
"Valla benden korktuğu için hiçbir şey yapamadı Akın'cığım."
Akın, elindeki bıçakla Reha'ya doğru döndü ve gülerek başını salladı. Bu Akın'ın dilinde 'he he inandım' demekti ama Reha'nın bunu pek anladığını sanmıyordum ya da salağa da yatıyor olabilirdi tabi.
Oturduğum yerden Akın'ın omzuna iki kere vurup kulağına "Geçmiş olsun kardeşim" diye fısıldadım.
Çağan'ın hiç susmamalarından sonra üzerine birde Reha'nın eklenmesiyle tabi ki de kardeşim için beni endişelendiren bir durumdu.
Akın ve Reha'dan ayırdığım gözlerim gölün karşısında oturan Dağhan abi ve Beste'ye takılı kaldı.
Beste, başını Dağhan abinin omzuna yaslamış oturuyordu. Dağhan abi de bir eli Beste'nin belindeyken bir elinin de saçlarının arasında gezindiğini görüyordum.
Gerçekten burada ortalık karışmış umurlarında mı dünya!
Ortalık karışmış derken benim kalbimde ki ülkeyi karıştıran aşk adamım nerelerde acaba?
Oturduğum yerden hafifçe zıpladım ve ayaklandım. Hemen yanımda yerde yuvarlanan Çağan ve Akın'ı görmezden geldim.
Evet evet yerde yuvarlanıyorlar. Çünkü neden kirlenmek güzeldir. Akşam anaları kapının önünde soyacak bunları haberleri yok.
Hayır anacım söyleyemem! Ben bütün aklımı bunlara verirsem ben ne kullanıcam? Hem zaten çokta kullandığım söylenemez bari önemli günler için birazını saklayayım değil mi?
Mangalın başında ateşi yakmış etleri pişirmeye çalışan Feza'ya doğru sessizce ilerledim. Nerede bu çocuğun çizgili donu ile beyaz atleti? Gayet de yakışıklı bir şekil de ateş yelliyor.
Parmak uçlarımda biraz yükseldim ve ellerimle gözlerini kapattım.
Feza önce hafifçe sendeledi ama hemen kendini toparladı. Ellerini ellerimin üzerine koydu ve sesli bir şekilde burnundan nefes aldı.
"Bu eller ve bu koku bir kişiden başkasına ait olamaz."
Aferin kurt bakışlarında hayat bulduğum hemen beni tanıdı. Zaten şu kısacık yaşına kaç kadın sığdırmış olabilirdi değil mi?
Evet evet, benden başkasına aşık olmadığınızı söylediğinizi duyabiliyorum.
Feza, ellerimi gözlerinden çekerken kendi elleriyle de güzelce sarmaladı.
Evet diyorum bu eller her an ve her daim bu ellerin arasında durabilirdi.
"Güzelim benim hoş geldin" derken saçlarımın arasına da ufak bir öpücük kondurdu.
Ellerimi ellerinin arasından çekip beline doladım ve parmak uçlarımda biraz yükselip yanağına sulu bir öpücük bıraktım "Hoş bulduk bey." dedim hafifçe boynumu bükerek.
Feza, bu yaptığıma kocaman bir kahkaha attı ve yanağıma kocaman öpücük bıraktı.
Hafifçe gülümsedim ve gözlerimi gözlerine dikerek "Yardım etmemi ister misin?" diye sordum.
Başını olumsuzca salladı ve saçlarıma derince bir öpücük bıraktı "Gerek yok güzelim sen sadece yanımda dur ve bu atıl kurt senden enerji depolasın" dedi.
Kocaman bir kahkaha attım ve "Atıl kurt sen mi oluyorsun Feza?"
"Tabi kızım bak kaslarıma" dedi ve kollarını yukarı doğru kaldırarak kol kaslarını gösterdi.
Parmaklarım kol kaslarında gezinirken "Tam bir kurt kasıymış başka hangi kurt özellikleriniz var Feza Bey?" diye sordum.
Önce kocaman bir gülüş bahşetti bana sonra da dişlerini birbirine bastırdı "Kurt gibi dişlerim var" diyerek cevap verdi.
Kocaman bir kahkaha attım ve kollarımı boynuna doladım "Hani bakim kurt dişlerine" derken yüzümü de yüzüne yaklaştırdım.
Kalbim pır pır atarken Feza ile bu kadar yakın olmak sadece kalbime değil aklıma da zarar olduğunu hissedebiliyordum.
Feza'nın gözleri tüm yüzümü turlarken tuttuğum nefesimi bıraktım. Aramızdaki mesafeden dolayı bu yaptığım pek doğru olmamıştı sanırım...
"Nidaa!" diye koşarak bana doğru gelen Çağan ile irkilerek Feza'dan ayrıldım.
Çağan bayır aşağı koşarak bize doğru gelirken kollarını da bir o yana bir bu yana sallıyordu.
Hızını alamayan Çağan üzerime atlayınca beraber yeri boylamıştık.
"Çağan Allah akıl dağıtırken ne yapıyordun ya!" diye bağırdım üzerimdeki Çağan'ı iterken.
Feza, üzerimde olan Çağan'ı tek hamlede üzerimden kaldırdı. Bir elini Çağan'ın ensesine koymuş çatık kaşlarla bakan Feza dışardan ne kadar tatlı, bir o kadar yakışıklı olduğunu biliyor muydu acaba?
Ya burada da mı dediğinizi duyar gibiyim ama gerçek aşko kuşkolar için inanın vakit hiç fark etmezzz!!
"Namusum elden gidiyordu bende hemen senin yanına kaçtım fıstık" diyen Çağan ile başımı hayırdır der gibi salladım.
Feza'nın elinin altından kurtulan Çağan üzerindeki tozları silkelerken "Reha bana göz dikti bana bana Çağan kankine" dediğinde Feza hemen derin bir iç çekti.
Ee haklı tabi çocuğum aşırı romantik bir anımız bu iki dingil yüzünden bölünmüştü.
Feza, burnunu kıvırarak bakarken Çağan'a "Kardeşim de pek ucuz mal seviyormuş" demesiyle kocaman bir kahkaha atmıştım.
O sırada burnuma gelen garip bir yanık kokusuyla "Benim aldığım kokuyu sizde alıyor musunuz?" diye sordum.
Feza dediğim üzerine kocaman açılan gözleriyle "Eyvah! Etler, etler yanıyor!" diye bağırması bir olmuştu.
Al işte aç kalmıştım... Ya yine yangınlar yine ben ya!!
🥜🥜🥜
Hepinize uzunca bir aradan sonra tekrar selamlarrr!!
Arkadaşlar yeni bölüm beklediğinizin inanın bende farkındayım ama ne bölüm yazmaya ne de bunu yayınlamaya vaktim olmadı diyebilirim..
Ben bu mahalleyi buradaki insanları da oldukça çok özledim... ee tabi sizleri de. Umarım sizlerde özlemişsinizdir.
Elimden geldiğince bölüm yazmaya ve en kısa zamanda atmaya çalışacağım. Hatta bu bölümü burada bitirip yenisini yazmaya başlayacağım.
Eee hala daha herkes buradaysa yolculuğumuz kaldığı yerden devam etsinn!!
Yorumlarda buluşalım, yorumlarınız ve oylarınız bu mahalleye renk katan yegane şeylerden birisi.
Sizleri çok'
instagram:irremnurayr (kitaptan geldiğinizi mesaj atarak belirtirseniz isteğiniz kabul edilecektir)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 43.32k Okunma |
3.11k Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |