12. Bölüm

12. Bölüm

KitapKolik ★
kitapkolik948

 

 

 

oy sınırı:15 yorum sınırı:12

 

 

 

 

Yatağımda uzanmış tavanımı izliyordum. Artık ağlamasam da kısa süre içinde ağladığım için göz pınarlarım ıslaktı. Kafam öyle karışıktı ki kim susturacaktı bilmiyorum. Belki de sadece onun yapabileceğini öğrenmeme daha vardı.

 

Emir neydi benim için? Bir hiçti. Bitmiş gitmiş bir sigara izmaritini saklamak sadece aptallık olurdu. Aptal olmamalıydım. Şimdi değişen hareketleri şüpheliydi, ancak ondan bana sadece arkadaş olurdu. İlerisi hayal bile edilemezdi. Safir öyle ince ama tatlı bir şekilde içime işlemiştir ki, ben acı çekerken kalbim olmuştu. Şimdi ona en ihtiyacım olduğu anda yanına gidemiyordum. Neden? Basit bir hayal kırıklığı için. Hayır, bu Dünya çok acımasız ve ben bir saniye daha kaybedemem. Yatağımda doğruldum ve telefonumu elime alıp evden çıktım. Gök şiddetle gürlemeye devam ederken umursamadım ve koşmaya başladım. Üzerimde kısa kollu vardı, altımda ise gri bir eşofman. Gözlerimden akan yaşlar yağmura karışırken bu beni yavaşlatamadı. Hız kesmeden koşmaya devam ettiğimde on dakikanın sonunda evinin önündeyim. Beklemeden kapıyı hızlı hızlı çaldığımda kapıyı beyaz tişört ve gri eşofman ile Safir açtı. Kendimi kollarının arasına bıraktığımda şaşkınlığından sıyrıldı ve beni kollarının arasına aldı. Beraber yere çökmemizi ve ıslak olmamı umursamadım. Kollarının arasında ona sımsıkı sarılıp ağlamaya başladığımda kollarını sıkılaştırmaktan geri kalmadı.

 

 

 

"Mehir'im, güzelim neden aramadın ben gelirdim seni almaya? " Onu kırmama rağmen hala beni düşünmesi beni mahvederken ağlamam şiddetlendi. Açık kapıdan içeriye vuran yağmurun üzerimize geldiğini kavradığında beni kucağına aldı. Kafamı göğsüne yasladım. İkimizde bozmadık. Ayağı ile kapıyı kapattı ve bizi ikinci kata çıkardı. Bunları yaparken hızlı olmaya çalışıyor ve sık sık bana bakıyordu. En sonunda bir odanın kapısını araladığında beni yatağa bıraktı. Ve üzerime yorganı boca etti. Ellerimi yorganın üstüne çıkardığımda yatağın ucuna oturdu.

 

 

 

"Ne oldu? " Sesi uzak çıkıyordu. Kalbim acıdığı için gözlerimi kaçırdım ve akan yaşları gizlemeye çalıştım.

 

 

 

"Güzelim neden ağlıyorsun? " Yanıma gelip bana sarıldığında boğuk çıkan sesim ile yanıt vermeye çalıştım.

 

 

 

"Üzdüm seni. " Sıcak ve güvende hissettiren kolları sırtımda iken en sıcak adalara bedeldi.

 

 

 

"Hayır, üzülmedim. "

 

 

 

"Yalan söy-"

 

 

 

"Hayır, üzülmedim çünkü sen yine bana geldin Mehir. " Gözleri tam gözlerime bakarken içindeki pırıltılar midemi hareketlendirdi.

 

 

 

"Eğer gelmesen çok kırılırdım. " Sırıtması ile omuzuna vurdum. Kahkaha atıp tekrar bana sarıldığında bende ona sarılmıştım.

 

 

 

"Salaksın."

 

 

 

"Senin salağınım. " Kıkırdayıp ıslanmanın da verdiği halsizlik ile gözlerimi Safir'in göğsünde yumdum.

 

 

 

 

Yazardan~

Safir göğsünde tatlı tatlı uyuyan kızı incelemeye dalmıştı. Islanmıştı, yüksek ihtimalle hastalanacaktı ama onun için koşa koşa gelmişti. Safir istemsizce sırıtırken, Emir kıyılarında işler karışıktı.

 

 

Emir üzerindeki kravatı gevşetmeye çalışıyordu. Aile yemeğinden kurtulmuştu ve odasına sonunda adım atabilmişti. Kapısını ardından kitleyip kravatını yere fırlattı. Ay ışığının vurduğu penceresinin önüne kurulurken aklında Mehir vardı. Safir'in yanında olduğunu biliyordu. Bugün hava almak için dışarı çıktığında Mehir'i koşarken görmüştü. Ne kadar seslense de duymayan kız için endişelenmişti ve peşine takılmıştı. Safir'in kapısına dayandığını görmüştü. Safir onu görmeden oradan uzaklaşmıştı. Şimdi bu anları anımsarken dudaklarında tebessüm vardı ancak kalbi hareketsizdi. Mehir'e geç kalmıştı. Ailesi yüzünden sevdiği kıza geç kalmıştı. Ne kadar da istemişti oysa Mehir ile sevgili olmayı, ona en sevdiği yemek olan kremalı makarna ve tavuk yapmayı, favori kafesine götürmeyi, beraber dışarı çıkıp eğlenmelerini, lunaparka gitmeyi. O kadar çok hayal kurmuştu ki sayamazdı. Ama Mehir artık o hayalleri bir başkası ile gerçekleştirecektir. Ona kızmıyordu. Ne olursa olsun Emir'in önünde engeller vardı ve o engeller aşılmıyordu. Mehir onun ilki ve sonu olarak kalacaktı. Ölse bile bu devam edecekti.

 

 

Oflayarak kafasını kaldırdı ve Ay'a dikti gözlerini. Orada bir an Mehir'in yüzünü görür gibi oldu. Yüzünde dakikalar sonrasında gerçek bir gülümseme oluştuğunda sırıtmaya devam ederek üzerini değiştirdi. Bu kız resmen kalbine zarardı.

 

 

 

 

Mehir'den~

Gün ışığının gözlerime vurması ile kısıkça araladım gözlerimi. Safir'in odasında uyuya kalmıştım. Gözlerimi ovuşturarak aşağı kata indiğimde mutfağa doğru yöneldim. Safir öyle güzel şeyler hazırlamıştı ki ağzım beş karış açılmıştı. Arkasını dönen Safir gülümseyerek bana doğru gelmişti. Kollarını bana dolarken kafamın üzerine de belli belirsiz bir öpücük bırakmıştı.

 

 

 

"Günaydın güzelim. " Kıkırdadım ve bende ona sarıldım.

 

 

 

"Günaydın." Kısık çıkan sesim ile huysuzlandığımda Safir benden ayrıldı ve tezgahta ki termosu alıp geldi.

 

 

 

"Merak etme nane limon değil. Sen papatya seversin diye papatya yaptım. İç biraz da boğazın yumuşasın. " Göz hizamda tuttuğu termosu ellerime aldığımda teşekkür maksadında gülümsedim. Beraber sofraya oturduğumuzda bu tatlı hava dağılıp gitmişti. Gergince önümdeki zeytin ile oynarken Safir'in derin bir nefes aldığını duydum.

 

 

 

"Mehir kafanın karışık olduğunu biliyorum. Hala Emir'i mi seviyorum diye kendi kendini yiyip beni üzmemek için belli etmediğini de biliyorum." Uzanıp ellerimi tuttuğunda anlatmaya devam etti.

 

 

 

"Sen Emir'in sana zarar verdiğini anladın, ki bu da ortada ,daha önce de dediğim gibi eğer onunla mutlu olsaydın karşına çıkmazdım. " Nefeslendi.

 

 

 

"Emir'in acısını yaşarken beni yara bandı olarak kullandığını düşünüyorsun. Ama öyle bir şey yok Mehir'im olsa da şikayetçi olmazdım. Sen beni, benim seni sevdiğim gibi seviyorsun. " Ellerinin içindeki ellerimi dudaklarına götürdü.

 

 

 

"Gerçekten ve bütün hislerinle." Önümdeki tabağı kendi önüne çekti ve boş bıraktığım tabağa sevdiğim her şeyden doldurdu.

 

 

 

"Şimdi o güzel yüzün gülsün ve yemeğini ye Mehir'im. " Gülümseyerek yemeğime döndüğümde beraber kahkahalar eşliğinde yemeğimizi yedik. Birlikte evden çıkmıştık. Önce benim evime gitmiştik, Safir ben hazır olana kadar beni dışarıda beklemişti. Her şeyi hallettikten sonra arabaya bindim ve tekrar okula gitmek için yola çıktık.

 

 

Burak ve Buğra ile karşılaşıcak olmak biraz canımı sıkmıştı. Değişik davranıyorlardı ve sebebini bile bilmiyordum. Kafamı cama yaslayarak yola daldığımı Safir arabayı park ettiğinde anlamıştım. Beraber el ele okula girdiğimizde bize dönen gözler meraklıydı. Beni sınıfıma bıraktıktan sonra yine tembihlemesini yapmış ve gitmişti. Burak ve Buğra sıralarında oturuyordu ve bizi görmüşlerdi. Umursamamış gibi görünerek sırama geçtiğimde ikisi de aynı anda bana dönmüştü. Kaşlarımı havaya kaldırarak onlara baktığımda Burak dayanamadı ve ağzını araladı.

 

 

 

"Mehir, " Sertçe yutkunduğunda neden böyle yaptıklarının sebebini öğreneceğimi anlamıştım.

 

 

 

"Annem, " Gözleri dolmak için beklerken bana bakmaya devam ediyordu. Kalbim ağzımda atarken devam etti.

 

 

 

"Annem geri döndü. "

 

 

 

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

 

Güncelleme: aşklarım yazım yalnışı yapmışım onları düzelttim. Canişkolarımmmm selammm nasılsınızzz umarım bölümü beğenmişsinizdirrrr. Muahh.

 

 

 

Bölüm hakkında düşünceleriniz🌊⭐

 

 

 

İnstagram:Kitapkolik948

 

 

 

 

Bölüm : 01.12.2024 19:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...