18. Bölüm

İlk Kelime

uranüs
justtbirisii

Başlamadan önce şunu söylemek istiyorum; benim Gece'ye yazdığım gibi ameliyat sonrasında geçebilecek bir yok. Bu zaten bir kurgu ama bu kısım biraz fazla uydurmaca yani.

İyi okumalarrr

———

Gece, korktuğunu iliklerine kadar hissetse de çaktırmamaya çalışıyordu. Gireceği ameliyatın hayati riski yoktu ama yine de kendini korkmaktan alıkoyamıyordu bir şekilde.

Kendini biraz olsun rahatlatması için gözlerini yoldan ayırarak yanında arabasını süren kıza çevirdi. Bugün ameliyat olacağı için Hilal ısrar ederek onu hasteneye kendisi götürmek istemişti. Gece, her ne kadar arabası konusunda hassas olsa da onu kırmamak için izin vermişti. Zaten Hilal de arabayı yeterince iyi kullanıyordu.

Gece'nin hissettiği korku, ona bakmasıyla yerini güzel duygulara bırakırken dudaklarında oluşan gülümsemeyi engelleyememişti.

Hilal üzerindeki izlenme hissiyle gözlerini bir anlıpına yan tarafına çevirdi. "Bakmasana, dikkatim dağılıyor."

Gece, her ne kadar bu onun için zor olsa da kaza yapma ihtimalini yok etmek için gözlerini kızdan çekti.

Annesi ve kız kardeşi daha erkene bilet bulamadıkları için bugün o ameliyattayken geleceklerdi. Ameliyattan çıktığında onları görecek olsa da öncesinde de görmek istediğini inkar edemezdi. Annesi hep onun dayanağı olmuştu, tıpkı o olmadığında bakmasını söylediği ay gibi.

Hilal, arabayı uygun bir yere park ettikten sonra elinde anahtarla beraber arabadan indi. Çantası zaten Gece'de olduğu için onun inmesini beklemesi yeterliydi. Ama Gece inmiyordu.

Arabanın önünden dolaşarak sağ tarafa geçti ve kapısını açtı. "Senin benim kapımı açman gerekiyordu ama, neyse."

Gece o an karmaşık düşünce zincirinden çıkarak yerinde hafifçe sıçradı. Dalgın gözlerle emniyet kemerini çıkartıp koltuktan kalkarken Hilal'e çantasını uzatıyordu.

Hilal de onun bu dalgın halini görünce yüzünü asmıştı. Uzattığı çantayı aldı ve omzuna taktı. "Anahtarları çantama mı koyayım?"

Gece sorduğu soruya başını salladı ama hala kendinde değil gibiydi. Hilal onun koluna girerek onu hastaneye doğru yönlendirdi. Aralarında anlaşılmış gibi bir durgunluk vardı.

Hastaneye girip işlemlerini hallettikten ameliyata hazırlamak için Gece'yi bir odaya almışlardı. Doktor gerekli muayneyi yaptıktan sonra odadan çıkmış ve ameliyat saatini beklemelerini söylemişti. Bu da en azından yarım saat bu odada olacakları anlamına geliyordu.

"Gergin misin?" diye sordu Hilal ona formaliten de olsa. Gerginliğini hissedebiliyordu çünkü.

Gece sadece başını sallamakla yetindi. Her ne kadar kendine bile itiraf etmek istemese de ameliyata girmekten korkuyordu. En son bir ameliyathanenin önünde beklediğinde içeride babası vardı ve oradan sağ çıkamamıştı.

Ayrıca Gece sesini duymak konusunda da korkuyordu. Bu korku şu an bir işine yaramayacak olsa da bu gerçeği değiştirmiyordu. En son sesini duyduğunda yedi yaşındaydı ve bunun üzerinden on beş sene geçmişti. Ağzından çıkacak sesin nasıl olabileceği konusunda çok da bir fikri yoktu. Her ne kadar gülerken, öksürürken veya hapşırırken sesi çıksa da bunlardan yola çıkıp bir şey üretmesi çok zordu.

Hilal onun kafasından geçen korkularını bilemese de gerginliğini hissedebiliyordu. Yavaşça hastane yatağında uzanan adamın eline elini uzattı. Elini tutup destek vermek istercesine sıktı.

Gece'nin bakışları bu harektle tavandan Hilal'e çevrildi. Kafasının içindeki her şey bir anlıpına durdu ve sadece onun gülümsemesi kaldı. O da karşılık olarak gülümsediğinde genç kızın dudaklarında gülümseme gözlerine ulaşmıştı.

"Ne hakkında kötü hissediyorsan hepsi geçecek, emin ol. Hiç bir şey olmayacak. Ben burdayım."

Hilal'in gülümseyerek kurduğu teselli cümleleri, hiç bir uyuşturucunun veremeyeceği etkiyi ona vermiş ve sakinleştirmişti. İçinde kopan fırtına dinmişti.

🌙

Hilal, ameliyathanenin önünde bir saatini doldurmuştu. Gece'nin olduğu ameliyatın hayati bir riski olmadığını bilse de içindeki tedirginliği baskılayamıyordu.

Birazdan Gece'nin annesi ve kız kardeşinin geleceğini biliyordu çünkü az önce telefonda konuşmuşlardı. Üzerine bunun da gerginliği eklenince oturduğu yer ona batıyor gibi olmuştu.

Sandalyede ayağını sallıyor, gerginlikle dudağını kemiriyordu. Bir an önce herhangi biriyle konuşması ve kendisini rahatlatması lazımdı.

Bir kaç dakika sonra koridorun başından gelen ayak sesleri dikkatini çekerek başını kaldırmasına sebep olmuştu. Gelenleri tanımasa bile, karşısındaki sarışın kızın Güneş olduğundan emindi. Çünkü yüz hatları neredeyse abisinin kopyasıydı.

Hilal, oturduğu sandalyeden kalkarak onların yanına ilerledi. "Merhaba."

"Merhaba, kızım. Gece daha çıkmadı mı?"

Hilal, kadının sorusuna yalnozca başını iki yana sallayarak cevap verdi.

Kendisini nasıl tanıdıklarını çok da sorgulamamıştı. Gece'nin kemdisinden onlara bahsettiğini biliyordu, büyük ihtimalle bir fotoğrafını da görmüşlerdi.

"Ne zamana çıkar, söylediler mi?"

"İki saatten uzun sürmez demişlerdi, bir saat kadar olmuş olmalı."

Güneş aldığı cevapla anladım manasında başını salladı ve az önce Hilal'in kalktığı sandalyeye oturdu. Annesi de hemen yanına oturmuştu.

Hilal, yan yana olan sandalyelerde yer kalmadığı için onların karşısına geçmiş ve orada beklemeye başlamıştı. Az önceki halinden çok bir şey değişmemişti, sadece arada bir gözü karşısındaki ikiliye kayıyor ve onların durumuna bakıyordu.

Orada sessiz şekilde yaklaşık yarım saat daha beklemişlerdi. Bu bekleyişin sonunda da ameliyathanenin kapısı açılmış içeriden Gece'nin doktoru çıkmıştı. Ameliyattan önce gördüğü kişi olan Hilal'e yönelmişti haber vermek için.

"Hilal hanım," diyerek kızın yanına yaklaştı. "Gece beyin durumu gayet iyi, ameliyat başarılı geçti. Şimdi odaya alacağız, anestezinin etkisinin geçmesi yaklaşık iki saat sürer."

Hilal, adama teşekkür ettikten sonra diğerlerinin yanına geçmişti. "Duydunuz zaten doktorun ne dediğini, odaya aldıklarında geçeriz yanına."

Doktorun dedikleri içine su serpmişti. Her ne kadar bir şey olmayacağını bilse de üzerindeki gerginliğe engel olamamıştı.

Gece odaya alındıktan sonra ayılana kadar üçü de başından ayrılmamıştı. O ayılana kadar da aralarında daha detaylı bir tanışma faslı geçmişti.

Bir süre sonra, Gece nihayet gözlerini açmıştı. Hala narkozun etkisinden çıkamadığı için ağrıyan bir yeri yoktu ama boynundaki boyunluktan uyuşukluğu geçince oranın ağrıyacağını tahmin edebiliyordu.

Gözlerini zorlukla aralayıp odanın içinde gezdirdi gözlerini. Annesi ve kız kardeşi buradaydı, gözünü açtığı an dibinde bitmişlerdi hatta. Ama gözlerinin aradığı bir başka kişi orada değildi.

"Oğlum, nasılsın?" diye sordu annesi saçlarını okşarken.

Gece, hala zihni uyuşuk olsa bile oralarda bir yerlerde konuşabileceğine dair bir şeyler hatırlamıştı. Ağzını oynattığında önceki gibi anlamsız mırıltılar değil, kelimeler çıkabileceğini biliyordu. Bu yüzden konuşmayı denedi. "Anne," diyebilmişti sadece çatlayan sesiyle.

