Tekrar İnci'den devam ediyoruz bu bölümde.
Chase Atlantic - Die For Me2
Utku'nun benim için çıkarttığı anahtarı kullanarak kapıyı açtım ve içeri girdim. Bu gece yılbaşı oldupu için bu sefer annemin de haberi olacak şekilde burada kalacaktım. Zaten annem garip şekilde Utku'ya benden çok güveniyor gibiydi.
Ben işten çıkar çıkmaz eve uğrayıp üzerimi değiştirmiş ve buraya gelmiştim. Annem ne giydiğime dikkat etmediği için şanslı sayılırdım çünkü buraya hep geldiğim gibi gelmiştim.
Yukarı kata çıkıp Utku'nun yatak odası olarak kullandığı odaya elimdeki yemek dolu poşeti şiltenin üzerine bıraktım. Zaten aç değildim ve yemek için de elbette Utku'nun gelmesini bekleyecektim. Bu sabah işi için çalıştığı şirkete gitmesi gerektiği için gecikeceğini yazmıştı.
Saate baktığımda daha gelmesine en azından kırk beş dakika olduğunu gördüm ve vakit geçirmek için çantamdan bıyalarımı çıkarttım. Neredeyse tamamını doldurduğumuz duvakarda boş bir yer bulup oraya çizmeye başladım.
Ne kadar vakit geçtiğini kestiremesem de ben kulaklıklarımı takmış son detayları yaparken belime sarılan kollarla gerçeğe dönmüştüm. Beni saran kolların tanıdık hissiyatından bunun Utku olduğunu anlayabiliyordum.
Başını boynuma gömüp oraya içimi gıdıklayan bir öpücük bıraktıktan sonra geri çekildi. Kulaklığımı çıkartıp kenara koydum ve yönümü ona döndüm. "Hoş geldin."
Eliyle çenemi kavradı ve yüzümü yukarı doğru kaldırdı. Beni öpeceğini anladığım için ben de ona ayak uydurmak adına parmak uçlarımda yükselerek dudaklarımızı birleştirdim.
Çok geçmeden geri ayrıldığımızda ben onun yanından sıvışarak odadan yiyecekleri getirmeye gittim. "Hemen geliyorum," dedim Utku'ya durumu izah etmek için.
Bir şey demeden sadece benim gelmemi beklemişti, çünkü geri geldiğimde onu tıpkı bıraktığım gibi bulmuştum. "Gel hadi, acıkmışsındır."
Ben yere örtüyü serip üzerine yiyecekleri dizerken o da gelip oturdu. "Sen mi yaptın bunları?"
"Sence? Benim elimden böyle şeyler gelmez, annem yaptı tabii ki."
Ortaya koyduğum saklama kabının içinden bir tane börek alıp ağzına attı. "Annene teşekkür ettiğimi söylersin."
"O zaten sen yiyeceksin diye yaptı, benim için bu kadar uğraşmaz."
Ben önümdeki yemekle ilgilenirken güldüğünü duydum. "Bu arada, ben sen yapsan da gayet güzel olacağını düşünüyorum."
"Abartma İnci," dedi göz devirerek. "Hem senin elinden zehirlensem de koymaz bana."
Dediğine içimin gitmesini engelleyemesem de dediğimde fazlasıyla ciddiydim. "Ciddiyim, Utku."
Benim ciddiyetimin farkına varmış olacak ki kaşları çatıldı. "Gerçekten zehirledin mi birilerini?"
Omuz silkti. "Yine de ben senin elimden bir şeyler yemek isterim."
"Bakarız," dedim geçiştirmek için.
Yemeğin kalanı stabil geçmişti. Yemek yemiş gün içinde neler yaptığımızdan bahsetmiştik.
"Sen toplasana buraları, ben şunun son kalan yerini bitireyim," dedim ayaklanırken bir yandan duvardaki yarım kalmış grafittiyi göstererek.
Utku elimden tutup kalkmamı engelledi. "Ben yapabilir miyim?"
Bunu öyle bir sormuştu ki hayır demem neredeyse imkansızdı. "Olur."
O ayaklanıp duvarın dibinde kalan boyalara ilerlerken ben de boşalan saklama kaplarını poşete doldurdum. Sonra da örtüyü de toplayıp tekrardan odaya koydum.
Geri döndüğümde Utku hala grafittiyle uğraşıyordu. Aslında çok bir işi yoktu ve neyle bu kadar uğraştığını merak etmiştim.
Yavaşça arkasından yaklaştım. "Niye bu kadar zamandır bitiremedin?"
"Çok bir zaman olmadı ki," dedi arkasını dönerken. "Hem bitti zaten."
Kollarımı onun boynuna dolayıp parmak uçlarımda yükseldim. "O zaman biraz da benimle ilgilenirsin diyorum, sen ne dersin?"
Yüzündeki muzır ifade yerine oturdu. "Tabii ki, derim."
Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Memnuniyetle dudaklarını aralayıp oraya yerleşmeme izin verdi. Bir süre benim onu öpmeme izin verdikten sonra kontrolü kendi eline almaya karar vermiş olacak ki başını hafifçe yana eğerek daha farklı bir açıdan kavradı dudaklarımı.
Elleri kalçalarımı buldu ve kavrayarak havalanmamı sağladı. Düşmemek için bacaklarımı beline doladım. Birden sırtım duvara çarptığında hareket ettiğini ancak fark edebilmiştim. Beni öyle bir içine çekiyordu ki dışarıdaki dünya umurumda olmuyordu.
Nefes nefese geri çekildim ve kafamı da duvara yasladım. Utku benden kopmadan dudaklarını çeneme ve oradan da boynuma yönlendirdi. "O kadar güzelsin ki," dedi sıcak nefesi boynuma vururken. "Senden bir saniye ayrı kalamıyorum."
"Kalmanı isteyen de yok senden," dedim ona yer açmak için kafamı iyice yana atarken.
Başını boynumdan kaldırdı ve iyice koyulaşmış siyah gözleriyle bana baktı. Bu bakışmayı daha fazla uzatmadan tekrar dudaklarıma yapıştı. Beni öyle tutkulu öpüyordu ki ona yetişemiyordum.
Tek elini kalçamdan çekerek belime getirdi ve sweatimin içine soktu. Eli çıplak tenime değerken dokunduğu her yer geriliyordu.
Onu daha fazla hissetme isteğiyle kendimi ona bastırıp ensesindeki elimle onu daha da kendime çektim. Vücudu üzerime doğru meylederken düşmekten son anda kurtulmuştuk.
Dudaklarımızı ayırdı ve hala nefesinin dudağıma değeceği mesafedeyken konuştu. "Uslu dur."
"Durmazsam ne olur?" diye sordum nefes nefese. Nefeslerimi bir düzene sokmaya çalılsam da dibimdeki varlığı bana hiç yardımcı olmuyordu.
Hafifçe güldü. "Görmek isteyeceğini zannetmiyorum."
Ben de güldüm onun gibi. "Seninleyse görmek istiyorum."
Gözlerime baktığında gözlerindeki kararsızlığı gördüm. Neyden söz ettiğimizin ikimiz de farkındaydık ve bu yüzden böyle tepki veriyordu.
Ona bunu istediğimi söylemedim, sadece gülümsedim ve gözlerinin içine baktım. O da anlamış olacak ki gülümsedi benim gibi.
Dudaklarımız tekrar ama bu sefer hepsinden daha farklı şekilde buluştuğumda bu seferki farkı anlayabiliyordum. Utku kendini hiçbir şekilde geri tutmaya çalışmıyordu.
Elinin sırtındaki teması kesildi ve tekrardan kalçalarımdan tutarak havalandırdı beni. Kucağında benimle beraber yürürken nereye gittiğini bilmiyordum, açıkcası pek umrumda olduğu da söylenemezdi.
Biraz sonra sırtım yumuşak bir yüzeyle buluştuğunda dudaklarımız da ayrılmıştı. Etrafa bakmasam da şu an içerideki odada, şiltenin üzerinde olduğumun farkındaydım.
(Buradan sonrası yetişkin içerik. Rahatsız olacak veya kınayacak olan varsa direkt bölümü geçebilir.)
Kendi sweatini çıkartıp bir yana fırlattı ve dudakları tekrar boynuma kapandı. Öpmekten ziyade yemek istiyormuş gibiydi. Hoşlandığımı belli eden küçük mırıltılar çıkarıyor ve kafasına koyduğum elimle onu boynuma daha fazla bastırıyordum.
Elleri sweatimin içine girip belimi okşayarak yükselmiş, göğüslerime gelmişti. Sütyenimin üstünden avucunda sıktığında inleyerek dudağımı ısırdım. Bundan hoşlanmış olacak ki aynısını bir daha yaparak yine inlememi sağladı. Sonra önce kopçasını sonra da kollarını çözerek sütyenimi çıkardı.
Sweatimi de çıkarmak için boynumdan ayrıldığında ona yardımcı olmak için kollarımı kaldırdım. Üstüm çıplak bir şekilde tekrar yatağa uzandığımda Utku sırıtarak vücudumu izliyordu.
O nasıl bu kadar sabırlıydı anlayamıyorum ama benim sabrım çoktan bitmişti. "İzlemen bittiyse devam mı etsek?"
"Sen çok yavaşsın." diye yanıtladım onu.
Cevap vermek yerine beni tekrar öpmeye başladı. Bir eli sağ göğsümü sıkıştırırken dizini bacak arama getirip bastırmıştı. Dudaklarından ayrılıp inleyerek başımı geriye attım.
Ben inlerken onun dudakları öperek boştaki göğsüme gelmiş emip ısırmaya başlamıştı. Aynı işlemi diğer göğsüme de uygulayıp bıraktı.
Üstümden kalkıp altındakilerden kurtulurken ben de aynısını yaptım. Bokserini çıkarırken konuştu. "Herhangi bir yerden pzervatif bulabileceğimizi zannetmiyorum şuan."
"Sorun değil. Seni hissetmek istiyorum." Gözlerim aletine indiğinde tekrar yüzüne çıkarıp yutkundum. Normali bu muydu hiçbir fikrim yok ama büyük duruyordu.
Utku beni tekrar yatağa uzandırırken kulağıma doğru fısıldadı. "Nazik olmaya çalışacağım."
Tek parmağıyla vajinama baskı uyguluyordu ama sokmuyordu. Görünmez daireler çiziyordu beni altında kıvrandırmaya niyetlenmiş gibi.
"Utku, sokar mısın artık şunu." dedim zorla konuşarak.
Parmağını geri çektiğinde kapalı tuttuğum gözlerimi açtım ve ona baktım. Bu halime gülerek bacak arama indi. İç bacağıma öpücükler bırakırken ben ona bakıyordum. Dili kadınlığıma geldiğinde yutkunarak ona baktım.
"Ah." Dilini yavaş yavaş içime sokup çıkarmaya başladığında artık tam anlamıyla kıvranıyordum. Bacaklarımı omzuna atarak onu kendime daha çok bastırdım ve hızlanmasına neden oldum. Bundan oldukça zevk alıyordum.
Gözlerimin kaydığını hissettiğimde başımı yastığa yasladım. Utku dilini içimden çıkarmış aletini konumlamıştı. Kollarımı sırtına dolamamı sağlayıp "Sırtımı istediğin kadar çizebilirsin." dedi aletini içime sokarken.
Bunu demesiyle sırtına tırnaklarımı geçirmem bir olmuştu. "A- acıyor."
"Sakin ol. Kasma kendini. Geçecek birazdan yavrum."
Tamamı içime girdiğinde bir süre alışmamı bekledi sonra da hareket etmeye başladı. Acısı tam olarak dinmese de aldığım zevk buna değiyordu. "Utku." diye inlediğimde kulağıma eğilip "Rast." diye düzeltti.
Bu sefer "Rast." diye inlediğimde içimdeki vuruşlarını arttırmıştı.
İkimiz de nefes nefese kalmış, terlemiştik. Yine de aşırı yakışıklı görünüyordu. Gerçi gözlerim bir yere odaklanamıyordu şuan.
Sona yaklaştığında dudaklarını dudaklarıma kapattı ve inlemelerimiz ağzımızın içinde kayboldu. İçimde hissettiğim sıcaklıktan boşaldığını anlamıştım.
Bir süre o pozisyonda durmaya devam ettikten sonra içimden çıkarak kendini yanıma attı. "Yeni yıla nasıl girersen öyle devam edermiş." dedi sırıtarak.
"O zaman öyle devam etmesini istiyorum sanırım."
Bu bölümü yazmamda büyük yardımları dokunan sevgili @yaseminforbooks'a buradan sevgiler.1
Şimdi ben utançtan deliğime gidiyorum, sonraki bölümde görüşmek üzere canlarım 🫶🏻
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![]() | @yaseminforbooks 2a önce |
![]() | @thvrely 2a önce |
![]() | @yaseminforbooks 2a önce |
3.51k Okunma |
379 Oy |
0 Takip |
23 Bölümlü Kitap |