
Heyecandan ellerim ve ayaklarım titrerken Aleynanın durumunun iyi olması için içimden dualar ediyordum . Laraya sarıldıktan sonra yaptığımın farkına varıp hemen ondan ayrılmıştım bir sevinçle ne yaptığımı bilemeyip ona sarılırken bulmuştum kendimi. Şimdi ise ikimizde olayı tam olarak kafamızda oturtamadan bir taksiye binmiş ve hastanenin yolunu tutmuştuk . İkimizde yaşanan olayları unutmuş ve sadece aleynanın sağlığını yerine gelmesini istiyorduk. Sonuçta kimse böyle olmasını istemezdi ne Lara ne de ben.
Kalbim buruk bir heyecanla atarken bir yandan da aleynanın ailesinin vereceği tepkiyi düşünüyordum. Ya yine beni istemeyip attırırlarsa ?
Böyle bir olay yaşanmasını istemiyordum. Kimse fark etmese de gururum kırılıyordu. Benim hatam yoktu ama nedense bütün suçlu bendim. Lara elini kolunu sallaya sallaya giriyor ve geziyordu kimse ona sesini dahi çıkarmıyordu ama konu ben ve babam olunca herkes aslan kesiliyordu !
Düşüncelerim ile sıkıntılı bir iç çekmiştim.
"O iyi olacak merak etme kurtuldu . Baban da kurtulacak " Laranın konuşmasıyla kafamı ona çevirmiştim.
Bu kız beni motive etmek için bunları söylüyorsa Allah aşkına söylemesin !
" Unutma yalancı şahitlik yapmasaydın babam belki de hiç içeride bulunmazdı" dayanamayıp bende sert sesimle yüzüne bakarak karşılık verdiğimde
"Yalancı şahitlik yapmadım şunu iki de bir söyleyip durma sinirlerimi bozuyorsun " diyerek o da bana karşılık vermişti.
İkimizde sinirle gözlerimizin içine bakarken açıkçası o benim hakkımda ne düşünüyordu bilmiyordum ama ben onun hakkında ne kadar tutarsız bir insan olduğunu düşünüyordum .
"Salak mısın sen Lara ? Neden benim babam şuan cezaevinde !? Keyfinden mi afedersin ama senin kendi malum yerini kurtarmak için yaptığın bir kumpastı "dedim bende sertçe
O ise bu dediğime gülmüş ve gözlerini devirmişti. Kafasını camdan dışarıya çevirdiğinde tekrar konuşmaya başlamıştı. " Baban suçsuzsa neden kabul etti suçunu ! Onun yüzünden oldu ne olduysa ! Eğer kabul etmeseydi bunların hiç biri olmayacaktı " dedi dişlerinin arasından fısıldarcasına konuşmuştu ama ben hepsini net bir şekilde duymuştum .
Garipçe baktım ona ne demek istiyordu?
"Anlamadım ? " Dedim sinirle gülerek hala suçunu başkalarına atıyordu.
" Sen şikayet ediyorsun babamda bizim başımız yanmasın diye olay bizlere sıçramasın diye yalancı şahitliğini kabul etmişken hala yüzsüzce konuşuyorsun Lara " dedim açıklamaya çalışarak tabiki de anlayacağını ummuyordum ama boş boş konuşmasına son vermesi gerekiyordu.
Kafasını cama çevirmiş ve sinir Bozucu şekilde gülümsüyordu. Sinirle bende kafamı önüme çevirdiğimde taksici abi ile göz göze gelmiştik dikiz aynasından adam diyaloğumuzu garip bulmuş olmalı ki ' Hala geç değil psikolog masraflarınızı karşılamaya talibim ' dercesine bakıyordu.
Kaşlarım çatık bir şekilde bakarken adam gözlerini önüne çevirmişti.
Laranın kafası çok farklı çalışıyordu başta bu halini çok seviyordum ama Şimdiki zaman için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Eskiden de çok iyi anlaşamazdık ama ben hep alttan aldığım için bu kadar zıt düştüğümüzü hatırlamıyordum. Galiba işin sırrı buydu ve eminim ki Lara da benim bu kadar yaşanan olaya rağmen alttan almamı istiyordu .
Onun yanında ne kadar sakin olmaya çalışsam da olmuyordu. Derin bir nefes alarak camdan dışarıya kafamı çevirmiş yolun ne kadar kaldığına bakmıştım. Az kalmıştı.
O benim susmamı istiyordu anladığım kadarıyla ama bu artık olmayacaktı.
...
Yazarın Anlatımından
Hastaneye geldiklerinde ikiside taksiden inmiş ve birbirlerinden uzak bir şekilde içeriye girmişlerdi.
Laranın telefonu çalmasıyla derin bir nefes bırakmıştı. Olduğu yerde dururken mucizenin gözden uzaklaştığını fark edince geldiği yolu tekrardan dönmüş ve dışarıya çıkmıştı. Telefonu tam kapanmak üzereyken açmış ve kulağına dayamıştı.
"Efendim baba " dedi cılız ses tonuyla babasından hiç olmadığı kadar korkuyordu. Kendisine zarar vermesinden değil sevdiklerine zarar vermesinden ödü kopuyordu.
"Neredesin sen niye açmıyorsun telefonlarımı ?!" Babasının yüksek sesle konuşmasından dolayı telefonu bir süre kulağından uzaklaştırmak zorunda kalmıştı.
"Arkadaşlarla geziyorduk baba duymamışım " dedi tekrar ve tekrar yalanlarını bir bir sıralayarak.
"Başlarım senin arkadaşlarına ! Çabuk eve gel !" diye tekrardan bağırmasıyla Lara umutsuzca kafasını sağa sola doğru sallamıştı.
"Gelemem hastanedeyim Aleyna uyanmış !"
"Biliyorum gerizekalı bu yüzden arıyorum sabahtan beri işler sarpa sarıyor. Şirketi üstüme almadan Vedatın o hapishaneden çıkmaması gerekiyor !Bu yüzden çabuk buraya gel aklımda başka bir plan var onu hemen uygulamalıyız !" demiş ve kızının yüzüne kapatmıştı.
Lara içinde biriktirdiği öfkesiyle dışarıya doğru haykırmak istiyordu. Bu adamın kuklası olmaktan bıkmıştı artık ! Elindeki telefonu sıkarken gözleri sinirden kan çanağına dönmüştü.
"Bekle sen bekle! Senin o kazdığın çukura ben seni iteyim de gör gününü şerefsiz !" Telefonu cebine koymuş ve taksiye binmiş ve hızlıca evin yolunu tutmuştu. Şuan öfkesini içinde tutması gerekiyordu çünkü babası düşündüğünden daha hırslı bir insandı ve hırslı bir insanın yapmayacağı bir şey yoktu.
Zamanı gelince herkese hakettiğini verecekti şimdi ise sadece yapması gereken sakin olmak ve babasının yapacaklarını önceden bilmekti ...
Mucizenin Anlatımından
İstediğimiz bazı şeyler ne yazıkki önümüze altın tepsi ile birlikte sunulmuyordu bu yüzden bazı şeylerde kendi çabamız gerekiyordu ne olursa olsun daha fazla bu olayın süremesine izin vermiyecek ve hayatıma kötü etkileri olan herkesi hayatımdan çıkaracaktım . Bunları yapabilmem için sadece biraz zamana ihtiyacım vardı .
Arkamdan adım sesleri kesilince durmuş ve arkamı dönmüştüm. Laranın bana bir şey söylemeden uzaklaşması ile ne acelesi var merak etmiştim .
Haber verse ölecekti sanki hanımefendi !
Umrumda değildi ne halt yerse yesin ! Adımlarımı hızlandırarak asansörün olduğu bölüme geldim. Asansöre bastığımda aniden açılmasıyla karşımda gerçek babamı ve polis olan çakma polat alemdarı görmem ile olduğum yerde donup kalmıştım . Yemin ederim ki betim benzim atmış durumdaydı neden bu kadar heyecanlanıyordum bilmiyorum ama ne yazıkki bir türlü duygularımı kontrol edemiyordum . Kendimi toparlamaya çalıştım ne kadar mümkün olurdu bilmiyorum ama tanımamazlığa gelmem lazımdı .
Bir süre onlara bakıp kaldığım için onlarda konuşmalarını kesip kafasını bana çevirmişlerdi. "Binecek misiniz ?" diyerek ilk olarak çakma polat alemdarın konuşmasıyla ne diyeceğimi bilemeyerek kafa salladım ve hızlıca asansöre atladım . Belkide beni tanımazlardı !? hem nereden çıkaracaktı ki canım beni?
"Mucize ?"
Şom ağzıma ...
Gerçek babamın bana seslenmesiyle kafamı yerden kaldırmış ve ona bakmıştım en az benim kadar o da şaşkındı. Bozuntuya vermemek amacıyla şaşırmış gibi yaparak "Aaa merhaba erdem bey ?" dedim abartı bir oyunculukla
İyiki oyuncu değilim!
İkisi de dikkatlice bana bakarken bende ikisini izliyordum.
"Hayırdır birşeyin mi var buraya neden geldin ?" diye sormasıyla şaşırmıştım . Çünkü sadece konuşmayı merhaba iyiyim diyip bitirmeyi planlıyordum .
Tam konuşacakkken çakma yan çarın konuşmasıyla ona bakmıştım. Kolundaki pamuğu çekmiş ve kanayıp kanamadığını kontrol ettikten sonra erdem beyin tuttuğu montu alarak üzerine geçirmişti. O an anlamıştım ki beraberlerdi ve polat için geldikleri de kolundaki iğne izinden de anlaşılıyordu.
" Sen geçen karakoldaki kız değil misin ?" Onun bu dediğini umursamadan, bilerek ona göz devirmiş ve erdem beye bakmıştım.
"İyiyim erdem bey teşekkürler arkadaşıma bakmaya gelmiştim hayırdır siz niye burdasınız ?" diye sordum. Aynı zamanda gözlerim asansörü takip ediyordu bir pot kırmak istemediğim için çabucak buradan inmek istiyordum . Ayrıca bu asansör neden aşağıya iniyor benim yukarıya çıkmam lazımdı keşke binmeden sorsaydım yukarıya mı aşağıya mı diye o zaman hiç binmek zorunda kalmazdım.
Erdem bey eliyle yanındaki polatı göstermiş ve bir şey söyliyecekken polat beyefendi sözünü kesmişti.
"Bir dakika bir dakika baba! Sen beni görmezden mi geliyorsun ?!" diyerek bana soru yöneltmişti ama ben o an kendimi kapatmıştım.
Ne demişti o baba mı ? Ne babası ?
Şaşkınca 0nlara bakarken kal gelmişti resmen o an
"Noldu buna ? " diye erdem beyin bana seslenmesiyle aynı zamanda gözümün önünde sallanan bir adet el gömüştüm. Şaşkınlığımı üzerimden attığım ilk an ise önümde el sallayan polatın elini sertçe ittirmiştim. O ise acıyla inlemiş ve omzunu tutmuştu.
"Oğlum iyi misin ?" diye erdem beyin oğluna yönelik soru sormasıyla bir ona birde Abim olan o adama bakıyordum .
Abi...
Acıyla yüzünü buruşturmuş ve eğilerek kolunu tutmuş bir şekilde acısını geçmesini bekliyordu. Erdem bey ise telaşla onun yüzüne bakıyordu. İyide o kadar sert ittirmemiştim ki galiba orada başka bir yarası vardı ve benim şansıma da bu olurdu ya .
Kafasını kaldırmış ve sağ eli sol omzunda bir şekilde öfkeli bir şekilde bana bakıyordu . Biliyorum hatalıydım ama özür dilemek içimden gelmiyordu çünkü onlar da benim ne yaşadığımı bilmiyorlardı. Aniden abim olduğunu öğrenince ve bu kişinin aylar önce beni kendi isteğiyle sorguya çeken insan olduğunu görünce sinirlerime hakim olamamıştım.
Asansör baya zamandır durduğu için ışıkları kapanınca sinirli bir soluk duymuştum aniden birinin düğmelere basmasıyla ışıklar yanmış ve ben ne olduğunu anlamadan asansör boşalmıştı. kapılar kapanınca ise ben tek başıma mal gibi kalmıştım.
Asansör tekrardan yukarıya doğru çıkarken kendimi tutamayıp ağlamaya başlamıştım . Asansör durduğunda gözyaşlarımı silmiş ve acıyan kalbime teselli cümleleri vererek aleynanın yanına doğru ilerlemeye başlamıştım.
"Geçecek mucize geçecek !"
Kendimi biraz daha topralarken gözlerim bir yandan da Aleynanın kaldığı odayı arıyordu ki kolumdan birinin tutup çekiştirmesiyle hemen arkama dönmüştüm .
"Dede?!"
Dedemin burada ne işi vardı Allah aşkına ?
Koridorun sonuna geldiğimizde etrafına bakmış ve boş koltuklara oturmamı sağlamıştı. "Dede ne oluyor ?" diye sormaktan kendimi alı koyamamıştım.
Yanıma oturduğunda Soluk soluğa kalmıştı. Biraz kendine geldikten sonra bana bakarak gülümsemiş "yaşlanmışım !" demişti.
Onun bu dediğine istemsizce bende gülmüştüm. Bana kollarını açmış ve sarılmamı istercesine bana bakıyordu.
Bende onu bekletmeden ona sarıldığımda burnumun direği sızlamıştı en son kime sarılmıştım acaba ?
"Dede bizim için mi geldin buraya ?" diye sormuştum kısık ağlamaklı bir ses tonuyla
Her ne kadar yanlız başıma ayakta duracağım desemde . Yanımda birilerinin olmasını istiyordum ama bunu ben söylemeden yapmalarını istiyordum.
"Biz hiç gitmedik ki gelsek kerata ?" deyince ona sarılmayı bırakmış ve gözlerinin içine bakmıştım.
"Nasıl gitmediniz ? En son sizi Urfada bırakmıştım ben ?" dedim şaşkınca
"Sizi yanlız bırakacağımı düşünmediniz herhalde ! sizinle beraber arkanızdan geldik. Bu arada komşuluk bitmiş! İnsan bir tatlı falan yapar da komşusuna getirir ama nerdee?" demesiyle gözlerim dolmuş şaşkın bir şekilde ona bakıyordum.
O hissediyormu bilmiyorum ama çok mutlu olmuştum .
"Yanımızdaki eve mi taşındınız ? İyide orada oturan bir amca vardı?" diye sordum.
"İhtiyacı olanları verince hiçbir şekilde itiraz etmedi . " dedi umursamazca
Yüzümden eksilmeyen gülümsemeyle o daha ne olduğunu anlamadan sıkıca ona sarıldım. "Teşekkür ederim dede."
O da bu halime gülmüş ve tekara konuşmaya başlamıştı. " Aleynanın annesi seni istemiyor ."
bunu duymam ile kendimi dedemden ayırmış ve ona bakmıştım. "Ben bir şey yapmadım ki ama ?" dedim üzgün olduğunu fazla belirttiğim bir ses tonuyla.
"Biliyorum ama onuda anlamalısın kızı için endişeli senin o arkadaşını da istemiyor hem O günü hatırlatacak kimseyi istemiyor ." dedi
ben konuşmayınca dedem konuşmaya devam etmişti.
"Doktoruyla konuştum hiç iç açıcı konuşmuyor. Her an her şey olabilir diyor çünkü yüksek bir yerden düştü biliyorsun . " demesiyle onun sözünü keserek ben konuşmuştum.
"İiyide uyandı demekki hala bir şansı var niye karamsarlar bu kadar ?" dedim
"Bu karamsar olmak değil kızım bunlar doğrular . Kendini herşeye hazırla biliyorum yaşadıkların çok ağır şeyler ama güçlü olmak zorundasın.!"demiş ve ayağa kalkmıştı.
"Yani onu göremiyeceğim öyle mi ?" diye sordum .
"Annesi hala sinir krizleri geçiriyor bu yüzden ne yazıkki bu mümkün değil. Senin için söz veriyorum her şeyi haberdar edeceğim ama buraya gelme olur mu mucizem ." demişti.
Bende başka bir çarem olmadığı için kabul etmek zorunda kalmıştım hem zaten kabul etmesem ne yapacaktım ki ? Özür mü dileyecektim yapmadığım bir hata yüzünden .
Dedemden ayrılmış ve evin yolunu tutmuştum. Dedem ise işlerinin olduğunu söyleyerek gitmişti.
Yolda yürürken sahil kenarına geldiğimde bankaların bririne oturmuştum. Kendimi yaşanan olaylardan sonra çok fazla tuttuğum için artık duygu kontrollerimi yapamıyordum . Ağlamak istiyorum durmaksızın kimseyi umursamazcasına ağlamak ve öyle de yaptım . Sahil kenarında yanlız başıma hıçkıra hıçkıra ağladım. Önümden geçen herkes bana garipçe baktılar ama biri bile neyin var diye sormadı ve ben buna da ağladım.
...
Saatlerce ağlamıştım belkide Burada kaç saat geçti anlamamıştım. Sadece gördüğüm havanın kararmış olmasıydı . Gözlerim şişmiş ve yanaklarımda ıslaklıklar kurumuştu. Şimdi ise boşalmış sahilde boş boş denizin dalgasını izliyordum. Hava esmeye başlamıştı. Rüzgardan saçlarım savrulurken buna engel olmadım . Çünkü bari onlar özgür olsunlar istedim .
Saatlerce ağlamak bana iyi mi gelmişti yoksa kötü mü gelmişti bir türlü anlayamıyordum . Düşündükçe ağlamıştım ve ağladıkça da içimdeki duygular tek tek tükenmişti sanki .
Cebimde çalan telefon ile duygusuzca ve üşümekten kırmızı olmuş ellerimde cebimden çıkarmıştım . Arayana baktığımda bu kişi dedemdi. Onu bekletmeden açmış ve kulağıma dayamıştım.
"Efendim dede?" dedim durgun sesimle
"Mucize nerdesin ?"
"Dışarıdayım geçeceğim eve birazdan ne oldu ?" diye sordum. Sağ elim telefon yüzünden donmak üzereydi. sol elimle kapşonumu kafama geçirmiş ve elimi hemen cebime sokmuştum .
"Karakola gelmen lazım ." demesiyle bir şeylerin olduğunu anlamıştım .
"Ne oldu, neden ?" ayağa kalkmış ve telaşlı bir şekilde sorularımı yöneltmişti.
"Buraya gel kızım anlatacağım ." demesiyle telaştan telefonu kulağımdan çekmiş ve cevap bile vermeden yüzüne kapatmıştım . Babama bir şey mi olmuştu.
Karşıdan karşıya hızlıca geçmiş ve taksi çağırmıştım. Onu beklerken bir yandan da sakin olmak için çabalıyordum . Bir süre sonra geldiğinde dediğim yere beni anınnda getirmişti. Taksiciye ücretini ödedikten sonra hızlıca araçtan inmiş ve koşarak karakola girmiştim . Gözlerim dedemi bulduğunda hızlıca onun yanına gitmiştim.
"Noldu dede bir şey mi var ?" Dedim soluk soluğa . O ise kolumdan tutup beni yanına oturtturmuştu.
"Kızım şimdi şöyle ." demiş ve bir süre duraksamıştı. Bir şey olmuştu ve bu babamla alakalıydı bunu anlamıştım ama ne olduğunu öğrenmek istiyordum .
"Dede söyle bir anda !" dedim sinirime hakim olamayarak çünkü böyle yaptıkça ben daha kötü oluyordum.
"Mucize hanım merhaba ?" dedemden gözlerimi ayırdığımda babamın avukatı ile göz göze gelmiştim. Onu görünce dedemi es geçerek ayağa kalkmış ve aynı soruları telaşlıca ona yöneltmiştim. Avukat önce dedeme bakmış ve onay alınca konuşmaya başlamıştı.
"Mucize hanım o gün ki olay ile ilgili bir kayıt elimize geçti. " demesiyle şaşkınlıkla kaldım.
"Yani sizin kavganızın kaydını birisi yapmış ."
Birisi kayıt mı etmişti ?
"İyide terasta kamera falan yok demiştiniz ayrıca Lara, babam, aleyna ve benden başka kimse yoktu orada bundan eminim kim çekmiş olabilir ki kaydı?" dedim öfkeyle
"Kayıt kameralara ait değil ya da birisi tutarak çekmemiş. Bizzat videonun nereden çekildiğini anlamak için dedenizle beraber gittik ve duvar kenarından çekildiğini anladık yani birisi bilerek kamerayı koymuş ve kayıt altına almış " demesiyle kafamdan binbir türlü şey geçmişti.
"Anladığım kadarıyla sizin bu videodan daha önce haberiniz yoktu öyle değil mi ?" dedi tekrardan avukat.
Kafamı iki yana sallayarak hayır anlamında salladım. İyide kamerayı oraya kim koymuştu. Herşeyi geçtim neden bizi çekmek istesin ki ?
Düşüncelerim ile kafama dank eden şeyle gülümseyerek avukata baktım.
"Bu video işi iyi bir şey değil mi yani videonun sonunda babamın onu ittirmediği gözüküyordur?" dedim heyecanıma engel olamayarak.
"Ne yazıkki mucize hanım babanızın ittirdiği gözüküyor sadece sonrası yok !" demesiyle şaşkınlıkla olduğum yerde kaldım. Birisi bizimle oyun oynuyordu bundan artık emin olmuştum.
"Videoyu izlemek istiyorum . " Demem ile cebinden telefonu çıkarmış ve bana uzatmıştı.
Ayakta daha fazla duracak dermanım olmadığı için dedemin yanına oturmuştum. Videoyu izlerken avukatın da dediği gibi herşey kayıt altındaydı ve hepimiz görüş alanındaydık Aleynanın düştüğü yer bile detaylıca gözükecek şekildeydi.
Baştan sona yaşadığımız kavgayı ve babamın bizi ayırışını tekrardan izlemek benim için kötü olsa da hiçbir eksik olmaması için her dakikasını ezberlercesine izledim. Babam aleynanın kolundan tutarak ittirdiğinde video sona eriyordu.
"Bu ne demek oluyor yani şimdi ?" dedim sert sesimle
"Babanız Aleyna uyandığı için şanslı eğer kendi düştüğünü ve babanızın suçsuz olduğunu kabul ederse ortada hiçbir sorun kalmayacak. "demesiyle ona bakmıyordum gözlerim hala videodaydı.
Aleynayı ikna etmeliydim. Yoksa başka çarem yoktu. Onu ikna etmeli ve babamı kurtarmalıydım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 10.01k Okunma |
770 Oy |
0 Takip |
24 Bölümlü Kitap |