[ Hayran Kurgu ] - Kitap Listesi
tamamlandı 4a önce tamamlandı
Sessizlikte buz ve ruj
@mirsann
Okuma
6.64k
Oy
563
Takip
28
Yorum
128
Bölüm
49
Bir tesadüf yoktur. Sadece zamanında saklanmış sırlar vardır.
Alina Koral, sıradan bir şirkette sıradan bir çalışan olduğunu sanıyordu. Ta ki o gün gelene kadar…
Simsiyah takım elbisesiyle içeri giren adam, sadece ofisin değil, herkesin kaderini de devralmıştı.
Demir Aslan.
Yeni patron. Soğuk, karizmatik ve fazlasıyla tehlikeli biri.
Ama onun asıl planı sadece iş değil… geçmişi susturmak.
Ve Alina’nın gözlerinin içine bakarken unuttuğu tek şey şu:
Bazı bakışlar, geçmişin aynasıdır.
Kutlama gecesi yaklaştıkça, Alina’nın etrafındaki duvarlar çatırdamaya başlar.
Cenk’in gölgesindeki gülüş, Demir’in fısıltılara sakladığı sırlar ve odanın ortasında asılı kalan sorular:
Bu adam kim?
Alina neden onun ilgisini bu kadar çekti?
Ve en önemlisi...
Bu kutlamadan kim sağ çıkacak?
Gizemle örülmüş bir aşk, geçmişin izleriyle harmanlanan karanlık sırlar ve nefes kesici bir oyun…
“Gölge Patron” seni, görünenin ardındaki dünyaya çağırıyor.
Ve bir kez adım attığında... geri dönüş yok.
devam ediyor 4a önce güncellendi
KAÇIK
@bercestelalin
Okuma
24
Oy
3
Takip
4
Yorum
5
Bölüm
4
Ünlü bir K-Pop idolü hayranı ile karşılaşırsa ne olur?
Durun, durun şöyle sorayım İstanbul`da karşılaşırsa ne olur?
Peki ya hayran kızımız aslında başka bir ünlü idol grubunun menajeri çıkarsa...
Güzel ve tatlı bir hikaye evreni bizi bekliyor desem?
Kaçık gururla sunar :)
devam ediyor 4a önce güncellendi
Dynasty
@sugaescobar
Okuma
752
Oy
67
Takip
16
Yorum
125
Bölüm
12
Rüyasında Jungkook`un kalbine bir cemre düştü ve kökleri ruhundan toprağa geçti, dalları ise göğe uzandı. Tanrının bir işaretiydi sanki, ölecek ve vücudu toprak olacak sandı. Oysa hakikat başkaydı. Tanrı ona başka bir şeyi işaret ediyordu.
tamamlandı 2h önce tamamlandı
The Minsung~
@linoww
Okuma
1.63k
Oy
680
Takip
28
Yorum
239
Bölüm
17
KİTAPTAKİ BAZI (1;8)SAHNELER DÜZENLEMEYE ALINACAKTIR HASSASİYETİ OLAN OKUMASIN.
Bir gün dediler,
her şey biter.
Toprak susar,
gökyüzü kapanır.
İsimler unutulur,
adımlar silinir…
Ama seni sevmek,
hiçbir sona benzemedi.
Bir çiçek gibi açmadın içimde —
Bir yara gibi kaldın.
Ne büyüdün, ne geçtin…
Hep aynı yerdesin.
Ölüm bile unuturken beni,
ben seni unutmadım.
Çünkü aşk,
ölümle yarışmaz.
Sadece kalır…
Hiçbir şey olmamış gibi,
aynı yerde.
Mythalan kralllığı, dost zannettiği Zarneth
krallığından çok büyük bir darbe yer, Zarneth kralı nın tek istediği, istediği Mythalan`ı yıktıktan sonra , Mythalan kralının tek varisi Han jisung`u alıp han`ın boynundaki, o`na şans, şöhret ve toprak kazandıracağına inandığı kolyedir
devam ediyor 4a önce güncellendi
Yalnız Black
@belossss
Okuma
133
Oy
30
Takip
3
Yorum
18
Bölüm
4
Ben Sofia Black Sirius`un kızıyım. Annem ben 5 yaşındayken öldürüldü,ölüm yiyenler tarafından. Sonrasında babamda azkabana gönderildi,bende vaftiz babam olan Remus lupin`le büyüdüm. Hogwarts mektubum geldiğinde sevinmiştim yeni arkadaşlar ediniceğim diye ama hiç de öyle olmadı......
tamamlandı 5a önce tamamlandı
Camdan Hayaller
@gecekusud
Okuma
997
Oy
250
Takip
13
Yorum
446
Bölüm
30
Yine saat gece yarısı olduğu için kimsecikler yoktu ortada. Asansör için köşeye döneceğim sırada duyduğum seslerle korkarak hemen geri çekildim. Duvara yaslandım.
Gece gece 2 erkek görmek korkutmuştu. Ah, oysa hastanedeyim. Neden korkuyorsam? Kendimi toplayıp çıkmak için hamle yaptım. Ancak bu sefer duymuş olduğum kelimelerin beni ilgilendirdiğini anlayarak yeniden duvara yapıştım. Kulaklarımı kabartıp onları dinlemeye başladım.
Nefes nefese bir genç, sırtı bana dönük olan gencin önünde, elleri dizlerinde hem soluklanıyor hem de anlatıyordu.
"Kameralara bakamadık. Bakamayız da. İçerideki güvenlikler sağlamlar. Koca hastanede nasıl arayacağız o kızı? Ben yüzünü de görmedim. Onu bir tek sen gördün."
Sırtı bana dönük olan genç sinirlendi.
"O kızı ne olursa olsun bulmalıyız. O defteri almamız lâzım."
Karşısındaki onu onaylayarak başını salladı. O genç, bir kere daha söze girdi.
"Bulduğunda yaşatma. Defterdekileri okumuş olma ihtimalini göz ardı edip kendimizi riske atamayız."
Korku içerisinde gözlerimi irileştirdim. Boşta olan elimi ağzıma kapattım. Defter... Kız... Bahsettikleri kız bendim! Resmen öldürme emri vermişti bu manyak!
Minho... Ya ona bir şey yapmaya kalkarlarsa? Defter odadaydı. Ya defteri bulurlarsa ve Minho`nun okuduğunu düşünüp onu öldürürlerse?Hayır!
Arkama döndüm ve temkinlice çekilip bir müddet sonra hızla koştum. İlerideki merdivenlere yönelip birer birer çıkmaya başladım.
Bacaklarım şimdiden iflas etmişti. Odanın olduğu kata çıktığımda artık bacaklarımı hissetmiyordum. Sadece burnumdan nefes almak yetmiyor, ağzımdan da nefes alıyordum. Kalbim ağzımda atıyordu.
Az kaldı diye içimden kendimi tembihleyerek yine hızlandım. Odaya âdeta dalarak girince Minho yatağında hızla doğruldu.
Beni, daha doğrusu hâlimi görünce yüzü düştü.
"Jae Hee! Ne oldu?! İyi misin?!"diye sordu. Korkuyla yanına ilerledim.
Yatağın başına gelerek dizlerimi kırdım. Ellerimle yatağın kenarını tutunup düşmemek için destek aldım. Minho endişeyle bana bakmayı sürdürüyor ve benden bir cevap bekliyordu.
Panik yüzünden ağlamaklı çıkan sesimle anlatmaya başladım.
"Minho polisi aramalıyız! Sanırım başımız dertte. Hatta ben! Benim başım dertte. Gitmeliyim buradan!"
"Jae Hee sakin olup neler olduğunu anlatır mısın?"
"Minho defter! Defterde her ne varsa hiç iyi şeyler değil! Beni ve defteri arıyorlar! Aşağıda onları konuşurken duydum. Beni... Defterdekileri okuma ihtimaline karşı öldüreceklerini duydum! Sadece beni hatırlıyorlar. Seni de riske atamam!"
"N-ne diyorsun sen Ja Hee? Dur bekle! Kuzenim polis benim. Onu arıyorum hemen. Hiçbir yere gitmek yok. Seni bırakmam."
Güzel gözleri bu sefer güven vermek istercesine bakıyordu gözlerime. Ayaklarını sarkıtacağını anladığım an ayağa kalktım. Ayaklarını sarkıttı ve terliğine ayaklarını geçirerek leptobunun yanında olan telefonunu eline aldı. Hızla birini aradı. Çok geçmeden çağrısı cevaplandı ve konuşmaya başladı.
"Hyunjin! Acilen hastaneye gelebilir misin? Ama çok acil. Ölüm kalım meselesi. Gelince görüşürüz. Tamam, bekliyorum. Lütfen çabuk ol."
Telefonu kapatıp eski yerine koydu. Yavaş adımlar atarak karşıma geçti.
Gözleri bu sefer âdeta yalvarıyordu.
"Ağlama ne olur? Seni böyle görmek istemiyorum."
Ağlıyor muydum?
Ellerimi yanaklarıma attığımda hissettiğim ıslaklıkla ağladığımı fark ettim. Hemen ellerimin tersiyle yanaklarımı, gözlerimi sildim.
Uzun koltuğun karşısındaki orta sehpanın üzerine koyduğum defteri elime aldım. Yeniden Minho`nun karşısına geçtim.
"İçinde bu kadar önemli olan ne var bilmiyorum. Ama cebimden çıkan not şaka değildi. O çocuğa bir şey olmuş mudur Minho? Bana çarptıktan sonra gözlerime yalvarırcasına bakmıştı. O bakışlar... O not... Bunu nasıl şaka zannedebilirim ben? Ya ona bir şey olduysa?"
"Korkma Jae Hee, hiçbir şey olmayacak." dediği anda kapı tıklatıldı. Korkuyla ikimiz de kapıya baktık. Kapının arkasından biri seslendi.
"Müsait misiniz efendim, girebilir miyim?!"
Bu ses aşağıda bana sırtı dönük olan, öldürülmem için emir veren kişinin sesiydi!
...
SL6802VW