
OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIIIN
🥜🥜🥜
"Çağan o topu bu boyla nasıl karşılayamıyorsun ya?" diye öfkeyle soludum.
Çağan kocaman boyuna rağmen tutamayıp mahallenin aşağısına kaçırdığı topu almaya gittiğinde kendimi mahallenin ortasında yere bırakmıştım. Evet evet bildiğiniz mahallenin ortasında yere oturdum. Bu da bizim serseri serbest stilimiz arkadaşlar.
Gözlerim çifte kumrulara doğru çevirip Beste'ye imalı bakışlar yolladım. Benim prenses kızım imalı bakışlarımı anlayıp kızarmaya başlayınca kahkaha attım.
Amasra'dan döneli tam üç gün olmuştu. O gecenin sonunda hepimiz dağıldığımız için sabahında bir gece daha orada kalmak istemediğimiz için geri yurdumuza dönmüştük. Canım mahallem ya kurban olayım taşına toprağına.
Amasra'nın iyi tarafından yararlanabilen bir tek Beste'ciğim ve Dağhan abiciğim olmuştu. İşlerini biliyorlar ha maşallah tü tü tü.
Biz ise hala daha konuşmamıştık. Birkaç kez mesajlaştık ama Feza her şeyi yüz yüze anlatmak istediğini söyleyip bu konuyla ilgili sorduğum her soruyu es geçmişti. Üç gündür de meşgul olduğunu söyleyediğinden dolayı buluşamıyorduk.
Şu an ise mahallenin ortasında ben, Çağan ve Akın voleybol oynuyorduk. Baran, Mirza ve çifte kumrular ise evimizin çaprazında bulunan yola bakan araziye attıkları sandalyede oturmuş sohbet ediyorlardı.
"Ay dalağım şişti vallahi" diye konuştu Çağan nefes nefese. Eee tutsaydın topu aslan parçası ne yapalım.
"Topu tutarsan böyle sorunlar yaşamazsın bence kardeşim" diye içimdeki sesin tercümanı oldu Akın.
"Sen Nida'nın attığı füzelerden nasıl korkmuyorsun hala daha anlamış değilim zaten Akınaşkım"
Ben Feza'yı mı atıyordum?
"Ne Feza'sı ya?" diye konuştum kendi kendime. Herkesin kahkahası kulağıma dolarken ben hepsine anlamaz bakışlarla bakıyordum. Ne oldu anacım? Açıkta bir yerimiz mi var?
"Ne gülüyorsunuz be?" diye sorduğumda Akın omzuma kolunu atıp beni kendine çekti ve saçlarımı karıştırdı.
"Feza değil Yer Fıstığım füze füze" dediğinde yanaklarım kızarmıştı. Yanlış anlamıştım öyle mi?
"Depresyonda ya ondan böyle oldu." dedi Çağan hala daha gülmeye devam ederken.
Elimdeki topu hızla Çağan'a yollarken "Ben depresyonda değilim" diye bağırdım.
Değildim tabi anacım. Depresyonda neymiş ya hayatta yok. Yok yok istemem tövbeler olsun.
"Konuşmadınız mı hala daha?" diye sordu Beste ilgili sesiyle. Başımı hayır anlamında salladım "Birkaç gündür işleri var müsait olamıyor." dediğimde Çağan "Bugün işim var derler yarın kim bilir hangi kızlarla nerelerde olurlar Nidasu" dedi imalı sesiyle.
Yok ben bunun kafasını parçalarım. Oturduğum yerden hızla ayağa kalktım ve koşarak Çağan'ın üzerine atladım. Hak etmişti değil mi? Hak etmişti hak etmiş.
"Senin yüzünden kuduz aşısı olmaya gideceğim Nida" başını ovuşturarak konuştu Çağan. Sadece gözlerimi devirdim. Onunla bir kere daha kavga etmeyecektim ama benim dilim durur mu? Durmaz anacım durmaz
"Başında otuz iki dişinde izi olsun istiyorsun herhalde sen" dedim imalı çıkan sesimle. Çağan ellerini iki yana açıp benden uzaklaştı. Kaç evladım aferin.
Bakışlarımı bizimkilere çevirdiğimde bana sen iflah olmazsın bakışları atıyorlardı. Ay ne vardı çocuğun kafasını ısırdıysam? Kafasını asfaltta da sürtebilirdim değil mi? Aman Allah korusun.
"Eee ne yapalım anacım onunda Allah belasını benimle veriyor" deyip sevimlice sırıttım.
Bizimkiler sohbete geri dönerken Akın ve ben topu kim daha çok yukarı dikecek diye yarışmaya girmiştik. Akın topla birkaç hareket yapıp yukarı doğru vurduğunda top maşallah bir gidip gelmişti. İçimden Akın'a övgüler yollarken dışımdan göz devirdim.
Çünkü Nida Aksoy olmak bunu gerektirir arkadaşlar...
Akın'dan sonra sıra bana gelince elime aldığım topa vurmak için biraz yukarı fırlattım. Şimdi bende öyle artistik hareketler falan yapardım ama burada çocuğun şovunun üzerine şov yapmak olmaz yoksa siz beni biliyorsunuz.
Ayağımla topa vurdum ve top biraz yamuk da olsa havalandığında gülümsedim. Top havalandı havalandı ve güm birinin camından içeri girdi. Aha şimdi bittik!
Beni nasıl bilirdiniz?
Topun girdiği camdan çıkan Sıçmık Sırat'la yüzümü ekşittim. Bunlar gitmedi mi buradan ya?
"Kim attı lan o topu?" diye kişnedi at ağızlı Sırat.
Göz devirmeden edemeyip ona çevirdim bakışlarımı "Ben attım ne kişniyorsun at ağızl" diye bağırdığımda bakışları bana dönmüştü.
"Ha tamam o zaman sorun yok" dediğinde yüzünde de iğrenç bir gülüş yerleşmişti. Ay nasıl bir çirkin gülmektir o ya.
"İyi tamam çok kişnedin camcı çağır vereyim parasını" dediğimde yüzündeki gülüş biraz sönse de kendini bozmadı. "Cam sana feda olsun güzelim ne parası" dediğinde içimde bir sinir oluşmuştu.
"Ne diyorsun lan sen!" diye bağırdı arkamdan Mirza'cığım. Yanıma kadar gelen Mirza beni arkasına almıştı. Hayda ne oluyoruz?
"Ne dedin sen bir daha desene ?" dediğinde Sırat gülümseyerek ve gevşekçe söylediklerini tekrar etmişti.
"Sırat aşağı insene sen" dedi Mirza. Ay bunlarda ne saldırgan çıktı. Hayır ayrıca illa saldırı yapılacaksa bende yapardım değil mi? Yapardım tabi!
Ayağımdan çıkardığım şıpıdık terliğimle son bir kere daha bakıştık ve onu büyük bir gururla Sırat'ın kafasına fırlattım.
Mirza gözünün önünden giden terliğe bakarken Sırat'ta kafasına gelen terlikle bağırmaya başladı. Ay bununda canı pek tatlı.
Ayrıca ne de güzel attım değil mi? Eee Zeynep Aksoy'un kızıyız kaptık ondan bir şeyler.
"Ağlama at kafası ağlama geri yolla kıymetli terliğimi" dediğimde Sırat göz devirdi ve camdan uzaklaştı.
Mirza'ya döndüm ve ben kendimde halledebiliyorum bak bakışımı attım. Tamam onu çok seviyorum hayatımdaki yeri çok farklı o da bana karşı böyle hatta oldukça korumacı ama bir yerde benimde kendimi koruyabilecek yaşta olduğumu bilmeli. Zaten kendim halledemediğim zaman ağlayarak yanlarına gelirdim.
Bizimkilerle ayrıldıktan sonra eve gelmiştim. Akşama doğru bunalmışlık hissiyle bisiklete binmek için hazırlanıp evden çıktım.
Bisikletle birkaç tur attıktan sonra Feza'yla konuştuğumuz parka hatta konuştuğumuz ağacın altına gelip oturdum.
Feza'yı düşündüm, bana anlatmak istediği şeylerle ilgili aklımda belki de bin tane senaryo kurmuştum. Aklımın karmaşası içine girmiş ve durumu daha da içinden çıkılamaz bir hale getirmiştim.
Ayrıca bu çocuk nerede ya? Ne işi var bizim temelleri sarsılan aşk ilişkimizden başka? Yoksa Çağan haklı mıydı? Feza, kızlar dıptıs dıptıs danslar alnımdan ortaya çıkan kocaman boynuz?
Allahım yarattın ama sabrını da verirsin değil mi?
"Verir verir" diye bir ses geldi kulağıma. Bu sesi biliyordum. Nerede olursam olayım bu sesi bu sesin bana kattığı huzuru unutmam ki ben...
Bakışlarımı yanımda duran Feza'ya çevirdim. Ne kadar da özlemiştim üç günde. Yüzünü inceledim biraz saçları fazlasıyla dağınıktı gözlerinin altında uykusuzluktan olduğunu düşündüğüm halkalar yüzünde de birkaç yara vardı.
Ne yüzünde yaralar mı var?
"Yüzün, yüzüne ne oldu senin?" diye sordum ellerimi özlediğim teninde gezdirirken.
"Bir şey olmadı güzelim." dedi gülümsemeye çalışırken. "Nida, her şeyi anlatacağım ama birazcık dizinde uyusam, kalbinde soluklansam olur mu?"
Canım yandı. Son günlerde yaşamam gereken bütün acıları o an yaşadım. Kalbimin son günlerde eskisi gibi atmadığını da o an hissettim.
Dizlerim Feza'ya yastık olmayı delice ister gibi şekil aldığında Feza'da sanki bu anı yıllardır bekliyormuş gibi hemen başını yerleştirdi. Ellerim ve kalbim onun hasretiyle yanıp tutuşurken ellerim saçlarına gitti. Kalbim dudağıma uğradı ve dudaklarım ninni söylemek için aralandı.
O akşam Feza saatlerce dizimde uyudu bende o uyanana kadar saçlarını, yüzünü ve en çokta onu sevdim.
Ne zaman nasıl oldu bilmiyorum ama ben Feza'ya kalbimde çok delice şeyler hissetmeye başlamışım da haberim yokmuş.
İşte o andan sonra Feza'nın anlatacağı şeylerin hiçbir önemi kalmamıştı. Çünkü ne anlatırsa anlatsın ne yaşanırsa yaşansın benim kalbim bir tek onu görünce böyle hızlı atacak, ellerim bir tek onu sevmek için bu kadar yanıp alev alacak, dudaklarım bir tek onu sevdiğimi söylemek için aralanacak...
________________________________________
Bölüm sonuuuu!!!
Umarım beğenirsiniz :))
En güldüğünüz/ En unutmadığını anınız neydi?
Kendinize iyi bakın mahallemizin güzel sakinleri :)
Hepinizi çok
Diğer hikayelerimde de buluşalım <3
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.32k Okunma |
3.11k Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |