2. Bölüm
Emine Göksu / Asena Deniz/Gerçek Ailem / 1.BÖLÜM

1.BÖLÜM

Emine Göksu
kitaplar_hayattiir

 

İyi okumalaaar💫

 

"Lidya hadi hazır mısın?"

Diye seslendi aşağıdan Akın

"GELİYORUM" Diye seslendim aşağıya doğru ne kadar kendi başımın çaresine bakabiliyorum aileye ihtiyacım yok desem de dinlemeyip dava açmıştı Dinçkök ailesi ve bugün mahkeme günüydü Boy aynasından son kez kendime baktım Gayet güzel bir kombin oluşturmuştum üstümde çiçekli bir crop mavi yırtık pantolonum vardı beyaz çantamı aldım ve beyaz spor ayakkabılarımı giydim vee yine fıstık gibi olmuştum derseniz ki evinden ayrılıp ayrılmayacağının belirleneceği yere gidiyorsun ama neden bu kadar mutlusun çünkü zaten 17 yaşındayım ve kendi evimde kalmamamı gerektirecek hiç bir kötü unsur yok bu yüzden çok yüksek ihtimalle kendi evimde kalmaya devam edeceğim Zaten Akın dava açıldığını öğrenince en iyi avukatı tutmuştu bu yüzden gayet de keyfim yerinde sonunda hazır olduğuma kanaat getirerek merdivenleri inmeye başladım aşağıya geldiğimde hepsinin kapının önünde beni beklediğini gördüm şimdi bir saat Uraz'ın çenesini dinleyecektim

 

"Ya anlamıyorum seni Sedef 10 saniyede hazır oluyorda Sen nasıl 10 saatte hazır olup ağaç ediyorsun bizi"

 

"Urazcığım çok konuşma istersen ha hanım hanımcık duruyorum Diye içimdeki çirkefi unuttun sanırım"

 

"Tamam ya şaka yaptın güzel kardeşim benim sen iste seni 10 yıl da beklerim ben"

 

Bahçeye çıktık ben Can ve Uraz Can'ın arabasında Sedef ve Akın da Akın'ın arabasında gidecekti arabalara geçtik ve yola koyulduk tabi ki ön koltuğu Uraz'a kaptırmamıştım önde ben olduğuma göre benim istediğim şarkıları dinleyeceğiz anlamına geliyor bu da

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

♣︎

 

 

Kavgalı geçen bir yolculuktan sonra gelmiştik şu an mahkeme koridorunda ki sandalyelerde oturuyorduk ve Tam karşımda suratsız oturuyordu sağında Yavşak Yalın solunda ise Çağatay bey vardı. Benim sağımda Can solumda Uraz Uraz'ın solunda ise Akın ve Sedef vardı.

 

 

"Davalı Lidya Aksu Davacı Çağatay Dinçkök Duruşma salonuna"

 

diyen sesi duyunca ayaklandık hepimiz ve duruşma salonuna geçtik

 

Ay çok heyecanlandım

 

Hepimiz oturduk avukat da gelmişti karşı tarafın avukatı da buradaydı ve hakim Konuşması için el işaretiyle önce diğer tarafa söz hakkı verdi avukat konuşmaya başladı

 

 

"Sayın hakim öncelikle iyi günler dilerim raporlarda da gördüğünüz üzere sayın Lidya Aksu Çağatay Dinçkök'ün kızıdır ve bu 14 yıl sonra ortaya çıkan bir gerçektir ailenin de kızlarının da bu 14 yılı telafi edebilmesi için kızın ailesi ile kalması gerektiğini arz ederim."

 

Sıra bizim avukattaydı

 

"Sayın hakim Lidya arkadaşları yani ailesi gibi gördüğü arkadaşlarıyla gayet güzel bir yaşam sürmektedir geçim sıkıntısı bulunmamakta bir genç kızın yaşam standartlarına uygun bir şekilde yaşamaktadır ki Lidya gençlik döneminde karşıdaki ailenin ona nasıl bakacağını zarar verip vermeyeceğini bilemeyiz anlaşamaya bilirler bu da iki tarafın da düzenini bozar" sıra yine karşıdaydı.

 

"Öncelikle Sayın hakim Dinçkök ailesinin sicilleri önünüzde bulunmakta ve hafif suçlar dışında Lidya'ya zarar verebilecek hiç bir şey yok ki asıl Lidya'nın siciline bakarsak görüyoruz ki Lidya üç günün birinde nezarethanede kimi zaman kavgadan kimi zaman anlaşamamaktan bunlar hafif suçlar olsa dahi bir genç kızın bu kadar kabarık bir sicili olması ona doğru bakılmadığını gösterir ayrıca gözlemlendiği üzere kızımız sigara ve alkol de kullanıyor"

 

"Senin söylemek istediğin bir şey var mı Lidya"dedi

 

"Evet var hakim bey ben ailem gibi sevdiğim arkadaşlarımla kalmak istiyorum sigara ve alkol konusuna gelecek olursak ben arkadaşlarımla ayrı eve çıkalı 10 ay anca oldu ve bu şeylere başlamam çok daha öncesine dayanıyor yani bu yüzden arkadaşlarımdan kaynaklı bir şey değil ve bir daha belirtmek istiyorum ki ben arkadaşlarımla kalmak istiyorum ne kadar kimseye ihtiyacım yok desem de benim ailem onlar onlar yokken ben ben yokken onlar yapamaz o yüzden tekrar ve tekrar rica ediyorum ki beni arkadaşlarımdan ayırmayın"

 

"Karar"dedi hakim ve tokmağı masaya vurdu herkes ayağa kalktı ve hakimin vereceği kararı bekledi.

 

"Lidya Aksu'nun geçici velayetinin 3 ay olmak üzere Dinçkök'ler e verilmesine karar verilmiştir bu 3 aylık süreçte arkadaşlarını görmesinde bir sakınca yoktur bu 3 aylık süreç yarın saat 18.00'dan itibaren başlayacaktır."dedi ve tokmağını tekrar masaya vurdu mahkeme bitmişti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

♣︎

 

Son kez Sedef'e sarıldım Gitme vaktim gelmişti ve artık gidiyordum Dinçkök'ler İzmir'de yaşıyormuş ama sorun şu ki biz İstanbul'da yaşıyorduk ve Akın bunu duyunca İzmir'e taşınacaklarını söylemişti hatta evi bile ayarlamıştı kulağına fısıldadım Sedef'in

 

"Seni çok seviyorum kendini daha fazla üzme ben yokken buralar sana emanet kendine dikkat et hem zaten kısa zamanda sizde geleceksiniz"dedim ve yanağını öptüm

 

"Bende seni çok seviyorum kardeşim sende kendine dikkat et"dedi ve o da beni öptü.

 

Sedef'den ayrıldım ve Suratsızın yanına gittim birlikte gidecekmişiz Yavşak Yalın ve babası bir arabada ben ve Suratsız da bir arabada gidecektik kapıyı açtı Suratına bile bakmadan bindim kapıyı kapattı ve arabanın ön tarafından dolanıp o da bindi bizimkilere el salladım ve araba hareket etmeye başladı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

♣︎

Of yemin ederim of yolculuğun 2.saatindeydik ve sıkıntıdan patlamak üzereyim arkaya attığım çantamı aldım ve içinden paketimi ve çakmağımı aldım bir dal sigara çıkarttım ve ucunu yaktım sigarayı yakmamla ağzımdan çekilmesi bir oldu

"Ne yapıyorsun"dedim

"Daha yolculuğun 2. saatindeyiz ve sen 8.sigaranı içiyorsun şu an" dedi

"İçemiyorum sayende"dedim

"İçme o zaman zararlı."dedi ve sigaramdan bir nefes aldı.

Sabırlar eşliğinde geri önüme döndüm ve yola odaklandım

"Biraz uyumaya ne dersin hem canının sıkıntısı geçmiş olur" dedi

"Yok almayayım ben canımın sıkıntısıyla iyiyim" dedim.

"Sen bilirsin" dedi ve o da yola odaklandı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

♣︎

Bahçe kapısından içeriye girdik saat 23.47'ydi evin ışıkları yanıyordu Çağatay beyler bizden önce gelmişti onlar yakmıştı galiba arabayı kenara park etti ve arabadan indi o inince ben de indim kapının önüne geldik.Kapıya vurdu ve kapıya vurulur vurulmaz kapı tanımadığım bir çocuk tarafından açıldı ve içeriye çekilmem bir oldu tanımadığım çocuk sarılmıştı bana ve o kadar sıkı tutuyordu ki ciğerim çıkacak sandım bi an en sonunda ayrılmam gerektiğini düşünerek geriye çekildim kafamı tuttu ve gözlerime baktı

"Deniz'im"dedi

Bende gözlerinin içine bakarak

"Benim adım Deniz değil" dedim

Gözlerinden o an ufacık bir kırılma geçtiğini gördüm salon olduğunu düşündüğüm yere doğru gitmeye başladık ve içeriye baktığımda Suratsız ve Çağatay bey ile birlikte 7 erkeğin oturduğunu gördüm yanımdakinden ayrılarak boş olan tekli koltuğa gittim ve oturdum

Çağatay bey konuşmaya başladı

"Kızım ben sana abilerini tanıtayım" dedi

"Tanışmamıza bence gerek yok Çağatay bey çünkü burada kaldığım 3 aylık süre boyunca aramızda hiçbir husus olmayacak ve buraya kendi isteğimle değil sizin zorunuzla geldiğim unutulmasın lütfen "dedim

Beni dinlemeyip

"Ben tanıtmaya başlayayım kızım" dedi

Suratsız'ı gösterdi

"Bu en büyük abin Araf Kaya söylemiştim zaten 26 yaşında Şirkette çalışıyor"

Yalın'ı gösterdi

"Bu yalın 2.büyük abin 25 yaşında Savcı"

Sonra esmer koyu kahverengi gözlü birini gösterdi

"Bu sonraki gelen abin Ayaz 24 yaşında Doktor"dedi

Sonra üstüme atlayan çocuğu gösterdi kumral kıvırcık saçlıydı

"bu da barış abin 21 yaşında mimarlık 3.sınıf öğrencisi" çaktırmadan kaş ile göz arasında göz kırptım ona bu yaptığımı görünce hafif bir tebessüm belirdi dudaklarında Yalın'dan ne kadar nefret ettiysem o kadar içim ısınmıştı ona

Sonra onun yanındakini gösterdi

"Bu Savaş abin Barış ile ikizler dolaylı olarak o da 21 yaşında o da şirkette çalışıyor" Barış ne kadar sıcak bakıyorsa bu da bir o kadar soğuk bakıyordu bunu da sevmemiştim

Yine koyu kumral olan bir kişiyi gösterdi

"Ve sırada son abin Arel var 18 yaşında sınıfta kaldığı için 11.sınıf ve yeni sınıf arkadaşın"

"Sen kendini tanıtmak ister misin?"ded Arel

Kafa salladım

"Lidya Aksu 17 yaşındayım"

"Bu kadar mıydı"dedi Yalın

"Evet bu kadardı"

"İlerde ne olmak istiyorsun"dedi Barış

"Herhangi bir planım yok"dedim

"Nasıl yani hiç mi yok "dedi

"Yok dedim ya işte birşey olmak istemiyorum Çağatay bey bana kalacağım odayı gösterir misiniz?"

"Ben gösteririm"diyerek ayağa kalktı Barış

Bende ayağa kalktım ve

"Beni takip et"diyerek önden ilerlemeye başladı bende onu takip ettim ve salondan çıktık asansörün önüne gelince durdu ve düğmeye basıp beklemeye başladı asansör gelince bindik ve 1. Kata bastı kapı açıldı ve anlatmaya başladı

"Bu katta misafir varken kullandığımız oturma odası babamın çalışma odası ve babamın odası var 3 tane de misafir odası var"

sonra geri asansöre bindi ve 4.kata bastı kapı açılınca anlatmaya başladı bu katta sinema odası oyun odası Kaya ve Yalın abimin çalışma odası var"dedi

2. Kata bastı ve kapı açılınca yine anlatmaya başladı bu katta Benim, Yalın abimin, Savaşın,Arel'in ve Ayaz abimin odası var"

3.kata bastı ve kapı açılınca yine anlatmaya başladı bu katta da sen ve Kaya abimin odası var gri kapılı bir odanın önünde durdu ve kapıyı açtı

"Burası da senin odan eğer beğenmediğin bir şey varsa söyle değiştirelim" dedi

Aslında odayı beğenmiştim gri tonlarındaydı ve benim seveceğim tarzda bir odaydı odaya girdim ve Barış'a döndüm

"Hayır gayet güzel oda eyvallah"dedim ve kapıyı suratına kapatıp kilitledim arkamı döndüm ve odaya baktım valizlerim ve çantam getirilmişti sabah yerleştiririm eşyaları diyerek çantamdan uyku ilaçlarımı aldım komodinin üstündeki sürahiden de bardağa su doldurup içtim ve yatağa hoplayarak girdim ve uykuya kendimi bıraktım

 

🦋

 

1291 kelime

Oy ve yorumlarınızı unutmayıın💕

Bölüm : 02.01.2025 17:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...