
Çalan alarmın sesiyle beraber aralandı gözlerim. Önüme düşen saçlarımı geriye doğru atmak için kafamı geriye doğru atarken bir elimle de öten telefonu arıyordum.
Telefonu elime aldığımda çalan alarmı kapattım ve saate baktım. Saat üçe geliyordu hani şu gece yarısını geçtikten sonraki olan. Telefonun ekranını geri kilitledikten sonra yatağımda döndüm ve uykuya devam ettim.
Aradan çok geçmeden dışardan gelen gürültülü sese içimden küfürler yolluyordum. Davul sesi miydi o? Hayır kudurdunuz mu da bu saatte düğün yapmaya başladınız abi ben anlamıyorum!
Yastığın bir tarafını kulağıma bastırdım ve uyumaya devam etmeye çalıştım. Bakın çalıştım diyorum çünkü dışarda bir borazan sesli bağırıyor anlatamam.
Sinirimin son damlaları da beynime doğru damlarken yataktan fırladım ve odamdaki camın önüne gelip camı araladım.
"On bir ayın sultanı ramazan kurt bakışlın geldi Nida artık uyan!" diye bağırıp omzunda takılı olan davula birkaç kere vurdu Feza.
Feza'nın arkasında duran Reha elindeki telefonuyla her zaman ki gibi oyun oynuyordu.
Elimle alnıma hafifçe vururken beynimden içeri doğru bilgiler de yavaşça akıyordu tabi.Bugün ramazanın son günüydü ve gece bizde toplanmak için sözleşmiştik. Gerçi Feza'nın davulcu olması vallahi bana da şok olmuştu ama neyse.
"Ne yapıyorsun Feza?" diye sessizce bağırmaya çalıştım. İnanın sessizce nasıl bağrılır bende bilmiyorum sanırım o yüzden pek başarılı olamadım.
"Ata bindim yoruldum seni bekledim durdum," dedi ve elindeki tokmakla bir kere vurdu davula. "Uyansana be Nida, davul çalıyor bak kurt bakışlın." dedi ve bir kere daha vurdu.
Aptal çocuk karanlıkta olduğum için beni görmüyordu ee tabi sesimizi de duyuramadık. Çalıyor da çalıyor.Feza, tam ağzını aralamış bir şey daha diyecekken "Kalksana kız!" diye bağırdı Reha.
Gözlerimi devirdim ve terliğimi aynı annem gibi onun kafasına attım. "Ah! Abi kafama gökten terlik geldi." diye konuştu Reha.
Feza ona gözlerini devirirken yerdeki terliği aldı ve bir tane ensesine vurdu Reha'nın "Sen benim mükemmel planımın içine edersen böyle olur işte." dediğinde Reha kolunu Feza'nın omzuna attı ve kocaman bir kahkaha attı "Demek ki itin duası kabul oluyormuş abi baksana kemik gibi terlik yağdı" deyince beni bir gülme aldı valla.
Feza, Reha'ya doğru bir atak yapacakken yukarıdan bağırdım. "Bütün mahalle uyandı zaten daha çok uyanmasına gerek yok ayrılın çabuk!"
Bedenimin yarısı aşağı sarkmış bir haldeyken hemen kendimi içeri çektim biraz daha sarkarsam aşağı falan düşerdim aman Allah korusun.
Odamdan çıkıp dış kapıya doğru koşarak geldim ve kapıyı hızlıca açtım.
Karşımda omzunda hala daha asılı olan davulla beraber bana kocaman sırıtmasıyla bakan Feza'ya hızlıca kollarımı doladım.
Aramızda davul gibi bir engel olsa da o da mümkün olduğu kadar kollarını belime dolamıştı. Burnuma dolan o güzel parfümü ile gözlerimi sıkıca kapattım.
Seviyorduk keratayı vesselam...
"Abi çekilin önümden ya" diye hayıflanırken aynı zamanda da bizi ittiren Reha ile dengemi kaybetmem bir olmuştu.
Ben yere kapaklanacakken beni sıkıca tutan Feza ve omzunda takılı olan davulun sol tarafımda hissetirdiği baskı büyüktü. "Feza, şu davulu biraz daha çekmezsen en sevdiğim böbreğimi alacak!" diye bağırdığımda Feza hızlıca dorğulup omzundaki davulu evimizin kapısına kadar gelen maraş dondurması satan görünümlü bir abiye vermiş ve birkaç bir şey söyledikten sonra geri girmişti.
"Anlatsana biraz neden mesela?" diye sorduğum soruyla kolunu kapnın pervazına dayamış çapkın bir gülüş yerleştirdiği mıncırmalık yüzüyle bana baktı "İlişkimize heyecan kattım işte" dedi.
Ya bizim ilişkimizde de hiç heyecan yoktu ya!
"Doğru dedin onu çünkü en son beni yanan bir dükkandan kurtarmamıştın iyi oldu böyle farklı bir heyecan" dedim alaylı bir ifadeyle.
Söylediğim şeyle çatılan kaşları ve asılan suratı bir olmuştu.
Hay dilimi eşek arıları tepsin ya!
Tam ağzını aralamış bir şey söyleyecekti ki arkadan gelen diğer dostlarımızla homurdanarak susmuştu.
Çağan, uyandığı gibi pardon yatağından sökülerek ve sürüklenerek buraya doğru getiriliyordu. Çünkü bir Çağan kişisi bu saatte uyandırmak deveyi takla attırmak gibi bir şeydi.
"Selam güzelim" dedi Mirza, yanağımı hafifçe sıkarken. Hemen arkasından Baran bana göz kırpmıştı ve Akın ve ona yapışan Çağan ile beraber evden içeri girmişti. Hemen arkasında Beste ve Dağhan abi de sarmaş dolaş bir şekilde buraya doğru yürüyordu.
Ramazan ramazan ne kadar günah! Allah is watching anacım!
"Dedi az önce anakonda gibi kollarını bana saran manitam!" diye fısıldadı kulağıma doğru Feza.
Ben yine mi dışımdan düşündüm ya!
Yüzümü ondan tarafa çevirdiğimde yüzlerimiz arasında çok az kalan mesafe içimi ürpertmişti. Birazcık daha yaklaşsa burnu burnuma değecekti ya da değiyordu şu an.
Peki beynim nereye kayboldu benim?
Derince bir nefes aldım ama aldığım nefesim içimde dolaşan heyecan dalgasıyla titrek bir şekilde olmuştu tabi.
"Ben bir kere ne kadar Allah'a sadıksın diye test ettim seni akıllım!" dedim Feza'ya doğru bilmiş bir surat ifadesiyle.
"Geçemedik mi testi peki?" diye sordu kendini hiç bozmadan.
"Geçemedik tabi. Yanacağız öteki tarafta senin yüzünden birde utanmadan dibime girmişsin." derken kollarımı omzuna koydum ve hafifçe ittirdim. "İleri git be!"
"Yanmayalım mı Nida?" diye soran Feza'ya gözlerimi kocaman açtım ve sinirle soluyarak içeri kaçtım.
Bu çocuk kuduruk anacım. Niyeti bozdu ben kıymetlime sahip çıksam iyi olacak.
Herkes salonda bir köşeye kendini atmışken bende adımlarımı mutfağa yönlendirdim ve çay için su koydum.
Bakın çok önemli bir bilgi vereceğim size. Çay yapmak için önce su ısıtmak lazım.
Öhöh öhö bilgi bitti bu kadardı.
Çay suyunu koyarken Beste'de mutfağa girmiş ve gece demeden dedikodu anlatmaya başlamıştı. Bir dur be kızım diyemem çünkü neden? Evet evet, dedikodu önemli!
Beste, hem bir şeyler anlatıyordu hem de domates salatalık doğruyordu.Bende menemen yapmak için gerekli malzemeleri çıkartırken aklıma Fezaaşkım birtanemin çokta güzel menemen yaptığı geldiği için onu bulmak için koşarak mutfaktan çıktım.
Asla üşendiğim için işi onun üzerine yıkmayacaktım arkadaşlar saçmalamayın. Ben hiç öyle şeyler yapar mıyım?
Salona girdiğimde sadece Akın, Çağan, Reha ve Baran'ı oyun oynarken bulunca kaşlarım çatılmıştı.
Neredeydi beni kurt bakışlarında hayat bulduğum?
"Akın, Feza'yı gördün mü?" diye sorduğumda Baran kafasını oyundan kaldırmadan "Bahçedeler fıstık" diye cevap vermişti. Adımlarım mutfağa doğru geri giderken önce Beste'nin kendince söylediği şarkı beni gülümsetmişti.
Mutfaktan bahçeye açılan kapıya doğru çıktığımda masanın üzerinde gördüğüm bir sürü kağıt, masanın sağında oturan ve bir şeyler anlatan Dağhan abi hemen onun solunda oturan Mirza ve sandalyelerden birini sıkıca kavramış gergin olduğu birkaç metre öteden belli olan Feza duruyordu.
"Emin misin Dağhan?" diye soran Feza'nın gergin sesi doldu önce kulağıma.
"Zeynep teyzenin söyledikleri bunlar Feza. Ne eskik ne fazla." diye cevapladı Dağhan abi onu.
Annem mi? Annem ne söylemiş olabilir ki? Bu üçlü çok güçlü takımını sinirlendirecek?
"Peki o it biliyor mudur Nida'yı?" diye soran bu sefer Mirza olmuştu.
Hangi kuçu kuçu beni biliyormuş bakayım?
"Sanmıyorum. Zeynep teyze ona asla bebekten bahsetmediğini söyledi. Yani haberi yoktur." dedi Dağhan abi önündeki kağıtları tekrar tekrar eline alıp bırakırken.
Feza masanın üzerinden aldığı bir fotoğrafı sıkıca elinde tuttu "Araştırmış olabilir. O şerefsiz adımlarını emin atar hep." diye konuştu gözlerini fotoğraftan hiç ayırmadan.
"Bile bile mi zarar vermek istiyor Nida'ya yani?" diye sordu Mirza, ellerini saçlarının arasına daldırdı ve derince bir nefes bıraktı dışarıya "Bir insan kendi çocuğuna neden bunu yapmak ister ki?"
"İntikam ateşi gözünü öyle bir kaplamış ki kendi canını bile hiçe sayar o!" diye cevaplarken Feza onu benim takılı kaldığım sekiz kelime vardı.
Bir insan kendi çocuğuna neden bunu yapmak ister?
Bu sekiz kelime gözlerimi doldurdu. Yüreğimden içeri sıcak ve derin bir sızı aktı gitti.
Bahsettikleri kişinin kim olduğunu biliyordum ama bu gerçeği kabul etmek istemiyordum.
O an gözümün önünde annemin son zamanlardaki halleri film şeridi gibi geçti. Kafedeki tepkisi, bana geçen gece sorduğu soru ve dahası.
Annem ismini duyduğu ilk günden beri onun kim olduğunu anlamıştı ve bana anlatmamıştı. Peki ya dostlarım, sevgilim? Onlar bana anlatacak mıydı?
Bölüm Sonuuu
Ay selamlarr..
NASILSINIZ? NASIL GİDİYOR?
Bölümü beğendiniz mi?
Sizce Feza ve arkadaşları Nida'ya her şeyi anlatacaklar mı?
Görmek istediğiniz sahneler var mı?
Bu arada diğer kitaplarıma da bekliyorum hepinizii :)
Orada da buluşalım.
Hepinizi çok'
İyi ki siz, iyi ki bu mahalle...
Bu arada bana instagram üzerinden ulaşabilirsiniz. İlla çok önemli bir şey olmasına gerek yok boş muhabbet için bile her zaman açığımdır :) Tek ricam buradan gelen olursa eğer orada mesaj atarak kendini belli etsin lütfen yoksa ben isteklerin arasında göremiyorum...
İnstagram: irremmnurayr
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.32k Okunma |
3.11k Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |