13. Bölüm
🌹 / KÜÇÜĞÜM / 13. BÖLÜM

13. BÖLÜM

🌹
kireina

Ders bittiği anda hayal kırıklığına uğraşmıştım, gitsin istemiyordum dudaklarımı büzdüm ve moralimin bozukluğunu gizleyemeden baktım gitme ya neden gidiyorsun? Dememek için zor tutuyordum kendimi.

Zühal kolumu çürüttüğü için onun tarafındaki kolumu artık kullanamıyordum bile. bıkkın bir şekilde baktım.

“Böyle olmaz Zühal al kolumu tamamen senin olsun.”

“Bana bak tüm ders hocanın götünü izledin resmen.”

Dudaklarımı araladım.

“Ne?”

Zühal kahkaha atmaya başladığında ben Kuzey hocanın yüzüne baktığımı sanıyordum.

“Dalga geçme ya adamın niye poposuna bakayım?”

“Kızım valla adam arkasını döndüğünde götüne bakıp duruyordun, nasıl bir hayale daldıysan fark etmemişsin bile şey gibi resmen hani derler ya götünle mi dinliyorsun. Kuzey hoca resmen güzel götüyle tüm kızlara dersi dinlettirdi ama ben edepli bir insan olduğum için bakmadım. Seni dürttüm ama maşallah göte geldiniz. Haahahahahahah. Oha ağzımla random attım.”

Diyip tekrar kahkaha atarken utançtan kıpkırmızı olmuştum.gerçekten böyle bir şey mi olmuştu o kadar odaklanmıştım ki Kuzey hocaya neresine tam olarak baktığımı kestiremez haldeydim. Adam varlığı ile benliğimi ele geçirmiş gibiydi. Derin bir iç çektim.

“Dün hikayesine baktığımı biliyormuş.”

Zühal içtiği suyu sıranın üzerine doğru püskürttü.

“Ne!”

Başımı salladım.

“Dahası da var. Öğretmenler odasındayken Betül hoca tam dediğin gibi beni Kuzey hocanın yanında böyle imalı sözlerle rezil edip küçük göstermeye çalıştı ama Kuzey hoca bozdu Betül hocayı. Dolaylı yoldan beni ve diğer öğrencileri korudu galiba.”

“Oha, oha eeee başka ne dedi.”

“Asıl mesleği başkaymış. Öğretmen değilmiş matematik bölümünü bitirip özel bir rica ile bir yıllığına gönüllü öğretmen olarak gelmiş. Teknik olarak öğretmenimiz değil bence, gönüllü öğretmenimiz.”

“Oha! Yanında yoktum yaşanan olaylara bak. O Betül boklusuna da oh olsun. Bokunda kavrulsun o. Zaten kendini bir halt sanıyordu iyi yapmış Kuzey hoca.”

“Gelirken de hikayeme bakmışsın attığım zaman başlardaydın dedi, ben çok utanınca diğer öğrencileri de görüyormuş normal dedi. Beni tanımış ismimi, soy ismimi falan.”

Zühal hayalperest bir şekilde baktı.

“Ah aşk! Demek ki alışkın böyle ilgiye falan. Artık gönüllü de olduğuna göre yürü gitsin kızım zaten valla insanlar aşkı zor buluyor herkese böyle keko, eline dedesinin seccadesinden veya camiden çaldıkları tesbihler ile racon kesmeye çalışan süt bebeleri düşüyor bak senin ki kekoya da benzemiyor yapış buna bırakma.”

“Zühal, senin ki deyip durmasana ya benim değil ki o.”

Kızarıyordum, öyle bir hayal kurduruyordu ki olmasa da olacakmış gibi hissettiriyordu. Zühal gerçekçi gibi görünse de hayalperestti de cesaretin her hayali gerçekleştireceğine inanırdı. Omuzlarını silkti.

“Valla ben aşık olsam çabalardım.”

“Emre ye aşıktın niye çabalamadın?”

Zühal düşündü ve boş sıraya baktı.

“Emreye karşı hissettiklerim aşk gibi değil sanki daha çok hoşlantı gibi geliyor. Aşk bence daha farklı, daha tutkulu, benzersiz bir duygu.”

“Aşık olmadan aşkı nasıl bu kadar iyi tanımlayabilirsin ki?”

Diye sorduğumda otuz iki diş gülümsedi.

“Çünkü ben müneccim boku yemişim.”

Baygın baygın baktım işte ciddiyetinin sonuna gelmişti.

O gün okul çıkışına kadar bir daha görmemiştim Kuzey hocayı, hava yağmur yağacak gibi kapanmaya başlarken ben bulutlara bakıp sadece Kuzey hocayı düşünüyordum. Gülüşü o kadar güzeldi ki içimde kötü olan ne varsa götürüyor gibiydi. Okul çıkışı Mustafa söz verdiği gibi elinde bir paket mama ile beni bekliyordu. okulun arka tarafına doğru beraber ilerlemiştik. Gerçekten dediği gibi kediler açtı ve benim getirdiğim mamalar yetmiyordu. Mustafaya baktım, şefkatle yemek yiyen kedilere bakıyordu. Ona baktığımı hissederek bana baktığında gülümsedim gerçekti gülümsemem nezaket amaçlı değildi.

“Teşekkür ederim Mustafa, sayende karınları daha çok doyuyor.”

Mustafaya olan ön yargılarım teker teker yıkılıyordu, hiç görmediğim yönlerini görüyor gibiydim. Gülümserken kısılan gözleri ile daha sevimli oluyordu, yüzünde oluşan mimik çizgileri gülerken daha belirgindi.

“Her gün getiririm istersen.”

“Olur, bende getiririm.”

Daha fazla konuşmadık ama ihtiyacımız yok gibiydi. Geçen sene neden ondan kaçar gibi uzaklaştığımı düşündükçe sanki Mustafa haksızlık yapmış gibi hissediyordum halbuki gerçekten iyi bir arkadaştı, bana karşı hissettiği duygulardan bağımsız iyilik yapıyor gibiydi. Kediler yemeklerini yediklerinde ayağa kalktık beraber. Mustafa ile sohbet ederek okulun ön tarafına ilerlerken biri bizi izliyordu, kafamı önüme çevirdiğimde dejavu gibiydi. Kuzey hoca yine arabasının kapısı açık bir elini yumruk yapmış, ciddi bir ifade ile bize bakıyordu. Soğuktu bakışları bugünkü gülen gözleri sanki silinmiş gibi öyle üşütüyordu bakışları. Gülümsemem yüzümde dondu benden ziyade bana gülümseyerek bakan Mustafaya bakıyordu şimdi. Benim baktığım yöne baktığında Kuzey hocaya anlamadan selam verdi Mustafa ardından yollarımız ayrıldığı için acele bir şekilde ayrılıp kavşağa doğru ilerlemeye başladım. Kavşaktan sağa doğru ilerlerken Kuzey hocaya bakamamıştım bile. ara sokağa girdiğimde arkamdan gelen araba sesi ile yan tarafa geçmiştim arabanın geçmesi için ama geçmiyordu, umursamadan yürümeye devam ederken bu kez benimle aynı hizaya gelen arabayı yine umursamayarak yürümeye devam ettim. Başım yerde Kuzey hocanın neden öyle sinirlendiğini düşünüyordum sadece.

“Kardelen!”

Yan tarafımdaki arabadan gelen sesle sıçradım korkudan. Başımı çevirdiğimde aynı ciddiyet ile bana bakan Kuzey hoca ile karşılaşmayı asla beklemiyordum. Durdum, şaşkınlıktan bedenim kendi kendine error vermiş gibiydi.

“Hocam!”

Kuzey hoca, arabasını durdurdu tamamen, açık olan penceresine doğru yaklaşıp ön koltuğunun kapısını açtı.

“Kardelen biner misin?”

“Ne- neden hocam?”

“Yağmur yağacak evine kadar bırakayım bu tarafa gidiyorum zaten!”

“Yok hocam zahmet etmeyin evim biraz ileride.”

“Evin baya uzak biner misin şu arabaya?”

Evimin uzaklığını nerden biliyordu ki?

Dudaklarım aralandı o an heyecan ve gerilim hattı gibiydim. Hareket etsem çarpılacaktım. Kuzey hoca çok sinirli bakıyordu. Korkmuştum ne olduğunu bilmeden bir korku sarmıştı içimi. Rica etmiyordu bakışları emreder gibiydi. Yutkundum saçlarıma düşen ilk yağmur tanesi ile irkilip, kirpiklerimi kırpıştırdım.

“Yok hocam yine de sağ olun ben yürürüm.”

“Kardelen sen mi binersin yoksa ben mi ineyim arabadan?”

Dumura uğramış gibiydim şu an ne yaşadığımızı bile anlayamıyordum zaten kalbim onu görünce yarış atı gibi hızlıyken böyle ciddi olması ayrı bir korkudan hızlandırıyordu kalbimi. Sadece beklerken yağmur hızlanmaya başlamıştı.

“Islanıp hasta olacaksın, bin şu arabaya sadece evine bırakacağım lütfen.”

Üzerimdeki forma çoktan ıslanmıştı, yağmur hızlanmıştı. Kalbim bin diyordu ve ben ilk kez kalbimin sesini duyuyordum. Çekine çekine ön koltuğa oturduğumda Kuzey hoca indirdiği camını kaldırdı, arabasının camları filmliydi içerisi filmlerden ötürü daha da karanlık gibiydi. Hiçbir şey diyemiyordum öylece oturduğum koltuğa doğru sinmiş. Sırt çantamı ise göğsüme bastırmıştım. Kuzey hoca ara sokakta ilerleyerek evimin olduğu sokağın girişinde bir kenara çekene kadar asla konuşmamıştık ben o kadar salaktım ki evimi nerden bildiğini sormak aklıma bile gelmemişti o an. Sadece önüme doğru bakıyordum. Kuzey hoca arabayı tamamen durdurduğunda camlara vuran iri damlaların sesini duyuyordum sadece. Kuzey hoca bana doğru baktığında gözlerim irileşti, mavileri puslu ve koyulaşmıştı, ciddi bir şekilde bakarken elim anında inmek için kapıya gitti ama Kuzey hoca benden daha hızlı çıkarak kapıları kilitlemişti. Elim olduğu yerde kalırken korku dolu gözlerle koyu mavilere bakıyordum.

“Hocam inebilir miyim artık? Evime de geldik zaten.”

Kuzey hoca bana doğru eğilip bir elini direksiyonun üzerine koyduğunda kalbim yerinden çıkacakmış gibi olmuştu, ben kafamı geriye çektiğimde Kuzey hoca tek kaşını kaldırdı.

“Önce bana vermen gereken bir hesap var küçüğüm!”

“Ne ne hesabı hocam?”

“Siktir, bana hocam deme artık.”

“Ne?”

Hiçbir şey anlamıyordum ama kalbim aşırı hızlıydı, soluklarım boğazımdan aşağı inmiyordu.

“O çocukla aranda bir şey mi var?

“Ne?”

“Sikerim böyle işi ne deyip durma var mı yok mu?”

“Kim, kimle ne diyorsunuz hocam? Hiçbir şey anlamıyorum.”

“Bana hocam deme senin hocan değilim, diğer kızların hocası olabilirim ama senin değilim.”

“Gerçekten şu an neler oluyor anlamıyorum.”

“Soruma cevap ver, o yanındaki çocukla aranda bir şeyler mi var?

“Mustafayla mı?”

“evet?”

“Hayır o benim arkadaşım sadece.”

“O zaman neden ona cennet gibi gülüyordun?”

Şok içerisinde kalmıştım, bana ne demişti, neler neler demişti ama bu son söylediği ile daha da şok olmuştum. Konuşamadım dilim lal oldu. Sadece vakur ve sinirlenen, cevap bekleyen gözlerine baktım. Benim şu an bu arabada ne işim vardı? biz ne konuşuyorduk? Kalbim aşırı hızlandı galiba birazdan bayılacaktım…

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 26.10.2024 00:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...