22. Bölüm

18. Bölüm

Deniz
kaoscandiraskiimm

7 Temmuz 20071

Halit bey heyecan ve korkuyla doğumhanenin önünde volta atıyor, Baran, Eren, Cihan, Miraç ve hatta ne olduğunu tam kavrayamayan Pars heyecanlarını içlerine atarak koltuklarda oturuyor ve doğumhaneden çıkacak üç kişiyi bekliyorlardı.

 

Aykaçlar'da ise durum çok farklıydı, Melek hanım -üvey anne- doğumhanede can çekişirken Murat -üvey baba- haricinda kimse doğuma gelmeye tenezzül etmemişti.

 

Murat da zaten buraya kızı yada karısı için değil, iki yıldır almak istediği intikamın ilk adımını atmak için gelmişti.

 

Yaklaşık iki yıl önce Melek hanım yine dövüldüğü bir gün daha fazla dayanamayıp evden kaçmıştı. Ne yapacağını, nereye gideceğini bilemezken uzunca bir süre yürümüş sonrasında ise sadece fazlasıyla varlıklı insanların oturabileceği bir villanın önüne gelmişti.

 

O sırada ani bir kararla villanın girişine gidip zili çalmıştı. Verdiği ani karardan şüphe edip gitmek veya kalmak ikilemine düştüğü sırada kapı kucağında bir bebek olan kadın tarafından açıldı.

 

Kadın her yanından kan akan ve üzerindeki beyaz elbise kıp kırmızı olan Melek'e şaşkınlıkla bakarken Melek hızlıca konuşmaya başladı "Lütfen, lütfen yardım edin. Kendimi kurtarabilecek durumda değilim, lütfen yardım edin."

 

Melek kapının yüzüne kapatılmasını belerken, beklemediği bir şey oldu, kapı açıldı ve kendinden birkaç yaş küçük olan kadın içeri girmesi için kenara çekildi. Melek birkaç saniye şaşkınlıka olduğu yerde kala kalsa da sonrasında hızlıca içeri girdi.

 

Kadın, Melek'e bir odayı gösterip oraya geçebileceğini ve birkaç dakika sonra gelceğini söyleyip çocuk sesleri gelen bir odaya girdi.

 

Melek odaya girip bir koltuğa oturdu ve etrafı incelemeye başladı. Birkaç dakika sonra içeri az önceki kandın ve bir adam girip karşısındaki koltuğa oturdular. İkisi de ona bakarken Melek başına gelen her şeyi bir bir anlatmaya başladı.

 

On altı yaşındayken kendinden on dört yaş büyük bir adamın ona istismar etmesini, o adam yüzünden hamile kalmasını, ailesi bunu öğrenince onu o adamla zorla evlendirmesini, o günden beri gördüğü işkenceleri, kocası olacak o adamın sattığı uyuşturucuları, hepsini, hepsini anlattı.

 

Melek anlatmayı bitirip sessizce ağlamaya başladığında kadın hızlıca Melek'e sarıldı ve sırtını sıvazlamaya başladı. Evet belkide Melek'i anlayamazdı, ama empati kurabilirdi.

 

Melek'in ağlaması durunca kadın ve adam dava açabileceklerini, o güne kadar da bu evde kalabileceğini söylemişlerdi.

 

Melek fazlasıyla mahçup olsa da eline geçen fırsatı yok sayamayacağı için kabul etmişti.

 

Her şey fazlasıyla harika giderken, şikayette bulundukları günden beş gün sonra Melek'in telefonuna bilinmeyen bir numaradan bir mesaj gelmişti.

 

+90 534***: Benden kaçabileceğini düşündün mü cidden? Çok salaksın.

+90 534***: Unutma, oğlun hala elimde.

+90 534***: Biliyorsun ki o davayı her türlü ben kazanırım. Gerekirse tüm paramı o hakim ve savcıya yatırır yine de alırım o davayı.

+90 534***: Ama eğer sen şimdi o evden çıkıp buraya gelmezsen oğlunu öldürürüm.

 

Gelen mesajla kas katı kesilen Melek hızlıca yazmaya başladı.

 

Melek: Yapamzsın, o senin de oğlun. O kadar çirkinleşemezsin.

+90 534***: Yapabileceğimi biliyorsun. Karar senin. İki günün var, iki gün içerisinde bu evde olmazsan oğlunu öldü bil.

 

Melek'in gözlerinden boşalan yaşlar telefona düşerken o eve geri döneceğini sindirmeye çalışıyordu. Oğlunun ölmesine göz yumamazdı.

 

Melek o gece ona kapı açan insanların evinden kaçmış ve o cehenneme geri dönmüştü.

 

Murat neredeyse tüm parasını o davayı kapattırmak için rüşvet olarak vermiş ve davayı kapattırmıştı. Fakat uyuşturucuları aldığı ve sattığı teşkilat onun güvenilir olmadığını, onun yüzünden neredeyse pis işlerinin ortaya çıkacağını söyleyerek iletişimlerini tamamen kesmişti.

 

Tüm şöhretini ve tek gelir kaynağını kaybetmiş olan Murat o gün Öztürk ailesinden intikam alacağına yemin etmişti. Şimdi de o intikam için elinde kalan son parasıyla bebeklerin karıştırılmış gibi gösterilmesini sağlamıştı.

 

Naz -karıştırılan diğer kız- yedi yaşına gelince ise onunla iletişime geçmiş, gerçek bir baba-kız ilişkisi kurmuşlardı. Sonrasdında da kızından Öztürk ailesini dağıtmasını istemişti. Naz da zaten anlaşamadığı o aileyi babasının isteğiyle yavaş, yavaş dağıtmaya başlamıştı.1

 

Naz ve Açelya on yedi yaşına geldiğinde ise bebeklerin karıştığı anlaşılmıştı.

 

Herkes Aykaç ailesi ve Nazı'ın hiçbir şeyden haberleri olmadığını sanarken aslında herşeyin arkasında onlar vardı.3

•••••

584 Kelime

Bölüm : 14.04.2025 20:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...