

Arabada üçümüz bir ilerlerken babam sürekli bana bu süre zarfında nerede olduğumu soruyordu. Ona açıklama yapmam gerektiğinin farkında olsam da ne demem gerektiğini bilemiyordum, gözlerine yerleşen kızarıklık yüzünden kendimi suçlamaktan alıkoyamasam da bakmaya utanıyordum.
"Yaşlı babanı daha fazla üzmek mi istiyorsun kızım?"
Şaşkınlık içinde baktım ona nasıl böyle düşünebilirdi ben onun daha fazla üzülmemesi için kelimelerimi kafamda toparlıyordum.
"Baba? Benim iyileşme ihtimalim yoktu biliyorsun."
Babam başını salladı, Vefaya baktım gerçekten bu dünyada en iyi dostu her zaman Lavin sanırdım benim hakkımda yıllardır görünen o dost dolu gözlerinin arkasındaki caniden habersizdim ama Vefa herkesten daha gerçek bir dost olduğunu göstermişti bana. Onun sayesinde bugün burada ayakta duruyordum.
"Evet kızım sonra?"
Babam beni kendime getirdiğinde gülümsedim.
"İki buçuk yıl önce Vefa buldu tedaviyi baba. Keremle aramız iyi değildi, normal olarak iyi değildi çünkü yaşadığım trajedi hepimizi etkilediği gibi onu da etkilemişti. Vefa bana beni tedaviye götürmeden önce Kereme bu durumdan bahsetmek istese de ben buna karşı çıktım biliyorsun o zamanlar en azından göz kapaklarımı oynatabiliyordum ve o şekilde iletişim kurmuştuk. Herkesten gizli olmasını istedim baba. Sağolsun Vefa beni kırmayarak isteğimi yerine getirdi. Yurt dışında çok bilinmese de bilgili ve yetenekli bir doktor ekibi tarafından tedaviye başladım. Yaşanan her şeyden haberim olmasına rağmen kimseyi sağlığıma tam kavuşmadan umutlandırmak istemedim baba, en çokta senin için sustum. Gözlerinde tekrar kırılmış bir umut görmeye dayanamazdım bu yüzden ne kadar zor olsa da iletişime geçmedim. Eğer iyileşmeseydim inan bana beni öldü olarak bilmeniz daha çok mutlu ederdi beni. Zaten yaşamıyordum baba o halde ölüm benim için daha iyiydi ama şükürler olsun ki gerçekten iyileştim. Bu süreçte Keremin benimle olan evliliğimizi feshetmesine bile kızmadım zaten bizim evliliğimiz ben felçli kaldığım gün bitmişti ama onları yine de tebrik etmek isterim. Benim yokluğumu unutturan en yakın dostum ve eski kocama bir tebrik etmem çok normal değil mi?"
Babam bana bakıyordu ama biliyordum canımın ne kadar yandığını anlamıştı bu süreçte nasıl yıprandığımı görmek istiyordu ama Keremin gerçek yüzünü ona göstermenin bir anlamı olmayacaktı, bu saatten sonra hiçbir şeyin bir önemi yoktu ya da ben artık sağlığıma kavuştuğum için umursamıyordum. Geçmiş benim için acılar ve ihanetler ile doluydu ama biliyordum her şeyin bir karşılığı olacaktı. Allah büyüktü o zamanlar her şeye isyan edecek haldeyken rabbim önüme çok güzel bir kapı açarak beni yalnız bırakmadığını göstermişti bir kez daha rabbime teslim olmuş ve kurtulmuştum. Karşımda bana şefkatle gülümseyen Vefaya baktım kalbi Keremden daha güzeldi geçmişte yaşadığı bir trajedinin bizi bu hale getireceğini bilemezdim ama getirmişti beni kurtaran oydu o benim tek dostumdu. Yurt dışında sırrıma ortak olnuş kimseye bir şey söylemeden her defasında beni görmeye gelip sağlığımı yakından takip etmişti. Düğün yeri olarak Lavin yine beni şaşırtmamıştı tam da ondan beklediğim gibi şehrin en gösterişli yerinde düğün organizasyonu ayarlamışlardı.
Bütün davetliler yavaş yavaş katılırken babam hala sıkıntı ile bakıyordu bana.
"Emin misin kızım?"
"Eminim baba bizim Keremle ilişkimiz zaten bitmişti."
" O zaman burada durmanın bir anlamı yok gidelim kızım. Senin bir daha asla uzulmeni istemiyorum ben."
Ah be babam benim, kızını artık kimse üzemez ki! Şefkatle yaslandım ona hala arabadaydık Vefa önden inerek misafirlerin arasına karıştığında sadece zamanı bekliyordum. Yaklaşık yarım saat sonra Telefonuma Vefadan gelen mesajla gülümsedim ve babama döndüm.
"Hadi babacığım gidelim."
Babam cevap vermedi hala kararsız gibiydi ama oma sevecen bir şekilde gülümsedim güçlüydüm. Banam galiba hala karşısında her şeye ağlayan duygusal ezik kızı olduğunu sanıyordu ama ben değişmiştim beni ağlaya ağlaya değiştirmişlerdi. Arabadan indiğimizde boydan boya Kırmızı giyinmiştim. Artık en sevdiğim renkti gücü simgeliyordu benim için. Davetlilerin hemen hemen hepsi ayakta iken beyazlar içerisinde Keremin koluna girmiş Lavini gördüm, neşeli gülümsemesi bir ışık gibi parlıyordu, mutluydu bunu inkar edemezdi. Ve iki buçuk yıl sonra karşımda eski kocam Keremi gördüğümde sanki bir şimşek çakmıştı bedenimi. Tüm kanım karıncalanıyordu. Yaşadıklarım sanki teker teker gözümde canlanıyor tüm acılar tekrar musallat oluyor gibiydi. Titredim ama istemsizdi. Gözlerimi kısarak baktım sakin olmalıyım bu bizim ilk karşılaşmamız olacaktı ve beni bir daha güçsüz, kaybeden olarak göremeyecekti. Yüzündeki gülümsemenin bir maske olduğunu biliyordum. Onu öyle tanımıştım ki rol yapmada nasıl bu kadar iyi olduğunu acı bir deneyim ile öğrenmiştim.
Derin bir nefes alarak babamın koluna girdim ve güçlü ama kibar bir şekilde gülümsedim. Sadece beni fark edecekleri o anı beklemeye başladım. Kerem ile Lavin nikahlarının kıyacakları o açıklık alana vardıklarında içten bir şekilde davetlilere göz gezdirip gülümsüyorlardı o an daha kendimi fark ettirmemek için başımı eğdim daha vakit gelmemişti.
Lavinin seçtiği gelinlik benim gelinliğime ne kadar çok benziyordu, vay canına her şeyi ile ben olmak istiyor gibiydi. Sanki ben hiç var olmamışım gibi hissettirmek istiyordu. En başından beri ben yokmuşum gibi hissettirmek istiyordu. Varlığım yokmuş gibi, en başından beri kendi varmış gibi. Tiksinir gibi gülümsedim ama gözlerim ateş saçıyordu emindim.
Nikah memuru konuşmasına başladığında ilk olarak Lavine sormuştu.
"Kerem Beyi koca olarak kabul ediyor musunuz?"
Kısmında Lavin bağırarak evet diye haykırırken büyük bir alkış kopmuştu. Sıra Kereme geldiğinde, gülümsememi bozmadan babamın kolundan çıktım ve sorun yok anlamında baktım ona çünkü babam her an bana bir şey olacakmış gibi sıkıntı ile bakıyordu bir an olsun ayıramıyordu bakışlarını benden.
Nikah memuru kereme sorduğunda hafifçe bir kki adım öne çıktım ve beni fark etmesini bekledim.
"Lavin hanımı eş olarak kabul ediyor musunuz?"
Tam olarak bu soru anında duran davetliler arasında ileriye doğru adımlar attığım için Keremin ve diğerlerinin dikkatini çekmiştim. Mikrofon Kereme dogru uzatılmıştı, ikisi de şok içinde bana bakarken Keremin ağzından sadece tek bir kelime çıkmıştı.
"A-Arya?"
Konuşmasına gerek yoktu, şoktan donmuş gibiydi, ortalığı ölüm sessizliği kaplarken kimse bir şey anlamaz haldeydi. Fakat ben gülümseyerek ellerim ile alkışlamaya başladım.
"Tebrikler."
Tek kelimem ile tüm düğünün orta
sına bomba gibi düşmüştüm..
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |