10. Bölüm

(Delfin'in anlatımıyla.)

"Off, çok pahalı ya." dedim kendi kendime. "İçecek mi alsam acaba?" derken içecek reyonuna gittim ve havanın soğuk olmasını umursamadan kendime soğuk kahve aldım. Daha sonra ise yiyecek birşeyler almak için aburcubur reyonuna gittim. "Ne istemişti bunlar?" dedim yine kendi kendime, ve İrem'i aramaya başladım.

(İrem'in anlatımıyla.)

"Yeşim?" dedim şaşkınlıkla. "Burada ne işin var?" "Dediğin gibi, kardeşim öldü." dedi ve bana yine arkasını dönünce telefonum çalmaya başladı. Nil Yeşim'in kardeşi miydi? "Alo?" dedim. Delfin aramıştı. "İrem marketten ne istemiştin?" "Ben senin markete gittiğini bilmiyordum ki." dedim. "Sen demediysen abin demiştir İrem. Abine sor." dedi bu sefer Delfin. "Yeşim iki dakika bekle geliyorum." dedim ve abimin yanına gittim. "Abi sen marketten ne istemiştin? Delfin soruyor." "Heh, 5 limonlu soda istedim." "Hepimize." diye de ekledi. "Delfo, 5 limonlu soda istemiş hepimize." "Tamam canım bay." dedi ve telefonu kapattı, ben ise Yeşim'in yanına gittim. "Ee, Nil'in nasıl öldüğünü biliyor musun?" dedim yine çok normalmiş gibi. "İrem!" diye seslendi abim. "Ne var!?" diye seslendim bu sefer. "'Okula öğleden sonra giderim' demiştin!" Ah, olamaz. Okul aklımdan tamamen çıkmıştı. "Ayrıca Zeynep'i bulmuşlar, gelecekler on beş dakikaya." dedi bu sefer ve Delfin; "Bulmuşlar mı?" diye seslenerek içeri girdi. "Ee, Delfin'de geldiğine göre ben okula gidiyorum. Sen de gelecek misin Yeşim?" "Tamam olur. Hem sıkılmıştım." dedi. "Bende geleyim?" dedi Delfin bana ve Yeşim'e soda uzatırken. "Gel." dedim ve herkes hazır olunca okula yürümeye başladık.

"Off, bu kadını dinleyeceğime, Dostoyevski okumayı tercih ederim." dedi Delfin sınıfa girerken. "Gerçekten bu kadar mı sevmiyorsun?" dedi Yeşim. "Hangisini soruyorsun? Çünkü ikisinden de nefret ediyorum." dediğinde kıkırdadım. "Oo, kimleri görüyorum. Ne oldu işinize gelmeyince okula gelmediniz mi?" dedi yanımıza gelen İlkay'ı gördüm. "İşimize gelmeyince okula gelmedik evet." dedi Delfin gözlerini devirerek. "Harika, işte sizi şikayet etmek için mükemmel bir fırsat." dedi ellerini çırparak. "Sen şikayet etmekten başka birşey yapmaz mısın?" dedim. "Yoo yaparım mesela-" "Yeter artık ya git, yada artık bu kendini beğenmişliğinden vazgeç." dedi bu sefer Yeşim. "Harika, kendini beğenmişliğinden asla vazgeçemeyecek." diye söylendim.