23. Bölüm

22. Bölüm

KitapKolik ★
kitapkolik948

 

Safir'i hayatımda ilk kez bu kadar kızgın görüyordum. Hızlı adımlarla gelip Salih'e yumruk attı. Yere düşen Salih'in üstüne çıkıp onu deli gibi yumruklarken diğer erkekler gitmişlerdi.

 

"Ne diyorsun lan sen? Sen kimsin de benim olana dokunuyorsun?! " Salih kendinden geçmişken sinirle kalktı ve hala yerde olan benim yanıma geldi. Ellerimi yüzüme avuçlarken kızarmış yanağıma bakmak gözlerinin kızarmasına neden oldu.

 

"Koruyamadım seni. Yine ve yine! Allah kahretmesin! Ben nasıl bir adamım, seni hiç bir şeyden koruyamıyorum! " Dikkatlice bedenimi süzdü.

 

"Başka bir yerinde bir şeyin var, " Gözleri darmadağın olmuş ve yolunmuş saçlarıma döndüğünde durdu. Sessizce saçlarıma baktı. Gözlerini kapatıp kendine süre verdikten sonra beni kucağına aldı ve ses çıkarmadan arabaya bindirdi beni. Ön koltuğa geçtiğinde arabayı evine sürdü. Bana bir kez bile bakandan tekrar kucağına aldı. Evin kapısını açtığında beni salona oturttu ve mutfağa gitti. Boş bakışlarım yerdeki halıdaydı. Sürekli sıkıntı altında olmaktan nefret ediyordum. Hayatım düzelsin derken sürekli darmadağın oluyordu. Safir elinde sprey ve tarakla yanıma geldiğinde gözlerime bakmadan arkama geçti. Önce saçıma spreyi sıktı sonra yolunmuş saçlarımı acıtmaktan korkarak taradı. Dayanamayarak gözlerimden akan yaşları serbest bıraktım. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda Safir beni kollarının arasına aldı.

 

"Ben çok yoruldum Safir, " Kafamın üstüne sayısız öpücük kondururken nefessiz kalmış gibi hissettim.

 

"Nefes almak istiyorum ama alamıyorum. "

 

"Biliyorum inima mea, biliyorum" (Kalbim)

 

Göğsüne yasladım kafamı. Kalbinin ritmi beni sakinleştirdi.

 

"Safir, " Dedim uykulu sesimle.

 

"Söyle, dulce bebe. " Gülümsedim.

 

"Sakın gitme tamam mı? " Kolları sıkılaştı.

 

"Asla." Kendimi yine onun güçlü Kolları arasına bıraktım. Benim en büyük şansımdı.

 

 

 

Aynı zamanda Emir'den~

Elimdeki valizi sürüklerken hava limanının gürültüsü ile yüzümü buruşturdum. Elimdeki Amerika biletine bakamdan yetkiliye uzattım.

 

"Uçağınız iki saat sonra kalkacak. " Kafamı sallayıp boş bir oturağa oturduğunda gözüm kapıdaydı. Şimdi Mehir girseydi içeri, gitme deseydi bana yemin ederim gitmezdim. Burada acı çekeceğimi bilememe rağmen gitmezdim. Onunla kalırdım. Onun için nefes alırken gitmem saçmaydı belki ama burada artık nefes alamıyordum. Evet o mutluydu ama benimle değildi. Safir'e güveniyordum, o Mehir'i üzmezdi. Ama içimde bir yerlerde keşke benimle mutlu olsaydı demeden edemiyorum. Keşke içimden geldiği gibi sarılabilsem ona. Bir kere sarılsam bırakmazdım ama bıraktım. Çünkü onun Safir'i vardı. Herkesin bir şeyi vardı işte. Günün sonunda kötü ilan edilen bendim. Nefret edilen bendim. Canı acıyan da bendim. Sevilmeyen taraf bendim. Uçak anonsu yapıldığında kendime geldim ve son kez kapıya baktım. Dudağımda buruk bir tebessüm vardı.

 

"Başka bir evrende, her halinle güzelim. Ben sevdamı içine gömüyor ve seni aşkınla mutlu etmek için gidiyorum. Hep mutlu ol. Hiç üzülme. Beni de düşünme. " Zaten düşünmeyeceğini bilerek arkamı döndüm. Hoşçakal Mehir'im.

 

 

Yazardan~

Safir, Mehir'i kendi yatağına yatırdıktan sonra çocuklara mesaj atarak mutfağa girdi. Mehir'in sevebileceği her şeyi yaptı. Pizza, tavuk, pasta, limonata. Salona masayı da kurduğunda her şey hazırdı. Çalan kapı ile oraya yöneldi. İkizler içeri girdiğinde anlaşmış gibi hepsi salona geçtiler.

 

Safir sıkıntı ile soluklandı.

 

"Mehir'i buradan uzaklaştırmak istiyorum. " Burak kaşlarını çattı.

 

"Anlamadım? " Safir ciddiyetle ikizlere baktı.

 

"Biliyorsunuz Mehir iyi değil. Bu yıl okulları dondurup bir yıllığına ara verelim. Bizim yazlığa gidelim. Kafa dinleyelim. " İkizler kısa bir bakışmadan sonra kafalarını salladılar. Hepsi telefonları alarak gereken her şeyi hallettikten sonra Mehir'in salona girmesi ile hepsi ona döndü.

 

"Hoşgeldiniz." Elleri gözlerini ovuştururken Safir onun bu haline tebessüm etti. Burak ayağa kalkacak Mehir'i belinden tutarak kendine çekti ve bir kaç tur döndürdü. Salonu Mehir'in kıkırdamaları doldurmuştu. Burak, Mehir'in yanaklarını öptü.

 

"Oh, ne özlemişim kızım ben seni. " Buğra da ayağa kalkıp Mehir'i kendine çektiğinde o da öptü kardeş yarısını.

 

"Bende çok özlemişim valla ikiz. " Mehir kıkırdadı ve ikisinin de yanaklarını öptü.

 

"Üçüzünüzü tabii ki özleyeceksiniz. " Herkes gülerken Burak, Mehir'i Buğra'dan kurtararak kendine çekti ve sofraya götürdü.

 

"Kız seninki de pek hamarat. " Mehir sırıttı.

 

"Tabii hamarat olacak, canım bir şey çekince kim yapacak? " Safir gülümseyerek Mehir'e yaklaştı.

 

"Sen iste, ben yaparım güzelim." Sofraya oturduklarında Mehir'e planlarından bahsetmişlerdi ve Mehir kuşkusuz kabul etmişti. Hep beraber güle oynaya yemek yemişlerdi. Uzun zaman sonra mutlulardı. Hepsinin mutlu olmasının sebebi Mehir'di. Mehir, onların kalbiydi.

 

"Ben çok sıkıldım! " Mehir'in isyanı üzerine Buğra kafasını salladı.

 

"Haklı bende sıkıldım. " Şehri ellerini beline yerleştirdi.

 

"Ne yapacağız peki? "

 

"Oyun oynayalım. " Burak attığı fikirle dikkat çekerek Mehir heyecanla ellerini birbirine çarptı.

 

"Evet! Hadi itiraf et oynayalım!" Mehir'in isteği üzerine hepsi yere çökmüş oturuyorlardı.

 

"O zaman ilk ben başlıyorum, hiç sevgilim olmadı. " Mehir, Buğra'nın kıvırcık saçlarını karıştırdı.

 

"Ben hiç bir şeye özenip fotoğraf çekinmedim." Burak egoyla omuz silkmişti. O uykudan yeni uyanmış haliyle bile çok yakışıklıydı.

 

"Ben annemin kocasına baba demedim. " Mehir'in cümlesi üzerine odayı büyük bir sessizlik esir aldı. En büyük yaradıydı babası. Mehir babasını çok severdi, peşinde koşar "Baba beni sev! " diye bağırırdı. Babası, Mehir'e hiç kıyamaz bir dediğini iki etmezdi. Ancak öldüğünde Mehir'in küçük dünyası başına yıkılmıştı. Baban artık yok dendiğinde ağlayamamıştı. Annesi ise yıkılmıştı. Mehir'i uzun süre görmezden gelmişti. Küçük aileleri babasının gidişi ile dağılmıştı. Annesi yıllar sonra başka bir adamı sevmiş ve evlenmişti. Ancak Mehir hiç bir zaman alışamamıştı. Annesi herkese 'babası' diye tanıtırken gıkı bile çıkmamıştı. Kabullenmişti babasının yokluğunu.

 

Buğra, Mehir'i kendine çekip sarıldığında diğerleri de buna dahil oldu.

 

"Bundan sonra hiç üzülmeyeceksin kardeşim. " Mehir daha da sıkıldı üç adama. Artık dünyası üç kişiden oluşuyordu. Mehri o gece kahkaha atmaktan yerinde duramadı. İkizler ve Safir gülmesi için ellerinden geleni yaptılar. Ve başardılar da Mehir kendi küçik dünyasının en mutlu kızıydı o gece.

 

 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Son bir kaç bölüm kaldı bitmemize. Emir kuşum gitti, ama en iyisi gitmesiydi. Onu özleyeceğiz. Safir'i baba olarak okumaya hazır mısınızzzz😝😍

 

İnstagram-tiktok;kitapkolik948

Bölüm : 09.06.2025 18:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...