

Kaç saattir öyle kaldıklarına dair bir fikri yoktu Aryanın kapıyı suratına kapattıktan sonra Vefa ile akşam buluşmak istediğini yazarak babası gibi hazırlanmaya çıkmıştı üst kata. Çıkış kapısına geldiklerinde yoklardı gitmişlerdi içi içini yesin diye içinden ne kadar beddua varsa hepsini sayıyordu Arya.
O akşam iki buçuk yılın ardından ilk kez eskisi gibi aynı masada karşı karşıya oturdu baba kız. Aryanın elini sımsıkı tutarken mutluluk gözyaşlarını tutamıyordu Gökmen bey. Allah ona öyle bir mucize sunmuştu ki nasıl şükredeceğini bilemiyordu.
“İyisin değil mi güzel kızım?”
“Evet babacığım ülkemi, seni çok özlemişim.”
“Bir daha gözümün önünden ayrılma olur mu? Beni bir kez daha sensiz bırakma ben sen yokken annenin mezarına bile gitmeye cesaret edemedim. Utandım.”
“Utanılacak bir şey yapmadın babacığım benim, sen benim bu hayatta sahip olduğum en güzel hediyesin. İyi ki senin gibi bir babam var.”
Gözleri buğulandı Gökmen beyin ama asıl düşündüğü kızının gözlerindeki kırılmışlıktı bir şeyler saklıyordu ama anlatmıyordu onu zorlamaktan korkuyordu ama zaten sonrasında öğrenecekti her şeyin bir zamanı vardı. Yaşatılan her duygunun bir karşılığı olacaktı…
Güzel geçirilen o geceden sonra Gökmen bey ne kadar ısrar etse de kızından önce eve gitmek için arabaya bindi Arya oturduğu mekanda Vefa ile görüşmek için beklemeye karar vermişti. On dakika sonra Vefa Gökmen beyin yerini aldığında gülümsüyordu.
“Ortalığın içinden geçtin bütün medyanın dilindesin. Resmen araftan dönmüş diyorlar senin için.”
Arya dudağının bir kenarını kıvırdı sadece. normaldi bir anda ölümden dönmüştü kolay değildi ama onun ölümü fiziken değil ruhen gerçekleşmişti.
“Ben gittikten sonra ne oldu peki düğünde?”
Vefa arkasına yaslandı rahat bir tavırla bakıyordu. Gözlerindeki yaramaz bakışları Aryanın tahmin ettiklerini doğruluyor gibiydi.
“Tam bir kaos. Lavin benimle evleneceksin diye Kereme ağlamaya başladı, bir anda tüm misafirler sizi konuşmaya başlarken Kerem şoktan ne olduğunu anlayamadı bir süre ama sonra evlenmekten vazgeçtiğini açıkladı. Babamlar delirdi, düğün karıştı Lavin, Keremin arkasından ona yetişmeye çalışırken gelinliğine takılıp düştü yarısı yırtıldı derken Keremin bir an duraksamasından faydalanıp yetişti. O kadar çok ağladı ki makyajı hep aktı o an gerçekten bir canavara benziyordu. Kısacası düğün iptal oldu.”
“Beter olsunlar gerçi olacaklar. O lavinin o halini görmeyi çok isterdim ama ne kadar kendimi hazırlasam da onları görmeye hala dayanamıyorum.”
“Haklısın. Kardeşim olması umurumda değil sana yaptıkları affedilemez.. Tabii lavini de es geçmemek lazım.”
“Yarın kurul ile görüşeceğim.”
“Nasıl yani? Kaybolduğun sürede gerçi öncesinde Keremin senden aldığı parmak onayı ile hisseleri ona geçmişti. ee üzerine bir de kaybolunca kuruldan da çıkarılmıştın nasıl olacak?”
“Merak etme elimizdeki kozu oynayacağım. Haksız yere aldığı tüm haklarımı geri alacağım. O Kerem beni ezik sanmaya devam etsin. Kozumu bu kadar erken oynamayı düşünmüyordum ama mecburum o ite katlanamıyorum.”
“Emin misin Arya? Bak o koz sayesinde Keremi içeriye bile attırabilirsin.”
“Hayır Vefa, içeriye girmesi içimi soğutmaz anladın mı gözümün önünde yaşarken ölmesini istiyorum. Bu arada Vefa, beni kurtarma sebebini anlıyorum ama Kereme karşı bu öfkenin asıl sebebi nedir? Bana hiç anlatmadın ne kadar sorsam da merak ediyorum, ona karşı seni bu kadar acımasız yapacak ne olmuş olabilir?”
O an Vefanın yüzünü bir sis gölgeledi, suskunluk prangaları ele geçirdi sanki onu, bakışlarını kaçırdı Aryadan. Rasgele olan bir anda kamera kayıtlarını görerek Aryanın neler yaşadığını öğrenip yardım etmişti ama asıl sebebi başkaydı ve bu ömür boyu suskunluk yemini ettiği bir olaydı ve kendi kendine bile sesli dile getirmeye cesaret edemiyordu. Her seferinde bir umut soruyordu Arya cevabını öğrenebilmek için ama yoktu yine susmuştu Vefa, tüm keyfi kaçmıştı o an kendine kızdı Arya. Hayatını kurtaran dostunun her seferinde üzülmesine sebep oluyordu.
“Yaa!”
Neşeyle keyfini geri yerine getirmeye çalıştı.
“Sormadım say, hadi başka şeylerden konuşalım bak çok güzel bir akşam tadını çıkaralım.”
Vefa zorda olsa gülümsemeye çalıştı ama kalbinde sürekli kendini hatırlatan o acı gülümsemesine bile izin vermiyordu hakkı yokmuş gibi.
“Arya?” dedi Vefa gözlerindeki acıyı gizlemeye çalışarak. Karşısındaki bu genç kız çok güçlü bir savaş vermişti. Sorusunu es geçti ama başka bir soru ile yanıtladı onu.
“Efendim?”
“Hamile olduğunu öğrendiğinde çok mutlu olmuştun değil mi?”
O an kalbindeki asla onarılamayacak bir acıya değinmişti Vefa, ilk kez soruyordu böyle bir soruyu. Ne kadar üzüldüğünü bildiği için asla sormamasına rağmen böyle bir soru beklemese de gülümsedi acı acı. Üç hafta taşımıştı onu karnında üç haftalık bir annelik duygusu yaşamıştı hiç hissedememişti varlığı ile yokluğu aynı gibiydi ama kalbinde bir boşluk yaratmıştı bile ama en büyük acısı haklıydı Kereme söylediklerinde. Allah Keremi bildiği için bebeklerini bu dünyaya gelmeden almıştı yanına.
“Evet, çok hem de kendi anneme doyamadığım için belki de Vefa ama üç haftalık olmasına rağmen karnımda bir canlı taşımak dünyanın en kutsal hissi gibiydi. O an bu haberi Kereme verirken ki heyecanımı bilemezsin. O günü yaşamasaydık belki de bu halde olmazdık ama ama her olayın her zaman iki sonucu vardır eğer biz kaza yapmasaydık ben asla Keremin gerçek yüzünü göremeyecektim, belki görünmeyen bir yalanın içerisinde yaşayacaktım yıllarca, çocuğumuz doğacaktı, büyüyecekti ve biz hala bir yalanın içerisinde yaşamaya devam edecektik belki de gizli gizli aldatacaktı beni, gizli gizli nefret edecekti benden. Sonra bir gün yaşlandığımızda huzurla geçirdiğimiz o günlerin birinde ben gözlerindeki sahte sevgisinin arkasındaki dolan gerçek nefretini gösterecekti bana o zaman. O zaman hiç kaldıramayabilirdim Vefa. Yıllarca bir yalanın içinde yaşamak işte o zaman iki dünyada da ruhum huzur bulamazdı. Sanki tüm hayatımı yalansız, dolansız geçirmeye karşılık, bir hayata karşılık bir hayatı feda etmişim gibi. En çokta bunun için affedemiyorum onu Vefa. Benim hayatım bu kadar mı değerli diyorum bazen? Rabbim bana ikinci bir şans verdi mutluyum ama kaybettiğim o canlıyı düşündükçe kalbimdeki boşluk sızlıyor. Keremin de sızlasın istiyorum Vefa, böyle var ya ağlasın çaresizlikten.”
Bunu derken gözlerinden akan yaşları fark etmedi bile Arya, kalbinden geçiyordu sözleri acıydı bunu Vefa Aryanın yerine geçmeden bile hissetmişti, kendine geldiğinde hemen akan yaşları sildi Arya. Vefa acı acı gülümsedi.
“BİR HAYATA KARŞILIK BİR HAYAT ARYA.”
“evet.”
“Sana bahşedilen hayayı güzel kullan, sonuna kadar hak ettiğini unutma. Kardeşim bile olsa yaptıkları affedilemez ben her zaman haklının, doğrunun yanında oldum. Dostumun yanında oldum olmaya da devam edeceğim.”
Uzanıp Aryanın elini tutarken, Arya anlamasa da ısrarla sorduğu sorunun dolaylı da olsa cevabını vermişti Vefa. Çocukluk dostuna destek olurken gerçekten Keremin gidip suratına yumruk atmamak için o da kendini tutamamıştı arya hemen kendini toparladı ağladığı için hala kendine kızıyordu
“EE, başka ne oldu anlatsana?”
“Ne olacak, Kerem senin ardından evine doğru peşine düştü yol boyu nasıl olur? Kim kurtardı bu kızı falan gibi sürekli kendi kendine konuştu ben söyleyecektim de sen söyleme dediğin için sustum.”
“Hayır hayır Vefa, sen değil zamanı gelince öğrenecek eğer şimdi söylersek o şok ile seni suçlar bunun olmasını istemiyorum.”
“Ondan korkmadığımı biliyorsun.”
“Korktuğunu düşünen kim? Sadece senden değil Vefa benden duymasını istiyorum.”
“Tamam, hadi geç oldu seni evine bırakayım, yarın zorlu bir gün olacak.”
Arya ile eve giderken Kerem bir şekilde Aryanın yeni numarasına ulaşmış binlerce mesaj atmıştı buluşmak için fakat bunları sonradan görmüştü arya. Hepsinde gülerek okuyordu mesajlarını. Merakından delirmişti ve bu his Aryanın keyfini yerine getiriyordu.
Ertesi gün, üzerine giydi siyah iddialı şık elbisesi, yaptığı saçları, makyajı ile kahvaltı masasında babası ile gülerek kahvaltı yapıyorlardı. Nasıl özenerek bakıyordu koltukta yatarken, konuşamıyorken, yemek yiyemiyorken o an anlamıştı Arya sağlık en kıymetli hazineydi ve Vefa haklıydı kendisine bahşedilen bu ikinci hayatı sonuna kadar hak etmişti kaybı için her gün yas tutuyordu ama yaşayacaktı her gününün hakkını vererek yaşayacaktı.
Vefa kurul toplantısını hazırlarken Kerem merakla odaya girmişti.
“Ne oluyor Vefa, benden habersiz ne kurul toplantısı bu?”
Vefa ellerini kaldırarak ben masumum der gibi bakıyordu kardeşine.
“Arya yazdı dün gece yarın acil olarak kurulu topla ve Kereme çok güzel bir sürprizimin olduğunu söyle dedi.”
O an sinirlendi Kerem birkaç adımda hırsla Kardeşi ile göz göze geldi.
“Bana bunu şimdi mi söylüyorsun Vefa hem Aryanın numarası neden sende var bana hiç cevap vermeyip seninle mi mesajlaşıyor?”
O an Vefa da sinirlendi, kolay sinirlenmezdi ama kardeşine karşı içinde dinmeyen gizli öfkesini artık bastırmakta zorlanıyordu. İki elini de yumruk yaptı.
“Bana bak Kerem, Arya benim çocukluk dostum, kız kardeşim anladın mı? seninle iletişime neden geçmedi acaba düşün istersen. Kızın en yakın dostu ile sevgilii olup evlendiğin için olabilir mi? yada evliliğiniz bittiği için olabilir mi? benimle hiçbir zaman bir derdi olmadı geldiğinde o benim numaramı bildiği için dün yazdı bana anladın mı? üstelik şimdi haberin oldu işte git de yerine otur.”
Kerem sinirden boğa gibi sinirlense de sadece sustu o an telefonuna gelen mesajla ortamdaki gerginlik havada asılı kaldı. Kerem hırsla telefonunu çıkardığında hala keskin bir şekilde Vefaya bakıyordu. Mesajı açtığında sinirini, öfkesini unutarak hemen toplantı odasından çıktı ve kendi odasına doğru nerdeyse koşar adım ilerlemeye başladı. Odasına girdiğinde Arya kendisini oturması gereken koltukta iki elini yanlara dayamış rahat bir tavırla kendisini bekliyordu. güçlü bir gülümseme kapladı yine yüzünü. Kerem şok içerisinde kendisine bakarken Arya gülümsemesini artırdı.
“Vaov! Mesajıma bu kadar hızlı bir yanıt beklemiyordum şaşırttın beni. Seni beklerken koltuğun rahat mı diye baktım sonuçta artık benim koltuğum olacağı için rahatlığını kontrol etmeliydim ama eskimiş her türlü yenisinin alınması gerekecek ne de olsa yeni sahibine yeni koltuk değil mi KEREM?”
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |