
Zeynep ve abim arasındaki ilişki neydi? Ben "Neyi açıklayacaksınız acaba? Çok merak ettim!" dedim tersleyen bir ifadeyle abim ile Zeynep'e.
"İrem..Sakin ol.." dedi abim. "Böyle bir durumda nasıl sakin olabilirim? Siz resmen bana bir ilişkiniz olduğunu söylüyorsunuz! Bıktım ya!" Zeynep her seferinde sessiz kalıyordu. Bu sefer ona döndüm, "Ee Zeynep senin bana açıklayacak birşeyin yok mu?"
"İrem," dedi "biz kardeşiz." şok içinde Zeynep'e baktım ve cebinden bir kolye çıkardığını gördüm. "Bu ise babamdan yadîgar." "Ben neden herşeyi geç öğrenmek zorundayım?" diye sordum abime dönerken.
Bu sefer ise duvardaki beş kişilik fotoğrafı gösterdim. "Buradaki kız ise Zeynep değil mi?" olumlu anlamda başını salladı. Oflayarak Delfine doğru yürüdüm ve ona sarılıp ağlamaya başladım. "Peki sen biliyor muydun?" Delfin kısık bir sesle "Hayır," dedi evet biliyordu. "hayır bilmiyordum.." evet biliyordun. Bana söylememen için yemin ettin. "Bilseydim dedikodum hazır olacaktı." dedi tebessüm ederek. Gerçek değildi. İhtimalleri boşverip bende yalandan hafifçe güldüm.
"Ben hâlâ açım." dedim "Bende" dedi Delfin. "Delfin.." dedim sadece onun duyabileceği şekilde. "Bu gece ikimiz aynı odada kalalım mı?" "Oldu bil!" dedi geri çekilerek. Ve kolunu benim koluma bağlayıp odadan çıktı. "Sana bir süprizim var." dedi "Nedir o?" dedim Delfin'e bakarak. "Odada hediyen" dedi. "Merakla bekliyorum.." dedim parmaklarımı birbirine bastırırken.
"Stresli misin?" dedi Delfin. Parmaklarımla oynadığımı anlamış olmalıydı. "Hayır." dedim. "Streslisin biliyorum." dedi "N'oldu?" "Ben.. Böyle birşey beklemiyordum.." dediğimde odaya girmiştik bile. "Nil seninle aynı odada olmak istiyordu aslında.." Şaşırmıştım. Bunu beklemiyordum. "Gerçekten mi? Ama ben seninle aynı odada olmak istiyordum.." dedim dudağımı büzerek. "Sen nasıl istersen.." dedi Delfin ve kapıyı kapatıp yatağa oturdu.
(Nil'in anlatımıyla.)
"N'oldu şimdi ya?" dedi Zeynep. "Ne demeyi düşünüyorsun acaba abiciğim?" dedi bu seferde Emir'e dönerek. "Ben mi söyleyeceğim?" dedi Emir. "Ben kardeş olduğumuzu söyledim valla, artık ne dersen de." "Of, söylerim birşeyler tamam gidin odanıza.." Bu sefer bana döndü. "Bu hareketlerim sadece Zeynep ile İrem için geçerli, senin için değil Nil." bu sefer kısa bir bakış atıp konuşmaya başladım. "Ben gidiyorum odaya gidiyorum Zeynep." Hadi be Zeynep. Bi kere de gelme peşimden.. "Bende seninle geleyim bari.." dedi Zeynep.
Hay ağzıma sı- Ne yapacağım ulan? Bu kız peşimi bırakmıyor. "Peki," dedim iç çekerek. Arkamı dönüp adım attığımda ,silah sıkan kişiden kaçarken kırdığım vazonun kırık parçalarına basmıştım."Ah!" diye acıyla inleyip, dengemi kaybetip düşmem bir oldu. "Nil!" diye bağırdı Emir. Buna tam bağırmak denemezdi fakat, o an bana öyle gelmişti.
Acıyla oturduğum yerden beyaz çorabımın altına baktım. Küçük bir kan gölü gibiydi. "Allahtan çorabın vardı," dedi Emir ve devam etti, "Yoksa ayağının altı daha çok kesilebilirdi." dedi. "Neyse ya, boşverin." deyip yerimden kalkmaya çalıştım. Ama ayağım çok acıyordu. Acıyla inlediğimde Emir'in arkamda olduğundan habersiz düşüyordum. Evet arkamda olduğundan habersiz düşüyordum. Böyle bir saçmalık olamazdı.. Ve Emir beni tutunca içim rahatladı. Zeynep'in etrafta olmadığını gördüm. "Zeynep nerede?"
"Sana sargı bezi almaya gitti." dedi ve o sırada Zeynep geldi. "Geldim. Nil, böyle olacağı aklımın ucundan geçmezdi.." "Benimde.." dedim yalandan bir tebessümle. İrem'in bilmemesi gereken bazı şeyler vardı Zeynep ile benim aramda olan.. Mesela.. Neyse sonra anlatırım.
(Yeşim'in anlatımıyla.)
Kardeşime bir plan yaptırmam gerekti. Bu gıcık İrem ve benim artık gerçek bir huzura kavuşmamız gerekiyor. Ölmeliydi. Nil'i ara. dedi iç sesim. Haklıydı. Hemen çantamdan telefonumu aldım, rehberime girdim ve kardeşimin numarasını bulmaya çalıştım. Yoktu. Arama kısmına 'Nil' yazdım. "İyi ki yanlış görmüşüm.." dedim kendime ve kardeşimi aramaya başladım. "Efendim?" "Nil, acilen İrem'i öldürmemiz gerek." "Neden? Hem zaten İrem benimle aynı odada yatmak istemiyor." "Neden, ne yaptın ona?" "Şey.. Zeynep.. İrem ve Emir ile kardeşmiş." Şaşkınlıkla gözlerimi açtım. "Ne? Ne demek kardeşler?" "Plan ne?" "Plan.. Zeynep yanında mı?" "Evet." "Akşam o uyurken..Onu İrem ile tehdit et." "Nasıl?" "İşte söyle ona..."
(Dakikalar sonra)
(Zeynep'in anlatımıyla.)
Biliyordum. Neyi mi? Tabi ki Yeşim Hanım'ın bana yapacaklarından. Şu anda odadayım. Nil tuvalete gittiğinde koşa koşa mutfağa gittim ve bir bıçak alıp odaya döndüm. Şimdi ise bıçak yastığımın altında ve Nil'i bekliyorum.
"Evet." dedi. Şaşkınlıkla ona döndüm. Bana baktı. Ve telefona döndü. "Nasıl?" Nil kocaman gözlerini açtı ve dakikalarca öyle durduktan sonra "Biliyorum.." dedi ve telefonu kapattı. Birkaç dakika sadece birbirimize baktıktan sonra, "Kızların yanına gidelim mi?" dedi. "Olur, yani sen bilirsin.." dedim ve anında kapıdan çıktı.
"Nil?" dedim, cevap vermedi. "Nil?" dediğim sırada kapıdan çıktım ve keşke çıkmaz olsaydım.. Kapıdan çıktığım anda, Nil beni duvara yaslamış ve boynuma bıçak dayamıştı! Hayır; saplamadı, öldürmedi ama dayadı. "Çığlık atsam öldürür müsün?" diye fısıldadım. Başını 'Evet.' anlamında salladı. "Ne yapsam öldürmezsin?" dedim.
"Kendi ellerinle," diye başladı, "İrem'i öldür." gözlerimi kocaman açtım. Bunu benden isteyemezdi değil mi? Ama istemişti. Artık çok geçti. Yaşamak elbette ki isterdim ama İrem'in hayatı benden daha önemliydi. Babam öldü, onunda ölmesine izin veremezdim. "Tamam. İstediğin olsun. Beni öldür ama bil ki senin yaptığını bilecekler." "Nasıl?" dedi. "Şöyle ki, İrem ve Delfin aynı odada kalıyor, abim ise odada tek başına yani neden bir abi kardeşini babası öldükten sonra öldürmek istesin ki?"
Nil, beni dinliyormuş gibi yapıyordu. Bundan emindim. "Yani, beni öldür ama odada. Burda olursa yakalanırsın." Nil çok aptaldı, neden mi? Çünkü dediklerimi anında yapmaya başladı.
Nil Yeşim'in çakısının aynısını elinde tutuyordu. Nerden mi biliyorum? çünkü Yeşim yaptığını gizlemez. Onu en iyi ben tanırım. "Tamam, şimdi yatağa otur eldiven alıp geliyorum." dedi ve banyoya eldiven almaya gitti.
"Nil, emin değilim.." dedim ölmek istemiyordum. Yaşayabilirdim. Ama kardeşim ölecekti. "Sana seçenek sunmuştum. Sen ise seçimini yaptın." Nil, bir yandan elindeki çakının üstündeki parmak izlerini temizlemeye çalışıyor, diğer yandan ise ben kendimi koruyacak birşey arıyorum. Kendimi neyle koruyabilirdim? Çakı, o Nil'in elindeydi. Neşter, kendi odamdaydı. Bıçak, mutfakta- Doğru ya! Yastığımın altındaydı! "Eveet! Benim işim bitti hazır mısın?" Sadece başımı sallamakla yetindim.
Nil bana yaklaştı. O beni tanımıyordu. Ben ise onu ondan daha iyi tanıyordum.
"İrem'i öldür." dedim. Şaşkınlıkla bana baktı.
"Onu öldür."
"Sen şaka mı yapıyorsun? Benimle dalga geçiyorsun." dedi inanmayarak.
"Onu öldür. Şimdi." Planlarım vardı, iyi bir oyuncuydum ve bu oyunun sonunda ben kazanacaktım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |