32. Bölüm
uranüs / Sessiz Sedasız | Yarı Texting / Sen Sevdikten Sonra

Sen Sevdikten Sonra

uranüs
justtbirisii

Medya; yapay zekanın Gece çizimi. Tam olarak benim kafamdaki böyle bir şeydi. Sizce de fazla 🔥 değil mi?

iyi okumalarrr

Redd - Beni Sevdi Benden Çok

___

Abim evleniyordu. Bana oldukça garip gelen bu gerçek özellikle şu an, düğünde fazlasıyla yüzüme vurluyordu.

Her zaman abisini fazlasıyla kıskanan bir kız çocuğuydum. Hatta Bade ablanın hayatımızda olduğu beş sene boyunca benden çektiği az değildi. Tabii bunda abimle ilk sevgili olduklarında benim liseli bir ergen olmamın payı da çoktu. Şimdiyse gözlerimin önünde yaşadıkları ve daha dün başladığına neredeyse tamamen inandığım ilişkilerini evlilikle taçlandırıyorlardı.

Dolu gözlerimle ortada dans eden ikiliye bakarken aklından geçenler bunlardı. Birazdan nikahları kıyıldığında abimin artık evli bir adam olacağı ve ne zaman istersem dibimde bitemeyeceği gerçeği yüzüme iyice vuruyordu.

Masada oturan diğerlerine baktığımda onların da benimle aynı durumda oldupunu gördüm. Yani, diğerleri derken Bade ablanın kardeşleri Ulaş ve Karan'dan bahsediyordum. Ablalarını hep abimden kıskansalar da onların da kıskançlığı benim gibi bir işe yaramamıştı.

İlk şarkı bitip başka bir tanesine geçildiğinde teker teker sahneye çıkan çiftleri gördüm. Hemen yanımdaki Gece'ye baktığımda onu ayağa kalkmış halde bulmuştum.

"Bu dansı bana lütfeder misiniz?"

Gülümsedim ve bana doğru uzattığı elini tuttum. Beraber çiflerin dans ettiği alana gelip abime olabildiğince görünmeyecek bir yere geçtik. Gerçi, kendi düğününde bana bakacağını da düşünmüyordum.

"Çok güzelsin," diye fısıldadı Gece kulağıma doğru.

Üzerimde saten, dizlerimin hemen üzerinde biten ve hafif bir yırtmacı olan, askılı, gece mavisi bir elbise vardı. Saçlarımı da bugüne özel maşa yapmış ve makyajıma da özen göstermiltim. Şu an ben de kendini fazlasıyla güzel buluyordum.

Hafifçe kıkırdadım. "Sabah beni gördüğünde de söylemiştin aynısını."

Sabah Ankara'dan beraber çıkmış ve buraya beraber gelmiştik. Düğün bittiğinde de geri dönecektik. Zaten yarın ikimizin de okula gitmesi gerekiyordu.

"Demek ki güzelliğin aklımı başımdan almış."

Belki de çok klişe olan bu cümle bile onun ağzından çıktığında beni mest edebiliyordu. Bir anlık duraksasam da dans etmeye devam etmiştim.

Çalan şarkı bitene kadar dans ettik. İkimiz de bu konuda çok acemi olduğumuz için özellikle de ben onun ayağına basmıştım birkaç defa. Yine de o hiçbir tepki vermeden devam etmişti.

Nikah törenine geçildiğinde abimin şahidi ben olduğum için ben de o masaya oturmuştum. Yanımda da onun şahidi olarak Bade ablanın büyük kardeşi Karan oturuyordu.

Nikah memuru bana "Şahitlik ediyor musunuz?" diye sorana kadar kedimi olayların pek de içimdeymiş gibi göremiyordum. Yine de, şahitlik görevimi layıkıyla yerine getirmiştim.

Bade abla eline evlilik cüzdanını aldığında ben de tıpkı onun gibi dolu gözlerle izliyordum bu sahneyi. Normalde bu kadar duygusal biri olmasam da abime fazlasıyla bağlıydım. Özellikle de babam şehit olduktan sonra o bana baba olduğu için şu an bu solandaki her davetliden daha duygusal bir ruh halinde bulunduğuma neredeyse emindim.

O masadan kalkıp sadece biraz ötedeki masamıza geçtim. Masada toplam yedi kişiydik; ben, Gece, Bade ablanın kardeşleri ve onların sevgilileri, bir de abimin yakın arkadaşı Poyraz abi. Annem Bade ablanın diğer aile üyeleriyle beraber yan tarafımızda kalan masada oturuyordu.

Gece ben sandalyeye oturduğum gibi kolunu sandalyemin üzerinden omzuma attı ve beni kendine doğru çekti. Elimle omzumun üzerinden sarken elini tuttum ve ellerimizi birbirine kenetledim. Başımı da onun göğsüne yaslayıp masanın yanına gidip onları tebrik eden kişilerle konuşan abimi ve karısını izlemeye başladım.

"Zaman çok çabuk geçiyor," diye mırıldandım hafifçe.

"Öyle," diyerek hak verdi bana o da. Ne söylersem söyleyeyim bunu yapacağını biliyordum, çünkü hep böyle oluyordu. Ben bir şey söylerdim ve Gece anında kabul ederdi.

"Ee, Hilal abla? Nasıl gidiyor hayat?" diyerek beni konuşmaya dahil etmeye çalışan Ulaş'ın sesini duymamla oturduğum yerde dikleştim.

"Nasıl gitsin işte? Mezun olmaya çalışıyorum."

"Biliyor musun? Bende de aynı." Gülerek kurduğu cümleye ben de güldüm. Kendisi lise sona gidiyordu. "Geçmiş olsun bu arada, kaza geçirmilsiniz."

"Sağ ol," dedim artık alıştığım tepkiyi vererek. Son dört aydır aynı cümleyi duymaktan neredeyse bıkmıştım artık. "Üzerinden çok zaman geçti zaten."

"O arada hiç görüşemeyince ben de şimdi söyleyeyim dedim."

Anladığımı belirtircesine başını salladım sadece. Ulaş'la konuşmayı genel olarak sevsem de şu an susmak daha cazip gelmişti.

Adının Karya olduğunu ahtırladığım kız Ulaş'ın kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra ikisi beraber ayaklanmıştı. "Abi, Karya'nın gitmesi gerekiyormuş, ben onu geçirip geliyorum."

Karan ona hitaben kurulan bu cümleye sadece bir baş sallamasıyla tepki verdi ve yanındaki sevgilisine döndü. Herkes kendi işine dönünce ben de kendi sevgilime döndüm.

"Sana bir şey vermem lazım," dedi eli ceketinin iç cebine giderken. Ben ne olduğunu çözmeye çalışırken o oradan ufak bir hediye paketi çıkartmıştı. "Aslında alalı oluyor ama vermek şimdiye nasip oldu."

Bana uzattığı paketi aldım ve içinde ne oldupunu merak ederek açtım. Ucunda küçük bir hilal figürü olan gümüş, zarif bir kolyeydi.

Gözlerimi kolueden çekip Gece'ye baktığımda gülümseyerek bana baktığını gördüm. "Takmamı ister misin?"

"Olur," diyerek ona arkamı döndüm ve kolyeyi uzattım. Saçlarımı tek omzumda topladıktan sonra kolyeyi de boynuma takmıştı. Geri ona döndüğümde gözleri direkt gerdanımfaki kolyeye indi.

"Yakıştı." Bir süre duraksayıp kendi cünlesini düzeltme ihtiyacı duydu sonra. "Gerçi, sana her şey yakışır."

🌙

Düğün bitmiş, Ankara'ya dönmek için yola çıkmıştık. Benim gibi onun da çok yorgun olduğunu bilsem de arabayı bş saatliğine dahi olsa bana kullandırtmsyı reddetmişti. Sonrasında da eğer uyuyup biraz dinlenirsem uykusu geldiğinde kenara çekip bana vereceğini söylemişti.

Yinde de her ne kadar yorgun da olsam uykum yoktu. Bir de Gece'nin uyuyup kalma ihtimaline karşın gözlerimi açık tutmak istiyordum, eğer o uyursa uyandırmak veya müdahale edebildiğim kadar edebilmek için.

"Hilal." Gece'nin bana seslenmesiyle gözlerimi araba farlarının aydınlattığı yoldan çektim ve ona baktım. "Neden uyumuyorsun?"

"Uykum yok," dedim omuz silkerek. "Eve gittiğimde uyurum."

Derince iç çektiğini duydum. Sonrasında da esnemişti. "Sanırım biraz uyumam lazım."

Arabayı yavaşlatıp kenara çekti ve motoru durdurmadan el frenini çekti. "Yer değiştirelim."

Onun dediğine uyarak yerimden indim ve şoför koltuğuna geçtim. Koltuğu kendime göre ayarladıktan sonra el frenini tekrar indirdim ve yolu kontrol ederek sürmeye başladım.

"Çok yavaş gidiyorsun," diye mırıldandı Gece uykulu sesiyle. "Böyle giderse sabaha Ankara'ya ancak varırız."

"Söylenmek yerine uyusan nasıl olur?" diye tersledim onu. Uykulu hali hiç çekilmiyordu.

Bir üsre sonra arabadaki sessizlik beni boğunca radyonun tuşuna bastım ve yola dikkat etmeye çalışarak kanallarda gezindim. Hoşuma giden hiçbir şey çıkmamıştı karşıma.

"Ben açayım bir şey sana," dedi Gece daha dinç çıkan sesiyle. Sanırım uyuyup uyanmıştı. Gerçi, bendeki de suçtu, uykusunun hafif olduğunu bile bile ses yapmıştım.

Bir şey demeden sadece radyoyu geri kapattım. Gece cebinden telefonunu çıkartıp birkaç yeri tuşladıktan sonra arabanın içini tanıdık bir melodi doldurmaya başladı. Redd - Beni Sevdi Benden Çok.

Ben şarkıya hafifçe eşlik ederken duyduğum başka bir sesle gözlerim kocaman açılmış ve yanımda şarkıyı mırıldadan adama dönmüştüm.

Sesi tahmin edebileceğimden de güzeldi.

"O hayatımın çocuk yanıydı

Beni sevdi benden çok

Yaralarıma üfledi dudakları

Beni öptü benden çok

Çıkarıp küçük kalbini yerine koyduğu beni

Benden çok sevdi"

Gece şarkıyı söylemeye devam ederken ben de sadece büyülenerek dinleyebiliyordum. Şu an onun gözlerine bakmak istesem de kaza yapmamak için sadece bir anlığına gözlerimi ona çevirebiliyordum.

Şarkı bittiğinde Gece de boğazını temizleme ihtiyacı duymuştu. Ameliyatın üzerinden çok zaman geçmesine rağmen bazen hala ona etkileri olduğunu görebiliyordum.

"Sesin çok güzel," dedim büyülenmiş şekilde.

"Biliyor musun, ben de ilk defa şu an şarkı söyledim. Yani yedi yaşımdan sonrası için ilk defa." Ettiği itiraf yüreğimi sızlattı. Benim yıllardır sıradan bir şey olarak yaptığım şeyin onun için anormal olması hiç adil gelmiyordu.

İçimdekileri ona yansıtmamaya çalışarak bir anlığına bile olsa ona baktım ve gülümsedim. "Daha çok söylemelisin o zaman."

"Sen sevdikten sonra gerisi hiç önemli değil."

Hayatta bazen bazı seçimler yapmamız gerekirdi ve bu seçimler bizim geri kalan hayatımızı etkilerdi. Seveceğimiz, kalbimize alacağımız kişi de belki de bu kararların en önemlilerinden biriydi ve benim kalbim bu kararı benim yerime, en güzel şekilde vermişti. Bunu sadece bana gülerek bakan ve gözlerimin içine bakarken daha bir parlayan o kehribar rengi gözlerden bile anlayabiliyordum.

 

🌙

 

Sonraki bölüm final 🥲

Final zaten aklımda, 14 Şubat'a kadar yazabilirsem o zaman atmayı planlıyorum.

Şimdilik çok çok öpücükk <3

Bölüm : 12.02.2025 00:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...