Selamlar, yine ben geldimmmm
Bu bölüm Rast'tan olacak, neler olduğunu bir de ondan okuyalım bakalım.
Stabil - Mesele21
İnci'nin dehşet içersinde benden kaçışına bir anlam vermeye çalışıyordum. Neden kaçmıştı ki?
Hem kim olduğumu bu kadar öğrenmek isteyip hem de öğrendiği an kaçmasının bir sebebi olmalıydı.
Yüzümü daha önce hiç görmemişti, bunu biliyordum. Ben onu annesi sayesinde tanıyordum. Annesi, benim bu küçük yerden kaçış biletim olmuştu çünkü.
Zihnimdeki soruları bir kenara itekleyip o gelmeden önce uğraştığım şeye döndüm. Telefonumu açarak az önce konuştuğum numarayı tekrar tuşladım.
Annemin sesini tekrardan duymamla içime biriken rahatsızlık tekrardan baş göstermişti. "Kusura bakma, anne. Birden kapatmak zorunda kaldım."
"Yok, sorun değil. Sen hallettin değil mi her şeyi, yarın çıkacağım buradan?"
Göremese bile hissedebileceği için gülümsedim. "Evet, annem. Çıkacaksın. Ama bak doktor geçici dedi, unutma. Sonra geri yatış verecekler."
Annemin ahizeden gelen oflama sesini duydum. "Uraz'dan haber var mı?"4
"Yok. Hala görüşe almıyorlar."
"Alsalardı da hazır hastaneden çıkmışken görseydim evladımı."
"Artık temelli çıktığında görürsün," diye teselli verdim ona. Bunun ne kadar imkansız olduğunu ikimiz de biliyorduk halbuki.
"İyi o zaman, yarın görüşürüz oğlum."
Telefonu kapatıp cebime koydum ve bugün kalmak için içeriye hazırladığım şilteye uzandım.
Annem dördüncü evre lenf kanseriydi. Buradan geri dönüşü ancak bir mucizeye bağlıydı ve bunu kendisi de biliyordu. Tanısı yaklaşık üç ay önce konulmuştu, yani çok geç kalınmıştı. Artık kemdimi annemi kaybetmeye alıştırmaya çalışıyordum.
Babam da annemin hastalığını öğrendiğimizden beri yoktu. Terk etmişti bizi. Ve sanırım bunu yaparken de bize yaptığı en büyük iyilik mal varlığının çoğunu ikizim ve benim aramızda bölüştürmesiydi.2
İkiz kardeşim Uraz ise son iki senedir hapishanedeydi. Uyuşturucudan girmişti ve içeri herhangi bir madde sokmaması için onunla görüşmemize bile izin verilmiyordu. Annem de her hastaneden birkaç günlük çıkışında onunla görüşebilmek için bana neredeyse yalvarıyordu.
Onların her şeyine koşan, her şeyi yapan ben olsam da yine favori evlat Uraz oluyordu. Beim esamem bile okunmuyordu çoğu zaman.
Dudağımın kenarındaki yara izini dişleyerek gerginliğimi kendimden çıkartmaya çalışıyordum. Zaten İnci'ye de gergin olduğum için ters davranmıştım ve kaçıp gitmişti.
Gerçi, başka bir şey olamazdı. Ona kötü bir şey çağrıştırdığımı düşünmüyordum, beni ilk defa görüyordu çünkü.
Beni ilk defa görüyordu, evet, ama ya yüzümü daha önce görmüşse?
Uraz'la feci derecede benziyorduk. Yüz hatlarımız, çene yapımız hariç aynıydı. Bir de benim küçükken dudağımı yarmamla olan yara izi vardı tabii. Ama tüm bunların dışında, tamamen aynıydık.
O zaman, ona kötü şeyleri çağrıştıran Uraz mıydı?
"Yine kim bilir ne yaptın çöp torbası," diye söylendim sinirle yatakta doğrulurken.
Ayaklarımı yataktan sarkıtıp oturur hale geldim. Ağrıyan başımı patmaklarımla yavaşça ovuştururken kafamdaki düşünceleri bir düzene sokmaya çalışıyordum.
Buraya ilk gelişim annemin hasta oluşu yüzündendi. Babam gitmişti ve geride buraktığı şeylerle elime bir miktar para geçmesi gerekiyordu. Ben de bu harabeyle ne yapacağıma bakmak için gelmiştim ama beni karşılayan İnci'nin graffitileri olmuştu. Burayı birilerine depo olarak verebilirdim ama içinde bunlar varken olmazdı.
Sonra, bütün duvarkarı kaplayan bu resimleden ben de yapmaya başlamıştım. Nasıl olduğunu hatırlamıyordum, galiba işin başı meraktan geliyordu. Gerçi şu raddede önemli olan nasılı veya nedeni değildi.
Onu ilk gördüğümde bile hoş bir koz olduğunun farkındaydım ama şu an farklı olarak, ondan hoşlanıyordum. Üstelik büyük ihtimalle o beni Uraz zannettiği için benden nefret ediyordu.
İkizim diye demiyorum, pezevengin önde gideniydi.5
İçinde bulunduğum durum iki ucu boklu değnekten pek de farklı değildi ve gerçekten neresinden tutsam elimde kalacaktı. Sadece İnci özelinde de değil, diğer her şey de buna dahildi. Annemin durumu, Uraz, işim... Hepsi aynıydı ve kötüye gidiyordu.
Tek yapabildiğim iyimser düşünmekti ama çoğu zaman o da olmuyordu. Kötü anıların içinde insan iyi düşünemiyordu.
Son zamanlarda bana iyi gelen belki de tek şeyi yapmak üzere şiltenin altına sakladığım sprey boyalarımı alıp içeri geçtim. Boş bulduğum bir kısmına yavaşça kendimi çizmeye başladım.
Artık burayı satmak gerekmiyordu, ihtiyacımız olan parayı bulmuştuk. O yüzden ben de İnci'ye ayak uydurup buraya istediğimi yapabiliyordum.
Gözüm istemsizce duvardaki Medea yazılarından birine gittiğinde gülümsemem kendiliğinden oluvermişti. Merak ettiğim için ne anlama geldiğine bakmıştım. Yunan mitolojisinin asi cadısıydı.
Tıpkı İnci gibi özgür, asi ve başına buyruk.
Benim Rast olmamın sebebiyse tamamen çap giden hayatımda rast, doğru, olan bir şey olmasını istememdi. Hiç bir çey rast gitmiyorsa, Rast ben olacaktım.
Kırmızı ise ikazlarda kullanılan renkti, bu yüzden benim rengimdi. Rast isminin ardındaki çaplığın ikazıydı kırmızı renk.
Ama kırmızı beni yeşile ters düşürüyordu. Renk skalasında tersti bu iki renk. Ve galiba ters kalmaya da devem edecekti. Çünkü İnci, beni Uraz zannedip benden kaçmıştı.
Uraz'ın ona ne yaptığını, veya düşük bir ihtimal de olsa onun Uraz'a ne yaptığını, bulmam gerekiyordu. Benden kaçmasını istemiyordum ve benden kaçmasına sebep olan her neyse, bulup ortadan kaldıracaktım.
Uzun sözün kısası, BEN KORAY BEY DEĞİLİM, BEN KORAY BEYİN KARDEŞİ ORAY BEYİM. Yani Rast Uraz değil, kardeşi.4
Ve siz hala ismini bilmiyorsunuz :))
Sonraki bölümde görüşmek üzere canlarım 🫶🏻
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
3.39k Okunma |
379 Oy |
0 Takip |
23 Bölümlü Kitap |