Arkadaşlar herkeze merhaba bölüme geçmeden önce bir şey söylemek istiyoris.Oy sayıları giderek düşüyor bölümler okunuyor fakat oy almıyor.Benim bu durumda yapacağım şey sınır koymak nekadar istemesemde.2
Gördüğüm kişi iremdi ama bu nasıl olur gözlerim ona özlemle bakıyordu yıllardır görmediğim,sevdiğim kız şuan aşşağıdaydı gidebilirdim ama gidemezdim çünkü beni hatırlamıyordu.elime değen elle irkildim,yanıma baktığımda kübrayı gördüm "senin ameliyatını yapan oydu"dedi konuşurken aşşağıya bakıyordu "abii"diye ekledi sözlerine başımı onun gibi aşşağıya çevirip "efendim"dedim "bizi hatırlayacak demi?"dedi Kübra son sözünden sonra ağlamaya başlamıştı.
Elimi omzuna atıp kendime çektim "hatırlayacak abicim hatırlaması için elimden geleni yapıcam"dedim gözlerim iremdeydi,sözlerim yemin eder gibi çıkıyordu.
İreme pastayı uzatan kişi yönünü bize dönmüş yüzü ortaya çıkmıştı "ateş"gördüğümüz yüzle ikimizde şaşırmıştık "n-nasıl olur"dedi Kübra yumruğumu sıkıp "demekki anonimin dediği doğruymuş.İremi ateş kaçırmış" dedim ve hızla arkamı döndüm "onu öldürmessem benimde adım Yağız değil" adımlarımı koridora doğru ilerlettim "abi yapma,iremin bizi böylemi tanımasını istiyorsun?"kübranın son sözüyle durdum gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
"Noluyo burda" Hazarın sesiyle arkamı döndüm.Lucas önde hazar onun bir adım arkasında ve onun yanında sabahki kadın vardı."yok bir şey,odaya geçelim"dedim ve ilk önce Hazarın yanındaki kadına baktım sonra Hazara "seninde bana anlatıcak bir şeyin var heralde"dedim Hazar başını salladı ve odaya geçti ardından biz.
Odada sıkılıp kafeteryaya indim ordan kahve alıp bahçeye çıktım ve çardağa oturdum ve telefonla ilgilenmeye başladım.
Bir kaç saat sonra omzuma değen elle arkamı döndüm ve döner denmez konfetiler patladı,herkez bir ağızdan iyiki doğdun demeye başladı elindeki pastayla önde duran Ateş önde duran ateş bana gülümseyerek bakıyordu.Buna hazırlıksız olduğum için başta korkmuştum fakat sonra bende gülmeye başladım pastanın mumlarını üfleyip arkadaşlara sarıldım.
Gözüm etrafta Sinemi arıyordum fakat yoktu hemşirelerden birine dönüp "Sinem hemşire nerde?"diye sordum hemşire aklına yeni gelmiş gibi arkasını döndü ve çantasından birşey çıkardı "Sinem'in başı ağrıdığı için eve gitti hocam ama size bunu verdi ve mutlu yıllar diledi"dedi gülümseyip elinden hediyeyi aldım tam açacaktım ki "hocam durun!"dedi hemşire tek kaşımı kaldırıp "ne oldu?"dedim "Sinem hemşire hediyeyi evde açmanızı istedi"dedi bu durum bana garip gelsede başımı salladım anın tadını çıkardım.
İreme işimin olduğunu söyleyip ordan ayrıldım arabama bindim ve mezarlığa doğru sürdüm.Mezarlığa vardığımda yan koltuğunda duran çiçeği aldım,arabadan inip onun mezarına doğru ilerledim.
Mezarın başına geldiğimde elimdeki çiçeği toprağın üzerine koydum ardından ellerimi açıp fatiha okumaya başladım.
Fatihayı bitirdikten sonra mezarın yanına oturdum "ben geldim Sinem ben geldim bücür"dedim başımı mezar taşına yaslayıp "bu gün senin doğum günün bücür bizimde tanıştığımız gün"derin nefes alıp "tanıştığımız gün hala dün gibi aklımda bücür"5
Ne yapacağını bilmiyordu küçük çocuk annesi ve babası ölmüştü.Artık özgür olmasına mı sevinmeliydi yoksa tek kalmasına mı üzülmeliydi.Olduğu yerde diz çöktü gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı kollarını yüzüne sarıp sakinleşmek çalıştı."İyimisin?"duyduğu sesle başını yukarı kaldırdı küçük çocuk ona uzatılan mendile ve karşısındaki küçük kıza şaşkınlıkla bakıyordu "iyiyim"dedi en sonunda ağzından kelimeler çıkmayı başarmıştı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |