
Her zamanki boş arazide kendi halimizde oturuyorduk. Ha pardon her zamankinden tek bir farkla bu sefer hepimizin üzerinde ayrı bir gerginlik vardı.
Dağhan abi, bizim yanımızdan ayrıldıktan sonra merkeze gitmiş ve detaylı bir araştırma yapmış ama pek bir bilgiye ulaşamamıştı. Mirza, Feza ve Sezgin'de Feza'nın bildiği bilgilerle araştırma yapmışlardı ama onlarında bir şeyler bulamadığı ortaydı.
Hiç kimsenin bir şey bulamayıp gergin olması canımı sıkıyordu. Şu adam her kimse bir an önce bulunup hayatımızdan çıksın istiyordum.
Bıkkınlıkla nefesimi dışarı verdiğimde Feza bizimkilerle konuşmasına devam ederken elini elime doladı ve sıkıca kavradı.
"Ay vallahi sıkıldım ben!" bağırarak kalktım yerimden.
"Al benden de o kadar yengem kadın" diye katıldı bana Reha.
"Bende bende" bağırdı Çağan oturduğu ay pardon yattığı yerden.
"Ne yapsak acaba?" diye sordum bizimkilerde gezdirirken gözlerimi.
"Vampir köylü!" diye bağırdı Çağan.
Olurdu valla. O kadar bunalmıştım ki şu olaylardan her şey kabul edebilirdim.
Hepimizden olumlu mırıltılar çıkınca Akın sunucu olmak için ayağa kalkmıştı.
Hepimiz gözlerimizi yumduktan sonra Akın sessizce dolaşmaya başladı. İki tane vampir seçtikten sonra vampirler gözlerini açıp birbirlerini görmüşlerdi. Onlardan sonra da bizde gözlerimizi açmıştık.
Şimdi her an herkes vampir çıkabilir. Ne demişler bu devirde babana bile güvenmeyecksin.
"Ben Nida olduğunu düşünüyorum" dedi Baran imalı bir sesle.
Ay üzerime iyilik sağlık bunlarda nefes alsam benden biliyorlar
"Ya ne alaka ne alaka!" diye bağırdım.
"Aha bağırdı kesin yengem kadın" diye zıpladı oturduğu yerden Reha'da.
Abi adım çıkmış dokuza inmez sekize ya
"Nefeste aldım kesin vampir benim değil mi Çağan?" diye sordum şüpheli bakışlarla bana bakan Çağan'a.
"Doğru dedin fıstık kız. Bende tam bunu düşünüyordum." Göz devirdim.
"Aaa tamam üzerine gitmeyin sevgilimin!" diye uyardı Feza, otoriter bir sesle.
Aman bu da hiç eğlenmeyi bilmiyor ha!
"Tamam hadi uyuyun tekrardan" diye araya girmeye çalıştı Akın. Tabi gülmekten yapamıyor orası ayrı ama neyse.
Herkes gözlerini kapattı ve vampirler birini öldürdükten sonra tekrar uyandık.
Akın sanki çok önemli bir şey söyleyecekmiş gibi boğazını temizledikten sonra konuşmaya başladı "Evet arkadaşlar, dün gece köyümüzde bir saldırı oldu ve Feza öldü." dedi.
Amanıın sevdiceğimi devirmişler ya!
Bakışlarımı Feza'ya çevirdim ve kollarımı onda sıkıca doladım "Aman yakışıklı olduğu kadar genç olan aşk adamım hızlı yaşayıp erken mi öldün sen?" diye sordum ağlamaklı sesimle.
"Vurdular beni. Beni beni Bihterlerini." dedi Feza'da içli içli. Sonra kaşlarını çattı ve bir süre düşündü ve saf bakışları arasından şu kelimeler döküldü "O replik sanki buraya uymadı ya"
Herkes Feza'nın tepkisine gülerken Beste "Kesin Nida vampir" dedi.
Al işte al işte. Bir dost bildiğim kalleş daha.
Kalleeşş sanaaa güvenn olmaaaazz dırırımmm
Elimi Fatma teyze gibi belime koydum "Nereden çıkardın be bunu çirkef kadın seni!" diye bağırdım.
Dağhan abide manitasına attığım lafı üzerine alınmış olmalı ki "Çünkü dikkat çekmemek için öldürdün Feza'yı."
Baran'da kafasını sallayarak katıldı onlara. Valla şoklar içerisindeyim.
Kafamı iki tarafa doğru sallarken ellerimle de dizime vurdum "Vallahi size verdiğim emeklerime bir takım yazıklar olmuş. Beni, yer fıstığınızı nasıl böyle bir şeyle suçlarsınız?" dediğimde Mirza kocaman bir kahkaha attı.
"Asıl seni suçlarız güzelim. Çünkü sen vampir olunca çok iyi oynuyorsun bilmiyor muyuz biz?" Haklıydı şimdi ama bu sefer gerçekten vampir değildim.
Oylamaya geçince hiç şaşırmayacağımız bir şey olmuştu. Evet herkes ama herkes bana oy vermişti.
Elenmenin verdiği üzüntü ile kollarımı birbirine bağladım ve başımı Feza'nın omzuna yasladım.
İşte şimdi savaş başlıyordu. Bakalım benden sonra kime sallayacaklar?
Benden sonra Mirza ölmüştü ve bunun üzerine oklar Baran'ın üzerine çevrilmiş ve elenmişti.
O ikisinden sonra da Sezgin ölmüştü ve Reha elenmişti.
"Ayıp ettin beni kaybettin Çağan" diye bağırdı elenen Reha.
"Dur vampiri bulacağım intikamını alacağım" dedi Çağanaşkım kendinden çok emin bir şekilde ama bilmiyordu ki oyun bitmişti.
"Evet vampirler çok olduğu için oyunu vampirler kazanıyor" diyen Akın'a şaşkın gözlerini çeviren Çağan'a Beste ve Dağhan abinin vampir çıkması sürpriz olmuştu tabi.
Evet evet duydunuz ay pardon okudunuz.
Beste ve Dağhan çifti bütün çirkeflikleriyle önce aralarında en zeki olan beni ve manitamı elemişlerdi ve oyunu kazanmışlardı.
Bu el bittikten sonra birkaç el daha vampir köylü oynamış ve evlerimize dağılmıştık.
Evin kapısından içeri girdiğimde odama giderken salondan hole doğru yayılan ışıkla adımlarımı salona yönlendirdim.
Annem salonda oturmuş önünde çocukluğumdan şimdiye kadar olan bütün fotoğraflarını açmış dalgın dalgın bakıyordu.
"Annelerin sultanı" diye seslendim neşeli çıkan sesimle.
O kadar dalgındı ki sesim irkilmesine sebep olmuştu.
"Sen mi geldin bir tanem?" diye soran anneme gözlerimi hafifçe devirdim.
"Annnelere göz devrilmez Nida!" diyerek uyardı annem. Şimdi buna da göz devirirdim ama durduk yere terlik yemeyelim değil mi?
"Sen ne yapıyorsun bu saatte ayakta?" diye sordum bakışlarımı masanın üzerini dolduran fotoğraflara çevirirken. "Yoksa ne kadar mükemmel bir kızın olduğunu kendine hatırlatmak için mi uyumadın?" dediğimde bu sefer annem göz devirdi.
"Çocuklara göz devrilmez Zeynep Hanım!" dedim sesimi onun gibi çıkartmaya çalışırken.
Hafifçe gülümsedi ve eline fotoğraflarımdan birini aldı.
İlk doğduğum gündü. Boş bir hastane odasında annem ve kucağında ben. Annemin gözlerinden belli olan korkusu ama aynı anda gözlerini dolduran heyecanı. Ha birde benim ağlak suratım.
"Babanı merak ediyor musun?" diye soran annemle kaşlarım çatıldı. Annem ve geçmişine dair kimseyi merak etmiyordum açıkçası.
Buna elbetteki babam da dahildi. Beni belki bilmiyordu ama sorun beni bilmemesi değildi sorun annemle aralarında anlattıkları kadar büyük olan aşkı neye heba ettiğiydi. Annemi neden aramadığı, neden onu bulmadığıydı.
"Merak etmiyorum." dedim kendimden emin çıkan sesimle. "Şu an nerede ne yapıyor inan hiç umurumda değil. Belki seni ilgilendirir ama beni ilgilendiren bir insan değil. Bu mahallenin taşı toprağı bile beni ilgilendiriyor ama o ilgilendirmiyor."
Annem hafifçe gülümsedi ve oturduğu yerden kalkıp mutfağa doğru gitti ve elinde iki kadehle geri döndü.
O gece annemle beraber kadehlerimizi kaç kez tokuşturduk bilemiyorum ama o gece o salonda anne kız değil iki dost gibi dertleşmiştik...
🥜🥜🥜
Bölüm sonuuu
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir..
Bölüm hakkında düşünceleriniz?
Keşke şöyle olsa dediğiniz olaylar var mı?
Hepinizi çok öpüyorum
Bu arada iyi ki siz iyi ki bu mahalle🥜🤍
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.32k Okunma |
3.11k Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |