
Mehir'den~
Kucağımda tuttuğum kızım beni bu dünyadaki en mutlu anne yapmıştı. Sabah aniden gelen sancıyla kendimizi hastaneye atmıştık ve benim bebeğim dünyaya gelmişti. Normal odadaydım ve Safir de yanımdaydı. İkimizde büyülenmiş gibi kızımıza bakıyorduk. Gür kirpikleri ile o kadar tatlıydı ki. Safir eğilerek anlımdan öptü ve kulağıma o büyülü sözleri fısıldadı.
"Artık iki tane bebeğim var." Dolu gözlerimi ona çevirdiğimde odanın kapısı aniden açıldı.
"Mehir!
"İkizler!" Buğra koşarak kollarını boynuma doladığında kocam, bebeğimizi kucağımdan almıştı. Buğra'ya sıkıca sarıldığımda dolu gözleri ile benden ayrıldı. Yanağıma sıkı bir öpücük bıraktıktan sonra yanaklarımı kavradı.
"Seni çok özledim minik kardeşim." Kıkırdadım.
"Bende seni özledim üçüzüm." Burak gelip onu ittiğinde Buğra tip bakışlar eşliğinde Safir'e yönelmişti.
"Seni çok özledim." Dedi Burak küçük bir çocuk gibi. Saçlarını karıştırdım ve gülümsedim. Üç erkek büyülenmiş gibi kızımıza bakıyorlardı.
"Adı ne?" Dedi Buğra merakla. O an Safir ile göz göze geldik.
"Rüya," Diye fısıldadı. Tam gözlerimin içine bakarken.
"Bizim rüyamız." Demek istediğini anladığımda gülmek ve ağlamak arasında bir evredeydim. Rüya gözlerini aralayıp karşısındaki üç adamı inceledi. Neşeli sesler çıkarmaya başladığında artık hayatımızın bunlardan ibaret olduğunu biliyordum.
Aylar sonra~
"Rüya annecim koşma!" Masaya son tabağı da yerleştirdikten sonra etrafta neşe ile koşturan kızıma döndüm.
"Tamam anne!" Tamam derken bile hala koşması çok komikti. Safir, bir köşede mangal ile uğraşırken tek kalan kızımızın canı sıkılmıştı.
"Gel bakalım buraya." Ona seslendiğimi anladığında koşarak bana doğru geldi ve kollarımın arasına girdi. Eğildiğim yerden kalkarken boynumu öpmesi beni huylandırmıştı.
"Annem," Dedi uzatarak.
"Kızım," Dedim onu taklit ederek. Safir'in yanına geldiğimizde işini bırakıp önce beni sonra kızımızı öptü.
"Baba," Dedi Rüya, şimdi de babasına sarmıştı.
"Efendim güzelim," Safir mangalla uğraşmaya devam ediyordu.
"Sen bu ara annemle çok az vakit geçiriyorsun." Safir donup kalırken ben de şaşırarak Rüya'ya baktım. Kızımızın akıllı olduğunu her seferinde unutuyordum.
"O nasıl söz babacığım? " Safir kızına şaşkın gözlerle bakarken ben gülmemek için çok zor duruyordum.
"Sen artık anneme zaman ayırmıyorsun. " Dudak büzerek Safir'e beni işaret etti.
"Annemi artık sevmiyor musun? " Konuyu nereden nereye bağlamıştı cidden. Safir'in gözleri yerinden çıkarcasına büyüdüğünde telaşla ellerini iki yana salladı.
"Hayır kızım, öyle şey olur mu? Anneni çok seviyorum ben. " Gözlerimin en içine bakarken bunu kanıtlamaya çalışıyordu.
"Mehir, güzelim sende biliyorsun değil mi? " Gülerek kafamı aşağı yukarı salladım. Ama bunlar Rüya'ya yetmemiş gibiydi.
"Annem ben olduğum için öyle dedi." Sır verirmiş gibi öne, babasına doğru eğildi.
"Sana çok kırılmış ben öyle duydum." İkimizde ağzımız açık ona bakarken biricik kızımız kollarımın arasından çıkmış sallana sallana içeri, eve girmişti
"Mehir," Dedi. Safir bütün işini bir kenara bırakmış ve bana yaklaşmıştı. Elini belime sararak beni kendine çekmişti.
"Sana sevgim bir gram bile azalmadı, azalmayacak da. Aksine ben bir gün kalbim aşktan patlayacak diye korkuyorum." İnanmamı ister gibi bakıyordu ama ben zaten ona inanıyordum. Rüya çok düşünceli bir çocuktu. Yaramaz değildi, aksine ikimizde onunla ilgilendiğimizde zaman geçirmediğimiz için kendini suçluyordu. Bu yüzden uykusu olmamasına rağmen erken yatıyor, odasına kapanıp saatlerce tek başına oynuyor ya da onun gibi şeyler yapıyordu.
"Safir, biliyorum korkmana gerek yok ki." Gülümseyerek kafamı omzuma doğru yatırdım ve tek taş yüzüğümü, yüzümle aynı hizaya getirdim.
"Baksana, sen benim için hiç bir zaman basit bir lise aşkı değildin." Yüzüne o çok sevdiğim gülümsemelerinden birini yerleştirdi. Eğilerek yanağıma bir öpücük kondurdu.
"İyikimsin dulce bebe. " Kıkırdadım. Yıllar geçse de o, bana farklı dillerde iltifat etmeyi hiç bırakmamıştı.
"Biz geldik canımız çiftimiz!" İkizler olmadan asla olmazdı. Hemen koşarak sarılmamıza ortak olmuşlardı.
"Çok özledim sizi." Dedim huysuzlanarak.
"Biliyoruz, özür dileriz." Dedi Burak masum masum bakarak.
"Amcalarım!" Rüya'nın çığlığı ile ayrıldığımızda Buğra yere çökmüş kollarını açmıştı.
"Amcam!" Rüya koşarak Buğra'nın kollarının arasına girdi. Burak o sırada beni belimden sarmış kafamın üstünü öpüyordu.
"Bu herif seni üzmüyor değil mi güzelim?" Safir'e olan siniri hiç bitmeyecekti. Gülerek bize ters bakışlar atan kocama öpücük attım.
"Kocama laf yok."
"Kocama laf yok." Dedi beni taklit ederek. Omuzuna vurduğumda ayaklarımıza sarılan ufaklık ile atışmaya son verdik.
"Anne amcişlerim geldi!" Rüya onlara lakap takmaya bayılıyordu.
"Evet kızım amcaların geldi." Neşeli çığlıklar atarken Burak, kızımı sırtına alarak bahçede koşmaya başladığında Buğra da elindeki su şişesi ile onlara su fırlatıyordu. Safir, gelip bedenimi bedenine yasladığında kafamı, omzuna koydum. İkimizde yüzümüzdeki kocaman gülümseme ile üç çocuğumuzu izledik.
Emir Keskin'den~
Elimdeki kadehi çevirmeyi bırakıp bir yudum aldım. Kocaman pencerelerden izlediğim insanların bir gayesi vardı. Taksiden inip sağa sola koşturan, sevgilisiyle el ele yürüyen, alışveriş poşetlerini taşıyan... Çalan kapı ile gir komutunu verdim ama camdan bakmaya devam ettim.
"Emir Bey," Diyen ses asistanım Cemre'den başkasına ait değildi.
"Evet?" Kapıyı kapatıp olduğu yerde durmaya devam etti.
"İşi almışsınız, her zamanki gibi." Yurt dışına geldiğimde ünlü bir reklam firmasında işe girmiştim, gittikçe başarılı olduğumu fark ettiğimde kendi ajansımı kurarak yola tek devam etmiştim. Ajansım bir çok insanın güvenle tercih ettiği ünlü bir mekandı. Ve bu gün yapılan toplantıya katılmıştım. Ünlü iş adamı Rıfat Bey'in de bizzat katıldığını duyunca girmiştim. Aslında özenle işlerini yapan çalışanlarımdan bana gerek kalmamıştı. Sadece araya küçük notlar sokmuştum ve onlarda düşüneceklerini söyleyip çıkmışlardı. Aslında iş almak ya da almamak benim için bir seçim değildi. Buraya geliyordum çünkü işle boğuşmak yıllardır kafamdan atamadığım düşüncelerimi kısa sürede olsa unutmamı sağlıyordu. Onu, unutmamı sağlıyordu.
"Her zamanki gibi partiye gidiliyor, gelecek misiniz?" Kafamı iki yana sallayarak kadehin içinde kalan illeti tepeme diktim. İçmeden duramıyordum. Şakaklarımı ovuşturarak kendimi koltuğa bıraktım, bir elim kravatımı çıkarmak için çekiştiriyordu.
"İsterseniz yanınızda-"
"Cemre çık dışarı!" Bir kaç saniye sonra duyulan kapı sesi ile rahatladım. Onu neden kovmuyordum ki? Bu şirkette tek bir kural vardı, kimse benimle her hangi bir bağ kurmayacaktı. Çünkü benim kalbim hala bağlıydı. Evet üstünden seneler geçmiş olmasına, evlenmesine, çocuğunun olmasına rağmen kalbim her zaman ilk günki heyecanla atıyordu. Sıcak bir his kalbimi kaplıyordu. Size, onun üstüne yemin ederim ki bu takıntı değil. Benim bu dünya da saf kalan tek şey aşkım. Şu hayatta en çok onu istedim ama olmadı. Kendi hayatında çok mutluydu. İnşallah da hep mutlu olurdu. Ben geç kalmıştım, her şeye geç kalmıştım. Kalbim ondan başkasına böyle atmayacaktı. Ben, Emir Keskin ömrüm boyunca tek bir kadına sağdık kaldım ve ne yaşarsam yaşayayım o da hep benimleydi. Solumda, içimde bir yerlerde. Ağrıdığı için kıstığım gözlerimi yüzüme vuran Ay ışığı ile geri açtım. Bana yine kendini hatırlatmıştı. Ayağa kalkıp cama yaklaştım. Ay'a bakarken onu görüyordum. Aslında sadece Ay vardı ama o da vardı işte. Ona ilk ve son kez sarılışımı gördüm gezegenin üstünde. Bana gülüşlerini gördüm. Kalbim sızladı, gözlerim doldu ama her şeye rağmen onu özlediğimi hissedip bana geldiği için mutlu oldum. Ve evet, tüm bunların sebebi içtiğim kadehten dolayıydı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Her güzel şeyin bir sonu varnış canlarım🥹 Emir, her zaman böyle aşık kaldı. Kalmaya da devam ediyor. Mehir ise sonunda hayalindeki mutluluğa ulaştı. Artık mutsuzluk ona uğramıyor çünkü yanında Safir var, ikizler var. Bu kitap boyunca yanımda olan herkese çok teşekkür ederim, sizlere çok teşekkür ederim 🥹🩷 Burada beni, kelimelerimi, karakterlerimi gördüğünüz, onlarla bağ kurduğunuz için çok teşekkür ederim 🩵 İyiki varsınız, sizleri çok seviyorum ve son bir şey daha,
Ay ışığı hep yüzünüze vursun canımın içleri❤️🩹🫂
İnstagram-tiktok:kitapkolik948
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |