30. Bölüm

Açığa Çıkan Pislik

uranüs
justtbirisii

Bir ay sonrasında...

Kazadan sonra ilk başlarda sessiz olan arabanın içi, şimdi cıvıl cıvıldı. Tabii bunda Hilal'in neşesinin de büyük payı vardı.

Neşeyle radyoda çalan şarkıya eşlik ediyor, bir yandan da Gece'ye de söyleymeye çalılıyordu. Genç adam hiç oralı olmasa da kızın ısrarları bir türlü bitmek bilmiyordu.

"Hadi ama, ben seni hiç şarkı söylerken duymadım," diye mızmızlandı aklındaki son kozu oynayarak. Ama bunu yapmak için de geç kalmıştı, çünkü çoktan Gece arabayı istop ettirmişti bile.

"Başka zamana sözüm olsun güzelim, şimdi inmen lazım."

Hilal dudaklarını büzerek kendini acındırmaya çalışsa da Gece ona uzanıp öperek ona az önce ne için naz yaptığı bile unutturmuştu. "Hadi, geç kalacaksın."

Hilal hiçbir şey demeden kemerini çözdü ve arabadan indi. Bu sefer geriye dönüp el de sallamamıştı. Gece bir görüşürüz bile demediği için arkasından gitmeye karar vermişti. Arabadan indi ve kağıları kilitleyip hızlıca kendisinden uzaklaşan kızı arkadan yakaladı.

"İnsan bir görüşürüz der en azından," diye söylendi belinden tuttuğu kızı kendine çevirirken.

"Beni korkutmasaydın belki derdim ama az önce affedersin de ödün bokuma karıştı."

Gece onun bu tripli tavrına karşın sadece gülümsedi ve onu öptü tekrardan. "Görüşürüz, balım."

"Görüşürüz," dedi Hilal de ona. Aldığı öpücük sayesinde tiribi geçmişti.

Arkasını dönüp uzaklaştı tekrar. Dersin başlamasına zaten çok bir şey kalmamıştı ve geç kalmak istemiyordu.

Dersliğin önüne geldiğinde önüne çıkan bedenle irkilip geri çekildi ve kim olduğuna baktı. Kıvanç'tı. Zaten son zamanlarda onu fazlaca görmeye başlamıştı.

"Seninle iki dakika konuşabilir miyiz?" diye sordu sesinin tonunu sakin tutmaya çabalayarak. Çünkü karrşısındaki kızın ellerinin arasından kayıp gitmesi onun için hiç de hoş değildi.

"Zannetmiyorum, ders başlayacak birazdan." Hilal onu reddederken tek bir terddüt bile duymamıştı. Kendisine karşı bir ilgisi olduğunun farkındaydı ve bu yüzden onu olabildiğince tersliyordu.

Kıvanç'ın gözlerindeki öfkeye anbean şahit olmuştu. "Sadece iki dakika."

"Hayır," diyerek ısrar etti. Reddetmekte haklıydı ve kararından da dönmeyi de planlamıyordu.

Kıvanç önündeki kızın küstahlığına iyice sinir olurken kolundan sertçe yakaladı onu. "Bana hayır diyemezsin sen," dedi dişlerinin arasından.

Hilal gözleriyle etrafta ona yardım edecek birilerini aradı. Bir an önce bundan kurtulmalıydı.

Kıvanç avcunun içine aldığı kızı tekrardan kaybetmek istemiyordu. Ama kabul edemediği şey, onun hiç bir zaman kendisine ait olmadığıydı. "Bir iddiaya girdim ve kazanmam lazım," diye fısıldadı kızın yüzüne doğru eğilirken. Onu öpecekti ve böylelikle onları birkaç metre ileriden izleyen arkadaşlarına iddiayı kaybetmediğini kanıtlayacaktı.

Hilal korkuyla kendini geriye çekti ve tiz bir çığlık attı. Kıvanç korkuyla onun kolunu bıraktı ve etrafına bakındı. Kimsenin bunu görmemiş yahut duymamış olmasını isterdi ama çoktan birkaç hemcinsi kızın yanına gidip onunla ilgilenmeye başlamıştı.

Bir yandan da az öteden gelen birisi tarafından suratına sert bir yumruk yemişti. Yumruğun burnunu kanatmasından bunu yapanın bir erkek olmasını beklerdi ama karşısında iri yapılı bir kız duruyordu. "Bir daha bir kızı gözlerinle bile taciz etmeye yeltenirsen daha sertini yersin, ona göre."

Hilal duvarın dibine sinmiş az önce yaşadıklarını sindirmeye çalışıyordu. Ya da daha çok geri çekilmeseydi ne olacağını düşünüp dehşete düşüyordu.

Etrafına toplanan insanların hiçbirini tanımasa da kendini savundukları ve ona destek oldukları için hepsine minnettardı.

"Su ister misin?" diyerek elindeki şişeyi uzattı az önce Kıvanç'a okkalı bir tunruk geçirdiğini gördüğü kız.

Hilal gülümseyerek bu teklifi kabul etti ve titreyen elleriyle su şişesini kavradı. Hiç açılmamış şişeyi biraz zorlanarak da olsa açtı ve bir yudum içti. Kurumuş boğazına ilaç gibi gelmişti.

Kıvanç olay yerinden uzaklaşırken etrafına toplaşan kızların çoğu da yanından ayrılmıştı. Sadece az önceki kız ve iki kişi daha vardı. "Gel, bir tuvalete gidelim istersen. Elini yüzünü yıkar kendine gelirsin."

Hilal bu teklifi reddetmedi ve kızın koluna girdi. Beraber lavabodan içeri girdiklerinde Hilal direkt lavabolardan birine yanaşıp yüzünü yıkadı soğuk suyla.

"Ben Selda bu arada." Kızın konuşmasıyla Hilal aynadaki yansımasından ona baktı.

"Hilal ben de. Teşekkür ederim ayrıca."

Kız boş ver dercesine elini salladı. "Ona az bile. Hem bu piç ne hakla sana yanaşıyor?"

"Bilmiyorum. Arkadaşlarıyla bir iddiaya girmiş galiba benim üzerimden." Düşündükçe daha da kahroluyordu. Ondan zerre kadar hazzetmese de kendisini iddia malzemesi yapması kahretmişti onu. İnsanların gözünde bu kadar düşük müydü değeri?

"Şerefsiz erkek orospusu," diye küfretti Selda tükürür gibi. "Sen boş ver onu, emin ol karşına çok daha iyileri çıkacaktır."

"Sevgilim var zaten," dedi Hilal. Aklına Gece'nin gelmesiyle istemsizce gülümsemişti. "Beni onunla birlikte gördükçe köpürdü herhalde, bilmiyorum."

"Bir de bunun öncesi mi var?" diye sordu hayretle. Hilal bu soruya sadece ağırca başını sallayarak cevap verdi.

Selda kolundaki saati kontrol ettikten sonra omzunu yasladığı duvardan çekilmişti. "Benim derse yetişmem lazım, sonra görüşürüz."

Selda tam arkasını dönüp çıkacakken Hilal arkasından seslenerek onu durdurdu. "Numaranı verebilir misin?"

"Yaz bir yere."

Hilal telefonunu çıkartıp numarayı kaydederken ikisi beraber dersliklerine doğru ilerliyorlardı.

Sınıfa girdiğinde hocanın henüz girmediğini görmüş ve rahatlamıştı. Boş olan arkalardan bir sıraya geçti ve telefonunu eline alıp Gece'ye yazdı. Şu an sadece onunla konuşmaya ihtiyacı vardı.

🌙

Hilal: Gece

Hilal: Müsait misin? (08.46)

Gece: kusura bakma dersteydim göremedim mesajını (09.20)

Gece: bir şey mi oldu?

Hilal: Oldu

Hilal: Kıvanç var ya, sürekli yanımda bitiyor dediğim

Gece: sana bir şey mi yaptı şerefsiz?

Hilal yazıyor....

Hilal çevirimiçi

Gece: ben o şerefsizin soyunu sopunu yedi sülalesini sikeyim (Gönderilmedi)

Gece: dokundu mu sana?

Hilal: Hayır

Hilal: Ama çekilmeseydim yapacaktı

Gece: sen iyi misin şimdi?

Gece: istersen yanına geleyim

Hilal: İyiyim

Hilal: Gelmene gerek yok

Hilal: Benim yüzümden müdürle papaz olma şimdi

Gece: eminsin değil mi?

Hilal: Evet

Hilal: Zaten birkaç kız geldi yanıma, onlar ilgilendi benimle

Hilal: Bir tanesi de yüzüne sağlam geçirdi

Hilal: İçim soğudu yemin ediyorum

Gece: ben o şerefsize ödetirim zaten, görsün nasıl oluyormuş birine dokunmaya çalışmak (Gönderilmedi)

Gece: tamam öyleyse

Gece: senin dersin ne zaman bitiyordu?

Hilal: Üçte son dersim bitecek

Gece: bekle de ben alayım seni

Hilal: Tamammm

Hilal çevirim dışı

 

🌙

 

Bir yerlerde başka bir kitaptan karakter ekledim yine...

Kıvanç sanırım yazıp da en sevmediğim karakter olabilir, fazla şerefsiz oldu. Neyse işte Allah'tan Gece var da dengeliyor.

Lütfen oy verip yorum yapar mısınız? Ben de günde bir bölüm falan atıyorum ne güzel hızlı hızlı.

Şimdilik çok çok öpücükkk <3

Bölüm : 10.02.2025 18:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...