

Kerem, bir kaşık yemek götürdü ağzıma sonra dudaklarımın kenarından akan yemek artıklarını sildi. Ne derse dersin ağlamaya devam ediyordum, sözlerinde yalan yoktu ama ruhum utanıyordu. O gece babamlar teselli cümlelerinin ardından evden ayrıldıklarında Kerem hissetmeyen bedenimi bir oyuncak gibi kendine çekerek en sevdiğimiz filmi açmıştı ne kadar zorlasam da olmuyordu dudaklarım aralık kaldığı için sürekli salyalarım akıyordu ve Kerem beni şans meleğim her seferinde sabırla, iğrenmeden salyalarımı siliyordu bir bebek kadar hassas dokunuyordu bana. O kadar profesyonel yapıyordu ki filmden gözlerini almadan sürekli beni öpüyordu. Her şeyimi verirdim o an o öpücükleri.
“Karıcığım ister misin bu yere tatile gidelim ilerde?”
Filmde gösterilen Prag da bir sahneydi sorusuna karşı sadece sessizlik ama loş ışıkta kesişen gözlerimizde umutla gülümsüyordu pes etmeden. Küçük bir öpücük kondurdu dudaklarıma.
“Hım demek küsüz? Baksana bakışlarınla konuşurken bugün sessizsin?”
Gülümsemesi yavaş yavaş soldu dudaklarında ne diyebilirim ki Kerem? Ne dememi istiyorsun? Veya nasıl bakmamı?
Gözyaşlarım cevap verdiğinde hiç düşünmeden silip zoraki bir gülümseme kondurdu yine dudaklarına.
“Şişt! İyileştiğinde gideceğiz şu an değil, bu hafta birkaç görüşmem daha var senin için merak etme kocan her şeyi halledecek.”
Bazen anı kurtarmak için yapamayacağımız sözler veririz, boyumuzdan büyük laflar etmek demenin canlı kanıtı idi bu sözleri, o kadar emindi ki sanki tüm dünyayı bile hiç zorlanmadan o an sırtlanabilirdi. Ben yine suskun bir şekilde bakarken beni kollarının arasında teselli eden kocamın sevgisi ile sarmalanırken uyuyakalmıştım. En azından uyumayı seviyordum artık uyuduğumda başıma gelen bu durumdan bir nebze olsun sıyrılabiliyordum sanki, bazen kazadan önceki hallerimi görüyordum. Kereme baba olacağının haberini verdiğim o zamanlar ama sonra derin bir karanlık beni kendine çekerek gerçekliğin tokadı ile tanıştırıyordu.
Gözlerimi hızla açtığımda loş bir ortamda buldum kendimi artık bu duruma bile alışıyordum. Her günüm bir öncekinin aynısı olmaya başlamıştı. Sabah işe gitmeden önce Kerem kahvaltımı yaptırıp ilaçlarımı içiriyor, hizmetliler öğle yemeğimi ve toplantısı olmadığı sürece akşam yemeklerimi yine Kerem yediriyordu daha sonra beni sarıp sarmalıyor ben uyuyakalıyorum ardından yine kabuslar eşliğinde hızla uyandığımda Keremin tam yanı başımda bana sarılı bir şekilde huzursuz bir ifade ile uyurken görüyordum. Her gece üşenmeden beni yatağımıza taşıyor sabah uyandığımda beni gitmeden aşağı kata taşıyordu ama ifadesi değişmişti her an tetikte durur bir ifade oturmuştu çehresine kazadan beri.
Sonra bir gün kaçınılmaz bir değişiklik gerçekleşti. Bir sabah uyandığımda Kerem yoktu yanımda, önce banyoda falan sandım ama yanılmıştım yoktu gitmişti. Odanın çalınan kapısının ardından içeriye giren hizmetçi bana baktı.
“günaydın efendim Kerem Bey’in acil bir toplantısı olduğu için çok erken çıkması gerektiğini size iletmemi istedi, sizin uykunuzu bölmek istemediği için uyandırmamış. İzninizle bu sabah kahvaltınızı ben yaptıracağım.”
Ama, ama Kerem ben uyusam bile beni kucaklayıp indirirdi ama hayır benim kocam kötü biri değil gerçekten işi acil olmasa böyle bir şey yapmazdı. Ben sessizlik ile karşılık verdiğimde hakkım olmadan yapılan onca şeye rağmen kocama kırılmıştım halbuki beni nereye koyarsa koysun ben her zaman o yerdeki bir minder gibi olacaktım, durduğum yer fark etmiyordu ama bu halimden utanırken her şeye alınır olmuştum. Kahvaltımı yaptıran hizmetçinin ardından kapının çalınan sesini duydum sadece birkaç dakikanın ardından odaya daha önce görmediğim birkaç orta yaşlı kadın ile evin aşçısı girdi elinde bie telefon vardı.
“hemen gösteriyorum Kerem Bey.”
Elindeki telefonun ekranını bana doğru döndürdüğün de kocam tüm kırgınlığımı unutturacak şekilde gülümseyerek bana bakıyordu.
“Bir tanem, güzel karım benim günaydın güneşim, özür dilerim bugün çok acil olduğu için erken çıktım bu gönderdiğim kadınlar ben olmadığım zamanlarda sana yardım etmek için varlar olur mu bebeğim ama merak etme her zaman değil sadece bunun gibi acil durumlar için gelecekler. Seni çok seviyorum bir tanem akşam görüşmek üzere.”
Telefonu kapattı ama o an sanki yerin dibine girmek üzereydim o ana kadar her şeyimle Kerem ilgilenirken ilk defa yabancı ve ifadesiz bir kadın altımı değiştirmişti. Sadece ağlıyordum odada başka kimse olmasa da bu durum beni daha da sarsmıştı ama konuşacak dilim yoktu sessizlik içinde isyan etmekten başka bir şey gelmiyordu elimden. Kadınların işi bittiğinde odadan çıktılar ben ise saatlerce ağlamaya devam ettim. Bir ara ağlamaktan bedenim değil ama ruhum yorulmuştu ve gözlerimi hafifçe kapattığımda odaya hızla dalan birinin gürültüsü ile irkildim ve bana korku dolu gözlerle ağlamış bir şekilde bakan Lavin ile karşılaştım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |