11. Bölüm

8. Bölüm

Deniz
kaoscandiraskiimm

Çok geç attığım için özür dilerim ama hiç yorum gelmediği için yazma hevesim hiç olmadı ve okul çok yoğun olduğu için yazamadım, kusura bakmayın. Ama siz de hiç yorum atmıyorsunuz ve buna çok üzülüyor, yazamıyorum. Eğer bu şekilde devam ederse yorum sınırı getireceğim. Özür dilerim.5

İyi okumalar

-------------------------------------------------------

Uyandığımda beni şiddetli bir karın ağrısı ve keskin bir kan kokusu karşıladı.6

 

Hızla yatakta doğruldum ve düşündüğüm şey olmaması için dua etmeye başladım.

 

Yavaşça yorganı açtığımda kandan ıslanmış yatağı gördüm ve hızla yorganı geri örttüm.

 

Bir süre o şekilde oturup kara kara ne yapacağımı düşündüm.

 

Yatak kandan kıp kırmızı olmuştu, yorganların yerini bilmiyordum ve yanımda ped yoktu.

 

İç ses: Bence Umay hanıma haber ver.

 

Ana ya kızarsa?

 

İç ses: Söylemeyip ne yapacaksın acaba? Kanlı yatakta mı yatacaksın?1

 

Derin bir nefes aldım ve burnuma gelen kan kokusuyla yüzümü buruşturup yataktan kalktım.

 

Önce üstümü değiştirdim ve kanlı kıyafetleri kirli sepetine atıp saate baktım. Saat 6.00'dı. Rahatsız etmek istemesem de Umay hanımdan çarşafların yerini öğrenmeli ve özür dilemeliydim.

 

İsteksizce odanın kilidini açtım ve odadan çıkıp merdivenlere baktım. Bu şiddetli ağrıyla 3 kat merdiveni nasıl çıkacağımı bilmiyordum ama asansörlerden ölesiye korkuyor ve asla binmiyordum, daha doğrusu binemiyordum. Eğer binersem aklıma asansörde yaşadıklarım geliyordu.

 

Bir süre merdivenlere baktıktan sonra "Umarım merdiven çıkıcam diye bayılmam" diye mırıldandım ve merdivenleri çıkmaya başladım.

 

4. kata vardığımda duvara yaslanıp derin nefesler almaya başladığım sırada karın ağrım daha da şiddetlendi.

 

Acıyla inledim ve duvarın kenarına oturup elimle hafifçe karnıma bastırdım.

 

Karın ağrım çok şiddetlendiğinde açık yada yeni bir yara yoksa bunu yapmak az da olsa rahatlatıyordu.

 

Birkaç saniye oturduktan sonra ayağa kalktım ve odanın kapısını çalıp gergince beklemeye başladım.

 

Regl ağrısının üzerine bir de gerginliğim yüzünden karnım daha da ağrımaya başlamıştı.

 

Kapı açılmayınca kapıyı tekrar çaldım. Kapı yine açılmayınca derin bir nefes aldım ve yere oturup ne yapacağımı düşünmeye başladım.

 

Sabahları çok kanamam olmazdı ama saat sekizden sonra çok fazla kanardım.

 

İç ses: Abilerden birine mi söylesen acaba?

 

Saçmalama

 

İç ses: Ne yapmayı planlıyorsun acaba? Onlar uyanana kadar burada mı duracaksın?

 

Derin bir iç çekip neler yapabileceğimi düşünmeye başladım ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu.

 

Maalesef istesem de istemesm de iç sesim haklıydı.

 

Peki hangisine söylemeliydim?

 

Eren bey, Aras bey ve Pars bey olmazdı. Geriye Mert bey, Miraç bey, Cihan bey ve Baran bey kalıyordu. Hangisine söylesem daha az tepki verirdi?

 

Yaklaşık iki dakika boyunca bunu düşündükten sonra Cihan beye söylemeye karar verdim.

 

Sonuçta o bir doktordu ve reglin ayıp bir şey olmadığını bilirdi. Yani, umarım...

 

Stres ve şiddetli karın ağrısıyla ayağa kalktım ve yavaşça merdivenlerden inmeye başladım.

 

3. kata indiğimde Cihan beyin kapısını çaldım. Saat tahminimce 6.45'di fakat emin değildim.

 

Bir kaç saniye sonra kapı açılmıştı.

 

Dağınık saçlarıyla yeni uyandığı belli olan Cihan bey esnemiş ve "Ne oldu?" demişti.

 

Çekingence "Şey..." dediğimde uykulu gözlerle bana bakmıştı.

 

Bakışlarıyla 'Söyle artık ne söyleyeceksen.' dediğinde derin bir nefes aldım ve "Şey... Ben gece uyurken regl olmuşum da yatak kan oldu... Normalde Umay hanıma söyleyecektim ama kapıyı çaldığında açmadığı için size döylemek istedim." dedim ve başımı yere eğdim.

 

Cihan bey anlayışla "Ben sana temiz çarşaf vereyim sen de kirli çarfaı çıkarıp temiz çarşafı serersin sonra da markete gidip istediğin şeyleri alırız olur mu?" dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

 

Cihan bey temiz yorgan almaya gittiği sırada ben de odama indim ve kapıda Cihan beyi beklemeyi başladım.

 

Bir süre sonra elinde çarşaf ve yorganla Cihan bey geldi.

 

Çarşafı ve yorganı alıp teşekkür ettim ve yataktaki kirli çarşafı ve yorganı kirli sepetine atıp temiz çarşafı yatağa geçirip yorganı serdim.

 

Odadan çıkıp kapının önünde duran Cihan beye "Tekrardan çok teşekkür ederim" dediğimde Cihan bey "Teşekkür etmene gerek yok." diyip telefonundan saate bakmış ve "Saat yedi, daha marketler açılmamıştır. İstersen saat sekize kadar oyalan sonra markete gideriz." dediğinde başımı onaylar anlamda sallamış ve odama girip dolaptan bir havulu alıp odamdaki banyoya girdim ve sıcak suyun altına girdim.

 

Sıcak suyla karın ağrım biraz azaldığında derin bir nefes aldım ve şampuanı elime sıktıktan sonra saçımı köpürttüm. Saçımı duruladıktan sonra duş jeli ile vücudumu yıkadım ve sıcak suyun altında biraz daha durduktan sonra duşa kabinden çıktım.

 

Havluyla her yerimi kuruladım ve bir tomar peçete alıp iç çamaşırıma koydum. Giyindim ve saçımı tarayıp kuruttum.2

 

Banyodan çıktım ve salona inip Cihan beyin yanına oturdum.

 

Cihan bey bana bakıp "Çıkalım mı?" dediğinde başımı onaylar anlamda salladım ve evden çıkıp arabaya bindik.

 

Hava o kadar soğuktu ki kazak giymeme rağmen üşüyordum.

 

Hızlıca arbaya bindiğimizde Cihan bey hemen arabanın klimasını açtı.

 

Bir süre sonra araba sıcacık olduğunda rahatladım. İkimiz de kemerlerimizi taktığımızda Cihan bey gaza basmış ve markete doğru gitmeye başlamıştık.

 

Birkaç dakika sonra markete geldiğimizde arabadan indik ve markete girdik.

 

Markete girdiğimizde direk olarak ped reonuna gittim ve iki paket ped aldım. Pedleri sepete koymak için Cihan beyin yanına gittim ve sepete koydum.

 

Cihan bey bana bakıp "Tatlı bir şeyler almak istermisin? İstersen buradan yada pastaneden alabiliriz." dediğinde şaşkınlıkla ona bakmıştım. Daha önce bir kişi hariç kimse beni bu kadar düşünmemişti. Gözlerim dolmaya başladığında göz temasını hemen bozmuş ve "Olur." demiştim.4

 

Cihan bey gülümseyip "Ne istersin?" dediğinde "Fark etmez ama size zahmet olmasın burdan birşeyler alalım." dedim ve atıştırmalık reonuna yürümeye başladık.

 

Atıştırmalık reonuna geldiğimizde içindeki küçük Açlya mutlulukla zıplarken çocuksu bir neşeyle bir avuç dolusu çikolata ve gofret alıp sepete koydum.

 

Cihan bey neşeme gülümseyip "İstersen sıcak su torbası da al ne olur ne olmaz." dedi. Kafamı tamam anlamında salladım ve bir sicak su torbası alıp sepete koydum.

 

Cihan bey "Alacağın başka bir şey var mı?" diye sorduğunda başımı hayır anlamında salladım ve kasa sırasına geçip beklemeye başladık.

 

Sıra bize geldiğinde aldıklarımızı kasaya bıraktık. Kasiyer abla aldıklarımızo kasadan geçirirken biz de poşete dolurduk.

 

Cihan bey aldıklarımızın parasını ödedi ve marketten çıktık.1

 

Poşti arabanın bagajına koyduk ve arabaya binip eve gitmeye başladık.3

 

Birkaç dakika sonra eve geldiğimizde arabadan indik ve bagajdan poşetleri alıp eve girdik.

 

Eve girdiğimizde çalışan ablanın kahvaltı hazırladığını gördüm. İçimden keşke ağrım olmasaydı da yardım edebilseydim diye geçirdim.

 

Merdivenlere yöneldiğimde Cihan bey bana bakıp "Neden asansöre binmeyip kendini yoruyorsun Açelya?" dediğinde "Asansörlerden korkuyorum da o yüzden." dedim.

 

Cihan bey tebessüm edip "Anladım, istersen poşetleri bana ver, ben de odanın önüne bırakayım. Hem sen de ağırlık taşımamış olursun." dediğinde tebessüm edip kafamı olur anlamında salladım ve poşetleri Cihan beye verdim.

 

Cihan bey asansöre bindiğinde ben de merdivenlerden çıkmaya başladım.

 

2. kata (odasının olduğu kat) çıktım ve odamın önünde Cihan beyi beklemeye başladım.

 

Birkaç dakika sonra Cihan bey geldi ve poşeti verdi. Gülümseyip "Her şey için tekrardan teşekkür ederim." dediğimde o da gülümseyip "Teşekkür etmene gerek yok, ayrıca hazır olunca kahvaltıya inersin." demiş ve parmağının ucuyla burnuma ufak bir fiske vurmup gitti.

 

Yaptığı bu hareketle ilk bir kaç saniye şaşkınlıkla olduğum yerde dikildim.

 

İç ses: Hayır Açelya abine düşemezsin.18

 

Derin bir iç çektim ve odama girip kapıyı kilitledikten sonra pedi takıp odadan çıktım.

 

Alt kata indim ve mutfağa girip yardım etmek için çalışan ablanın yanına gittim. Yanına yaklaşıp "Yardım edebilir miyim?" diye sorduğumda bana bakıp tebessüm etti ve "Çok teşekkür ederim kızım." dediğinde elime bir kaç tabak alıp yemek odasına gittim.

 

Elimdeki tabakları masaya dizdiğim sırada abla da gelmiş ve elindekileri masaya dizmişti.

 

Bana bakıp tebessüm etti ve "Çok sağ ol kızım." dedi

 

Ben de ona tebessüm ettim ve "Ne demek. Bu arada sizin isminizi sormayı unuttum, kusura bakmayın." dedim. Abla "İsmim Hatice güzel kızım." dedi.

 

Bir kaç dakika konuştuktan sonra "O eşşek sıpaları gelir birazdan. Ben de mutfağa gideyim." dedi ve yemek odasından çıktı.

 

Masada her zaman oturduğum yere oturdum ve diğerlerinin gelmesini bekledim.

 

Yaklaşık bir dakika sonra Cihan bey, Mert bey ve Miraç bey geldi ve sofraya oturdular.

 

Bir süre sohbet etmiş ve sohbetlerine beni de katmaya çalışmışlardı fakat onların da üvey ailem gibi olmalarından korkuyordum.

 

Sonuçta beni şu ana kadar dövmemiş yada dokunmamış olmaları sonsuza kadar bu şekilde devam edeceği anlamına gelmezdi.

 

Hayatımda şu ana kadar sadece iki kişiye güvenmiştim. Biri vefat etti diğerinin ise nerede olduğunu bilmiyordum.17

 

Bir süre sonra yemek odasına herkes geldi ve kahvaltı ettik.

 

Bu eve geldiğimden beri hiç aç kalmamıştım. Günde üç öğün yiyorum ve üvey alime ile birlikte yaşarken bırak güne üç öğünü günde bir öğün yiyebildiğime şükür ediyordum.

 

Kahvaltıyı bitirdikten sonra herkes işe, okula gittiğinde hızla odama çıktım ve yatağıma uzanıp gözlerimi yumdum.

 

Çok yorgun ve bitkin hissediyor, bu yüzden de bir an önce uyumak istiyorum.

 

Annemin vefatından sonra her gün rahatlamak için annemin bana anlattığı masalları tekrar tekrar kendime anlatarak uyurdum. Bir alışkanlık haline gelmişti artık.

 

Her zamanki gibi annemin masallarından birini kendime anlatırken gözlerim yavaşça kapandı ve uykuya daldım.

---------------------------------------------------

Sizden tekrar tekrar özür diliyorum, gerçekten hiç bölüm yazasım yotu ve tatilden sonra okul beklediğimden yoğun geçince bocaladım. Bu bölüm biraz aceleye geldi çünkü yeni bölümü daha fazla geciktirmek istemedim. Sizden tekrar tekrar özür diliyorum.4

Umarım güzel yazabilmişimdir.

1336 kelime

Bölüm : 26.11.2024 16:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş