“Bir sorun mu var?” Diye sordum.
Yüzüne sahte bir gülümse koydu. “Yarın önemli bir dövüş var, onu hatırlattılar tamamen aklımdan çıkmış.” Dedi.
Yine zorlu ve yorucu bir dövüş olacağı kesin. Sürekli ölümle burun buruna olan bir adamı sevmek; kalbime ağırlık veriyordu, bir şey olacağı düşüncesi korkunçtu...
“Yanında olmak istiyorum,” dedim.
Kaan, sarıldı. “Yanımdasın zaten!” Dedi.
“Bunu kastetmediğimi biliyorsun,” dedim.
“Yarın erkenden yola çıkacağız, gidelim artık.” Dedi.
Yüzümü astım “Of!” Dedim ve Kaan’ın peşinden eve doğru gittim.
Herkes, bir yerlerde uykuya dalmıştı. Kaan, elimi tuttu ve yukarı gitmek için adım atıyordu ki “Nereye?” diye sordum.
“Ben gidiyorum, sen burada kalıyorsun.”
Kaşlarını çattı, yeşil gözleri masumiyetle bakıyordu. “Neden, burada kalıyorum?” dedi.
“Öyle istiyorum,” dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum.
Merdivenlerden çıkarken “İyi uykular!” dedim ve kendi odama geçtim.
Üstü kapalı şeylerden nefret ederdim ve yalnız kalmayı tercih ederdim. Benden bir şey saklaması ilişkiye zarardı. Bunu bilecek biri iken böyle davranmasında ki sebebi merak ettim. Sorulara yanıt bulamayacağımdan kendimi uykuya teslim ettim.
.....
Uyandığımda baş ucumda annem ve babam vardı. “Günaydın!” Dediler.
“Günaydın! Neden başımda dikiliyorsunuz? Ürkütücü bu!” dedim.
“Korkmanı gerektirecek bir şey mi yaptın?” diye sordu babam.
“Hayır, tabiide yapmadım. Ne oluyor ya size sabah sabah!” dedim.
Annem ve babam gülmeye başladılar.
“Güzel kızım,” deyip sarıldılar.
“Hadi aşağıya sürprizimiz var!” dediler.
Yataktan hızla çıktım. “Hadiii aşağıya,” dedim ve annem ile babamla aşağıya indik.
“Nerede sürprizim?” diye sordum.
Babam, elimi tuttu ve kapıya doğru yürüdük. Kapıyı açtığında ise karşımda Amerikan’ın en ünlü motosiklet modellerinden biri vardı. Ama bu çok çok güzeldi. Babamın boynuna sıkıca sarıldım. Bu hayal ettiğimden bile güzeldi.
“Teşekkür ederim babacığım, teşekkür ederim anneciğim,” dedim ve daha sıkı sarıldım.
Karşımda duran motosiklete gittim, koleksiyonuma bir tanesini daha ekledim. Bunu yalnız yapmayacaktım, Kaan’a haksızlık mı oluyor, diye düşünmüyor değilim ama ölü dahi olsa o hep anılarımda olmaya devam edecek, silip atamam ki...
Gözümün dolduğunu fark eden annem, saçlarımı okşadı, elleriyle kolumu sıvazladı.
Doğu “Hayırlı olsun yengecim, artık bir tur verirsin!” dedi, ortamdaki havayı dağıtmak için. O sırada yengem kelimesine gıcık olan babam, öksürüyor gibi yaptı.
Sevgilim olmasını başka biriyle mutlu olmamı her şeyden çok isteseler de beni asla kimseyle paylaşamayacak bir babam vardı. Dünyadaki en büyük şansım.
“Sadece bir tur içinse neden olmasın,” diye karşılık verdim şakasına.
Kaan, yanıma gelmeyince ben yanına gittim. “Sorun nedir?” diye sordum.
“Sorun yok, hayırlı olsun canım,” deyip öptü.
“Bunu konuşacağız, kesinlikle.” Dedim.
“Konuşacak bir şey yok, akşam orada olmam lazım.”
“Tamam, gidiyoruz merak etme.” Dedim ve aileme doğru gidecek iken “Öyle demek istemedim.” Dedi. Bir şeyi kırdıktan sonra tamir edemezsin ya!
“Anne baba!” dedim, Kaan’ı duymamazlıktan gelerek.
“Canım!” diye karşılık verdi babam.
“Olur,” dedi ve anneme döndü “Hayatım, hazır mısın?” Dedi.
Annem “Çantamı alıp geliyorum,” dedi, birlikte içeri geçtik.
Ben yukarı kata odama çıktım. Eşyalarımı toparlıyordum. Kapı açıldı ve Kaan geldi.
“Öyle demek istemediğimi sende biliyorsun,” diye konuya girdi.
“Öyle mi? Ne demek istedin Kaan?” dedim ve kollarımı kavuşturdum.
“Önemli bir maçım var söyledim sana, akşam orada olmam lazım.” Dedi.
“Tamam, sorun yok biz evimize sende maçına!” dedim ve çantamı alıp çıktım.
“Özür dilemek bu kadar zor mu, senin için?
Bir şey diyemedi. Diyemez, ne denilirdi ki! Bu kadar zor ve imkansız ise bende o’nu dinlemeyecektim.
Dışarda bekleyen ailemin yanına gittim ve arabaya bindim.
Kaan, ardımdan çıksa da dönüp bakmadım...
Sessizce yolu izledim. Derin ve Poyraz’a da haber vermeden çıktım. Telefonumu çıkardım ve mesaj attım “Biz çıktık ailemle, haber veremedim.” dedim ve gönderdikten sonra telefonu sessize aldım.
“Çok sessizsin canımın içi, sorun nedir?” diye sordu babam.
“Bunu şimdi konuşmak istemiyorum,” dedim.
“Bak güzel kızım her ilişkide inişler ve çıkışlar vardır, önemli olan o sorunları nasıl hallettiğiniz, bak bize otuz yılı devreceğiz. Bu demek değil ki hiç sorun yaşamıyoruz, kavga ya da tartışmıyoruz. Her sorunumuzu konuşarak, çözüyoruz, çözmeden üstünü kapatırsan ilerde karşına çıkacaktır illa!” dedi.
“Bu yüzden güzel kızım, tartışmanın derinine in ve sorunu çöz her tartışmanın mutlaka bir çözümü de var.” Dedi annem.
İçimizdeki deli yelin savrulup dağıttığı ne varsa toparlanmalıydı...
Evimize gelmiştik artık. Uykudan uyanıp, kendimi kendi yatağıma attım.
.....
Uyandığımda saat altıydı, telefonumu elime aldım ve Bir çok mesaj ve arama vardı. Sessiz de kaldığı için görmemiştim.
“Kızım, neredesin? Aç şu telefonu” en son mesajı buydu Derin’in.
Poyraz ve Anıl bir kaç kez aramıştılar.
Üçümüz ve Anıl’ın olduğu gruba yazdım. Tek tek mesaj atamazdım.
“Heyy! İyiyim sadece uyuyordum. Hadi toplanın dövüşe gidiyoruz,” deyip attım.
Anıl hemen yanıt verdi “Ne dövüşü lan, kimi döveceksin!” dedi.
“Hiç kimseyi Kaan’ı izlemeye gideceğiz,” dedim ve telefonu kapattım.
Kıyafetlerimi ayarlayıp, yatağın üzerine bıraktım.
Banyoya girdim ve duş aldım. Çıktığımda kıyafetleri üzerime geçirdim.
Saçlarımı kuruttum, makyajımı yapıp aşağıya indim ve Derin, Poyraz’ın yanında Anıl’da vardı. Herkese “selam” dedim ve öptüm.
Anıl ile ortam biraz kasvetliydi ama sonuçta artık böyle şeylere alışmamız lazımdı.
Doğu’dan konum aldım ve yola çıktık.
İlk kez görecek gibi heyecan ile kalbim atıyordu. Annemlerin dediği gibi sorunu halledecektim.
Artık varmıştık. Hızla arabadan indim. Etrafımızda çokça kalabalık vardı. Kalabalığı yararak, yapılan yere vardığımda...
Mercan ve Kaan sarılmış bir halde ilerliyorlardı...
Yapmaz ya demeye utanıyorum. Herkesten her şeyi beklerdim, bunu yaşamayı hak ettiğimi düşünmüyordum. Kalbimi aşka tekrardan açıp, böyle kırıp dökmesini anlayamıyorum madem gideceksiniz ne diye insanların hayatına girip dengeleri alt üst ediyorsunuz?..
Okur Yorumları | Yorum Ekle |