12. Bölüm

12. BÖLÜM HATAYA GEBE KALMAK

Berfin
isikdiyarii

“Ne demek gebesin, ebe hatun? Olamaz bu!” diye çıkıştığın da ebe hatunun gözleri şok içinde açılmıştı. Ben… Ben gebe olamazdım! Olmamalıydım… Saklamalıydık bunu. Hem de herkesten. “Eğer, eğer bunu birinden duyarsam senin canını alırım anladın mı beni, ebe hatun?” ebe hatun kafasını sallayıp odadan çıktığında ayağa kalkmış bir şekilde ne yapacağımı düşünüyordum.

Aldırsa mıydım acaba bu bebeği? Ah, burası bambaşka bir dünyaydı değil mi? Gene unutmuştum! Ben şimdi ne yapacağım bu bebekle? Tanrım! Forseti… O ne derdi? Onun tepkisi ne olurdu? Ne yapacaktım ben!

Her neyse… Her neyse! Sakin kalmak zorundaydım! Ama nasıl? Eğer bu çocuk doğarsa geleceğin sonu olur… Bu çocuk bir defa Zenerio… Diyarın sonunu getirecek olan o çocuk… Şmdi sakin kalmalı ve bu haberi Forseti’ye vermeliydim. Hem de hemen! Bu yüzden doğruca onun odasına ışınlandım.

“Forseti!” Forseti, hızla bana dönüp, “Efendim?” dediğinde ağlıyordum. “Ne oldu bir tanem?” dedi bu sefer ama ben hala ağlıyordum. “Forseti,” dedim fakat devamı gelmedi. Gelmesi için kendimi zorladım ama olmuyordu. “Forseti, ben,” dediğimde Forseti dayanamayıp “Sen ne, Zümra!” diye kükrediğinde “Forseti, ben gebeyim!” dediğimde yüzü şaşkın bir ifade aldı sonra kanı donmuşa döndü. “Sen,” dedi ve yutkundu. “Sen, ne?” dediğinde ben kafamı salladım. “Evet, gebeyim. Doğru anladın.” Başını iki yana salladı yalanlarcasına bense bunu doğrularcasına başımı salladım.

“Kalk, gidiyoruz.” dediğinde ona dönüp “Nereye?” diye sorma gafletinde bulundum. O ise bana dönüp dişlerinin arasından “Beyaz Köşk’e!” diye kükredi. Sonrası ise bir hengame alanı gibiydi. Hazırlıklar, hazırlıklar… Sonrasında ise yola koyuluşumuz ve oraya varışımız bir günümüzü almıştı neredeyse.

Şimdi ise oradaydık. Beyaz Köşk’te. Kapıya doğru ilerlediğimiz sırada içeriden çıkıp da gelen ilk kişi Deniz olmuştu. Daha sonra onun arkasından ise Tomris çıkmıştı. Evet Tomris buraya daha yeni gelmişti. Sevdiği kişi yüzünden ölmüştü… Ve şimdi burada onlarla birlikte kalacaktım bebek doğup, büyüyene kadar.

“Hadi, gel!” dedi Tomris, elimden tutup içeriye doğru çekiştirmeye başladı. “Dur! Yavaş ol!” dediğimde “Her şeyi biliyorum çabuk ol ki bütün olaylar hakkında sohbet edebilelim! Haydi ama Zümra!” dediğinde hepimiz kahkahalar atıyorduk. Hem de başımız büyük bir belada olduğu halde…

* * *

9 ay 10 gün sonra bebek doğduğunda.

“Ebe hatun bak dediğimiz gibi bu bir sır olarak kalmaya devam edecek. Anlaşıldı mı?” diye sordu Forseti, ebe hatuna. Ebe hatun ise kafasını sallayıp “Tabii ki Lordum.” dedi ve Forseti kafasını sallayıp dışarı çıktı. Bense o sırada doğum sancıları yaşamaya devam ediyordum. “Varisim, çok az kaldı az daha dayanın!” dedi ebe hatunlardan bir tanesi. Bense elimden geleni yapmaya çalışıyordum. Ama bu kadar oluyordu ne yapayım ki şimdi?

Bir ağlama sesi, bir çığlık ve bir sallantı. Bir Yıkıntının doğumu. Bir Sonun ilk nefes alışı. Bir yıkıcının ilk gözyaşları. Bir aykırının ilk bağırışları. Ve bir son bir feryat. Artık bu bizim yeni gerçeğimizdi. Artık bundan kaçamazdık.

Hiçbirimiz.

Birkaç gün sonra.

“Zümra, dediğim gibi. Saklanmamız lazım bu çocuğu yoksa sonumuz hiçte iyi olmayacak.” Diyordu Forseti. Bense Barteina’yı yani kızımı emzirmekle meşguldüm. “Forseti, bu bir tek benim suçum değil! Senin de suçun!” dediğimde kafasını sağa sola salladı ve yapma dercesine baktı bende ona ne var be dercesine baktım. “Bu çocuk büyüyene kadar asla dışarı çıkmayacak!” dedi en sonunda. Bende ona “Yo, ara sıra terasa falan çıkar benim çocuğum.” Dediğimde Forseti kıpkırmızı olmuştu. “Zümra,” dedi. “Ben” deyip ekledi, “Ne dersem o!” diye kükredi en sonunda. Bense ona dayanamayıp “Of, tamam be!” diye cevap verdim.

“Zümra, bana oflama! Uzun bir süre daha burada kalacaksınız. Ben de o sırada sarayı ve halkı yürütmeye devam edeceğim. Zaten yaratılış evresi sene bittiği gibi son bulacak. Yani bekleyemedin değil mi gebe kalmak için sene sonunu!” dediğinde ben de artık çileden çıkmıştım artık. “Forseti, sen ne saçmalıyorsun? Sanki bu çocuğu tek başıma yapmışım gibi! Ben bu kızın ne kadar annesiysem, sen de babasısın! Haddini bil, çeneni de topla! Ha, eğer toplamayacaksan, defol git buradan!” dediğimde Forseti hemen ışınlandı.

O sırada kapı çalındı ve içeriye Tomris ile Deniz girdi. “Neler oluyor diye sorduklarında onlara, “Bir şey yok.” Dedim ve devam ettim. “Tomris, Barteina’yı alıp uyutur musun? Ben uyuyup dinlenmek istiyorum da…” dediğimde Tomris kafasını salladı ve Barteina’yı elimden alıp uyutmaya başladı bende o sırada kendimi yorganın altına sokup kendimi derin bir uykuya bıraktım.

Bölüm : 06.02.2025 17:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...