Annesi, oğlunun on beş sene sonra ilk kez sesini duymasıyla dolan gözlerindeki yaşları daha fazla tutamamıştı. Burnunu oğlunun gece karası saçlarına gömüp kokusunu içine çekerken göz yaşlarının arasında "Oğlum," diye mırıldanabilmişti.

Güneş ise sadece izliyordu. Abisinin konuşabildiği anılar zihninde yoktu, onun sesi zihnine ilk bu an girmişti. O yüzden içinde bulunduğu anın gerçekliğini sorgulamkla meşguldü. Bir yandan bu anın içinde olduğu için şükrediyordu.

Gece, nasıl olduğunu bilmediği şekilde annesi gibi ağlıyordu. Belki de annesi ağladığı için ağlıyordu, bilmiyordu. Annesinin dibindeki varlığı eksilince boşluğa düşmüş gibi hissetmişti.

"İyisin, değil mi oğlum."

"İyiyim," dedi zorlukla. Kulağına çalınan bu ses, kesinlikle onun değildi. Bu yüzden en iyi bildiği şeyi yapıp, elleriyle konuşmaya devam etti. "Nerede o?"

Annesi, o derken kastettiğinin Hilal olduğunun farkındaydı. Hafifçe gülümsedi. "Tuvalete gitti, gelir şimdi. Sen niye konuşmuyorsun, boğazın mı acıyor?"

Gece boğazında herhangi bir acı hissedemeyecek durumda olsa da başını salladı. Konuşamamasının sebebinin duyduğu ses olduğunu açıklamadı.

Kapı yavaşça açıldı ve içeri Hilal girdi. Gözleri Gece'yi bulduğunda onunla göz göze gelmesi asık suratının düzelmesi için yeterli olmuştu. Hızlı adımlarla yanına hastane yatağında yatan sevgilisinin yanına gitti.

"İyi misin?"

Gece onun sorusuna başını sallayarak cevap verdi. Hilal eğilerek onun yanağına ufak bir öpücük kondurdu ve anında geri çekildi.

"Ben doktoru çağırayım, uyandıktan sonra muayne etmeye geleceğini söylemişti," diyerek tekrardan odadan çıktı.

Biraz sonra Hilal doktorla beraber geldiğinde odadakiler hala bıraktığı gibiydi. Herkes, sanki anlaşmış gibi sus pustu.

"Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?" diye sordu doktor Gece'ye yönelik.

"İyiyim, ama biraz acıyor."

"Konuşmamanız da bundan sanırım?" Gece soruya cevap olarak başını sallamakla yetindi. "İlk etapta canınızın yanması normal, sonuçta cerrahi bir operasyon geçirdiniz. Boynunuzdaki boyunluk da dikişlerin açılmasını engellemek için. Aslında dışarıdan gözüken bir şey yok ama dikişleriniz içeride olduğu için daha sakıncalı. İki gün istirahat için yatış vermemiz gerekiyor, ayrıca bu iki gün ve devam eden bir hafta boyunca konuşma terapisi alacaksınız, sesinizin oturması için."

Doktor bunlar ve devamında bir kaç şey daha söyledikten sonra kısa bir muayne yapıp odadan çıkmıştı.

"Anne, sen abimin yanında mı kalacaksın?"

Güneş'in sorusuyla odadaki diğer herkes kendi dünyalarından çıkarak ona bakmıştı. "Evet, kızım. Bu iki gün ben kalırım."

Gece itiraz etmek ister gibi olsa da annesinin bir bakışıyla bu isteği yok olmuştu.

"Ben seni abinin evine bırakırım, tabii istersen bana da gelebilirsin," diye lafa atladı Hilal.

"Şu an sadece uyuyabileceğim bir yere gitmek istiyorum," derken gözlerini ovuşturuyordu Güneş.

Hava zaten karardığı için Güneş ve Hilal beraber eve dönmüşlerdi. Güneş son dakika abisinin evinde tek kalmaktansa Hilal ile birlikte kalmayı tercih etmişti.

İkisi beraber eve giderken, Gece de annesiyle beraber hastane odasında sabahı bekleyecekti. Zaten kolay kolay uyuyabilen biri değilken, şimdi boyunlukla asla uyuyamayacaktı. Uykusuz iki günün onu beklediğini bilse de, bundan sonrasının iyi olacağına inanıyordu.

 

🌙

 

Gece'nin ağzından ilk ve tek kelimeyi de duyduk, darısı dahasına inşallah.

Şimdilik çok çok öpücükk <3

Bölüm : 08.01.2025 13:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...