamım.
Iy nerde poşet ben bile kusucam şimdi şuraya.
Annemin muzip bakışlarını gözardı ederek telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Buyrunuz Nida Aksoy'un telefonu. Bendeniz Nida Aksoy ama siz bana Prenses 1.Nida Hazretleri de diyebilirsiniz."
Feza'nın kahkahası kulağımı doldurduğunda içimi bir sıcaklık kapladı.
"Sanada günaydın güzelim benim." dediğinde hafifçe sırıttım.
"Günaydın günaydıın" diye şakıdım birden içime dolan enerjiyle.
"Dışardayım hazırsan gel bırakayım seni okula" dediğinde başımı aşağı yukarı salladım.
Ee tabi bunu Feza göremeyeceği için "Çıkıyorum hemen" diyede cevap verdim ona.
Telefonu kapattıktan sonra anneme ufak bir gülücük attım ve oturduğum yerden sessizce kalkıp kapıya doğru yöneldim.
Üzerime ince ceketimi de alıp çantamı da omzuma geçirdim ve anneme dönüp ufak bir öpücük yolladım.
O da bana gelip sıkıca sarıldığında kulağıma "Dikkatli ol ve Feza oğluma selam söyle" dedi.
Ona gülümsedim ve evden dışarı çıktım.
Evin dışarısında arabasının önünde beni bekleyen maşallahlar maşallahı çocuğuma bir kere daha aşık olur muydum? Olurdum, olurdum.
Koşarak Feza'ya doğru gittim ve yanaklarını ellerimin arasına alıp oyun hamuru gibi oynadım.
Rahatsız olması gerekirken kahkaha atınca Feza bende gülüşüne gülmüştüm.
Sonra elleri ellerimi buldu ve parmak uçlarıma hızlı ve ufak bir öpücük kondurdu.
Büyüyen gözlerimle birden ellerimi çekerken hızlanan kalbimi de eski haline getirmek için birkaç derin nefes aldım.
"Mahalledeyiz anacım olmaz." dedim sahte bir kızgınlıkla. "Bu mahallede bir ağırlığımız var Feza'cığım ona göre şey ettireyim." dedim, göz kırparak
Yersen yanii Feza...yemek demişken Feza'ya söylesem acaba beni de yer miydi?
"Ha unutmuşum çok önemli bir kişilik olduğunu pardon" diye cevapladı beni.
Arabaya geçtiğimizde ilgi odağım sadece arabayı kullanan Feza'daydı.
Şimdi burda çok överim onu da bazen içimden övemiyorum malum Feza'da bunları duyarsa kendini çok yakışıklı falan zanneder allah korusun anacım.
Sıkıntılı bir nefes alıp verdiğimde Feza'da bana göz ucuyla bakıp "Ne oldu?" diye sordu.
"Bir şey olmadı da sürekli böyle korumam gibi etrafımdasınız. Sizi alıkoyuyormuş gibi hissediyorum" dedim gözlerimin odağını ellerime çevirirken.
Feza'nın elini elimin üstüne koydu "Güzelim sen bizi alıkoymuyorsun aksine biz sürekli senin yanında olmazsak aklımız sende kalıyor." dedi eliyle elimi hafifçe okşarken. "Hem sende biliyorsun sana bunu kim yaptı bilmiyoruz. Bir daha başına bir şey gelecek düşüncesi bile beni yeterince korkutuyor. O yüzden sürekli gözümün önünde ol istiyorum" dedi sıkıntılı bir nefes verirken. "Ama bunlar seni bunaltıyorsa eğer ona göre bir şeyler ayarlayabiliriz"
Feza'yla birleşen ellerimize bakarken içime dolan güven hissiyatını engelleyemedim. Biri gelse bana dövüşerek zarar vermeye çalışsa asla böyle bir şey yapamazdı kendimi koruyabilirdim ama yani kimin silahından çıktığını bilmediğim bir kurşunla vurulmak benimde kendimi koruyamayacağım noktaydı.
Etrafımdaki herkesinde bu konudaki endişesini anlayabiliyordum ama bu zamana kadar hep kendimi koruduğum için bu kadar şey az çok beni bunaltıyordu.
Herkesin içinin rahat etmesi için buna biraz daha katlanabilir miydim? Elbette katlanırdım.
Feza'ya çevirdiğim bakışlarımla ona kocaman gülümsedim. "Neyse böyle de prensesler gibiyim." dedim.
Okula gelmiş ve Feza'yla da ayrılmıştık. Sınıfa girdiğimde masamın üstünde duran çiçek buketi ile kaşlarım çatıldı.
Sırama daha hızlı adımlar attığımda siyah gül buketlerinin tam ortasında kan kırmızı rengindeki kamelyanın üstündeki ufak zarfı elime aldım ve içinden çıkan notla kaşlarım daha da çatıldı.
"Feza'nın bilmediğin o karanlık dünyasına kattığın rengi kana bulayacağım. Geçen sefer olmadı ama bir daha ki sefer yaşamak için bu kadar şanslı olamayacaksın Nida"
____________________________________________
Bölüm sonu!!!!
Feza'cığım karanlık dünyan mı vardı senin?
Benim niye haberim yok ğzöqdpaözşaöd
Neyseee bölümü nasıl buldunuz?
Bu arada instagramdan bana yazabilirsinizzz
instagram:irremmnurayr
Erik merik yok anacım depresyondayız.
Bir sonraki bölümde görüşürüz erik mahallesi sakinleri ;)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.32k Okunma |
3.11k Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |