
-Ertesi gün -
Babamla görüşmemizi yaptıktan sonra anında bu kasvetli yerden dışarıya çıktım. Artık Babamı burada son görüşüm olacaktı. Babamın suçsuz olduğu ortaya çıktığı ve bu kanıtlandığı için bir kaç gün içinde tahliye edilecekti.
Vedat babam dışarıya çıkınca hayat benim için komple değişecekti bundan emindim. Ne yapıp ne yapmamam gerektiğini asla bilmiyordum. Vedat babamı affedemiyordum , Keşke bana mektup durumunu açıklamasaydı... Çünkü ben bunları kaldırabilecek güçte bir insan değildim. Her şey üst üste gelirken güçlü durmaya çalışsam da yorulmuştum. O bunu fark etmiyordu ,fark ettiğinde ise her şey geç olacaktı.
Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden ayrılmıştım. Telefonumu cebimden çıkardığım da gördüğüm kişiyle sinirle bir soluk bıraktım. Gerçekten sabahtan beri ne derdi vardı da arayıp duruyordu bu kız ? Telefonum uzun uzun çaldıktan sonra tam kapanacakken telefonu açmıştım.
"Kızım derdin ne senin ya ?"Sitemle konuştuğumda anında "Mucize başım dertte hemen mahalleye gelmen lazım! Sana ihtiyacım var." demiş ve telefonu yüzüme kapatmıştı. Bu neydi şimdi böyle ? Şok içinde telefona bakakalmıştım. Bir Kaç saniye öylece geçerken , kafamda dönen senaryolar ile acayip derece de telaş yapmıştım. Karşı yoldan gelen taksi ile kendime düşünme fırsatı bile sunmadan hızlıca telefonumu cebime koymuş ve elimi kaldırarak ona doğru koşmaya başlamıştım.
Taksici beni görmüş olmalı ki hemen yolun kenarında durmuştu. Pratik bir şekilde taksiye bindiğimde vakit kaybetmeden yolu tarif etmiş ve anında hareket etmiştik.
"Senin şu yitip bitmeyen vicdanına tüküreyim mucize!"
***
Taksi durduğunda oyalanmadan telaşla arabadan indim. Arabanın kapısını kapatmak için tuttuğum anda karşımda sapa sağlam duran ve yanındakilerle neşeli bir şekilde konuşan Lara'yı gördüm. Ben buraya ne kadar kötü olumsuzluk varsa onu düşünerek gelmiştim ama hiç de öyle bir durumda gibi görünmüyordu. Bu başının belada olduğu hali miydi gerçekten. Ne zaman akıllanacaktım bilmiyorum! Bu kıza olan güvenim gerçekten bir gün öyle bir son bulacaktı ki ! Tam o zaman da ben gerçekten onu silmiş olacaktım. sinirim anında tavan yapmıştı. Hırsla taksicinin kapısı kapattığımda taksici abinin bir şeyler söylediği duymuştum ama ne dediğini anlamamıştım. Taksici basıp gittiğinde hiçbir şey yapamamıştım.
Sakin olmaya çalışarak derin bir soluk bırakmıştım. Bir yanım ağlamak istiyordu ama diğer yanım ise buna engel oluyordu. Neden gelmiştim ki buraya zaten ben ?! Ne kadar uğraşırsam uğraşayım içimdeki dinmek bilmeyen öfkeye engel olamıyordum . Arada sırada Lara'ya kayan gözlerim onun mutlu halini gördükçe içimdeki alev daha da harlanıyordu. Eskiden olsa onun bu mutlu halini görebilmek için kırk takla atarken şimdi her hareketi beni sinirlendiriyordu. Asla gözüm onun mutluluğunda değildi sadece ben burada onun için endişelenirken her seferinde güvenimi kırması beni sinirlendiriyordu.
Yalanı ortaya çıktığına göre burada durmamın bence hiçbir anlamı yoktu. Burada kalırsam ne olacağını kendim bile kestiremiyordum çünkü. Eskiden olsa kırgınlığımı içime atar susardım ama şimdilerde öyle olmuyordu. Patlayacak adam arıyordum resmen !
Arkamı dönmüş ve ilerleyecekken bir anda birine çarpmam ile acıyla burnumu tutmuştum. "Ahh, Önüne baksana davar !" diye kafamı kaldırıp sinirle karşımdakine bağırdığımda gördüğüm kişilerle şok geçirmiştim.
"Seyfi dayı!" Yanındaki adamları görünce kaşlarım çatıkken düz bir hale gelmişti. Bir daha bu adamlarla dalaşmak mı asla !"Aaaa abiler siz de mi buradaydınız ." demiş ve şirince sırıtmaya çalışmıştım. Kafasına top attığım abi bana öyle öfkeyle bakıyordu ki anlatamam. Adı yanlış hatırlamıyorsam Rızaydı.
"Bu mahalleye neden geldin yine !" diye Rıza abinin konuşmasıyla istemsizce yutkunmuştum. "Bende onu kendime daha demin çok detaylıca sordum abi " dedim ciddiyetle ve bir kaç saniye düşünür gibi yapıp konuşmama devam ettim. "Cevabını bende bulamadım. Bulunca söylerim" hızlıca yanlarından geçmek için hareket etmiştim ki rıza abi yavaşça kolumu tutmuştu.
"Sıkıntın mı va-..." Sözünü tamamlayamadan birisinin rıza abiyi sertçe ittirmesiyle bir kaç adım geriye savrulmuştu ama anında kendini toparlamıştı "Hayırdır ne oluyor Rıza abi ! " Bu konuşan Laradan başkası değildi.
"Lara ne yapıyorsun !" diye sinirle ona bağırdığımda beni umursamadan kolumu tutarak arkasına çekmişti. Seyfi dayı ile karşı karşıya geldiklerinde , Rıza abi ve ismini hatırlayamadığım adam, öfkeli bir şekilde Seyfi dayının sağına ve soluna geçmişlerdi. Her an Larayı parçalayacak gibi durmaları beni tedirgin ediyordu. Bu sefer arada kaynamak istemiyorum Allah'ım!
"Bu iki oldu üçüncüde ikinizin de bu mahalleye girmemeniz için elimden geleni yaparım çocuk! Diklenip durma millete " Laraya doğru parmağını sallamış ve üzerine doğru yürümüştü. "Denesene!" diyerek o da ileriye gidince kolundan tutmuş ve geriye çekmiştim.
Rıza abi dayanamamış olmalı ki "Ne değişik kızlarsınız lan siz !" sinirle konuştuğunda kaşlarımı çattım. Abi hadi bu Lara değişik olabilir bunu kabul ediyorum ama ben asla değişik değildim yani ! Alındım gücendim.
"Yine mi bunlar geldiler !" diyerek bize doğru gelen kızlar ile derin bir nefes bırakmıştım. Gerçekten mi ? Bunlar o gün bizi evire çevire döven Rıza abinin kardeşleriydi. Pardon beni döven diyecektim.
"Abi ne oldu " diyerek diğerlerinden kısa olan kız, bize olan sevgi dolu bakışlarını atarak abisine sorusunu sordu.
"Bir şey yo-..."diyecekti ki sözünü kesip ben konuştum.
"Lara onun karnına uçan tekme attı ." öğretmenine şikayet eden çocuklardan tek farkım galiba boyumun uzunluğuydu. Lara'nın şaşkın bakışlarını fark etmiş ama hiç ondan tarafa bakmamıştım. "Uçan tekme mi ?!" diye çığlık atan kızla kulağımı tutmam bir olmuştu. Bu kız sayesinde etraftaki insanların dikkati tamamıyla bize kaymıştı. Etraftakiler tam duyamadı sanki bacım istersen anons ettir şu camiden !
"Abi şu kızdan uçan tekme mi yedin gerçekten !" bu sefer diğer kızın bağırarak konuşmasıyla etraftaki tek tük insanın uğultuları artmıştı. Rıza abi bunu fark ettiği an tersçe kardeşlerine bakmıştı.
Adamı rezil kepaze ettiniz be !
"Ne uçan tekmesi lan nereden çıktı bu " Rıza abi sinirle konuşmaya başlamışken iri olan kızın "Yedim ulan sizi !" diyerek bize doğru gelmesiyle şaşkınlıkla bakakalmıştım . Anlamadım ? Sizi derken ?
Ben ne alaka kardeşim !
Telaşlı bir şekilde İki elimi de kaldırmış ve istemsizce bağırmıştım. "Ben bir şey yapmadım . O yaptı!" diyerek Lara'yı gösterdiğimde ,üstümüze doğru gelmeye devam eden kızlar ile boşa konuştuğumu anlamıştım. Bunlar bizi geçen gün ki gibi asfalta yapıştırmadan rahat edemeyeceklerdi ben bunu şu an şu dakika anlamıştım.
Korkunun ve kaçmanın ecele faydası olmadığını düşünmüş ve kendimi serbest bırakmıştım ki üç dört tane modelli arabaların aniden cadde de acı bir fren sesiyle durmasıyla, Lara ve ben de dahil olmak üzere mahallenin bütün bireyleri hareket etmeyi kesmişti.
"Bunlar kim lan ?" bu gür sesin sahibi tabi ki Seyfi dayıydı. Mahallesine izinsiz giren araçlar onu rahatsız etmiş gibi duruyordu. "Bilmiyoruz ki abi !" Rıza abinin de Seyfi dayıdan bir farkı yoktu. Bu adamlar resmen bu mahallenin ağır abileriydi. Her an saldıracak gibi durmaları beni tedirgin ediyordu ama bir yandan da bana güven veriyordu. Gerçi bana neden güven veriyorsa , sanki adamlar bizi koruyacaktı ! Lara sayesinde gırtlağımıza çökmek için vakit kolluyorlardı resmen !
Düşünüyorum da Bu gelen araçlara şükredeceğim hiç aklımın ucundan geçmezdi, tuttuğum nefesi rahat bir şekilde bırakmıştım. Az daha tertemiz dövülecektik !
Araçlardan inen siyah takım elbiseli adamlarla mahalleyi tedirginlik sarmıştı. Çok kişi olmasa da, Herkes çıt çıkarmadan o adamları seyrediyordu.
"Sizden mi bunlar mucize ?" Diye Lara'nın kulağıma doğru fısıldamasıyla Düşünmeden edememiştim. Babamın adamları değildi bundan emindim ama dedemin adamları olabilir miydi ki diye düşünmeden edememiştim ? Yok ya öyle bir şey olsa önceden haberim olurdu herhalde !
"Hayır değil . Sizden olabilir mi , Babanın adamları falan ? " diye sorduğumda o da bir süre düşünmüş ve kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. "Sanmıyorum, öğreniriz şimdi." demiş ve ileriye doğru adım atacakken Seyfi dayı ikimizin de kolundan tutmuş ve geriye çekmişti. Rıza abiye bakarak gözleriyle bizi işaret etmiş ve sertçe işaret parmağını bize doğru sallayarak konuşmuştu "İkiniz de geride kalıyorsunuz!" Bizim bir şey dememize izin vermeden arkasını dönmüş ve sert adımlarla adamlara doğru ilerlemişti. Vallahi bana uyar!
"Hayırdır birader kime baktınız ?" Elindeki tespihi ve ses tonu ona feci şekilde ağır abi havası katıyordu. En öndeki esmer adama hitaben sertçe konuşmuştu. Adam ise hiç ummadığım bir şeyi söylemişti. "Mucize hanım için buradayız ."
Bunu duyunca rıza abiyi geçmiş ve Hızlıca Seyfi dayının yanına gitmiştim. Onun yanında durduğumda karşımdaki esmer korumaya hitaben konuşmuştum. "Dedemin adamları mısınız ?"
Adam bir kaç saniye düşünmüş ve kafasını olumlu anlamda sallamıştı.
Dedem neden kendi gelmeyip de adam yollamıştı ki ? Yoksa dedeme bir şey mi olmuştu ?! Hiç oyalanmadan aklımdan geçen soruyu zor da olsa sormuştum.
"Dedeme bir şey mi oldu ?" kalbimin hızlı atışına engel olamıyordum. düşüncelerimle Göğsüme bir ağırlık çökmüştü.
"Dedeniz iyi ama hemen onun yanına gitmemiz gerekiyor mucize hanım ." Adamın konuşmasıyla elim ayağım titremeye başlamıştı. "Gidelim hemen o zaman." demiş ve aynı zamanda da cebimden telefonumu çıkarmaya çalıştım .
"Bende geleceğim!" Arkamdan Lara'nın konuşmasıyla tam ona gelmemesini söyleyecektim ki adamın konuşmasıyla ben susmuştum. "Sadece mucize hanımı almamız emredildi." Bu duruma şaşırsam da aklım dedemde olduğu için sesimi çıkarmamıştım. "Lara sonra ." demiş ve ona uzatma der gibi bakış atmıştım. Cebimden sonunda çıkarabildiğim Telefondan dedemi ararken aynı zamanda da arabaya doğru ilerliyordum . "Hadi hızlıca götürün beni dedemin yanına !" emir vermeyi de eksik etmemiştim.
Telefon bir kaç çalıştan sonra açıldığında telaşla kulağıma dayamış ve tam Konuşacakken anında telefonun kulağımdan çekilmesiyle şaşkınca telefonu alan kişiye bakmıştım.
Kendime ilk geldiğim an "Ne yapıyorsun sen !" diye karşımdaki esmer korumaya bağırdığımda o bunu umursamadan , dedemle olan aramayı kapatmış ve telefonu bana sormadan ceketinin iç cebine atmıştı. Gerçi soracak olsaydı bunu baştan yapardı diye düşünüyordum.
"Telefon kullanmanız yasak mucize hanım." dediğinde şaşırmıştım. Ne demek yasaktı ? Burada ne oluyordu gerçekten.
"Dedemi arıyordum! Ver şu telefonumu !" diye öfkeyle konuştum
"Veremem. Binin gidelim." demiş ve eliyle diğer korumayı göstermişti. Diğer koruma arabanın arka kapısını açmış ve benim binmem için bekliyordu. Telefonumun tekrar çalmasıyla hızlıca ona atak yapmıştım ki anında bunu engellemişti. "Mucize hanım bizi zorlamadan lütfen arabaya binin "
Ondan biraz uzaklaşıp "Tamam telefonumu ver dedemin sesini duyup sonrasında bineceğim!" burnuma çok pis kokular geliyordu.
"Veremem."
"Ne demek veremem lan ?" diyerek Seyfi dayının aramıza girerek adamın üzerine yürümesiyle diğer korumalar anında atak yapmıştı ama onları esmer koruma eliyle durdurmuştu. Seyfi dayı neden beni koruyordu ki ? Sanki daha demin birbirimizi yiyen biz değilmişiz gibi ! Bu adam bugün beni çok şaşırtıyordu.
"Ver kızın telefonunu." dediğinde koruma onu umursamamış ve Kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. Seyfi dayı adamın yakasını tutunca şaşkınlıkla elimle ağzımı kapatmıştım. Koruma da tek bir mimik oynamamıştı ama ben burada şekilde şekile giriyordum. "Dedesinin adamları olduğunuzu nereden bilelim ?"
"Size neden kendimi kanıtlamak zorundayım ?"
"Kanıtlamak zorunda değilsin ama şunu bil ki. Kanıtlamadan da mahallemizin kızını öylece alıp götürmene izin vermem!" dediği an kalbimin hızlı atmasına engel olamıyordum .Mahallemizin kızı mı ? Seyfi dayı resmen beni koruyordu. Bu o kadar hoşuma gitmişti ki anlatamam Şuan böyle bir durumda olmasak koşarak Seyfi dayıya sarılırdım.
Koruma benim etkilendiğim kadar etkilenmemiş olmalı ki Seyfi dayının ellerini sakince yakasından indirmiş ve arkasındaki adamlara bir bakış atmıştı. Bu bakışın ne olduğunu Seyfi dayının üzerine gittiklerinde anlamıştım. "Durun !" diye bağırmıştım ama nafileydi. İki adam Seyfi dayının önüne geçerek onu tutmuşlardı. Bununla birlikte bütün mahalleli bir anda ayağa kalkmıştı. Hatta ve hatta daha demin bize saldırmak için yer arayan rıza abinin kardeşleri bile korumalara kafa tutuyordu. Herkes birbirini ittirirken ne ara bu duruma geldiğimizi düşünüyordum . Korumalar saldırmayıp sadece onları buradan uzak tutmaya çalışıyor gibi duruyorlardı.
Köşeye baktığımda Lara telefonla biriyle konuşuyordu. Kaşlarını çatmış ve bir anda bana bakmıştı. Kiminle konuşuyordu? Ben kendi kendime düşünürken kolumun sertçe tutulmasıyla anında beni tutan esmer adama bakmıştım. "Bırak beni tamam geleceğim." demiş ve sertçe kolumu onun hapsinden kurtarmıştım.
"Adamları geri çek !" diye sertçe konuştuğumda hiç itiraz etmeden kafasını olumlu anlamda sallamıştı.
"Geri çekilin gidiyoruz !" diyerek gür sesiyle adamlarına bağırdığında hepsi bir anda durmuştu. Tekrardan bana doğru döndüğünde eliyle arabayı göstermişti. "Dur mucize Hiç bir yere gitmiyorsun!" bağırarak bana doğru gelen Lara ile bir adım bile atamadan olduğum yerde kalmıştım.
"Lara Dedeme git-..." Sözümü tamamlamama izin vermemişti.
"Dedenle konuştum şimdi, bu adamları deden yollamamış." diye sertçe konuştuğunda şaşkınlıkla kalmıştım. Dedemin adamları değil mi ? Nasıl yani , o zaman bu adamlar da kimdi ? Aklımdan bir sürü soru dönerken ağzımdan çıkan sadece "Dedem iyi mi ?" olmuştu. Lara ise bana bakmadan cevap vermişti. "Deden iyi ." Göğsümün üzerindeki ağırlık anında yok olmuştu. Yok olmuştu olmasına ama bu sefer onun yerini öfke almıştı.
"Siz kimin adamlarısınız ?" Diye sinirle sorduğumda esmer koruma Gözlerini sertçe yummuştu. İnanamıyordum az daha bilmediğim insanların arabasına binip gidecektim. Birinin Telefonunun çalmasıyla Dikkatim oraya kaymıştı arkamdaki koruma anında cebinden telefonunu çıkarmış ve isimi gördükten sonra "Patron arıyor Aykut abi al " diyerek telefonu karşımdaki esmer korumaya uzatmıştı. Demek ki adı Aykut'tu
Telefonu Hiç oyalanmadan açmış ve hiç selam vermeden, gözlerimin içine bakarak telefondakine "Kız gelmiyor !" demişti. Bunu söylemesiyle Gözlerimi kocaman açmış ve ' Ben mi ?' dercesine parmağımla kendimi göstermiştim. Lara bu halime gülmüş ve elimi indirmişti. Sanki doğru söyledi de biz gelmedik salak adam ! Adama onu kınarcasına bir bakış atmış ve öfkeyle bu bakışımı sürdürmüştüm.
Adam beni umursamadan Bir süre karşındakini dinlemişti. Ben ve Lara onun her bir hareketini ve her bir konuşmasını can kulağıyla dinliyorduk ama hiçbir şeye yaramıyordu. Ta ki Aykut denilen koruma bir isimi söyleyinceye kadar " Tamamdır Erdem bey" demiş ve telefonu kapatmıştı.
Bu Erdem bey, İnşAllah benim bildiğim erdem değildir!
Dayanamayıp "Erdem mi !?" diye sertçe konuştuğumda ellerim söylediğim isimle birlikte titremeye başlamıştı. Bu adam gerçekten beni öğrenmeden duramayacaktı !
Ne önceki bana bakan ailemde kalabiliyordum ne de yeni öğrendiğim aileme gidebiliyordum. O kadar karmaşık bir durumun içerisindeydim ki ! Maalesef Cesaretim hiçbirine yetmiyordu.
"Mucize hanım Erdem bey sizi bekliyor konuşması gerekenler var sizinle !" dediğinde bir kaç adım geriye gittim.
"O gelsin buraya ben gitmem !" dedim kesin ve net bir sesle
"Erdem bey Urfa da mucize hanım O gelemez." Tamam o zaman ya ben gelirim. Ne olacak ! Bu adam gerçekten ne dediğini bilmiyordu. "O gelemiyorsa benim nasıl gitmemi bekliyorsunuz ? Ara tekrar patronunu onunla konuşacağım. Seninle anlaşamıyoruz çünkü !" dediğimde sıkıntıyla soluk bırakmış ve uzatmadan cebinden telefonu çıkarmıştı .
Heh şöyle yola gel !
"Kim bu Erdem ?" sağımdan bana hitaben konuşan Lara ile hafifçe ona doğru dönmüştüm. Ne demeliydim ki ? Ben evlatlıkmışım Laracım Hatta biliyor musun ? benim annem çocuk kaçakçısıymış. Şimdi benim gerçek babam olarak öğrendiğim adam peşime düştü. Falan mı demeliydim acaba ? Yok ya şok geçirmesin kız en iyisi başka bir şey söylemek !
"Ezeli Düşmanımız Bu adam bana takıntılı. Psikopat herifin teki resmen !" dediğimde bir kaç saniye dediklerime şaşırmıştım. Laraya baktığımda ise benden farkı yoktu. Galiba Gerçek babam desem daha az şaşırabilirdi gibi bir hissiyat almıştım.
"Seninle derdi ne peki ?"
"Dedim ya kızım ! adam takıntılı işte. Sonra anlatırım Buradan acilen kurtulmamız lazım ." demiştim kulağına doğru o ise kaşlarını sertçe çatmış ve kafasını onaylar anlamda sallamıştı.
Burada kalırsam hem mahalleli hem de biz zarar görecektik. En iyisi kaçmak ve dedeme sığınmaktı gerisini zaten dedem bir şekilde hallederdi.
Aykut telefonda bir kaç saniye konuşmuş ve bana getirip uzatmıştı. "Buyurun mucize hanım ." Hiç oyalanmadan telefonu elinden almış ve kulağıma dayamıştım. "Erdem bey !" diye ismini sertçe telaffuz etmem ile "Mucize ?!" o da bana aynı şekilde karşılık vermişti.
"Buraya adamlarını göndermişsiniz beni almaları için sebebini öğrenebilir miyim lütfederseniz !?" dediğimde sinirli sesime hakim olmaya çalışıyordum. Çünkü o benim aksime oldukça keyifli gibiydi.
"Kendim DNA testi yapacağım ." dediğinde yutkunmadan edememiştim. Adam salak değildi sonuçta. Bir kaç saniye duraksamış ve kendimi toparlamaya çalışmıştım bozuntuya vermemek en iyisiydi.
"Neden bu testi yaptırmak istiyorsunuz anlamadım ?"
"Hadi ama mucize salak ayağına yatma ,buraya gel ve bu işi kolay bir şekilde sonuçlandıralım. Mektubu okuduğumu bildiğine eminim . Çünkü o gıcık çocuğun ağzında bakla ıslanacak gibi değil her şeyi sana yetiştirdiğine eminim." dediğinde kaşlarımı çatmıştım. Tolgadan bahsediyordu.
Bir şey dememe izin vermeden konuşmaya devam etmişti " O gün uyurgezer bir halde bizim eve geldiğinde cebinden mektubu ben aldım. O zaman okudum ve o günden beri her şeyden haberim var !" dediğinde gözlerim istemsizce dolmuştu.
Biliyordu madem neden beni durdurmak için çaba sarf etmemişti ?
"O zaman bana neden o gün sormadınız ?" dediğimde sesim bir hayli durgun çıkmıştı. Kırılmış mıydım ? Bilemiyorum artık bu duyguyu her gün hissettiğim için hiç yadırgamamıştım.
"Beni yanlış anlama , emin olmadan hareket etmek istemedim." dediğinde sinirlenmiştim. Ya da evlatlık edindiği Leman'a açıklama yapamamaktan mı korkmuştu?
"İyi şimdi de emin olamayacaksınız çünkü asla oraya gelmeyeceğim ! Benim bir tek babam var o da Vedat Dağhan, siz de bunu kabullenin ve peşimi bırakın artık!" demiş ve telefonu kapatmadan hızlıca karşımdaki korumaya sertçe vermiştim. B*k gelirdim ben oraya ! Emin olmadan hareket etmek istememişmiş. Aynen öyledir!
Sinirle arkamı döndüğümde ağzıma bastırılan bir şey ile şok içinde çırpınmaya başlamıştım. Yanımdaki Lara'nın da arkamdaki adam atak yapması ,Seyfi abinin de olaya karışmasıyla mahallenin tamamı da olaya karışmış ve herkes birbirine girmişti. Gözlerim yavaş yavaş kararmaya başlarken son duyduğum şeylerle kafamı olumsuz anlamda sallamaya çalıştım ama olumsuzdu.
"Sabırım da bir yere kadar ! Kızı arabaya bindirin gidiyoruz !"
...
Lara Gökdeniz Anlatımından
Burada tam olarak neler dönüyordu kafam asla basmıyordu. Mucizenin konuşmalarında bir mantık aramaya çalışıyordum ama bir taraf eksik oluyordu ve bir türlü yapboz tamamlanmıyordu.
"İyi şimdi de emin olamayacaksınız çünkü asla oraya gelmeyeceğim ! Benim bir tek babam var o da Vedat Dağhan, siz de bunu kabullenin ve peşimi bırakın artık!" Demiş ve sertçe telefonu karşısındaki korumaya vermişti.
Gözleri mi dolmuştu ?
Mucize Arkasını dönmüş gidiyorken ben de oyalanmadan peşine takıldım. Bir anda Aykut mucizeyi tutarak ağzına bez dayamasıyla adımlarım durmuştu. Ne yapıyordu lan bu ?
Hızlıca Aramızdaki bir kaç adımlık mesafeyi kapatmış ve Aykut'a atak yapmıştım. Kolunu tutup çekmeye çalışmıştım ama güçlüydü. Tüm gücümle ona kuvvet uygularken amacım mucizenin zarar görmemesiydi. Beni sertçe ittirince kendimi bir anda yerde bulmuştum. Canım acısa da yüzümde tek bir mimik oynamamıştı. Öfkem o kadar fazlaydı ki acı hissetmiyordum . "Sabırım da bir yere kadar ! Kızı arabaya bindirin gidiyoruz !" Arkama baktığımda mahalleli ve korumalar birbirine girmişlerdi resmen. Korumalar pek bir atak yapmasa da mahalledekiler onlara asla acımıyorlardı.
Diğer adam mucizeyi kucağına almasıyla düşüncelerimden uzaklaşmıştım. Ayağa kalkmış ve ona doğru koşacakken önümü kesen kişiyle durmak zorunda kalmıştım. Bu Aykuttu.
"Zorlamayın !" demesiyle kaşlarımı öfkeyle çatmıştım. Sana mı soracaktım zorlayıp zorlamayacağımı ? Hiç konuşmadan sertçe gözlerine bakmıştım.
Mucize benim olmayan kardeşimdi. Onu hayatta bırakmazdım!
Ellerimi yumruk yaparak yüzüme doğru kaldırmış ve koruma pozisyonumu almıştım. Bu ona gerekli cevabı vermiş olmalıydı. "Hiç değişmemişsin !" demiş ve gülmüştü. Değişmemişsin derken ? bu adamla daha önceden tanışıyor muyduk ? Gözlerim bir anda onun arkasına kayınca mucizeyi bir arabaya bindirdiklerini görmüştüm. Bu dediklerini daha sonra düşünmeliydim şimdi önceliğim mucizeydi.
Mucizenin dedesi gelinceye kadar onu korumalıydım. Ona böyle bir söz vermiştim. Gerçi söz vermeseydim bile onu korumak için elimden geleni yapardım şimdi olacağı gibi. Bu adamı yenebilirdim ama şuan amacım o değildi. sadece bir süreliğine etkisiz hale getirmek zorundaydım. Çünkü Her an mucizeyi götürebilirlerdi.
"Onu götüremeyeceksiniz." dedim kısa ve öz şekilde. Onun cevap vermesini beklemeden hızlıca aramızdaki mesafeyi kapatıp yüzüne doğru yumruk attım. Anında o da kendini toparlayıp yumruğumu sertçe tuttu. Bana üstten bakarak munzurca gülümsemiş ve "Sen öyle san !" demişti.
Böyle tiplerden nefret ediyordum . Vakit olsa da sana rahatlıkla göstersem !
Sağ yumruğumu sol elinin avucuyla tutmuş ve bırakmıyordu, elimi geri çekmeye çalıştıkça dalga geçercesine kendine doğru çekiyordu. Bu durum ile kaşlarımı çatmış ve Boş olan elimle kasığına yumruğumu geçirmiştim. İşte bunu engelleyememişti. Acıyla inlemiş ve elimi serbest bırakmak zorunda kalmıştı. Hiç vakit kaybetmeden hafif eğik olan sırtına da dirseğimi geçirmiştim. Öksürmeye başlamasıyla onu umursamadan arabaya doğru koşmaya başladım. Bir kaç dakika kendine gelemezdi.
Arabaya geldiğimde ilk gördüğüm kişi mucize olmuştu. Arka tarafta her şeyden habersiz boylu boyunca uzanıyordu. Şoför koltuğunda oturan adam beni fark edince dışarıya çıkmak için kapıyı açmış ve bacağını dışarıya çıkarmıştı ki refleksle Kapıya tekme atmış ve onun bacağını sıkıştırarak engellemiştim. Adam acıyla bağırırken oyalanmadan açık camdan kolumu uzattım ve ensesinden tutup kafasını direksiyona yapıştırdım. Adamın bayıldığını fark edince derin bir nefes bıraktım bunun bu kadar kolay olacağını düşünmüyordum. Zor da olsa yakasından tutarak onu dışarıya atmıştım .
Arkama baktığımda Aykut bana doğru geliyordu. Bir kaç adımını atmıştı ama karşısına çıkan rıza abi ile durmak zorunda kalmıştı. Bunu gördüğüm an rahatlamış ve Arabaya binmek için atak yapıyordum ki Aykut'un bağırışıyla hareketlerim duraksamıştı.
"Kızı yakalayın !"
Dayanamayıp Ona orta parmağımı çektim .Arabaya binmek için kapı kolunu tuttuğumda , benden önce bir adamın kolumu tutmasıyla kaşlarımı çattım. Bu koruma da nereden çıkmıştı böyle? Yumruğumu onun yüzüne geçirecekken arkamdan birisinin benden önce davranmasıyla şaşkınca kalakalmıştım. Koruma önce arabaya kafasını gömmüş sonra da yere yığılmıştı.
Elim havada Arkamı döndüğümde Seyfi abiyi görünce rahatlamıştım. Acayip gerilmiştim lan !
"Hadi hadi bakıp durma atla muavin koltuğuna geliyorlar !" demesiyle oyalanmadan arabaya binmiştim. O da binmiş ve arabayı çalıştırmıştı. Çok şükür ki kontakta anahtar vardı.
Hızla patinaj çektirerek arabayı sürmeye başladığında geriye doğru yaslanmak zorunda kalmıştım.
"Kim bunlar ?" diye sorduğunda aynı zamanda da usta bir şekilde araba kullanıyordu. Mahalleden çıktığımızda arkaya bakmış ve ona cevap vermiştim. "Mucizeye takıntılı, psikopat bir adam varmış onun adamları !" dedim bende sakince
"Vay şerefsiz !" demişti sinirli bir ses tonuyla. Onu umursamadan arada bir arkayı kontrol ediyordum .
"Sen de neymişsin lan bücür !" dediğinde anında dişlerimi sıkmıştım.
"Düzgün konuş benimle !" dediğimde gülmüş ve tek eliyle saçlarımı dağıtmıştı. Sinirle elini kendimden uzaklaştırdım. "Ne yapıyorsun ya !" diye sertçe konuştum ama o bunu umursamamıştı.
"Kızım sen hiç gülmüyor musun? Hep böyle ciddi misin ?" diye sorduğunda cevap vermemiş ve önüme bakmaya devam etmiştim. Ona cevap vermediğimi görünce o da fazla üstelememişti ve hızlı bir şekilde diğer arabalara makas atarak ilerlemeye devam etmişti.
"Galiba bizi kaybettiler .Şimdi nereye gideceğiz ?" diye sorduğunda. Bir süre düşünmüştüm bize götürsem babam bana hiç güven vermiyordu. Zaten götürürsem mucize uyandığı an evi başımıza yıkardı ! En iyisi mucizenin dedesini aramak olacaktı. "Dedesini arayacağım" demiş ve cebimden telefonumu çıkarmıştım. Mucizenin dedesini aradığımda hiç beklemeden telefon açılmıştı. "Alo ?!" diye telaşla konuştuğunda onu bekletmeden karşılık verdim.
"Alo Ali dede biz mucizeyi kurtardık nereye gelelim ." diye net bir şekilde konuştuğumda rahatlamış gibi soluk bıraktığını fark etmiştim. "Mucizeye ver sesini duyayım." dediğinde tahammül seviyem yok denilecek kadar azalmış durumdaydı.
"Veremem baygın sen nereye geleceğimizi bir söylesen çünkü hala güvende değiliz !" sakin olmaya çalışarak konuşmuştum. Şaşırsa da büyük ihtimalle tepkim yüzünden daha fazla soru soramadı ."Vedatların evine gelin " dediğinde "Tamam " demiş ve bir şey demesine izin vermeden telefonu kapatmıştım.
"Saygısız ve tahammülsüzsün bücür." Seyfi abinin konuşmasıyla onu umursamamış ve camdan dışarıyı izlemeye devam etmiştim. Kimseye kendimi açıklamak zorunda değildim. Ayrıca yanlış bir şey söylediğimi de düşünmüyordum . Baygın kıza telefonu mu verseydim ? Ne yapacaktı soluk seslerini mi dinleyecekti? Neden saygısız oluyordum?!
"Kaşlarını çatma hemen !" dediğinde ona bakmamaya kararlıydım.
"Benimle konuşmayı kes ve önüne bak Seyfi abi !" dedim.
"Bak işte " kafasını iki yana salladı "Tahammülsüzsün" diyerek devam etti.
"Biliyor musun ne düşündüğün Umurumda dahi değil!" demiştim ki onun aniden frene basmasıyla öne yapışmaktan son anda kurtulmuştum. Arkaya baktığımda mucize de hiç bir şey yoktu çok şükür bindirmeden önce kemerini takmış olmalılardı. Yoksa onu yerde bulacağımızdan emindim .
Kendimi toparladığım ilk an Sinirle ' Ne yapıyorsun !' diye bağıracaktım ki karşımızda yolumuzu kesmiş bir araba dolusu insanla şaşkınlıkla kalakalmıştım. Etrafımıza baktığımda bizden başka araç olmadığını görünce kendimi tutamayıp küfür ettim.
"S*kt*r!"
"Heh bir tane daha ekledik ağzın da çok bozuk !" demesiyle tersçe ona baktım . Bu durumda gerçekten bu mu önemliydi yani !
Onu umursamamaya çalışarak "Ne yapacağız ?" Diye sorduğumda aynı zamanda da arka tarafa bakmıştım. Arkamız da dolmuştu. "Nasıl buldular bizi !" diyerek sitemle konuştuğumda ilk defa bu denli endişelendiğimi hissediyordum . Kendim için değil ama mucize için acayip derecede endişeleniyordum.
"Araba da takip cihazı olması mümkün ."
"Bunu şimdi mi söylüyorsun !" diye öfkeyle bağırdığımda anında karşılık verdi. "Ne bileyim ben bücür. Anlımda müneccim mi yazıyor benim !"
"Tersleyip durma beni de ne yapacağımızı düşün !" sinirle soluk bırakıp düşünmeye başlamıştım ki . Benim tarafımdan camın tıklatılmasıyla düşüncelerim dağılmıştı. "Heh geldi p*ç !" Seyfi abinin konuşmasıyla kendimi tutamayıp "Sen de çok edeplisin MaşAllah !" dedim.
Kafamı çevirip küfür ettiği kişiye baktığımda bu kişi Aykut'tu. Onu gördüğüm an sinirle "Lafımı geri alıyorum " dedim.
Demiştim tabi demesine ama Seyfi abinin şuh bir kahkaha atması beklentilerim arasında değildi. Bu adam gerçekten delirmiş olmalıydı. Bu durumda da gülmezsin hani !
Seyfi abinin gülmesini kesen şey camı kıracak şekilde tıklatan Aykut olmuştu. "Sona geldiniz artık kızı bize verin !" demesiyle istemsizce gözlerimi devirmiştim. O ise bunu görmüş olmalı ki kaşlarını çatmıştı.
"Ne yapacağız ?" diye sessizce sorumu sorduğumda gözlerimi Aykut'tan ayırmıyordum.
"Ne bileyim ben mahalle sanki daha güvenliydi." dediğinde ona doğru dönüp sertçe omzuna yumruğumu geçirdim. Gülerek omzunu tuttuğunda ben daha da çok sinirleniyordum . "Şaka şaka kızma hemen ! Onları oyalamaya çalışacağız, şu kızın dedesine konum at da buraya gelsinler. " Onunla tanıştığımdan beri İlk defa mantıklı konuşuyordu.
Hızla cebimden telefonumu çıkarmış ve dedeye konumumuzu atmıştım. 'Adamlar etrafımızı çevirdiler' diyerek de altına kısa bir not düşmüştüm. Bir anda cama sinirle yumruk atılmasıyla tersçe oraya bakmıştım. Aykut'un Dik dik bana bakmasıyla Ne var dercesine tek kaşımı kaldırmıştım.
"Sabrımın son demlerindeyim ikiniz de inin şu arabadan " diye sinirle cama doğru konuştuğunda kendime hakim olamayıp "Sıkıyorsa gel indir !" dedim .
"İyi dedin ağzına sağlık bücür de, Neden adamın damarına basıyorsun?" Ciddi mi diye Seyfi abiye baktığımda ciddi olduğunu görünce içimden sabır çektim . Tam ağzımı açıp bir şey diyecektim ki Seyfi abinin sert bir küfür etmesiyle susmuş ve tekrardan Aykut'a bakmıştım.
"5 saniye içinde aşağıya inmezseniz sonuçlarına katlanmak zorundasınız!"
Sorun asla tehdit etmesinde değildi sorun elindeki silahı bize doğrultmasıydı. Karşımızda yolumuzu kesen adamlara baktığımda ise onlar da bize silahlarını doğrultmuş bir şekilde bekliyorlardı.
"Bunların şakaları yok gibi Lara " Seyfi amcanın ciddi bir şekilde konuşmasıyla Alayla karşılık vermiştim. "Yok kamera şakası abi! Sabahtan beri bizimle oyun oynuyorlar. Birazdan da halay çektirerek topuğumuza sıkacaklar. Kime denk gelirse artık" dediğimde gözlerini büyüterek bana bakmasıyla sabır çektim. Dediklerimi kafasında canlandırmadıysa bende bir şey bilmiyorum !
"Ne biçim kafa yapın var senin bücür ?"
"Silahı ateşlememe son 3 saniye !" diye dışarıdaki kıl kuyruk adamın konuşmasıyla Sinirle kontağın üzerindeki anahtara uzanmış ve kilidi açmıştım. "Ne olacaksa olsun !" deyip dışarıya çıkmam ile kıskıvrak yakalanmam bir olmuştu. Yan tarafa baktığımda benden hiçbir farkı olmayan Seyfi abiyi görmüştüm. Tabi onu 3 adam anca zapt ediyordu.
Beni ise şu Aykut pisliği tutuyordu. Kolunu boynuma dolamış ve silahını da beline koymuştu. "Arabayı alın." diye konuştuğunda bu arabanın mucizenin olduğu araba olduğunu anlamıştım. Uyan lan artık ! Kış uykusuna yattı hanımımız!
Yanımdan arabaya doğru ilerleyen koruma ile Başka çarem olmadığı için aklıma gelen ilk şeyi yaptım.
Aykut'un boynuma doladığı kolunu sertçe kendimden ayırdım ve karşımdaki korumanın arkasına geçerek dizine tekme atıp onu etkisiz hale getirdim. Hiç kimseye düşünme fırsatı dahi vermeden adamın Boynuna kolumu hızlıca doladım ve Hiç vakit kaybetmeden aynı zamanda da belindeki silahı aldım. Aykut bize doğru hareket edecekken Silahı korumanın kafasına dayamış ve tehdit edercesine gözlerinin içine bakmıştım. "Hele bir adım at !" diye konuştuğumda kaşlarını sertçe çatmıştı.
Hiç kimse hareket etmezken "Lara dikkat et !" diyerek Seyfi dayının bağırmasıyla refleks ile Arkama dönmüştüm. Yüzüme doğru gelen yumruk ile son anda sağa doğru kaçarak adamın bacak arasına tekme attım. Koruma acıyla inleyip ,daha demin diz çöktürdüğüm adamın üzerine düştüğünde keyifle sırıtmıştım ki sırıtışım ağzıma dayatılan bezle son bulmuştu. "Yeter artık !" Aykut salağının sesini duymam ile Nefesimi tutmuş ve kurtulmak için çaba sarf etmeye başlamıştım.
"Abi birileri geliyor gitmemiz lazım !" diyerek Yanımıza gelen koruma ile beynimde kurtuluş ışıkları yanmaya başlamıştı. Aykut bir anda yukarıdan gözlerimin içine bakmış ve yanındaki adama emir vermişti. "Toparlanın gidiyoruz . " Daha çok kurtulmak için çabalamaya başlamıştım ama nafileydi .
"Bayıl lan artık !" diye öfkeyle konuştuğunda. Daha da hırslanmıştım, Gözlerim hafif hafif gitse de kendimi tutmak için üstün bir çaba sarf ediyordum .
Beni bırakmak için hamle yapacağı an kollarımı ona doladım. Sıkıyorsa git hadi it herif ! Ağzıma dayadığı bezi yere atmış ve bu sefer benden kurtulamaya çalışıyordu . Benim pes etmeyeceğimi anlamış olmalı ki "Hay senin " demiş ve benimle birlikte arabanın arkasına binmişti.
"Bas bas çabuk " diye öndeki adama doğru konuştuğunda gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. Pislik herif !
Sizce diğer bölümde neler olacak tahminleri alayım ?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 10.01k Okunma |
770 Oy |
0 Takip |
24 Bölümlü Kitap |