
Umut'tan
Müdürün odasına çağırılmış olmak, üstelik dört senelik lise hayatımda ilk olması benim için belki de yaşadığım en korkunç şeydi. Yapmadığımı bildiğim hâlde aklımdan binbir türlü disiplin suçu geçmişti çağırılma sebebim olarak.
Gerginlikle kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Beklediğimin aksine, müdür gayet güleç bir yüzle beni bekliyordu. Dahası, odada okuldaki öğrencilerin kulüplerle görüşmesini sağlayan Elvan abla da vardı.
"Geç, otur." Müdür eliyle Elvan ablanın karşısındaki sandalyeyi gösterdi.
İçimde bir kulüpten teklif almış olma ihtimalinin sevinci olduğu için ilk ana göre saçma bir şekilde gülümsüyordum. Hayallerim buydu ve şimdi gerçekleşmiş olma olasılığı çok büyüktü.
"Seni buraya neden çağırdığımızı biliyor musun, Umut?" diye sordu Elvan abla.
"Bilmiyorum ama tahmin edebiliyorum." Heyecandan sesim gidecek gibiydi resmen.
"Tahminlerin büyük ihtimalle doğru. Senin için güzel olduğunu düşündüğüm bir teklif var." Masanın üzerindeki kağıtları karıştırıp bir tanesini eline aldı. "Aslında öncesinde de birkaç küçük Anadolu takımı senin için teklif yapmıştı ama okulun bitene kadar burada kalmanı kabul etmedikleri için sana hiç iletmedik bunları."
"Şimdi de mi öyle olacak?"
"Evet," diye gülerek yanıtladı sorumu. "Zaten son bir senen kaldı ve bunu tamamlamanı istiyoruz. Ha, bu kadar iyi bir takım kaptanını da erkenden elimizden çıkartmak istemiyoruz. Ama şimdi yaptığımız ön görüşmelerde sonraki sezon için anlaşmayı kabul ettiler ve sen de istersen sözleşmeyi imzalayacaksınız."
Daha fazla sabredemedeğim için "Hangi kulüp?" diye sordum.
"Gençlerbirliği."
Babam için kariyerinin başlangıcı olan kulüp şimdi benim için de teklif yapmıştı demek oluyordu bu. Bu benim için en başından beri hedeflediğim şeye ulaşmanın ilk adımı olacaktı. Ben hep babam gibi olmak istemiştim ve bu yoldaki en sağlam adımı atmak üzereydim.
"Ne zamana kadar düşünebilirim?" diye sordum. Bu çok güzel bir haberdi ama ilk önce aileme danışmam gerekiyordu elbette. Beni destekleyeceklerinden neredeyse yüzde yüz emin olsam da onlara danışmadan bir iş yapmak âdetim değildi.
"Geniş bir zaman var ama sen olabildiğince çabuk olmaya çalış."
Geri kalan zaman tamamen ayrıntıları konuşmakla geçmişti. Kabul edersem ne olacağını detaylıca anlatmışlardı. Teklif en başında da çok cazip olsa da bu detaylardan sonra daha da cazip gelmeye başlamıştı.
O odadan yaklaşık yarım saat sonra çıktığımda içimde tarifi olmayan bir heyecan vardı. İlk işim sınıfa gidip Ege'ye söylemek olmuştu.
"Gidiyorsun yani buradan?"
"Sene sonuna kadar buradayım. Hem belki sonra sen de yanıma gelirsin, ha?"
Gözlerinden bile bunu ne kadar istediği anlaşılıyordu. Gerçi, takım arkadaşlarımın hepsiyle aynı hayali paylaşıyorduk. Hepimiz bir gün bir kuküpten teklif alarak başarımızı kanıtlamak istiyorduk.
Teneffüs ziline kadar Ege'nin bana olan sorularını cevaplamıştım. Her ne kadar hocamız onu sürekli uyarsa da o bir türlü susmuyordu. Merak ettiği çok fazla şey vardı ve bunları cevaplamak bazen benim için de zor oluyordu.
Zil çalar çalmaz soluğu İzem'in sınıfının önünde bulmuştum. Onunla girdiğimiz iddiayı benim kazanmış olduğumu bilmesi gerekiyordu. Üstelik ondan isteyeceğim şey bile hazırdı.
Beni kapının önünde gördüğünde şaşırsa da yanıma geldi. "Bir şey mi oldu?"
"Biraz konuşabilir miyiz?" Normalde asla çekingen biri olmasam da söz konusu o olduğunda ona karşı çekiniyordum.
"Konuşalım. Bir şey olmadı, değil mi?"
"Oldu, ama kötü bir şey değil." Hatta beni havalara uçuracak cinsten bir şeydi olan. "Bahçeye çıkalım mı?"
"Olur."
Ben önden, o arkadan bahçeye doğru giderken kalbim küt küt atıyordu.
Bahçenin çok da göz önünde olmayan bir köşesine geçtik. Bana ne olduğunu anlamaya çalılır gibi bakıyor, yüzümden bir şeyler anlamaya çalışıyordu.
"Ee," dedi em sonunda. "Niye çağırdın beni buraya?"
"Çünkü sana kaybettiğini söylemek istedim." Yüzündeki ifade kafasınon daha da karıştığını dışarı vuruyordu. Ben ise bu hâlini mıncırarak sevmek istiyordum. Gerçi, bu istek için onun herhangi bir hâli de yeterli olurdu.
"Kaybetmek mi? Ben bugünki maçı kazandım, görmediysen belki." Bugün sabahtan olan maçına gitmiştim. Tenis pek anladığım bir spor olmasa da güzel oynadığını anlamak için tenisten anlamak gerekmiyordu.
"Kazandın, gördüm. Hatta çok güzel kazandın."
"Sen tenisten anlar mıydın ya?" Sesindeki iğneleyici ton beni rahatsız etmiyordu artık. Beni sevdiğini biliyordum ve hiçbir şey bunu geri plana atamıyordu benim için.
"Pek değil ama güzel oynadığını anlamak için tenisi bilmek gerekmiyor."
"Neyi kaybetmişim peki?"
"İddiayı," dedim sorusunı bitirdiği anda.
"Ne iddiası?"
"Ne iddiası mı? Bizim girdiğimiz iddia, hani senin bana güvenmenle alakalı olan. Hatırladın mı?"
Yüzündeki anlamsız ifade tam olarak o an kayboldu. "Hatırladım tabii. Nasıl kaybettim?"
"Bana sene sonuna kadar bir kulüpten teklif alırsam iddiayı kazanacağımı söylemiştin."
Lafımı bitiremeden atladı. "Teklif mi aldın?" Sesi benden bile heyecanlıydı.
"Evet. Yoksa nasıl kaybedecektin?"
"Değil mi? Ben başka türlü kaybetmem zaten." Kendini övmesine karşın yaptığım tek şey seslice gülmek oldu. "Hangi kulüp?"
"Gençlerbirliği. Aslında şu anlık kabul etmedim ama önemli olan teklifi almak, değil mi?"
"Evet ama ben sana hatırı sayılır bir kulüpten teklif alırsan, demiştim."
"Gençlerbirliği de gayet iyi bir kulüp. Gayet iyi futbolcuların ilk takımı orası mesela." Kimlerden bahsettiğimi anlamış olmalıydı.
"Babanın izinden gidiyorsun yani?"
"Evet, istediğim de buydu."
Hafifçe güldü dediğime. "Ee, iddiayı kazandığına göre bir şey istemen gerek. Sonuçta kaybeden kazananın istediğini yapacaktı."
Derin bir nefes aldım söze başlamadan önce. İddiaya ilk girdiğimizden beri kazanacağımı ve ondan ne isteyeceğimi düşünüyordum ama şimdi bunu söylemek aklımdakinden kat be kat daha zordu.
"Evet. Kazanırsam senden bir şey isteyecektim ve ben senden sevgilim olmanı istiyorum, İzem."
Sözlerim bittiği anda İzem bana şok olmuş bir şekilde bakmaya başlamıştı. Bir anda bu teklifi almak pek de kolay hazmedilebilecek bir şey olmasa da karşımda donmasını da beklemiyordum.
Cümlemi yumuşatarak tekrar kurdum. "Sevgilim olur musun, İzem?"
♡♡♡
Ben ne zamandır bu bölümü yazmak istiyordum, sonunda aradan çıkarttım. Çoookkk mutluyum.
Ayrıca yeni yayınladığım Denizin Aldıkları kurguma da bir bakarsanız çok makbule geçer. Aksiyon seviyorsanız hoşunuza gideceğini düşünüyorum. justieuranus hesabından bulabilirsinizz
Bölümü atar atmaz ben instaya edit atmaya gidiyorum, sonraki bölümde görüşürüüüzzzz 🧡
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |