15. Bölüm
uranüs / Medea / «14» Bir Tek Sen Varsın

«14» Bir Tek Sen Varsın

uranüs
justtbirisii

Selam bebeklerim, yine ben geldiiimm

Bölüm pek içime sinmedi gibi ama umarım beğenirsiniz

İyi okumalarrr

​​​​​​

Stabil - Gökyüzü

O gün paydos vaktinden sonra Neriman abla beni tutmuş ve gitmeme izin vermemişti.

"Nasıl sevgili oldunuz siz bu çocukla?"

Ben geceleri duvar boyarken tanıştık.

Tabii ki böyle diyemeyeceğim için başka bir şey uydurdum. "Annemin öğrencisi, üniversiteden sonra buraya geldiğinde ziyaret için eve gelmişti. O zaman tanıştık sonra da konuşmaya devam edince iş buraya kadar geldi."

Aslında hikayeyi ortasından alırsak tam olarak böyleydi. Ama olayın başı çok daha farklıydı.

"E annenin de haberi var o zaman, değil mi?"

Sıçtık Cafer bez getir.

​​​​"Var tabii," dedim yalan söylemeyi tercih ederek. Daha dün gece olmuş bir olaydı ve annemin haberi doğal olarak yoktu. Ama eve gider gitmez bundan bahsedecektim. Annemden geceleri yaptığım 'serserilik' dışında bir şey saklamazdım zaten.

Neriman abla beni biraz daha ayaküstü sorgulayıp eve gitmeme izin vermişti. Ben de eve gidene kadar yolda Utku'yla konuşup ufak bir durum raporu almıştım. Bir hafta kadar annesinin yanında kalması gerekecekti ve bu süreçte görüşemeyecektik. Yine de fırsat bulduğum bir ara hastaneye ziyarete gitmeyi planlıyordum.

Eve girdiğim gibi anenm beni azarlamaya başlamıştı. "Sen nerede kaldın bu saate kadar?"

"Sadece yarım saat geciktim anne," dedim homurdanarak. "İş uzadı, kaldım."

"İyi."

Odama geçip üzerime rahat bir şeyler geçirdikten sonra yemek ve o esnada da annemle konuşmak için mutfağa geçtim. Annem zaten yemeği hazırlamış, beni bekliyordu.

Birkaç lokma yedikten sonra gergince yerimde kıpırdandım ve anneme durumu anlatamak üzere söze girdim. "Benim sevgilim var."

İçtiği su boğazında kalınca öksürmeye başlayan anneme sırtına vurarak yardım etmeye çalıştım. Hiçbir işe yaramayacağını bilsem de refleks gibi bir şeydi sanırım.

"Ne demek sevgilim var?" diye sordu annem en sonunda kendine gelebildiğinde.

"Bayağı."

"Bu yaşta?"

"Ben yirmi yaşındayım anne, belki farkında değilsen."

Annem homurdanmama sus diyen bakışlarıyla karşılık verdi. "Kim peki şu sevgilin?"

"Utku."

O anki sessizliğin gerginliği hissedilmeyecek gibi değildi. Annemin bana karşı korumacı olduğunu biliyordum ama bu kadar tepki vereceğini de düşünmemiştim.

"Benim öğrencim olan Utku?"

"Anne ben başka Utku mu tanıyorum sence?'

"Nasıl oldu bu? Daha bir buçuk hafta önce tanıştınız siz."

Anne keşke her şey öyle olsaydı be.

"Tanıştıktan sonra bir iki kez daha denk geldik çarşıda falan, öyle oldu."

"İyi bakalım," dedi annem durumdan pek de memnun olmadığını belirten ifadesiyle. "Utku iyi çocuktur ama, ikizi gibi hovarda değildir."

"Öyle olsa onunla sevgili olmazdım zaten."

"Biliyorum bebeğim, ama ben yine de kızımın sevgili olduğu çocuk hakkında fikirlerimi belirtmek istiyorum."

Annemin dediğine karşın sadece güldüm. O gecenin geri kalanı da gülerek geçmişti zaten. Annem bana sürekli Utku hakkında olan anılarını anlatıyordu ve emindim ki liseli Utku fazlasıyla tatlı bir çocuktu.

Otobüsten inip de hastanenin önüne geldiğimde Utku'nun beni beklediğini gördüm.

Buraya gelmek için ilçeden kalkan ve iki saatte bir olan otobüslerin en erken saattekine binmiş ve bir saatten fazla yok çekmiştim. Yine de üç gündür sadece telefondan görebildiğim sevgilimi görmek için değerdi.

Hızlı adımlarla onun yanına gidip sarıldım. "Günaydın."

"Günaydın bebeğim." Eğlip iki yanağımdan da öptükten sonra beni kolunun altına aldı ve yönlendirmeye başladı. "Nasıldı bensiz günlerin?"

"Çok kötüydü," dedim abartmayı tercih ederek.

"Biliyorum."

"Egonu yesinler."

"Sen yersen olur," dedi hemen. Bana sulanması hoşuma gidiyordu.

Asansörle birkaç kat çıktıktan sonra annesinin kaldığı kata gelmiştik. Uzun koridoru baştan başa yürüdükten sonra ise girmemiz gereken odanın önündeydik. Utku cebinden çıkarttığı iki maskenin birini bana uzattı ve diğerini de kendisi taktı. Ben de kendime uzatılanı taktım.

"Heyecanlı mısın?" diye sordu Utku kapıyı açmadan önce.

"Hayır, pek değil."

İnanmıyormuşcasına bana baktı. "Emin misin?"

"Ben insanların benim hakkımda düşünecekleri konusunda endişelenmeyi bırakalı çok oluyor," dedim omuz silkerek. Benim böyle davranmamda buradaki insanların ne yaparsam yapayım aynı yargılayıcı bakışlarla bakacağını kabullenmemin etkisi vardı.

"Peki o zaman."

Utku kapıyı yavaşça araladı ve ilk önce içeri kendisi girdi. Onun hemen ardından da ben girdim.

"Günaydın," dedim gülümseyerek.

Hastane yatağında yatan ve yüzündeki maskeden tamamını göremediğim kadın beni baştan aşağı süzdü ilk önce. Daha sonra da pek de memnun olmadığını belli eden sesiyle "Günaydın," dedi.

"Anne bu İnci, bahsetmiştim sana." Utku'nun beni sırtımdan hafifçe ittirmesiyle yatağa doğru ilerledim. Kadının bana karşı olan memnuniyetsiz tavrına rağmen gülümseyerek elimi uzattım. "Çok geçmiş olsun."

Kadın uzattığım elimi sıkı olmayacak şekilde sıktı ve halsizce elini geri çekti. "Yalnız hiç memnun olmadım, haberin olsun."

Duyduklarımla yüzümdeki tebessüm yerini düz bir ifadeye bıraktı. Geriye adımlayıp Utku'nun yanına geçtim tekrar. Ona baktığımda yargılayan bakışlarıyla annesine baktığını gördüm.

"Zaten hasta ziyareti kısa olur, ben çıkayım."

Odadaki gergin havadan kurtulmak için en iyi yol oradan çıkmak gibi gelince denemiştim bunu.

Utku derin bit iç çekişten sonra "Ben de seni geçireyim," diyerek benimle beraber odadan çıktı.

Kapıyı kapattıktan sonra ben yürümeye devan edecekken beni durdurdu. "Özür dilerim, sana böyle davranacağını tahmin etmemiştim."

"Merak etme, ben insanların bana böyle bakmasına alışkınım."

"Yine de kendimi suçlu hissediyorum."

Elimi yanağına koydum ve orayı okşadı. "Böyle bir şeye gerek yok. Hatta ben özür dilerim hasta haliyle ona böyle bir gerginlik yarttığım için."

Utku yanağındaki elimi avcunun içne aldı ve dudaklarına götürüp öptü. "O alışıktır zaten, beni her gördüğünde dr aynılarını hissettiğine eminim."

Ne olduğunu ve neden böyle söylediğini sormak istedim ama şu an doğru zaman mıydı bilmiyordum. "Bana bunları anlatabileceğini biliyorsun, değil mi?"

"Tabii ki biliyorum." Beni bir anda kendine çekip sıkıca kollarının arasına aldı. İlk an şoktan karşılık veremesem de sonradan ben de ona sarıldım. "Zaten beni böyle seven bir sen varsın."

Sırtındaki elimle sırtını sıvazladım. "Sen olduğun sürece ben de hep olacağım zaten."

"İyi ki varsın İnci," dedi ağlamaklı çıkan sesiyle. Ağlamıyordu ama yine de sesindeki kırıklık öyleymiş gibi gelmesine sebep oluyordu.

"Sen de iyi ki varsın."

Kollarını etrafımdan çekti ve geri çekildi. "Benim artık annemin yanına dönmem lazım, yoksa huysuzlanır. Zaten hasta olduğundan beri daha duygusal oldu."

"Tamam o zaman, görüşürüz."

Parmak uçlarımda yükselip dudağından öptüm ve karşılık vermesine izin vermeden geri çekildim.

"Görüşürüz," dedi huysuzca ve az önce çıktığı odaya geri girdi.

Derinlerindeki yaralarının varlığını bilsem de onları görüp saramıyordum. Ama yine de, bir gün bunun olacağından emindim.

◇◆◇

Bu bölüm biraz kısa oldu, kusura bakmayın.

Ufak bir bölüm planlaması yaptım ve bir değişiklik olmazsa 22 final olacak.

Sonraki bölümde görüşmek üzere canlarım 🫶🏻

Bölüm : 23.02.2025 16:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş