8. Bölüm

Alıntı

Fatma EL
karanliginkizi

“Emin ol ki karşı tarafında düşüncesi senden farklı değil.” Kafamı salladım. Sanki ağızımı açsam kelimeler yerine ağızımdan alev çıkacak gibi hissediyordum. Boğazıma bir şey sıkışmış gibi yutkunmamı engellemeye başlamıştı. Babamda Brenden ‘a kafa sallayıp konuşmaya devam ettiler. Daha fazla burada kalmaya dayanamayacağımı anlayıp ayağa kalktım. “İzninizle odama geçiyorum.” Babam bana bakıp konuştu. “Bugün suikast ekiplerinin liderleri saraya gelecek Amaris, abin olmadığı içinde senin bu toplantıya katılmanı istiyorum. Sözcü sana onlar geldiğinde haber verir.” Kafamı sallayıp Toplantı Odasından çıktım. Hızla geçiş koridorundan geçecekken Ivan ‘a çarpmamla hafifçe geriye sendeledim.

Akmaya hazır olan gözyaşlarımı saklamaya çalışıp ona baktım. “Pardon sizi görmedim Prenses…” Sözü yarım kaldığında kaşları çatık bir şekilde bana baktı. Yanından geçecekken önüme geçmesiyle durmak zorunda kaldım. Gözleri etrafı kısaca tarayıp yeniden bana döndü. “iyi misin sen Amaris? Çok solgun görünüyorsun.” Derin bir nefes alıp ona döndüm. “İyi değilim Ivan abi…” Kaşları daha da çatıldığında sadece benim duyabileceğim bir sesle fısıldadı. “Kendini toparladıktan sonra Kütüphaneye gel orada olacağım abicim.” Kafamı sallayıp aynı hızla odama yürüdüm. Odama girdiğimde kapıyı örtüp başımdaki tacı yere fırlatmam bir oldu. Gözümden düşen yaşlar ile yere çöktüm. Elim giydiğim elbisenin yakasını çekiştirip birkaç düğmeyi koparttı. Taca sıkıştırılmış saçlarım yüzüme döküldüğünde bir elimi yere dayayıp ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım iç çekişlerime karıştı. Birçok kez yüzümü sildim ve birçok kez yüzüm yeniden ıslandı.

Ağlamam durmadan ayağa kalktım. Gözümün önü hafif kararırken dengede durmayı bir şekilde başarıp banyoya yürüdüm. Soğuk suyu yüzüme defalarca çarptıktan sonra gözlerimdeki kızarıklık azda olsa gitti. Islanmış bebek saçlarım alnıma yapışmıştı. Yaş ellerle banyodan çıktığımda aynanın karşısına geçip oturdum. Elime tarağı alıp saçımı hunharca taramaya başladım. İçimdeki acı istemsizce beni kendime acı çektirmeye yöneltiyordu. Bu bir nevi beynimi harekete geçirme duygusuydu. Konuşurken sesim titremesin diye tırnaklarımı avuç içlerime geçirirdim. Davetlerde tiksindiğim kişilere karşı olan mide bulantım geçsin diye parmak etlerimi yolardım. Ağlarken ağlamam durulsun diye saçlarıma zarar verirdim. Ben içimdeki acıyı dışımdaki acıyla yarıştırıp dışımdakinin kazanmasını sağlardım. Çünkü biliyordum ki dışımdaki yara ne olursa olsun kapanırdı. Ama içimdeki yaranın kapanması imkânsızla eş değerdi.

Tarağı saç köklerime batırırken yüzümdeki ifade gördüğüm en kötüsüydü. Tarak her kafa derime battığında vücuduma acı yayıyordu. Hafif karıncalanma hissi gözlerimi kapatıp açmamı sağlıyordu. Elim bu işkenceye daha fazla ortak olamayıp güçsüzleşti ve tarağı yere düşürmemi sağladı. Başımı makyaj masasına yaslayıp ellerimi saç diplerime sabitledim. Pekte uzun olmayan bir sessizliğin ardından kafamı kaldırdım ve derince nefes alıp verdim. Düşen tarağı yeniden elime alıp saçımı düzledim ve sıkı bir topuz yaptım. Sağ gözüm seğirmeye başladığında içimdeki çöküş çoktan bana sinyal veriyordu. Yeni bir taç alıp kafama oturttuktan sonra aynadan son kez kendime bakıp gözlerimin altında biriken yaşları sildim ve şalımı alıp odamdan çıktım. Cam merdivenleri kullanıp aşağı indiğimde Ana Salon boş boştu. Ayakkabılarım sesi yankılanırken daha fazla duramayıp diğer şatoya geçen cam merdivenleri tırmandım.

Bölüm : 19.10.2025 22:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...