
"Tolga gitme oraya ! " Telaşla konuşmam ile Meyra ve Laranın gözleri bana kaymıştı.
"Abla geldim önüne kadar ,bakalım öğreneyim derdi neymiş ? Ne istiyor Bizden sende merak etmiyor musun ? Ya öğrendiyse mektup olayını ?" Tolganın şüpheyle konuşmasıyla benimde içime şüphe düşmüştü.
"Ablacı-..." Onun oraya gitmemesi için konuşacaktım ki sözümü kesmesiyle duraksadım.
"Abla kendimi koruyabilirim merak etme sadece konuşacağım tamam mı !" demiş ve telefonu yüzüme kapatmıştı.
"Tolga!" bağırışım boş yere olunca sinirle telefonu cebime koydum. Hızlıca montumu üstüme geçirip çantamı almıştım.
"Benim tolganın yanına gitmem gerekiyor, lara sende evine git sonra konuşuruz, Meyra sende evden çıkma ablacım olur mu ben hemen döneceğim. "
"Ne oluyor abla , Ne yaptı yine tolga ?" Meyranın sorusuyla tolganın yüzünden değil benim yüzümden olduğunu bilmesini isterdim ama ne yazıkki istediğim gibi olmuyordu .
"Yok bir şey, dedeme söyleme bir şey tamam mı gelince anlatacağım sana. " demiş ve hızlıca dışarıya doğru çıkmıştım .
Lara bir süre daha bekleyebilirdi. Şuan daha önemli gördüğüm bir olayla baş başaydım. Bu adam neden tolgayı çağırmıştı ki ? Her şeyi geçtim tolgayı nasıl bulup görüşmüştü? Düşünceler etrafımda bir bariyer örerken cevapsızlık sinirimi bozuyordu.
"Mucize bekle ! " Arkamdan lara'nın seslenmesiyle hiç hızımı kesmeden ayakkabılarımı giymeye devam ettim.
"Ne oldu birden bire ? Babanla mı alakalı ? Vedat amcaya mı bir şey oldu ?" demesiyle ayağa kalkıp tersçe ona baktım.
"Seni ilgilendirmez lara ! Bu ailemle olan bir mesele ve sen asla bu olaydan kurtulduğunu düşünme ,babanla da yüzleşeceğim sadece biraz bekleyin !" sinirle konuşmam onu hiç etkilememiş gibi görünüyordu ama konuştuklarım asla boş şeyler değildi herşeyi düzeltecektim ve bu süreçte kim zarar görecek kim görmeyecek umurumda değildi.
"Mucize beni dinlemedin tam olarak ama -" demesiyle sözünü kestim onu dinleyecek ne halim ne de vaktim vardı.
"Dinlesem ne olacak bu yapmadığını değiştirecek mi ? Biz senin yüzünden bu haldeyiz Lara! Benim mutlu bir ailem varken hepsi senin yüzünden bozuldu! Senin saçma salak oyunların yüzünden ,Saçma sapan işlerle uğraşıyorum ! Arkadaşlığımız bitti Lara ne ölün ölüme ne de dirin dirime !" demiş ve bir şey demesine fırsat vermeden dışarıya çıkmıştım. Kapının önündeki korumalardan birinden istesem dedeme yetiştireceklerini bildiğim için hiç oyalanmadan bir taksi çevirmek için caddeye doğru koşmaya başlamıştım .
Laraya söylediklerimden dolayı hiç pişman değildim . Onun yüzünden babam hapise girmiş ve bu zamana kadar bilmediğim bir şey öğrenmiştim . Bu benim hayatımı o kadar çok etkilemişti ki! Kendimi doğru düzgün toparlayamıyordum bile . Eğer bu olay hiç yaşanmasaydı ben mutlu hayatıma devam edecektim. Ne mektup olacaktı hayatımda ne de bazı gerçekler ! Herşeyden habersiz hayatım güzeldi aslında ! Gerçekler bu kadar da ağır olmamalıydı.
...
Tolgayı kaçıncı arayışımdı bilmiyordum ama hepsi meşgule düşüyordu. Bu beni dahada telaşa sokarken ya babam denilecek o adam kardeşime bir şey yaptıysa diye düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi.
Kalbim hızlı hızlı atarken koşmamı kesmiyordum. Karakola az bir mesafe kalmışken tolgayı gördüğüm an olduğum yerde durdum. Erdem bey ile yan yana bir bankta oturuyorlardı. Yavaşça onlara yaklaştığımda hala beni ikisi de fark etmemişti. Onlara yaklaştıkça seslerini net bir şekilde duyabiliyordum.
"İstediğiniz şeyi yapmayacağım!" Tolganın sert sesiyle bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım.
"Sen dediğimi yine de bir düşün genç adam !?" erdem bey konuşarak ayağa kalmasıyla karşısında beni görmüştü. Bu durum onu şaşırtırken. Hiç istifimi bozmadan onun karşısına dikilmiştim.
"Erdem bey hayırdır kardeşimle ne konuşmak istediniz ?" ciddi bir şekilde sorduğumda ortam bir hayli gerginleşmişti.
Tolga sesimle birlikte arkasını döndüğünde beni görmüştü suratı kıpkırmızıydı. Genelde sinirli olduğunda böyle olurdu. Anladığım kadarıyla burada hiç güzel şeyler olmamıştı.
"Ne konuştunuz?" Sinirlerim yavaş yavaş zirveye doğru yolculuk yaparken bu sefer kendime engel olmak adına hiçbir şey yapmadım. Kardeşlerim söz konusuyken kimseyi tanımıyordum.
"Sakin ol sadece konuşmamız gereken şeyleri konuştuk öyle değil mi Tolga ?"
Neden bu adam kardeşimi tehdit ediyor gibi algılıyordum ?
"Sen kardeşimi bir şeyden dolayı tehdit mi ediyorsun ?" deyip benden büyük adama kafa tuttuğumda ne yaptığımı kendim bile bilmiyordum.
Üzerine yürüdüğümde adımlarımı gözleriyle takip ediyordu. Aramızda az bir mesafe bıraktığımda Boy farkımız gözle görülebilecek derecedeydi.
"Niye böyle birşey yapayım ? Tehdit edilecek bir durum mu var ortada ?" diye sormasıyla sinirle gülümsedim. Bu adam kesinlikle bir şeyler öğrenmişti bundan emindim.
"O zaman bana anlatabilirsiniz ne olduğunu ?" dediğimde karşıdan gelen polat'ı görünce bir an duraksamıştım.
"Ne oldu baba hallettiniz mi ?" dediğinde neyi hallettiklerini merak ediyordum. Burada ne oluyordu Allah aşkına!
"Neyi halletttiler mi ?" diye sertçe konuştuğumda polat'ın gözleri bana kaymıştı.
"Senin ne işin var burada ? "beni gördüğüne pek memnun olmamış gibiydi.
"Sanane kardeşim kendi işine bak sen !" dediğimde artık kendimi kontrol edemiyordum .
"Kızım bak benimle dik dik konuşup durma . Attırırım yine seni içeriye, görürsün o zaman benimle dik dik konuşmayı!" dediğinde dişlerimi sıktım .
"Bir dakika bir dakika sen mucizeyi içeri mi attırdın !" diye erdem beyin şaşkınca konuşmasını umursamadan polata dik dik bakıyordum .
"Doğru sen çok iyi bilirsin herkesi içeriye tıkmayı ! Senin fıtratın olasılıklar üzerine kurulu çünkü!" diye sesimi yükselttiğimde bu sefer sinirlenme sırası ondaydı. Yanımdan birisi kolumu tuttuğunda bunun tolga olduğunu anlamıştım.
"Abla ne oluyor lütfen sakin ol !" demesini duymuyordum resmen .
"Ne diyorsun sen olasılık falan açık konuş benimle çocuk !" diye üzerime yürümesiyle erdem beyin oğlunun kolunu tutması bir olmuştu.
"Kızın annesi intihar etmek için hiç bir sebebi yoktu amirim ! kız durup dururken neden kendini aşağıya atsın amirim ?? Bence kızın babası yanlışlıkla yaptı ve bunu saklıyorlar . kız çok tedirgin sanki bir şeyler saklıyor gibi amirim !" Polat'ın taklidini yaparak konuştuğumda Ortam buz kesmişti aynı zamanda da polat'a kal gelmiş gibi dona kalmıştı. Diğerleri olayın tam olarak ne olduğunu bilmezken. Ben ve polat ne olduğunu çok iyi biliyorduk. Onu bilmiyordum ama benim bunu unutmam asla mümkün olmuyordu. Birşeye kırıldığım zaman o cümle yatarken bile aklımda dönüp dururken nasıl unutabilirdim ki kelimesi kelimesine aklıma kazınmıştı her şey, her an, her dakika...
O gün beni kandırarak bilgi almaya çalışmış ve bunu amirine bildirmişti. Bu yaptığının yanlış veya doğru olduğunu asla umursamadan yapmıştı bunu.
"Sen bun-...?" deyip susmuştu. Anladığım kadarıyla ' sen bunu nasıl duydun diye soracaktı. ' O gün onun arkasından geldiğimi bilmiyordu. Sustu hiçbir şey söyleyemedi. Zaten bu saatten sonra söyleyecek bir şeyi olmamalıydı da.
"Niye bu kadar şaşırdın ? Eksiği var fazlası yok polat bey!" dediğimde yutkunması bir olmuştu.
"Sana gelince de erdem bey ailemden uzak duracaksın ne istedin kardeşimden bilmiyorum ama ailemi farklı bir olaya bulaştırırsan karşımda beni bulursun anlıyormusun ! " demiş ve tolganın kolundan sürükleyerek oradan uzaklaşmıştık.
...
"Abla dursan mı artık" Tolganın konuşmasıyla düşüncelerimden uzaklaşmıştım.
Soluk soluğa ikimizde durduğumuzda tolgaya doğru dönmüştüm.
İkimiz karşı karşıya dururken tolganın gözlerinin içine baktım.
"Ablacım ne dedi o adam sana ?" Diye sormam ile gözlerini kaçırıp kafasını eğdi.
" Lütfen anlat bana ?" Dedim sakin bir ses tonuyla
" Abla şey dedi ..."
" Söyle Tolga bir şeyle mi tehdit etti seni ?" Diye sordum merakla
" Yok tehdit falan etmedi sadece geçen bir olay yaşamıştık Onunla onu halletmek için çağırmış ." Demesiyle Garipçe ona baktım ne olaydıydı pardon benim bilmediğim ?
" Ne olayı ?" Dedim bende vakit kaybetmeden.
"Geçen yolda karşılaştık." Deyip duraksamasıyla şaşırsam da belli etmedim.
"Bizi arkasına bile bakmadan bırakıp giden babamız olacak adamı okulumun önünde görünce sinir tepeme çıktı abla. Ne yapacağımı bilemedim sinirden aklıma sadece şikayet etmek geldi. Koşa koşa bir hışımla karakola geldim. Sonra kafama dank etti. Şikayet edersem kendine bunu yediremez velayet davası falan açar diye korktuğum için şikayet edemedim. Neyse işte geri elim boş şekilde eve dönerken o zaman işte Erdem bey de arabasıyla karakola geliyordu. İşte o an oldu ne olduysa. Dalgın dalgın yürürken araba çıktı bir anda karşıma. Azda olsa çarptı bana ." Demesiyle şaşkınlığımı içimde tutamayıp bağırdım.
"Ne ?! Ne diyorsun Tolga sen ? Ne zaman oldu bu ? Bir yerine bir şey oldu mu ?" Ard arda sorularımı dizerken sorularıma cevap bulabilmek için can atıyordum.
" Abla bir şey olmadı telaş yapma ! Seninle gerçek aileni öğrendikten sonra yani bizim küs olduğumuz zamanlardı " demesiyle içim burkuldu. Ben ona küs değildim ki ! Sadece o zaman mektubu benden sakladığı için büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım o kadar.
"Anladım. Sonra ne oldu ?" Bir anda durgunlaşmış ve sorumu sormuştum.
Son söylediği resmen içine dert olmuştu...
" Sonra ben sinirlendim işte ne biçim araba kullanıyorsun falan diye ,senin öz baban olduğunu gerçekten bilmiyordum." Demesiyle onu tasdikler anlamında kafamı salladım. Zaten bilmesine imkan yoktu büyük ihtimalle erdem beyde o zaman tolganın kim olduğunu bilmiyordu.
"Neyse işte babamın üstüne bir de bu adam çıkınca biraz tartıştık. Sonra atladı arabasına karakolun önüne park etti içeriye girdi. Bende yediremedim kendime gittim arabasını çizdim." Demesiyle büyük bir şaşkınlık yaşamıştım.
" Ne yaptın ne yaptın ? Tolga sen delirdin mi ? Ne demek adamın arabasını çizdim sen iyimisin ?"
" Abla bir anlık sinirle oldu sonra bende çok pişman oldum zaten . " Demesiyle kafamı gökyüzüne doğru kaldırdım. Bunlar neden bu kadar asilerdi anlamıyordum. Sonrasını dinlemeye korkarken hepsini öğrenmek zorunda olduğum için hiç istemesem de sordum.
"Ne oldu sonra !" Diye sinirle konuştuğumda daha fazlasının olmaması için yalvaracaktım resmen.
" Oğlu orada çalışıyormuş. Arabayı fark edince kameralardan benim yaptığımı ve kim olduğumu bulmuşlar. Bu gün bir numara aradı beni ve "benim adım erdem, ablan mucize ile ilgili bir şey konuşacağım "dedi ve karakola çağırdı. O zaman bilmiyordum arabasını çizdiğim adam olduğunu oraya gidince öğrendim." Demiş ve susmuştu.
" Ne dedi sana amacı neymiş ?" Diye sorduğumda bir hayli sabırsızdım.
" Polat dediğin adam geldi işte söylenip durdu işte araba çizmenin cezasından falan bahsedip durdu. Açıkcası gözümü korkutmaya çalıştı. Erdem bey onu gönderdi yanımızdan biz konuşup halledeceğiz diye sonra işte konuştuk." Demesiyle sinirle gözlerine baktım bilerek mi yapıyordu ?
"Tolga ! Ne konuştunuz diyorum ?" Dedim bende tekrardan.
"Abla araba hakkında konuştuk sadece ." Demesiyle hafifçe güldüm salak mıydım ben ?
" O zaman neden telefonda sana ablan mucize hakkında bir şey konuşacağım dedi ?" Diye sorduğumda gözlerini tekrar kaçırmıştı.
"Abla şey işte ..."
"Ney işte söyle herşeye bir cevabın var buna da olsun !" Dedim geçmeyen sinirimle.
"Abla işte arabamı çizdiğin için karakola gel deseydim gelmezdin dedi. Bu yüzden ablanın adını verdim dedi" bu söylediklerine asla inanasım gelmiyordu.
Benden bir şey saklıyordu. Bunun ne olduğunu ve neden benden sakladığını bilmiyordum ama öğrenecektim.
"Ablacım şimdiden söylüyorum benden sakladığın bir şey varsa ve ben bunu sonra öğrenirsem seninle fena halde bozuşuruz. Anladın mı beni ?" Diye sorduğumda anında kafasını sallamıştı.
" Nasıl hallettiniz araba işini?"
" Ablanla biz önceden tanıştık dedi ve bir daha böyle bir şey yapmamam konusunda beni uyardı bu kadar."
Bu çocuk ya gerçekleri söylüyordu ya da gerçekten iyi yalan söylemeyi öğrenmişti...
...
Eve döndüğümüzde üzerimde çok büyük Bir ağırlık vardı. Neden bir şey bitmeden diğer bir olayı yaşıyordum bilmiyorum ama herşeyi üst üste yaşamak artık canımı sıkıyordu.
Kimseyi umursamadan odama çıktığımda kafamın ağrısından dolayı direkt kendimi yatağa atmıştım.
Gözlerimi kapattığımda ağlama isteğim günyüzüne çıkmıştı.
Ağlamam bir şeyi değiştirmiyordu.
Bu zamana kadar ağladığım hiçbir şey düzelmemişti çünkü.
Telefonumun çalmasıyla hiç ayağa kalkıp alasım gelmiyordu. O derece bir bitkinlik vardı üzerimde.
Ama telefonun ısrarla çalması beni yerimden kaldırmaya yetmişti. Kapanmadan yetişip kimin aradığına baktığımda bu dedemdi.
Telefonu bekletmeden açtığımda içimden yeni bir vaka yaşamamak için dua ediyordum.
"Alo mucize " dedemin benden önce konuşmasıyla bir an duraksayıp geçiktirmeden karşılık verdim.
" Efendim dede ?"
"Mucize birisi videonun tamamını karakola göndermiş kim gönderdiğini bilmiyoruz ama videonun sonu görünüyor. Ayrıca Aleyna denilen kızın kanında da uyuşturucu madde kullanıldığı tespit edilmiş. Yani kısacası anlayacağın yüksek ihtimalle baban kurtulacak !" Demesiyle tuttuğum gözyaşlarımı bir anda boşalttım.
Gözyaşlarım dinmek bilmeksizin akarken içimden resmen sevinç naraları atıyordum.
Peki ama kim göndermişti videoyu ?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 10.01k Okunma |
771 Oy |
0 Takip |
24 Bölümlü Kitap |